‘’ BİZ’i ‘’ Öldürmeden,
Kıbrıs’ı Veremezsiniz!...
‘’ BİZ ‘’ Kim miyiz?..’ Biz ‘ 1571 Yılından beri ‘ Vatan ‘ bellediğimiz bu toprakların
‘ Türbedarlığını ‘ yapan ŞEHİTLERİZ..’’
‘’ Benim soyum Oğuz Türkü..Atam ATATÜRK..437 Yıldan beri bu topraklar benim Vatanım..’’ Şehitlerimiz böyle sesleniyor Kıbrıs’ta ceddinin kim olduğunu unutanlara!..
Ata yadigarı Kıbrıs adasında ki tüm kazanımlarımızı Rum’a terk etmeyi ve K.K.T.C’yi ortadan kaldırmayı aklına koyanlar!.. Şehitlerimizin kemiklerini sızlatırcasına kendi kimliğini yok sayarak ben ‘’ Kıbrıslıyım!..’’ safsatası ile ihanetin ayrılmaz bir parçası olanlar!..Ben de bir Kıbrıs Gazisi olarak size sesleniyorum:
Çözümün adı ne zamandan beri TESLİMİYET?..
Kıbrıs Türk Halkının ada da ki var oluş mücadelesini 96 yıl boyunca yılmadan sürdürerek; Rum’a ve İngiliz’e asla boyun eğmeden Kıbrıs Milli Davamızı Türk Milleti ile el, ele yürüterek bugünlere getirenler; Evlatlar, analar, babalar feda ederek milli direnişin kahramanlıklarının tarihini yazmışlar, yoktan bir devlet yaratmışlar ve adına da K.K.T.C demişlerdir.
Devlet ve Milletin onur timsali Bayraklarımız göndere çekilmiş, bu gurur ve onur mirası bugünün siyasilerine teslim edilmiştir!..
Ancak K.K.T.C Devletinde bugüne baktığınızda, bu mirası devir alan ve kendilerini yenilikçi zihniyetin temsilcisi olarak tanıtan ama aslında yıkılmış bir ideolojiyi hala savunmakta hiçbir sakınca görmeyen CTP iktidarı ve bu iktidarın içinden çıkan K.K.T.C Cumhurbaşkanı Sn. Talat, yeni Rum lideri ve eski yoldaşı Hristofyas ile birlikte Federal Birleşik Kıbrıs’ı yaratmanın peşine düşmüşlerdir!..
Bunun en önemli kanıtı; iki hafta önce Rum Yönetiminin İngiltere ile birlikte imzaladığı, Kıbrıs Türk Halkını cemaat statüsüne indiren ve 1960 anlaşmaları ile yasal garantörlük hakları halen yürürlükte olan Türkiye’yi konunun tamamen dışına iten bu memoranduma yeterli tepkiyi vermeyişidir!..
Cumhurbaşkanı Talat sanki devletinin tarihin derinliklerine gömülmesini ve Türkiye’nin Kıbrıs konusunda nasıl dışlandığını izlemektedir!..
23 Mayıs 2008 Tarihinde Federal Birleşik Kıbrıs Cumhuriyetinin kuruluşu için ortak deklarasyon ile çözüme onay veren yoldaşlar ve yol arkadaşlarından Rum olanı hedefini çok net olarak açıklamıştır!..
‘’ Türkiye ve Türk Askeri işgalcidir!..Ada’yı terk etmelidir!..Kıbrıs adasının güvenliğinden ve garantörlüğünden AB sorumludur!..’’
Rum Lideri Hristofyas’ın nihai hedefi: ‘’ Kıbrıs ( Rum ) Cumhuriyetinin’’ BM’den bir kez daha onayını alarak Kıbrıs Türk Halkının yamalandığı bu cumhuriyetin, bir süre sonra Yunanistan’a ilhakını sağlamaktır!..
Zaten ABD ve İngiltere’nin de istediği budur.. Özellikle her anlaşma taslağında Dikelya ve Agratur Üslerini garantiye alan İngiltere’nin!...
Hristofyas ve BM’ye göre, 1960 Yılında kurucu ortağı olduğu Kıbrıs Cumhuriyetinde artık Kıbrıs Türk Halkının ne ortaklığı, ne egemenliği ve ne de güvenliği için bir garantörü olamaz!..Çünkü bu hakların hepsi 24 Nisan 2004 Tarihinde Annan planına evet denilmesi ile ortadan kalkmıştır!..Neden?.. Çünkü hala bizim siyasilerimiz Annan planının ruhunu savunmaktadır!..Sanki Annan planı yok olup gitmemiş gibi!..
Peki çözüme giden yolda yol arkadaşlarının Türk olanı, yani Kıbrıs Türk Halkının hakkını ve hukukunu savunmak için yemin eden Cumhurbaşkanı Talat ne yapmaktadır?..
Kendisi bir gün Türkiye ile tam bir işbirliği içerisinde olduğunu açıklamakta!..Ertesi gün Rum Liderin Anavatan Türkiye’nin baskısından kurtulmak gerekir dayatmasına sessiz kalmakta!..Başka bir gün, Türkiye ve Türk Askeri işgalcidir!..Diyenlerin ağzının payını vereceği yerde; Türk Askeri 1974’de görevini yapıp adayı terk etseydi, şimdiye kadar Kıbrıs sorunu çözülürdü diyebilmektedir!..Sayın Cumhurbaşkanı’na buradan vereceğim tek bir yanıt vardır.. Kıbrıs konusu bir sorun değil, Türk Milletine mal olmuş milli bir davadır..Milletimizin davası olmaya ve ata yadigarı o vatan topraklarında; Türk Milletinin milli menfaatleri ve Kıbrıs Türk Halkının elde etmiş olduğu her türlü hak savunulmaya devam edilecektir..
Türkiye kendi sorunları ile uğraşıyor!.İç ve dış siyasi yapısında şu anda kritik bir süreç yaşanıyor!.. Bundan istifade ile Rum’un hedeflemiş olduğu amaçlara uygun olarak bu teslimiyetçiliği bir an önce sonuçlandıralım düşüncesi ile hareket edenler; K.K.T.C Devletini ortadan kaldırabileceklerini düşünüyorlar ise!..Buna asla muvaffak olamayacaklardır..
Kıbrıs Türk Halkını yeniden ateşe atmak isteyenler!..Kıbrıs’ta çözüm birleşmektir diyerek Yavru Vatan’ı Kıbrıs ( Rum ) Cumhuriyetine yama yapmaya kalkışanlar!..Görüşme masasında temsil ettiği Kıbrıs Türk Halkının; Rum’dan, Maronit’ten, Arap’tan hiçbir farkı yoktur!..Yakıştırmasına ses çıkarmayanlar!..
Her ne pahasına olursa olsun!..Çözüm masasından kalkmayacağını söyleyerek devletinin tüm kazanımlarının pazarlık konusu yapılacağı mesajını veren ve Rum’un, Yunan’ın, İngiliz’in, AB ve ABD’nin kurduğu tuzaklara gözü kapalı dalanlar!..
Biliniz ki!..O tuzağın içerisinde bir daha çıkmamacasına kalacak olan sizsiniz!..Kurulan bu tuzaklara ne Türk Milleti ve ne de Kıbrıs Türk Halkı düşmeyecektir..
Vatan bellenen o toprakların bedeli Şehitlerimizin kanı ile ödenmiştir..Kıbrıs Milli Mücadelemizde yaşanan tüm gerçeklere ve ödenen bunca bedele rağmen, eğer bir gün bu bedel görmezden gelinerek!..Göndere çekilen Şanlı Bayrağımızı oradan indirebileceğini düşünen, sanan ve buna cüret edilebileceğini umanlar var ise büyük bir yanılgının ve ihanetin içerisindedirler..
‘’ BİZ’i ‘’ öldürmeden Bayrağı indiremez ve Kıbrıs’ı veremezsiniz!..’’
‘’ BİZ ‘’ Kim miyiz?..Biz 1571 Yılından beri ‘’ Vatan ‘’ bellediğimiz ‘’Türk Kıbrıs’ın’’ gerçek sahipleri ve bu toprakların ‘’ Türbedarlığını ‘’ yapan ŞEHİTLERİZ…
ATİLLA ÇİLİNGİR.