Bu Vatanı, Onlara Borçluyuz!..

Katılım
22 Ağu 2008
Mesajlar
204
Tepkime puanı
1
Puanları
0
BU VATANI,
ONLARA BORÇLUYUZ!..


‘’ Geldiler. Tanrıya çok şükür, geldiler! Halkın sevinci. Bayraklar daha güzel artık. Kuşlar daha şen insanlar daha sıcak artık.’’
Rauf. R. DENKTAŞ.


( Aşağıda kaleme aldığım ve 1974 Kıbrıs Muharebelerinde yaşanan gerçekler Türk insanının vatan ve vazife uğruna her türlü varlığını feda edebileceğinin en önemli örneklerinden sadece bir kaçıdır. Yakın tarihimizin bu çok önemli savaşlarında görev alarak yaşanan bu kahramanlıklara tanıklık eden Türk Milletinin bir ferdi olarak bu yaşanmış savaş öykülerini kamuoyu ile paylaşmaktan büyük bir onur duyuyorum..)

Aslında aradan geçen 35 yıl sonra okurlarla paylaşacağım bu kahramanlıkları neden bu gün yine gündeme taşıyorsunuz diye bir soru sorulabilir! Ancak Kıbrıs adasında hiçbir zaman Rum’a boyun eğmemiş olan Türk Halkının bu gününü yaşayan gençleri, milli tarihimizi bırakınız, 25 yıldır yaşayan K.K.T.C’nin temelini oluşturan yakın tarihimizde yaşananları dahi öğrenemeden yetiştikleri ve yaşanan gerçekleri anlatan tarih kitaplarımız ne yazık ki! Okullarımızdan kaldırıldığı için günümüzde çözüm adına Rum’larla birlikte yürütülen müzakerelerin sonucunda Vatan topraklarının elden çıkacağının değerlendirmesini tam olarak yapamamaktadırlar!..Bir örnek verecek olursam, Güzelyurt’ta yaşayan bir gencimiz günün birinde Birleşik Kıbrıs çözümü ile karşılaştığında doğup büyüdüğü bu topraklar için yıllar önce nelerin feda edildiğini çok iyi bilmelidir. Bilmelidir ki çözüm denen teslimiyet ile karşılaşır ve bu topraklar günün birinde ondan geri istenirse topraklarımın bedeli damarlarımdaki kandır diyebilsin..
Aşağıda anlatacağım kahramanlıklar, Türk Milletinin en önemli özelliği olan vatan sevdasını hatırlatarak ‘’Biz Kıbrıs’lıyız’’kimliği ile kafası bulandırılan ama Türk Oğlu Türk olan kardeşlerime bu özelliklerini hatırlatmak!Yine bu gün tam bir Rum hayranlığının yaşanıldığı görüntüsünün pompalandığı ve bilinen kesimlerin dolar ve eurolarla doldurulmuş beyinlerinin ürettiği, güneydeki yaşamın pembe hayallerini halkımıza anlatarak kafa karıştıranların, kimi dernek başkanı, yönetici ve teslimiyetçiliğin kitabını yazanların dahi bu yazdıklarım nedeni ile vicdan muhasebesi yaparak kendi öz varlıklarını hatırlamasını!..Ama daha da önemlisi şu anda yaşanan sürecin devamı halinde;özgürce yaşanan bu toprakların,hedeflenen çözüm sonucunda bir daha asla egemen olamayacağını ve bu gidişte payı olan herkesin bu toprakları vatan yapanlara olan borçlarını hatırlamalarını sağlamak için yazılmıştır!..
Şimdi biz susalım Tarih sayfaları anlatsın:

‘’ Yaşam acılarla yoğurur insanı..Bazen anan, bazen baban, bazen de eşindir.Ama en unutulmazı yavrundur acı olanı..’’

Savaş meydanları pek çok koç yiğiti alıp götürmüştür anaların elinden..Hiçbir ana yüreği bu tür acılara layık değildir.Ama yüzyıllar boyunca Türk Anaları o yiğitlerini feda etmemişler miydi bu topraklar uğruna? Sadece bir tek cümle ile söylenen o kutsal değer için!..

‘’ Vatan sağ olsun! ‘’

Ey benim asil anam. Sevdiceğim, bir taneciğim.Ulusumun öz benliği, fedakarlık simgesi, yuvamızın meleği..

( ‘’ O henüz küçük bir çocuktu ama bize yaptığı yardımla Taburumuzun kurtarıcı meleği oldu!..’’

Isı güneşte 50 dereceden aşağı değildi. Bir taraftan da yanan tarlaların sıcaklığı. Sanki cehennemin tam ortasında gibiydik..Taburu getiren helikopterlerin her biri ayrı bir yere indirmişti askerlerimizi..Süratle toplanmalı ve bize verilen hedefleri ele geçirmeliydik. Susuzluk ve sıcaktan parçalanmış dudaklarımın kanamasına aldırış etmeden etrafa emirler vererek bölüğümü toparlamaya çalışıyordum..Kırnı ovasının alev, alev yanışı yetmezmiş gibi şimdi de kuvvetli bir rüzgar çıkmıştı..Bizden önce bu bölgeye paraşütle atlayan Mehmetçiklerimizden yanarak Şehit olanlar olduğu söylenmişti..Ekinlerin toplanmasının ardından yapılan saman balyalarından bazıları bu rüzgarın da etkisi ile alev topu gibi aramızda dolaşıyordu! Bir taraftan da Rum’un dağ topçusu ve havanları inme bölgesini etkisi altına almaya başlamıştı ve bunun bedeli ağır olacaktı!. Onun için burayı çok çabuk terk etmeliydik..Adaya gelirken Helikopterlerimize yükleyebildiğimiz kadar havan, geri tepmesiz top ve diğer silahlarımızın cephanelerini de yüklemiştik..Bu cephane sandıkları da inme bölgesi olarak seçilen bu cehennemin ortasına yığılmıştı!..Yangın yerine dönen arazide ki bu cephane sandıkları büyük bir tehlike arz ediyordu!..Ne kadar soğuk kanlı olmaya çalışırsanız çalışın savaşın o ölüm olan yüzünü gördüğünüz ilk an, insan oğlu ne yapacağını bilmez bir ruh haline giriyor!..İşte buna muharebe şoku deniyor..Bu şok yaşanırken bir an da önümüzde ki tümseğin arkasına yığılmış cephane sandıkları ile karşı karşıya kaldım!..O anda da üsteğmen Erkan Sucu ‘’O sandıklar geri tepmesiz top mermileri’’ diye bağırmaya başladı!..Alevler rüzgarın yön değiştirmesi ile bulunduğumuz yöne doğru hızla ilerliyordu!..Onlarca top mermisi sandığı ve toplanmaya başlayan yüzlerce askerimiz!..Tehlike giderek büyüyordu!..Bir an bu sandıkların alevlerin tesiriyle infilak edişini düşündüm!..Korkunç bir son olurdu..Ne yapmalıyız diye düşünmeye fırsat dahi bulamadan!.Sanki bulunduğumuz bu kritik durumu kavramışcasına sol yanımızdan bir traktör, arkasında hendek açma bıçağı olduğu halde hızla yanan tarlanın ortasına daldı!..Traktörü Mücahit kıyafetli küçücük bir çocuk kullanıyordu..O küçücük mücahit mangal gibi korkusuz yüreği ile yangının etrafında döne, döne toprağı deşerek yangının mermi sandıklarının olduğu yere gelmesini önlemişti.Ama Rum’un topçu ileri gözetleyicisi tarafından fark edilmiş olacak ki tam bölgeden uzaklaşırken bir grup havan mermisi tam traktörün bulunduğu yere isabet etmiş sanki gökten kanatları ile yardımımıza koşan bu cesur yürek yine kanatlanarak geldiği yere gidivermişti.Vatan ve vazife uğruna gözünü kırpmadan kendini feda etmişti..Bu taburumuzun verdiği ilk Şehitti onu da birliğimizin askeri olarak kabul etmiş ve ilk isimsiz Şehidimiz o küçük kahraman mücahitimiz olmuştu..’’ )

‘’ Bu bölümde anlatacaklarım, Türk İnsanının savaş meydanlarında ki simgesi Mehmetçiğin vatan ve vazifeye olan bağlılığının çok çarpıcı bir göstergesidir. Tarih sayfalarında yazılanların bir tekrarı olan bu savaş öyküsü, milli tarihimizi ve bu gerçekleri görmezden gelenlerin suratında patlayan bir tokat olacaktır!..Türk Milletinin vatan sevdasını sınamak gafletinde bulunanlar ve kendi kimliklerini görmezden gelerek kendilerine yeni kimlik arayışında olanlar aşağıda yazılanları dikkatlice okusunlar!..Vatan sevgisinden daha güçlü bir silah olamaz..

( Aşağıda okuyacağınız kahramanlık öyküsü Türkiye’de liselerimizde okutulan Milli Güvenlik dersinde ders kitaplarında bir savaş anısı olarak yerini almış olup,yetişen genç kuşaklar tarafından ibretle okunmaktadır..)

( Bulunduğumuz bölge artık Rum’lar tarafından tamamen tespit edilmişti!..Kırnı ovasına havan ve topçu mermileri yağmur gibi yağıyor bize nerede ise soluk dahi aldırmıyorlardı!..Ama bölgede hava başını tutmuştuk..Burada kalmalı ve bizden sonra gelecek diğer birliklerimiz için bölgenin çevre emniyetini sağlamalıydık..Temmuz sıcağı, alev, alev yanan saman balyaları..Yaşarken cehennemi görmek böyle bir şey olmalıydı diye düşündüm bir an..Düşmanın bütün kini, topçu, havan ve uçaksavar mermileri halinde üzerimize çökmüştü..’’ Sabır Allahım, güç ver bizlere,’’ diye mırıldanırken,100 m. kadar ilerimize yine bir grup havan mermisi düştü!..Derhal içerisinde bulunduğumuz tarlanın zeminine yattık. Harekat bölgesine Yüzbaşı Süha Baykara ile birlikte aynı helikopterle gelmiştik..Havan mermileri bulunduğumuz yere düşmeye başladığında yine aynı helikopterden inen Siirt’in Şırnak ilçesinden er Salih Kabul, mermilerin savurduğu toz yığınları arasında toprağa gömülmüş gibi yatıyordu!..
Yüzbaşım, ben ve tabur doktorumuz Üsteğmen Taner Göde ile birlikte o yöne doğru fırladık .Rum’un yoğun ateşi altında sürüne,sürüne Mehmetçiğin yanına vardığımızda, kızgın güneşte kavrulan sakallı yüzü yeşilimsi bir renk almış,tebessüm eder gibiydi..Gözlerinin canlılığı kaybolmamıştı.Sağ bacağı hemen dizinin altından kopmuş, bir karış kadar kemik parçası bıçak gibi ucunda duruyordu.Sağ eli ile potininin içinde kanlı et yığını gibi duran kopuk ayağını sımsıkı tutuyordu. Kopuk bacaktan fışkıran kutsal temiz kanı toprakta köpürüp fokurduyordu.Doktor ilk müdahaleyi yaptığı sırada ben ve yüzbaşım telaşla emirler veriyor bir araç bulunmasını istiyorduk.Bu sırada Salih başını kaldırdı ve yaşaran gözlerimize bakarak:
‘’ Niçin telaş ediyon gomutanım? Gözlerinizdeki yaşlar niye ki!..Anamız bizi bu günler için doğurmadı mı? Hele bir cigara verin ‘’ diye mırıldandı ve tekrar bayıldı..
Hiçbir şey söyleyemedim, dudaklarımı öyle bir ısırmışım ki; biraz sonra yanımdaki er:
‘’Komutanım ağzınızdan kan geliyor, bir şey mi oldu? ‘’ dedi.
‘’Hayır ‘’diyebildim..Çünkü o kan ağzımdan değil parçalanan yüreğimden geliyordu!…
Kahraman Salih’i temin edilen Land-Rover tipi bir araç ile Boğaz’da kurulan sahra hastanesine gönderdik.Araç giderken üzerindeki Kızılay bayrağına rağmen üzerlerine Rum’un açtığı makineli ve uçaksavar ateşini büyük bir endişe ile izledik..
İşte Türk insanını ve onun simgesi olan Mehmetçiği tanımak için okumak değil, yaşamak gerek diye mırıldandım..Yüce Atatürk’ün ‘’ Muhtaç olduğunuz kudret damarlarınızdaki asil kanda mevcuttur. ‘’ sözlerini daha iyi anlıyordum..Artık savaşın sıcak yüzü bizi de yakmaya başlamıştı..Küçük bir mücahitimiz Şehit olmuş ve bir Mehmetçiğimiz de ağır yaralanmıştı..İnşallah zayiatımız bu kadarla kalırdı..)

‘’ Son olarak anlatacağım kahraman ise 55-60 yaşlarındaki Mücahit Hüseyin dayımın kahramanlığıdır..O cesur yürek İngiliz’e askerlik yapmış, kendini bildiğinden beri elinde av tüfeği mevziden ayrılmamış ve Rum’a direnmiş.. Şimdi ise Mehmetçiklerle birlikte en ön saflarda hareket ederek hem özgürlüğe, hem de vatan topraklarına olan hasretini gideriyordu..’’

( 14. Ağustos günü, Kıbrıs Harekatının ikincisinin ilk saatlerini yaşıyordu!..Günün ışıması ile birlikte Uçaklarımız adanın burnu istikametinden dalış yaparak belirlenen ilk hedefleri vuruyorlar, tüm ağır silahlarımız Rum’un üzerine mermi yağdırıyordu..’’ Bir an’a bir ömür sığıyordu bu savaşta!..’’Artık her şey birbirine karışmıştı, beynine ve iradesine hakim olan hayatta kalacak yada !..Gerisi alın yazısı idi..Bölüğümle birlikte Miamilya (İsmini benim koyduğum ve bir erimin soyadını taşıyan Haspolat köyü ) istikametinde taarruz ederek sanayi bölgesini ele geçirme emrini almıştık…
Köye yaklaştığımızda söğüt ve kavak ağaçlarının bulunduğu bir bölgeye geldik! Tam o sırada bir patlama ve ardından da bir feryat sesi birbirine karıştı!..Bölge mayınlıydı ve bir erimiz topuk koparan mayınına basarak yaralanmıştı..Rumlar tarafından mayınlanmış bu bölgeden geçmek zorundaydık..Yanımızda geçit açmak için herhangi bir dedektör de yoktu!..İş başa düşmüştü..Kasaturamı çektim ve bildiğim tüm duaları okuyarak mayınlı araziyi şişlemeye başladım..İşte tam bu sırada o yaşlı mücahitim yanıma fırladı ve :
‘’ Dur be komutanım, sen çok gençsin,önünde yaşayacağın daha çok yıllar var. Hem sana bir şey olursa bu birlik ne yapar? ‘’ diyerek elimden kasaturayı aldığı gibi korkusuzca mayınlı arazinin içine daldı ve geçit için araziyi taramaya başladı..Bunu gören diğer mücahitlerim de bu cesur insanın yanına gelerek mayın aramaya başladılar..Donup kalmıştım..Mücahitlerimiz, özlemle bekledikleri Mehmetçiklerimiz ve Komutanları için kendi hayatlarını feda etmekten hiç çekinmemişlerdi..Bu gurur tablosunu bir gün mutlaka yazmalıyım diye düşündüm..Mayınlı arazide emniyetli bir şerit açılmış ve bölüğümle birlikte başka zayiat vermeden o bölgeyi aşmıştık..Savaşı bizler yönetiyorduk ama bu isimsiz kahramanlar olmasaydı ne yapardık?.. )
Sevgili Kıbrıs Türk’ü:
Şu anda havasını özgürce soluduğun Vatan toprakların ve 25 yıldır var olan devletinin kuruluşu işte bu kahramanlıklar ve yukarıda birkaçını tanıttığım nice isimsiz Kahramanlar sayesinde gerçekleşti.
.O küçücük mücahit’in havan mermileri ile parçalanan aziz bedeninden, Er Salih’in kopan bacağından akan o tertemiz kanları ile sulanan vatan topraklarını bu gün senden geri istiyorlar!..1571 yılından beri senin atalarının kan ve can bedeli ile var olan Türk kimliğini yok sayarak sana ‘’ Kıbrıslı ‘’ diyorlar!..Adına çözüm dedikleri Birleşik Kıbrıs oyunu ile seni Rum’a yamamak için son darbeyi vurmaya hazırlanıyorlar!..
İşte yolun sonu gözüktü!..K.K.T.C de yapılacak olan erken seçim, geleceğin ile ilgili vereceğin son kararın olacak!..Seni Annan planı ile bir kez aldattılar!..Ama bu kez aldanmamalısın!..Seçim günü geldiğinde iki elin kanda dahi olsa sandık başına gitmeli ve oyunu kullanmalısın..Vereceğin oy senin vicdanının sesini ilgilendirir!..
Ancak şunu asla unutma!..Bu sandıktan çıkacak olan tercih, ya kurduğun devletin ve özgürlüğünün onayı, yada Rum’a yamanmanın mührü olacak!..
O gün geldiğinde, oy vermeye gittiğin yerde bir an dur ve direğine çekilmiş olan Bayrağına bir bak!..O bayrak ve yaşadığın topraklar uğruna hayatlarını feda eden tüm ‘’Kahramanların’’ ve ‘’Aziz Şehitlerimizin’’ ruhları seni izliyor olacaklar..

Atilla ÇİLİNGİR.
 

DOĞUKAN

New member
Katılım
18 Eki 2008
Mesajlar
2,057
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
K.K.T.C.
Cevap: Bu Vatanı, Onlara Borçluyuz!..

"O gün geldiğinde, oy vermeye gittiğin yerde bir an dur ve direğine çekilmiş olan Bayrağına bir bak!..O bayrak ve yaşadığın topraklar uğruna hayatlarını feda eden tüm ‘’Kahramanların’’ ve ‘’Aziz Şehitlerimizin’’ ruhları seni izliyor olacaklar.."

Komutanım bu güzel ve anlamlı yazınız için teşekkürlerimi arzederim.
 

Kartal

New member
Katılım
12 Kas 2008
Mesajlar
44
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Vatan topraklarının bedeli can ve kandır bu bedel ödenmeden alınamaz..

Sayın Çilingir,
Tarihin derinliklerinde yaşanan ve Türk Milletinin vatan sevgisini anlatan yazılarınızı okudukça ve bugünlerde bu Büyük Ulusun yaşadıklarına baktıkça uykularım kaçar oldu!..Özellikle son dönemde Kıbrıs Türk Halkına yapılan haksızlıkları gözardı eden kimi siyasilerimizin geldikleri nokta tam bir teslimiyettir!..Ancak sizin de belirttiğiniz gibi tüm bu yaşananları alt edecek en büyük güç zor zamanlarda ortaya çıkan birlik beraberliğimiz ve vatan sevgimizdir.Kıbrıs Türk Halkı da önümüzdeki seçim döneminde bu özellikleri sayesinde kendisine dayatılan tüm teslimiyetlerin hakkından gelecek ve göndere çekilen Ay Yıldızlı Bayrak K.K.T.C semalarınada sonsuza kadar dalgalanmaya devam edecektir..Saygılarımla..
 

Volkan

-Otağ Hanı-
Katılım
20 Haz 2008
Mesajlar
969
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Altaylar
Cevap: Bu Vatanı, Onlara Borçluyuz!..

komutanım; Tanrıdan dilegimiz o oyların KIBRIS ın her daim TÜRK olarak kalmasından yana olmasıdır.bizlerle bu anılarınızı paylaştıgınız için çok teşekkürler.TANRI TÜRK Ü KORUSUN VE YÜCELTSİN .


saygılarımla.

TTK.
TMT..
 

Bülent Baysal

Dost Üyeler
Katılım
21 Ağu 2008
Mesajlar
481
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Tanrı ve Hıra Dağlarında
Cevap: Bu Vatanı, Onlara Borçluyuz!..

Sayın Komutanım,
Türk'lük için, bağımsızlık ve Özgürlük için, Onur için ve de Kıbrıs için hem geçmişte hizmet ve emeği olanlara ve hem de halen bitmez, tükenmez bir dirayet ve metanetle bu yolda yürüyenlere nezdinizde teşekkür ve minnetlerimi arz ediyorum.

Yazınızda, Yavruvatan'da yaşayan ve soykırım tehlikesiyle karşı karşıya olan kardeşlerimizi kurtarmak, korumak ve yaşatmak amaçlarının yanında Anavatan'ın da güvenliği için giden şanlı Türk Ordusunun bir mensubu olarak yaşadığınız ve bize naklettiğiniz, Türk Tarihinde binlerce örneği olan ve halen Anavatan'ın güneydoğusunda verilen birlik mücadelesinde daha nice örneklerini bulabileceğimiz hamasi 3 adet örneği içim titreyerek okudum, gözlerim yaşla doldu. İşte bu gibi örnekler Türk İnsanını sıradışı yapıyor, Türk Ulusunun büyüklüğünü ortaya koyuyor. Türk tarihine kayıt düşecek bu üç örnek birer kudsiyet ve kahramanlık misali. Bundan etkilenmeyen bir Türk bulamazsınız. Bu insanlar unutulmayacak insanlardır. Türk Milleti yedisinden yetmişine kadar böyledir. Yazınızda anlattığınız üç örneğin özel olarak zatı alinizce seçilmesinin nedeni de budur biliyor ve anlıyorum.
Tanrı sizlerden, yüreğinde Türk'lük ateşi yanan ve bu uğurda ortaya bir şeyler koyarak elini taşın altına sokanların tümünden razı olsun.

Tanrı Türk Ulus'unu Korusun ve Yüceltsin. Amin....
 

Ekli dosyalar

  • 2.jpg
    2.jpg
    5.8 KB · Görüntüleme: 43
  • 1.jpg
    1.jpg
    6.4 KB · Görüntüleme: 32
Son düzenleme:

KARA BUDUN

Yasaklı Üye
Katılım
26 Kas 2008
Mesajlar
30
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Bu Vatanı, Onlara Borçluyuz!..

Komutanım sizin ellerinizden öpüyorum tüm şehit ve gazilerimizi saygıyla,duayla anıyorum...
 
Üst