Bir Millet Uyutuluyor

Salim Doğan

Onursal Üye
Katılım
7 Nis 2012
Mesajlar
52
Tepkime puanı
0
Puanları
0
BİR MİLLET UYUTULUYOR

Her gün yeni bahaneler, yeni gündemler, yalanlar, aldatmacalar, yeni umutlar, açılımlarla bu millet uyutuluyor. Bu gün yurdumuzda bir gelecek kaygısı yaşanmaktadır. Bu kaygı en çok genç nüfus üzerinde etkin olmaktadır. Çünkü gençlik üstüne düşen görevi yerine getiriyor. Kendisini geliştirip üretime katkı sağlamak amacıyla üniversiteden diplomasını ve yeterliliğini bilimsel olarak kanıtlıyor. Hayatın her alanında bilgilerini üretime dönüştürmek, becerilerini sergilemek için görev bekliyor. Milleti oluşturan her bireyin bir yurttaşlık görevi ve sorumluluğu vardır. Bu sorumluluğun birincil koşulu ulusu ve yurdu için üretmek ve paylaşmaktır. Üretim araçları fabrikalar, kamu ve özel sektör yanında yer üstü ve yer altı kaynaklarını sayabiliriz. Üretim olmadan gönenç huzur ve mutluluk olmaz. Üretmeden yaşamak onursuzca edilgen bir şekilde toplum içinde emperyalizmin istediği bir yaşam biçimidir. Ne olduğunu, kime hizmet ettiğini bilmez kul ve köle bir insancık olmaktan öteye gitmez. Gençlik üretmek için donanımlı bir şekilde yurttaş olarak üstüne düşeni yerine getiriyor da devleti yöneten milletin vekilleri kendi görevlerini yapmıyorsa o zaman o vekillerin orada bulunmalarının bir anlamı var mıdır?

Dünya çöken emperyalizmin enkazının altından kurtulmaya çalışıyor. ABD artık çökmenin yanında bölünmeyi de gündemine almak durumunda. İkiz kulelerle başlayan çöküş giderek ivme kazanmaktadır. Bu açmazdan kurtulmak için genetik karakteristik davranışları gereği yakarak, yıkarak yok ederek çöküyor. Bu duruma artist olmak isteyenler de ikide birde bu aciz ortamdan icazetle ayrılmak istiyor. Onlarda fırsat bu fırsat deyip aynı emeller için birleştikleri işbirlikçileriyle müttefiklerine, stratejik ortaklarıyla birlikte halklara hançer sallıyor
. Bu tarihsel utanç girişimlerini gören ABD halkı beyaz saray önünde gösteriler yapıyor. Türk milleti vakarlı bir şekilde olayları gözlemliyor. Aldığı yaralarla ayakta durmaya çalışıyor. Ancak bir toplama kampında neyle suçlandığını bilemeden ucu açık bir yargılamaya meydan okumaya çalışıyor. Geniş halk kitleleri işsizlik, açlık, sefalet, pahalılık, güvensizlik ve gelecek kaygısıyla mücadele ederken millet soyut kavramlarla aldatılıyor. Kültürel haklar, demokratikleşme, insan hakları, ana dil, açılım, güzel günler olacak söylemleriyle bir toplumsal görevdeşlik oluşumunun önü kesilmeye çalışılıyor.

Cumhuriyet kurulduktan sonra yurdumuzun doğu ve güneydoğusu cumhuriyetin etkisini yaşayamamıştır. Bu yurt topraklarında feodal yapı tasfiye edilememiştir. Ağalık, şeyhlik, şıklık, dervişlik, çelebilik, mele, müritlik gibi ortaçağda bile bir aşağılık duygusu yaratan toplumsal davranışlar bir demokratik zenginlik ya da insan haklarıymış gibi tanıtlanmaktadır. Yurttaşlar böylece uyutuluyor
. İnsanlar sadece kendi kişisel çıkarlarını savunuyor. Bireyselcilik öne çıkarılarak toplumsal davranışlar tarafsızlaştırılıyor. Emperyalizmin tasarladığı insan biçimi kul, mürit, taba oluşturarak kolay yönlendirilip kullanılmaya müsait bir edilgen toplum yaratılmaya çalışılıyor.

Bir ulusun devamı ancak ve ancak kültür aktarımıyla mümkündür. Tarihte bir milleti yok edilmek için denenmiş olan en geçerli yöntemin kültür aktarımını engellemek ya da yönlendirmekle sağlandığının sayısız örnekleri vardır. Yaşadığımız zamanda ben yurdumda kendimi yabancı hissediyorum. Ben Türk müyüm Arap mıyım neyim ben. Çünkü ulusal ve yerel medya Türk milletiyle ilgili bir yayın politikası yürütmüyor. Tamamen bizim karakterimize ters düşen TV programları her gün insanlarımızı yanlış kültürlüyor. Diliyle, giyimiyle, davranışlarıyla tamamen Türk kültürüne ters düşen bu programlar Türk ulusunu mankurtlaştırıyor.

Yurdumuzda hiçbir yurttaşımız alt kültüründen dolayı küçümsenmemiştir. Hiç kimse yoksul bırakılmamıştır, hiç kimse engellenmemiştir. Her birey yasa önünde eşit görülmüştür. Yurdumuzun doğusu, batısı, güneyi, kuzeyi zenginse zengin, yoksulsa yoksuldur. Türk ulusunun sorunu üretmek, paylaşmaktan geçmektedir. İnsan kaynakları, yer altı ve yer üstü kaynaklarının üretime sokulması ve elde edilen gelirinde yurttaşlarımız arasında eşit şekilde paylaşılmasının ötesinde sorunu yoktur. Türk milleti somut gelişmeler istiyor. Soyut kavramlarla aldatılarak, kandırılarak cehaletten, yoksulluktan nemalanmak isteyen siyaset ağalarından terör ağalarından kurtulmak istiyor. Hemen her gün basın yayın kurulumları yetkin kişiler Türk ulusunu aldatıyor, kandırıyor, yalan söylüyor. Türk milletinin asıl ihtiyacı olan iş, aş, hizmet bekleyişi soyut etnik ayrımcılık, gericilik, bölücülük gibi çağ dışı diğer dünya insanlığının terk etmeye çalıştığı yöntemlerle uyutulmaya çalışılıyor. Türk ulusu vakarlı bir şekilde demokrasinin ayakta kalması için çırpınıyor onun için kendi kültürel değerlerinden bile ödün veriyor. Dünyanın hiçbir yöresinde görülmeyen kendi milletine kazanmış olduğu haklar konusunda engel çıkartılmıyor. Gençler en iyi şekilde üniversitelerde eğitim görüyor. Diplomasını alıyor. Ülkenin de onlara ihtiyacı olduğu halde görevlendirilmiyor. Bir KPSS safsatasıyla gençler oyalanıyor. Adeta gençlerle dalga geçiliyor. Bir ciddiyetsizlik, taraf kirlikle sorular çalınıyor, el altından yandaşlara veriliyor ve bu her yıl devam ediyor.

Bu milletin Kürt’ünün, Çerkez’inin, Arap’ının, Ermeni’sinin, Yahudi’sinin, Rum’unun, Gürcü’sünün etnik bir sorunu yoktur. Var diyenler ne Kürt, ne Çerkez, ne Arap’tır. Bunlar emperyalizmin yeminli siyasi müşavirleridir. Bu aldatmacalar la Türk milletini kandırmak çirkin bir yaklaşımdır. Bedeli de ağırdır. Çünkü bu yaklaşımlar bu milleti ileri değil bölünmeye ve gerilemeye götürür. UYUYAN TÜRK GENÇLİĞİNE İTHAF OLUNUR.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Üst