Bireyselci Eğitim Ve Sömürgecilik

Salim Doğan

Onursal Üye
Katılım
7 Nis 2012
Mesajlar
52
Tepkime puanı
0
Puanları
0
BİREYSELCİ EĞİTİM VE SÖMÜRGECİLİK


Dünya devletleri toplumlarının devamını sağlayabilmek için, eğitim ve kültür aktarımı konusunda bir dizi projeler hazırlarlar.


Bu projelerin içersinde uzun yıllar denenmiş, gözlem yapılmış, bilimsel normlar doğrultusunda gelişerek toplumun ihtiyaçlarına cevap verecek duruma gelmiş olanları uygulamaya alırlar.


Ancak günümüzde bir kısım geri kalmış toplumlar eğitim ve öğretim sistemlerini kendi ideolojilerine taban oluşturacak şekilde yapılandırmaya giderler ki işte o toplumlar esasen belleğini yitirmiş, ümitsiz ve yeteneksiz, şaşkın bir şekilde başkaları için kullanılmaya hazır bir duruma gelirler.


Bu yüzden eğitim sistemi içerisinde bireyciliği ön plana almış olan sistem; Türk ulusu için uygun bir model oluşturmamaktadır.


Bireyselleştirilmiş model ile kişilik yapılandırılması sağlandığında ortaya çok tehlikeli durumlar çıkmaktadır.


Bireysel benzerlikler yanında bireysel farklılıklarında öğretildiği; demokrasi, insan hakları gibi soyut evrensel kavramların kullanılarak içinden çıkılmaz bir durum oluşturduğu görülmüştür. Hiçbir toplum kendi kendini yok edecek bir sistemi uygulayamaz. Bireysel bezerlikler değil de daha çok bireysel farklılıklardan yola çıkılmaktadır.


Geri kalmış ülke modeli olarak ta tanımladığım bu model o tolumun bilge insanları tarafından uygulanmaz. Sömürgeci devletler Emperyalist fikirlerine zemin hazırlamak amacıyla bu metodu yutturmaya çalışırlar.


Neden bireysel farklılıklar:

Bireysel farklılıklar deyince üç öğrenci düşünün.


Boyları aynı olamaz, kiloları aynı olamaz, göz renkleri aynı olamaz, isimleri aynı olamaz vs. bu durumu uzatabilirsiniz.


Bireysel benzerlikler olarak.


Cinsiyetleri vardır.


Başları vardır, gözleri vardır, kulakları vardır, elleri vardır görürler, duyarlar, yerler içerler vs. birde duyusal yanları vardır.


Aynı yemekten hoşlanmazlar, aynı renkleri sevmezler, aynı fıkraya gülmezler.

Ancak büyüdüklerinde aynı bayrak altında yaşarlar, aynı orduya asker olurlar, aynı emeller için savaşırlar.


Bireyselleştirilmiş eğitim sisteminde kişi kendi gücüne dayanarak başarılı olabilir.


İnsanın doğayla mücadelesinde ancak kendi öz benliğini kullanarak yenmek ister. Başkalarından yardım istemez, kibirlidir.


Onu bir eksiklik olarak görür. Başkalarının başarısını kabul etmez.


Ulus ve yurt kavramı yoktur. (Parçayı) görür. (Tüme varım) Parçadan hareket eder. Globalleşme denilen yutturma canın bir saf üyesidirler, kullanılmaya hazır bir dünya insanıdırlar.


Bu tüp insanlar bükemediğin bileği öperler, boyun eğerler, koşullandırılmaya müsait bir kişilikleri vardır.


Kul olayı görev bilir.


Bir ülke düşünün ki bütün yurttaşları bu şekilde ıralanmış olsun.


İşte Emperyalizmin istediği de budur böyle kişiliklerin oluşması için bu modeli yutturmaya çalışırlar.


Negatiftirler, dogmacıdırlar, metafizik felsefeye inanırlar, hep başkalarından emir alırlar. Rüşvet alırlar, adam kayırırlar, torpil yapar, yaptırırlar.

Madde birinci plandadır.


Başarılı olmaları olanaksızdır.


Toplumsallaştırılmış eğitim dediğimiz daha çok kubaşık sistem içinde insan doğayla mücadelede kitle (Bütün) olarak hareket eder (Tümden gelim).

Bütünü görür.


Bütüne bakar.


Sorunların üstesinden gelmek için güçlerini birleştirirler, beyinlerini birleştirirler, yeteneklerini birleştirirler.


Bu türden bir eğitim modeli ile ıralanan kişiliklerin yenemeyeceği zorluk olamaz, insanların bir birine güveni vardır, saygısı vardır, başarı herkesin başarısıdır.


Ulus ve devleti tanır ona bağlıdır.


Emperyalist fikirlerin oyununa gelmezler, bilime inanırlar pozitif düşünürler, bilim inceleme, araştırma, deney, gözleme inanır, bilgiyi üretime dönüştürürler.


Haksızlıklara karşıdırlar, eşitliği savunurlar. İnsana değer verirler.


Yurttaş olmaya özenir.


Eğitimi ve eğitim sistemini bu yüzden sık sık değiştirenlerin asıl niyetlerini iyi analiz ederek bu doğrultuda yaptırım uygulamak, her yurtseverin kayıtsız ve şartsız ertelenmez görevidir
 
Üst