Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya Chrome kullanmalısınız.
BİZ DE FORMATLANACAK MIYIZ ?
Evet değerli okurlarım. Medeni (!) dünyalılar, (ABD, AB), tükenmekte olan ihtiyaçlarını – petrol vs gibi – yenilemek, başkalarınkini gasp etmek yolunda, uygulamakta oldukları hünerlere, uyum sağlayabilmeleri için, çeşit düzenbazlıkla, ülkeleri formatlamaya çalışıyorlar!
Burada da, gerek Rum-Yunan’ın, Kıbrıs Adası’nı Yunanistan’a ilhak etmek için, bir buçuk asra yakın bir zamandan beri bizi, Hıristiyanlaştırma; bizi, Türk değil, Kıbrıslı olduğumuza inandırma oyunları... Başaramayınca, katliam ve soykırım girişimleri... Gerekse, para, makam veya başka çıkarlar uğruna, maneviyatlarını maddiyata teslim etmiş soysuzların... Ve, Rum’a yaranmak için yollara dökülüp “Kıbrıs Kıbrıslılarındır” yaygarası yapanların... Dünkü katliamları ve soykırımı unutarak, cellatlarımıza ‘dost, kardeş’ diyenlerin... Kendileri çoktan formatlanmış, ancak teslimiyetçilik ve soysuzluklarını hasıraltı etme yolunda; ilericilik, barışçılık taslayarak; Kıbrıs’taki Türk ve Rumların genetik bakımdan aynı oldukları katakullisi okuyanların... Ve, buradaki Türklerin 1571’de, adanın fethiyle, Anadolu’dan gelip yerleşen Türkler olduğunu da, tarihi de inkar ederek, utanmadan, adadaki Türklerin, biraz Ermeni, biraz Venedikli ve biraz bilmem ne oldukları iddiasındaki, Rum hayranı gafillerin uğraşları ile de formatlandırılmaya çalışılmaktayız...
Avrupa Birliği’nin, Türkiye’nin bugünkü tavizci hükümeti AKP’nin önüne attığı ‘üyelik havucu’ ile; “Üye olmak istersen, Kemalizm’den vaz geçmeli, dinini de ılımlılaştırmalısın.” Ve, (korsan) K.C.’ni tanımalı, limanlarını o’na açmalısın... Uzun lafın kısası “Üye olmak istersen, dediklerimi yapmalı, ve adayı da Rumlara bırakmalısın” dayatmaları... Ve, Türkiye’yi kolayca yutabilmek için, normdur, müktesebattır, kriterlerdir ve başka dayatmalarla ulusluktan çıkarıp, eyaletlere bölme çabalarıyla, Türkiye’de yüzyıllardır patırtısız, gürültüsüz kardeşçe yaşamakta, kız alıp kız vermekte olan ‘azınlık’ dedikleri kardeşlerimizi kışkırtarak, bölüp parçalama işini de, formatlama işini de sinsi sinsi yürütmekte ve üstelik taviz üstüne taviz de koparmakta...
Amerika’nın da, gerek Türkiye’mde, gerekse KKTC’nde aynı çizgideki öneri ve dayatmaları; hepsi de, hepsi de bizi kendi çıkarları yönünde formatlama, hizaya getirme ve bizim olanı elde etme düzenbazlıklarıdır...
Bakınız, bugün, yeraltı zenginliklerini elde edebilmek için bölüp parçalamak istedikleri ülkeleri; beyinlerini yıkadıkları elemanlarını o devletlerin başına getirerek, onların da içten yardımlarıyla elde etme yolunda ve halkı da nifak ve fesatlarla formatlanma, ve, kendi çıkarları doğrultusunda kullanma yoluna gitmekteler. Ve tabii, o girmek istedikleri ülkelerde yarattıkları kaosu bir neden olarak gösterip, müdahale bahanesi yaratarak işi götürmekteler. Adını ister demokrasi, ister dünya ile bütünleşmek; ister özerkleştirme, açılım veya isterlerse başka şeyler koysunlar, hedef, göz koydukları toprakları ve zenginliklerini elde etmektir! Ve bunu yaparken de, bu ne hikmetse hala medeni dedikleri Batılılar, kılını bile kıpırdatmadan, kadın çocuk, genç ihtiyar demeden, katliamlar uygulayarak yapmaktalar.
Biz de Batılıların ve Rum’un Kıbrıs’ı sahiplenme ve bizi tüketme oyunlarına gelip, Kıbrıslılık tuzağı ile formatlanacak, özgürlüğümüzden, egemenliğimizden... Tek kayıranımız Türkiye ve Garantisinden,.. Tek güvencemiz Mehmetçikten vaz geçerek, Rum’a şerefsizce teslim olacak mıyız? Yoksa aklımızı başımıza alarak, devleti koruyucu yasaları cesaretle geçirip; makama gelirken vermiş olduğumuz yemini ciddiyetle kale alarak; Rum tezlerini savunup, kendi ayağımıza kurşun sıkmakta olanları engelleyecek, durduracak önlemler alacak mıyız? Ve, bizim olanı gasp etmeye çalışanlara inat; sağcımızla, solcumuzla bir araya gelip; geç olmadan devletimize, egemenliğimize, emanet topraklarımıza ve onurumuza sahip çıkacak mıyız? İşte bugün, yapılması şart olan, devletimizi koruyucu yasaları kararlılıkla uygulamak ve, sorulması ve cevaplandırılması gereken sorular da bunlar!