Birileri Terörle Mücadele Etmiyor!

20Temmuz

Alpagut Han
Katılım
20 Şub 2008
Mesajlar
838
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Beşparmaklar
Hakkari'nin Şemdinli İlçesi'nin Irak sınırındaki Aktütün Jandarma Sınır Karakolu'na teröristler saldırdı. Çıkan çatışmada 15 askerimiz şehit oldu, 20 askerimiz yaralandı.”
***

Evet, bu haberi duyup, dinleyip her zamanki gibi hüzünleniyor, kahrediyor ve siyasilerimizin verdikleri ‘terörle mücadelemiz artarak’ devam edecektir sözleriyle rahatlamaya çalışıyoruz.

Ama her zamanki gibi yanılıyoruz.

Bu yanılgımız öyle ileri boyutlarda ki 24 senedir süren bölücü etnik terörün tüm uzantıları ortaydayken, hayali kurucular yaratıp telefon görüşmeleri esas alınarak bölücü örgütü çökerteceğimizi sanıyoruz.

• HEP, DEP, DEHAP, HADEP ve son olarak DTP’yi mecliste barındırırken, PKK yandaşı milletvekillerine aylık 8,500 ytl vererek, terörü bitireceğimizi sanıyoruz.
• Öyle bir noktaya geldik ki, Ankara’nın göbeğinde ‘Gençlik APO’nun fedaisidir’ sloganlarına soruşturma açılıp herhangi bir yaptırım uygulanacağını düşünerek, terörle mücadele ettiğimizi sanıyoruz.
• Bizi öyle kandırıyorlar ki DTP’li 56 belediye başkanına açılan soruşturmaların neticesinde, bu belediye başkanlarının artık PKK’yı desteklemeyi bıraktığını sanıyoruz.
• Öyle bir durumdayız ki, Fethullah Gülen destekli Abant Platformları’nda ‘II. Cumhuriyetçiler’ gibi herhangi bir fikirsel argümanı içinde barındırmayan kamuoyu yönlendiricileri ve PKK’nın açık destekçileri olan bir takım Baro Başkanları, Akademisyen ve bir takım milletvekilleri Türkiye’nin adam olması için kürt kimliğini tanıması gerektiği şeklinde sert açıklamalar yapıp gazete ve televizyonlarımızı işgal edebiliyorlar. Ve yine biz bu kişilerin açık bağlantısı olan gazete, tv ve diğer yayınlarını tiraj ve reytinglerde en üste çıkartarak terörle mücadele ettiğimizi sanıyoruz.
• Zihnimiz o kadar berrak ki, şehit babasının şehit oğlunun cenazesinde hükümet yetkililerine gösterdiği tepki sonrası jet soruşturma açılarak, 11 ay hapis cezasına çarptırıldığını unutup, DTP’nin kapatılması için ‘zaman lazım’ şeklindeki resmi açıklamalara inanıyoruz.
• Terörle o kadar yoğun bir mücadele veriyoruz ki, DTP’li 56 belediye başkanına açılan soruşturmaların sonucunda görevden alınması gerekliliği yönünde İçişleri Bakanlığımıza giden evrakların hiçbiri kabul görmüyor ve bu belediye başkanları görevlerine kaldıkları yerden devam ediyorlar. Terörist cenazelerine resmi araç, bölücü örgüt liderinin doğumgünü kutlamaları için otobüs tahsisi, terör örgütü yanlısı halkı galeyana sürükleme faaliyetlerini öylece seyrediyoruz. Ve sanıyoruz ki bu kişilere gerekli hukuki işlemler yapılacak.
• Artık biliyoruz ki, Kürtçülük yapmak artık entelektüelliğin olmanın temel gerekliliği olurken, ‘bölücü terör örgütü’ demek dahi şoven milliyetçiliği olarak değerlendiriliyor. Ve böylece demokratik ve terörsüz bir ülke olduğumuzu sanıyoruz.
• Türk Silahlı Kuvvetleri bir takım medya organları tarafından sürekli olarak siyasi polemiklere sokulmak istenirken, terör örgütünün destekçileri bir takım kişiler ABD’deki bir cemaatin sağladığı finansmanla Türk ordusunu yıpratmaya çalışıyor. Ve yine biz sanıyoruz ki ‘bu basın özgürlüğüdür’.
• Demokrasi algımız öylesine ileri ki, bölücü terör örgütünün tüm siyasi yapılanması televizyonlarda, gazetelerde boy boy görüntülerle Türk Halkı’nın gözünün içine baka baka ‘Sayın Öcalan’ derken biz bunun ifade özgürlüğü olduğunu sanıyoruz.
• Bilişim alanında o kadar uzmanlaştık ki, terör örgütünün açık propagandasını yapan, sadece bizlerin tespit ettiği 400 internet sitesi varken biz ‘YouTube’ isimli internet sitesinin kapatılmasını ana haber bültenlerinde tartışıyoruz. Çünkü biz gelişmiş bir ülke olduğumuz için terörden ziyade bilişim sorunlarıyla ilgileniyoruz.
• Sosyal devlet anlayışımız öyle gelişti ki, kömür, erzak yardımı derken halkı bir kuru ekmek yemeğe mecbur bırakanları, yardımsever ve karizmatik lider olarak tanımlıyoruz
• Ve toplumsal reflekslerimiz o kadar gelişti ki, haftalardır, aylardır ve yıllardır süregelen şehit cenazesinde yetim kalan evlatlarımıza ah ederken, onların destekçilerine hukuki tepkimizi bile gösteremiyoruz.
***
İşte biz böylesine gelişmişken bazı sorular yine de kafamıza takılıyor. Bu sorunların çözümü için de:

“Neden ? Diye soruyoruz” :

• Neden, DTP içinde faaliyet gösteren tüm yönetici, üye v.b. kadrolar terör örgütü sempatizanlığı yapmaktan hukuki prosedüre tabi tutulmuyor? Nasıl oluyor da söz konusu kişilerin sadece bazıları hakkında ufak soruşturmalar açılıp konu geçiştirilirken, bölücü örgüt propagandası yapmaya devam eden esas başlar özgür bir şekilde dolaşabiliyor?
• Neden, 2004 yerel seçimlerinden beri, İçişleri Bakanı’nın atacağı bir imza ile görevden alınması gereken PKK yandaşı belediye başkanları, hala görevlerinin başında bölücü örgüte destek olabiliyorlar?
• Neden, Hindistan’ın bile uzaya roket attığı bir dönemde, ‘Türkler mi yoksa Kürtler mi terörden daha çok etkileniyor ?’ gibisinden abuk tartışmalar içerisine giriyoruz?
• Neden, kendilerini aydın olarak adlandıran bir kısım ünlülerimizin, herhangi bir terörizm faaliyeti karşısında bu durumu; ‘kürt sorunu’, bölücü örgüt propagandası yapıldığında ise bunu; ‘ifade özgürlüğü’ olarak tanımlamalarını sorgulamıyoruz?
• Neden, şöhretli bildiğimiz birçok sanatçı, PKK’nın çeşitli organizasyonlarında sahne alıyorlar ve haklarında herhangi bir işlem yapılmıyor?
• Neden, işçi, memur eylemleri en sert şekilde polis müdahalesine uğrarken, bölücü örgüt yanlısı faaliyetler bu tarz sert tepkilerle karşılaşmıyor?
• Neden, üniversitelerde bölücü örgüt yandaşlarının çıkardığı olaylar ve provakatif eylemler, ‘bir takım marjinal sağ ve sol grupların çatışması’ şeklinde basite indirgenmeye çalışılıyor?
• Neden, kendilerini aydın olarak gösteren bir takım akademisyen, hukukçu, gazeteci, sanatçı gibi toplumsal statüleri bakımından kitle etkisi yaratan kişiler, DTP’yi demokrasinin gereği olarak tanımlıyor ve bu kapsamda kapatılmasına karşı çıkıyorlar?
• Neden, DTP’nin ve bu bazda bölücü örgüt faaliyetlerinin yasal yollardan engellenmesine çok büyük tepki gösteren kesimler, söz konusu Türk Milleti’nin hassasiyetleri olduğunda, sessizliğe gömülüyorlar?
Bu ‘Neden’ leri sayfalarca uzatılacak kadar olaylara şahit oluyoruz, lakin sizleri sıkmamak için bu kısa hatırlatmalarla konuyu burada sonlandırmak istiyoruz.

***

Sonuç

Terörle mücadeleyi sadece askerimizin dağlarda, bayırlarda, ovalarda mücadelesiyle değerlendirmek yanlış bir bakış açısıdır. Hele ki ülkemizde bu denli siyasallaşma imkânına sahip olan bir örgütü sadece askeri yöntemlerle bitirmek mümkün değildir.

Mevcut durumda, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin olağanüstü gayretleri, söz konusu terör örgütünün açık destekçisi olan vakıf, dernek, parti, kişi ve kadroların faaliyetlerine izin verildiği sürece heba olmaktadır.

Siyasi iradenin terör örgütünü bitirmek için ‘terörle mücadelemiz azim ve kararlılıkla sürecektir’ tekrarlı sözlerinden ziyade, icraatlarını görmek gerçek bir terörle mücadele örneği olacaktır.

Eğer ki, Türkiye’de terörizm bitirilmek isteniyorsa, bu yolda samimi adımlar atılmalıdır.
Sonuç olarak milletimize bu acıyı yaşatanlara;

• 8 Bin 500 Ytl aylık maaş,
• devlet Yardımları,
• milletvekilliği,
• dokunulmazlık,
• parti kurma izni,
• vakıflaşma,
• dernekleşme ve daha birçok imkân sunulduğu müddetçe, terörle mücadelenin azim ve kararlılıkla sürdürüleceğine kimseyi inandıramazsınız.


___________________________________
Batuhan ÇOLAK

 

CANBULAT

-Otağ Hanı-
Katılım
21 Mar 2008
Mesajlar
4,111
Tepkime puanı
0
Puanları
36
Konum
Tanrı Dağları Yaylağım, Orhun Nehri Sulağım
Cevap: Birileri Terörle Mücadele Etmiyor!

Yüzlerinde maskeler, polise taş atıyorlar, dükkânların camlarını kırıyorlar, araçları molotof kokteylleriyle yakıyorlar, arabayla polisin üzerine yürüyorlar, onlarca polisimizi yaralıyorlar. Meclis’e girmiş öncüleri, olaylara engel olmaya çalışan polise bağırıp çağırıyor; saygılı olun diye kafa tutuyor.
Bölücüler sokaklarda... Öcalan posterleri ellerde... Birtakım mebuslar önlerinde... Maskeli bölücüler Türk polisi ile savaş hâlinde...

Akıl sağlığımızla oynamayın efendiler! Türkiye’yi yöneten efendiler, miting meydanlarında işiniz ne? Dağlarda askerimizle savaşan adamlarla şehirlerimizi kan gölüne çeviren, polisleri taşlayıp yaralayan maskeliler başka başka örgütlerin adamları mı?
Gösteriler, onlarca kamera tarafından görüntüleniyor. Sokakları kan gölüne çeviren bölücü militanların elebaşıları biliniyor. Hadiselerden sonra polis militanların onlarcasını yakalayıp göz altına alıyor. Fakat birkaç gün içinde hepsi salıveriliyor.
Gücünüz, ortalığı kırıp döken hiçbir mitinge karışmamış, birçoğu 60 yaşını geçmiş insanlara mı yetiyor? Ergenekon diye onları tutuklayıp aylarca mapuslarda yatırıyorsunuz da niyetlerinin memleketi bölmek olduğunu saklamayan, üstelik eylemleriyle niyetlerini ortaya koyan haydutlara mı gücünüz yetmiyor?
Yoksa bir tarafa düşmanca, öbür tarafa dostça mı bakıyorsunuz? Diyarbakır’da, bakın çeteleri ortaya çıkardık mealinde sözler söylerken bölücülere hangi mesajı veriyorsunuz?
Açıkça söyleyiniz; niyetiniz nedir ve nereye kadardır? Anayasayı çiğneyerek devlet televizyonunda Kürtçe yayına başladınız. Güneydoğu illerimizdeki eli taşlı, yüzü maskeli bölücülere öncülük eden birtakım mebuslar şimdi “Türk Harfleri” ile ilgili yasayı değiştirmekten ve alfabemize, Kürtçe için gerekli gördükleri bazı harflerin eklenmesinden bahsediyorlar.
Buna da evet diyecek misiniz?
 

ARIKBUKA

Halkla İlişkiler
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
920
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Cevap: Birileri Terörle Mücadele Etmiyor!

Güzel yazı kitaplarında zaten bahsettiğiniz harfler yerini bulmuş durumdadır.Çocuklarımız bu harflere aşina olarak yetiştirilmektedir.Kabul meselesine gelince o da olur bunlar için sorun değil.
 
Üst