Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya Chrome kullanmalısınız.
BÖL VE SÖMÜR!...
TÜRK HALKI AKLINI BAŞINA TOPLASIN...
Üzerinde güneş batmayan imparatorluğu kuran İngilizler, bu devasa eylemi gerçekleştirirken bir tek kuralı göz önünde tutmuşlardı. “DÜNYA ULUSLARINI BÖL VE YÖNET”
Tabii bu deyim efendice bir söyleyiş… İşin dibini karıştırırsan “DÜNYA ULUSLARINI BÖL, KAPIŞTIR ve SÖMÜR” anlamındadır.
1878’de Osmanlıyı kandırarak bir kurşun atmadan Kıbrıs Ada’sının sahibi olmuşlardır. Sözde Kars Ardahan üzerinden Anadolu’ya gelecek bir Rus yürüyüşünde İngilizler de karşı koyarak böyle bir varta atlatılacaktı.
Netice?
İngilizler Ada’ya, gitmemek üzere yerleşti ve fakat; “Kars ve Ardahan taraflarına hiç gitmedi.”
Ruslar ise Erzurum’a kadar geldiler.
İngilizlerin Kıbrıs’a yerleşmesi Kıbrıs Rumlarını şımarttı. Nedeni ise;
Yunanistan kurulurken, Osmanlı’dan toprak kapıp büyümesinde İngiliz dostları onlara hep yardımcı olmuştu. Bu defa da İngilizler sayesinde Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak, Rumlar için “çantada keklik” haline gelmişti.
Gelgelelim İngilizlerin Ada’dan çekilme gibi bir niyetleri yoktu. Halen de Adadadırlar. Kıbrıs Ada’sı sömürgeciliğe giden yolda ve Ortadoğu’ya olan hakimiyette, stratejik bir kavşaktı.
Rumlar 1800’lerin başında Osmanlıya isyan başlattıkları “Meğali İdea” yeminleri yolunda yani “Büyük Ebedi Umutları” yolunda Kıbrıs’ı Yunanistan’a ilhak etmeleri Banayiya’larının (Tanrıları’nın) emri idi.
Bunun için 1912 ve 1931’de İngiliz idaresine karşı isyan ettiler. 1931 isyanı o kadar büyüktü ki Lefkoşa’daki, İngiliz vali konağını dahi yaktılar.
İngiliz isyanı bastırdı ve Ada’da tam bir istibdat idaresi yani uyruklarına hiçbir hak ve özgürlük tanımayan sınırsız bir monarşi, despotizm idare kurdular.
İşin garip tarafı bu despot idareyi Türklere de aynen uyguladılar.
Zaman geçti. İkinci Dünya savaşı derken 1950’li yılların başına gelindi. Artık Rumlar Arşövek Makarios’un güdümüne girdiler. Makarios’un yaşamındaki tek derdi “Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamaktı.” (APO gibi)
Derken;
1 Nisan 1955’de EOKA terör örgütü kuruldu. Örgütün Kıbrıs Halkına ilk bildirisi şöyleydi.
“Önce İngilizleri adadan atacağız, ardından Türkleri temizleyeceğiz.”
Bu beyanı kullanan İngilizler “BÖL ve YÖNET” prensibini işletmeye koydular.
Koydular da ne yaptılar?
Türk gençlerini aşırı ve çok yüksek maaşlarla Yardımcı Polis yazdılar. Rumlar ise çok Türk Polis vurdular.
Ben dahi Lise ikinci sınıfından terk yaparak, Yardımcı Polis yazılmıştım. Gelgelelim alnımda yazılı kader öyle değildi. İlk eğitimizi bir Türk Başçavuş yaptırıyordu. Liseden terk olarak polis yazıldığımızı öğrenince biz iki arkadaşı kamptan kovdu.
“Siz okuyacaksınız. Sizi bir daha buralarda görmeyeceğim” diye azarladı.
Netice Hatice;
27-28 Ocak 1958 “Bağımsızlık Günü’ne” gelince Türkler Özgürlük yolunda büyük yürüyüş yaptılar. İngilizler jiplerini üzerimize sürerek 7 Türk şehit edilince, İngiliz’in artık Kıbrıs’ta tutunacak dalı kalmamıştı. “BÖL ve YÖNET” mekanizması da işlemeyecekti. Şeyşel adalarında sürgünde olan Makarios Ada’ya geri kabul edildi. (APO gibi değil mi?) 1960 anlaşmaları derken Kıbrıs Cumhuriyeti kuruldu. Şimdi;
“Barış süreci, çözüm süreci, akan kan dursun, analar ağlamasın” sloganları ile yaratılmak istenen yeni Türkiye, ne kadar da Kıbrıs’taki 1950’li yıllarda yaşananlara benziyor. PKK silahları bırakacak, Türkiye eyaletlere bölünecek, Güneydoğu Amed’e (Diyarbakır’a) bağlanacak, günü geldiğinde APO serbest olacak, Amed’in başına geçecek, Atatürk Türkiye’si bölünecek…
Vahşi Batı’nın “TÜRK ULUSUNU BÖL, KAPIŞTIR ve SÖMÜR” saldırısı yürürlükte…
Türk Halkı aklını başına toplasın...
Hoşça kalınız
16 Nisan 2013
Hüseyin LAPTALI