BU OPERASYONLARIN SONU GELECEK Mİ ACABA?
11. dalga olarak adlandırılan, Taraf ve Zaman gazetelerinin jurnalleri doğrultusunda yeni gözaltılar ve aramalar yeniden gündemi meşgul etti.
Bu daha nereye kadar gidecek dersiniz? Bu operasyonlar nerede son bulacak acaba? Yoksa bir kısır döngü içinde beyinlerimiz felç olana dek dönmeye devam mı edeceğiz?
Şöyle tarafsız bir gözle bakmaya çalışıyorum tüm bu olanlara. İçimi büyük bir dehşet kaplıyor. Eğer gerçektende Türkiye bu denli suç batağına gömülmüşse ve şimdi bu suçlular cezalarını çekmek üzere bir bir toplanıyorsa gerçekten de büyük bir uçurumun kenarındaymışız da haberimiz yokmuş diyorum.
Ve suçluları bir bir gözden geçiriyorum. Bazıları hariç hepsinin ortak noktası maalesef Atatürk ve Devrimlerine bağlı, bu günkü yönetime bir şekilde kafa tutan insanlarla, bir zamanlar irticai hareketlerin önünü kesen insanlardan oluştuğunu görüyorum. O zaman bunları suçlu listesinden çıkarmak lazım diye düşünüyorum. Onların haricinde kalanlar ise, yine bir zamanlar devlet kanalıyla bu görevlere getirilmiş bazı kişilerin, zaman içinde görevlerini kötüye kullanarak işledikleri suçlar kapsamında tutuklandıklarını görüyorum. Bunların içinde mafya bağlantıları olanlar ve adi suçlar işleyenler de var.
Onları ayırdığımız da geriye kalanların hepsi yukarıda saydığım suçlar doğrultusunda gözaltına alınanlar. Bu insanlar Anayasaya karşı gelmiyorlar. Aksine Anayasanın değiştirilemez maddelerini koruma altına alıyorlar. Türkiye Cumhuriyetinin bölünmez bütünlüğünü savunuyorlar. Ne yazık ki yine bu insanlar, anayasaya karşı gelmek suçundan yargılanıyorlar. Bu insanların suçu Devleti yıkma girişiminde bulunmak. ABD ve AB'ye karşı gelmek. Tam bağımsız, Demokratik ve hukuk devletini savunmak.
Peki, bunların bir tanesi hariç, o da "devleti yıkma girişimi" diğerlerini bir suç olarak sayabilir miyiz?
Bu insanlar ve kurumlar hukukun üstünlüğüne inanıyorsa, Demokrasinin tam olarak işlediğinden eminse, Atatürk ilke ve devrimlerinin ilelebet korunacağına eminlerse devleti ne diye yıkmaya çalışsınlar, niçin inandıkları ve korudukları Demokrasiye darbe vurmak istesinler. Bunları anlamaktan acizim. Acizim diyorum çünkü yaşadığımız ve katlanmak zorunda olduğumuz olayların cumhuriyet rejimiyle uzaktan yakından bir alakası olmadığını görüyorum. Hani insan hakları? Hani basın özgürlüğü?
ART televizyonu aranıyor basın özgürlüğü bir anda yok ediliyor. ART'nin suçu nedir. Ulusalcı çizgide bir yayın anlayışına sahip olması. Dolayısıyla da hükümete muhalefet eden bir konumda olması en başlıca suçudur ki adeta darbe günlerini anımsatan bir şekilde basılmıştır. Darbe günlerinden farklı tek yanı ise kısıtlı da olsa yayınını sürdürebilmiştir.
Türk Metal Sendikasının Başkanı Mustafa Özbek tutuklanmıştır. Sayın Özbek'in de suçu sabittir. Hükümete muhalefet etmek ve işçilerinin sendikal haklarını sonuna dek savunmak! Başta sorduğum soruyu bir kez daha soracağım. Bu işin sonu nereye dek gidecek. Bu karmaşa ne zaman bitecek? Cumhuriyette neler oluyor?
ART ve Türk Metal Sen. Aranmasında, Mustafa Özbek'in evinin aranmasında, Muhalefet partilerinden CHP ve DSP ile bağımsızlardan Sayın kamer Genç desteklerini esirgemezken, gözlerim MHP ve AKP'li milletvekillerini aradı ama yoklardı. Onlar acaba şöyle mi düşündüler dersiniz. "Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın" ama şunu da unutmasınlar düşmeyen kalkmayan Allah'tır!" hadi AKP'li milletvekillerinin durumları malum. Kendilerine darbe hazırlığı içinde olanların tutuklanmasına destek verecek halleri yok diyelim ama kanunen bir kişi suçu ispat edilene dek suçsuzdur. O halde onlarında gelmeleri etik açıdan mümkündü. Ama gelmediler. Ya MHP'nin mazereti neydi acaba da adeta yargısız infaz yaparak o bölgede görünmekten kaçındı.
23.01.2009
Ayla Berkin