Bize Rol Yapmaktan Vazgeçin Gayri!

Makbule ÖTÜKEN

Onursal Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
532
Tepkime puanı
0
Puanları
0
BİZE ‘ROL’ YAPMAKTAN VAZGEÇİN GAYRI!

Aradan geçeli epey süre oldu. Sn. Talat, sanırım bir defaya mahsus olmak üzere belki de ‘yasak savma’ düşüncesiyle, benim de içinde olduğum Çağdaş Gazeteciler ve Yazarlar Birliği yöneticileriyle kahvaltılı bir sohbet düzenlemişti. Nedendir, basının görüntü almasına gerek bile duymamıştı. İşte o sohbet esnasında, konu nereden açıldı bilmiyorum ama; “biz söylediklerimizin bir kısmını rol gereği söyleriz, yoksa inançlarımız ve yapmayı düşündüklerimiz başka” demişti.

İşte o günden bu yana Sn. Cumhurbaşkanı her konuştuğunda yada her beyanat verdiğinde ‘acaba, bu söylenenler rol gereği mi söyleniyor, yoksa kendisinin samimi düşüncelerini mi yansıtıyor’ diye hep ikide kalırım.

Hristofyas, Sn. Cumhurbaşkanımız hakkında defalardır, ithamlarda bulunuyor. “içeride başka dışarıda başka konuşuyor” diyerek kendisini tutarsızlıkla suçluyor. Kimi zamansa; “muhalefet yıllarında, birlikte imza attıkları deklerasyonlardan caydığını” söyleyip duruyor..

Konuya bu hatırlatmaları yaparak girişi şu nedenle istedim..Malum son zamanlarda, Sn. Talat ve Sözcüsü Erçakıca ile Hristofyas ve adamları arasında bir tartışmadır başını almış gidiyor...Karşılıklı bu ‘atışma’ ve ‘tartışma’ların da ‘rol’ gereği yapılıp yapılmadığına doğrusu ciddi kuşkular duyanlardanım.

BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer’in geçtiğimiz günlerde Politis Gazetesinde yayınlanan bir mülakatında söylediği şeyler sanırım karşılıklı atışma ve tartışmaların ciddiyetine yeterince ışık tutuyor. Hangi tarafın daha çok tutarlı olduğuna, daha çok ‘rol’ yaptığına yada içe dönük oynadığına önemli ip uçları veriyor..

Downer söz konusu mülakatında şunları söylüyor.. “liderlerin ikisi de iki kesimli, iki toplumlu federasyon zemininde hareket ediyor..Liderler, iki kesimli ve iki toplumlu federasyonu aynı şekilde algılıyor..Her iki taraf da siyasi eşitliğin anlamını aynı şekilde tanımlıyor ve sayısal eşitlikten bahsedilmiyor..” Downer’in halen yalanlanmayan bu saptamaları önemli, ama çok önemli bir cümle daha sarfediyor.

O da şu “liderlerle ilgili söylemek istediğim bir başka nokta ise, iki liderin çok iyi şahsi ilişkilere sahip olmasıdır. Liderler görüşmelerinde belirli zamanlarda seslerini yükseltmelerine karşın, görüşmelerin bütününde çok iyi bir atmosfer hakim.”

Sn. Talat ve Sözcüsü’nün, Hristofyas’ın her uluslararası ‘arkadan dolanma’ eyleminden sonra, “görüşmeler bu yaklaşımdan zarar görür” söylemlerini Rum lider, ciddiye almayıp, kulak ardı ediyorsa, Onun bu pervasızlığını Sn. Talat’ın araya mesafe koymayan yaklaşımında aramak gerekmez mi?

Doğrusu Hristofyas, çok açık ve çok net konuşuyor..Konuşmaları arasında, eğrisi, büğrüsü yok. ‘Belirlenmiş tezleri’ni kararlılıkla ileri götürmeye adeta yeminli..Üstelik kendi içimizden de bol tarafından taşeronlar bulmuş..Son günlerde öne çıkardığı söylemler dikkat çekici..”Mevcut üniter Kıbrıs Cumhuriyeti federasyona dönüşecek..Kıbrısta iki halk yok tek halk var. İşgal nedeniyle egemenliğimizi Kuzeyde uygulayamıyoruz.”

Peki Sn. Talat ve Sözcüsü ne diyor “kuracağımız yeni ortaklık devleti, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin üniter yapısının federasyona dönüşmesi ile oluşacak değildir..Kıbrıs’ta tek bir halk yoktur. Esas olarak Kıbrıs Rum Halkı ve Kıbrıs Türk Halkı vardır..” İyi de bunları bize niye söylüyorsunuz?..Eğer bu adada ‘iki halk’ın varlığını kararlılıkla savunuyorsanız ve varmayı arzuladığınız ‘birleşik Kıbrıs’ yeni bir ‘ortaklık devleti’ olacaksa bu ilkeleri niçin ‘ortak protokol’lere yansıtmadınız?

Beyler, siz ‘iki halk’ diyorsunuz ama, ‘iki toplum’luluğa imza attığınızı bu halk biliyor. ; Anlaşmalar da, imzalar da, Downer’in söyledikleri de ortada. Bize ‘rol’ yapmaktan vazgeçin gayrı!
 
Üst