Burgaz Dedeağaç Projesi

Gök Yeleli Bozkurt

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
1,947
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bozkurtlardan Birine Sorun
axeko013.jpg


Bir gece, bütün bir yıl hayalini kurduğunuz yıllık tatilinizde, otelinizin penceresinden karanlığı seyrediyorsunuz. Sonra otelin bir-iki kilometre açığında denizde bir parlama görüyorsunuz ve ardından büyük bir patlama duyuyorsunuz. Kendinizi güçlükle dışarıya attığınızda, bir görevli size iki tane 300.000 tonluk petrol tankerinin çarpışarak patladığını söylüyor. Parlama sabaha kadar devam ediyor. Sabah saatlerinde ise, felaketin büyüklüğünü daha iyi fark ediyor ve bütün denizin petrol kaplı olduğunu görüyorsunuz. Bir Hollywood filmini veya insanın bütün gününü perişan eden bir kâbus gibi olan bu durum, 2011 yılından itibaren Ege’de her gün yaşanabilir!

SSCB’nin dağılmasının ardından –çöken duvarların çıkardığı toz bulutu henüz çökmeden- Rusya’nın dış politikasındaki iki temel enstrümanın petrol şirketleri ve doğalgaz tekelli Gazprom olduğu anlaşılmıştı. Aynı dönemde Bakü-Ceyhan ham petrol boru hattı projesi gündeme geldiğinde ise, Rus basını Moskova’daki uzmanların bu konuda “Bakü-Ceyhan projesinin Rusya’nın ulusal güvenlik sistemine bir saldırı olduğunu” söylediklerini yazdılar. Bunları akılda tutarak ve Mavi Akım projesine hiç değinmeden, Burgaz-Dedeağaç projesinin üzerine projektör tutmak gerekiyor.


Burgaz-Dedeağaç projesi, Novorosisk limanından alınan petrolü tankerlerle Bulgaristan’ın Burgaz Limanı'na getirecek. Burada petrol 288 kilometrelik bir boru hattıyla Dedeağaç Limanı'na ulaştırılacak ve yeniden tankerlere yüklenecek. Tankerler petrolü Ege Denizi’ni bir ucundan diğer ucuna kat ederek dünya pazarlarına nakledilecek. Atina’da imzalanan anlaşma ile Rusya, Bulgaristan ve Yunanistan bu projeyi ortaklaşa yürütecekler. İmza töreninde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis ve Bulgaristan Başbakanı Sergei Stanisev'in hazır bulunması, projenin önemini ortaya koyuyor.


Boğazlar ve Türkiye Devre Dışı…


İnşaatı 2011 sonunda tamamlanması öngörülen boru hattından yılda 35-50 milyon ton petrol akacak. Esasında boru hattından çok büyük bir miktarda petrol taşınmayacak ama 950 milyon Avroluk bu proje birkaç bakımdan ayrı bir öneme sahip. Bu özelliklerin başında şüphesiz Burgaz-Dedeağaç projesinin Türk boğazlarını devre dışı bırakması geliyor. Yani Türkiye devre dışı kalıyor. Türkiye’nin dünya enerji pazarlarında Avrasya’nın terminal ülkesi olarak öngörüldüğü düşünüldüğünde, Türkiye’nin devre dışı bırakılmasını hedefleyen ve zaten daha önce Bakü-Ceyhan’a alternatif olarak sunulan projenin sevindirici olduğunu düşünmek mümkün değil.


Bu durumun Asya ve Avrupa arasında köprü olan Türkiye’nin jeostratejik ve jeopolitik önemini etkilemesi kaçınılmaz bir durum. Ayrıca “neden Türkiye’nin jeostratejik ve jeopolitik önemini olumsuz etkileyecek bir projenin üstelik iki komşu ülke ve Rusya arasında sağlanan mutabakat ile hayata geçirildiğinin de mutlaka üzerinde durulması gerekir. Proje ile ilgili olarak dünya basınında yer alan haberlerden ve resmi açıklamalardan Yunanistan'ın ve Bulgaristan'ın geçiş payından kazancının ton başına birer Avro olacağı biliniyor. Atina ve Sofya’nın az miktarda petrol nakli için, ton başına bir Avro kazanmak hedefi ile bu projeye katıldığını düşünmemek gerekir. Yunanistan ve Bulgaristan bu projeden yılda 30-50 milyon Avro kazanacaklar. Bu para ile Barcelona’dan Eto’o veya Ronaldinho alınamaz.


Söz konusu projenin Yunanistan ile Türkiye arasındaki kıta sahanlığı ve kara suları gibi kronik sorunlara etki edip etmeyeceği ise, proje hayata geçtikten sonra görülecek.


Karamanlis’in proje ile ilgili açıklamalarında bazı cümleler “neden” diye başlayacak soruların bir bölümüne kısmen cevap veriyor. Karamanlis’e göre, bu proje “boğazlarda trafiği rahatlatacak” ve “çevre güvenliğini güçlendirecek”. Acaba olası bir küresel gerginlik ve Türkiye’nin doğu komşuları ile ilgili olası bir kriz durumunda, Rusya’nın tutumu karşısında yükselecek tansiyonun devamında Türk boğazları ile ilgili kararın alınması ihtimali öngörülmüş olabilir mi?
 

Gök Yeleli Bozkurt

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
1,947
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bozkurtlardan Birine Sorun
Bu noktada Putin’in tören sırasında söyledikleri çok önemli; Putin, "projenin, Yunanistan ile Bulgaristan'ın jeopolitik konumlarını güçlendirdiğini" söyledi. Bu durum kuşkusuz, Güney Kıbrıs’ın bütün adanın çevresinde petrol aramasını ve çıkarmasını destekleyen ve Güney Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin jeopolitik konumunu ikame etmesini arzulayan Yunanistan’ı sevindirmiştir. Dilerseniz tam bu noktada bir komplo teorisi kuralım. Yunanistan daha önce açık bir biçimde Türkiye’yi Güney Kıbrıs, Suriye, Ermenistan, Rusya, Sırbistan ve terör örgütünü kullanarak kuşatmaya çalışıyordu. Ne var ki, bunda başarılı olamadı. Acaba Yunanistan şimdilerde Türkiye’nin terminal ülke olma sıfatını zayıflatmayı hedefliyor olabilir mi? Güney Kıbrıs’ın bazı ülkeler ile enerji konusunda işbirliğine gitmesi, petrol arama ve çıkarma faaliyetlerine yönelmesi, bu projelere dünya devi şirketleri ortak yapmayı denemesi ve Burgaz-Dedeağaç projesi…

Çevre Felaketleri Artacak…


Belki şu aşamada, küresel boyuttaki dengeler ve bölgesel aktörlerin çıkarları ile dünya siyasetinin geleceğinin yapılanması çok kimse için ilgi çekici olmayabilir. Fakat projenin başlamasından itibaren yaşanması beklenenler arasında en çok çevre felaketleri var. Çünkü petrolün Burgaz’da boru hattına verilmesinin ve Dedeağaç’ta yeniden tankerlere yüklenmesinin yanı sıra Ege’de artacak yoğun tanker trafiği gerçekten korkutucu. Belki katılımcı ülkeler “İstanbul’u fethetmek için gemileri tepelerin üzerinden Haliç’e indiren” Fatih Sultan Mehmet’ten de esinlenmiş olabilir, ama Ege Denizi’nin bu derecede yoğun bir trafiği kaldırması bir hayli zor. Burgaz-Dedeağaç petrol boru hattı bittiği zaman, Meriç/Evros bölgesindeki tarım alanları kesinlikle etkilenecek. Bölgede doğal yaşam ciddi sorunlarla karşı karşıya kalacak. Bu bölgedeki arkeoloji bölgelerinin geleceği de belirsiz.


Ayrıca Ege Denizi’nden, yani boğazlardan geçen 150,000 tonluk gemilerin artık yerine artık okyanuslarda seyreden 300,000 tonluk tankerler kullanılacak. Ege’nin açık değil, yarı kapalı bir deniz olduğu da düşünüldüğünde, Atina’nın bir futbolcu fiyatına turizmden elde ettiği yıllık 10 milyar dolarlık gelirini riske etmesi, şaşkınlık verici.


En Çok Saros Etkilenecek…


Burgaz-Dedeağaç projesi kendi kendini temizleyen dünyadaki üç denizden biri olan Saroz Körfezi’nin de sonunu getirebilir. Türk Donanması için de çok önemli bir merkez olan Saros yakın bir gelecekte zengin su üstü ve su altı zenginlikleri ile değil, pençesinde kıvrandığı çevre kirliliği ile anılabilir.


Su da Yanar…


Ege Denizi genel karakteristiği itibariyle sığ denizler kategorisine giriyor. Ege Denizi’nin üzerinde çok sayıda ada, adacık, kayalık ve sığ bölge var. Belki Karamanlis’in iddia ettiği gibi, yüksek ve en ileri teknoloji çevre güvenliği sağlayabilir, ama Türk boğazlarında aynı tankerler, aynı teknoloji ile donatılmış oldukları halde bugüne kadar çok defa rotadan çıkıp veya sürüklenip, Boğaz kıyısındaki evlere ve yollara çıktılar…


Ege Denizi halihazırda Karadeniz’de kıyısı olan ülkelerin dünya ile deniz ulaşımında tek güzergah konumunda. Buna büyük nehirler sayesinde Karadeniz’e erişebilen Merkezi ve Doğu Avrupa ülkelerini de eklemek gerekir. Devasa büyüklükte ve petrol yüklü tankerlerin Ege Denizi’nde diğer gemilerin, mavi tura çıkan yatların ve balıkçı gemilerinin arasında garip bir görüntü oluşturacağı muhakkak. Ama maalesef tek çarpıklık bununla da sınırlı kalmayacak. Bu tankerlerin -bütün olası petrol sızıntısı ve tanker kazaları olasılıklarının dışında- balans suları ile Ege Denizi’nin ve Akdeniz’in ekosistemine de kalıcı ve telafisi uzun vadede dahi zor hasar vereceği de kesin.
 

Gök Yeleli Bozkurt

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
1,947
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bozkurtlardan Birine Sorun
Terör de Artabilir…


Burgaz-Dedeağaç projesi bölgedeki terör riskini de artıracak. Dedeağaç'ta 300 bin tonajlık tankerlerin dolum yapabilecekleri dev bir depo inşa edilecek. Tankerler çoğu zaman yerleşim yerlerine ve turistik bölgelere yakın yerlerden geçecekler. Umalım da, hiçbir terörist dünya çapında ses getirecek bir eylem için, Irak’ta veya Afganistan’da birkaç yüz dolara bulabileceği omuzdan atılan güdümlü bir Katyoşa veya Stinger füzesi ile tankerleri bomba gibi kullanarak, hem katliam hem de dünya petrol fiyatlarında rekor denemesi yapmasın!


Yunanistan’ın ve Bulgaristan’ın Pusulası…


Anlaşılması bir hayli güç olan bu projede -her kim nasıl değerlendirirse değerlendirsin- büyük bir tuhaflık da var. Bilindiği kadarıyla, bugüne kadar ortaya konulan bütün raporlara ve belgelere göre, AB enerji konusunda Rusya’ya olan bağımlılığını azaltmak istiyor. Aynı zamanda AB yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını artırma amacı taşıyor. AB ayrıca çevre konusunda artan bir duyarlılıkla hareket ediyor. Bu çerçeveden bakıldığında, Yunanistan’ın ve Bulgaristan’ın neden bu projede yer aldığını anlamak çok zor.


Çünkü bu proje, Rusya’nın AB’ye daha fazla enerji satmasına neden olacak ve Ege Denizi’ni çevre sağlığı açısından büyük bir risk bölgesine dönüştürecek. Bundan başka esas olarak Kafkasya, Hazar ve Orta Asya petrolünün dünyaya erişimi konusunda Rusya’nın konumunun güçlendirilmesinin de ne derecede sağlıklı olduğu ise, cevabı kendi içinde gizli bir soru. Azerbaycan ve Kazakistan’ın yakın gelecekte bu projenin siyasi etkilerinden olumsuz etkilenmesi kaçınılmaz. Atina’nın Rusya ile beraber Burgaz-Dedeağaç projesinin “enerji naklinde çeşitlilik sağladığını” savunması ise gülünç. Çünkü Rusya’nın yeni bir boru hattı daha olması hiçbir çeşitlilik sağlamaz.


Balkan İstikrarı Zarar Görecek…


Burgaz-Dedeağaç projesi Balkanlar’da güçlükle yürütülen denge durumuna ve sağlanan istikrara da zarar verecek. Çünkü bu proje AMBO projesine zarar verecek. 2011’de hizmete alınması beklenen AMBO, 1,1 milyar dolara mal olacak ve Hazar’daki petrolün bir kısmını Bulgaristan-Makedonya-Arnavutluk güzergahı üzerinden taşı*** Vlora limanına ulaştıracak. Bölgesel

işbirliği açısından önemli olan ve bazı muhtemel ihtilaf bölgelerini “birlikte çalış-birlikte yaşa” sloganı doğrultusunda ve karşılıklı menfaatleri pekiştireecek olan proje, bütün petrol yükünü Ege’ye değil, Adriyatik’e taşıyacak. Aynı zamanda Kosova ve Makedonya’daki güvenlik için de çok önemli. Ne tesadüftür ki, Atina ve Moskova Balkanlar’daki son gelişmelerden rahatsız olan ülkeler.


Dünya barışı sadece bölgesel istikrarların artması ile mümkün. Bölgesel istikrar ise, bölge ülkeleri arasında çoktaraflı ve çokuluslu projelerin sayısının ve niceliğinin artırılması ile olanaklı. O nedenle Burgaz-Dedeağaç’ın öldürmek istediği AMBO’nun yaşatılması gerekli. AMBO 895 kilometre uzunluğunda ve 1993 yılında planlandı. İnşaat çalışmaları 2008’in sonunda başlayacak ve 2011’de bitirildiğinde günde 750.000 varil ham petrol taşıyacak. Böylelikle Rusya’ya olan bağımlılığını kırmak isteyen Hazar ülkeleri petrollerini Rotterdam ve New York’a ulaştıracak. Balkanalysis adlı yayında, 14.10.2004 günü yayınlanan analize göre, AMBO projesinde petrolün maliyeti artırılarak Ege yerine Adriyatik’e taşınmasının nedeni “kaçınılmaz çevre sorunlarını önlemekti”. AMBO projesi 1999’da Kosova Savaşı, 2001’de Makedonya’daki ağır iç siyasi bunalımlar ve çatışmalar, 1998’den bu yana Atina’nın Makedonya’nın adına itirazı ile artan bölgesel gerilim, 2005’e kadar Sofya’nın kararsızlığı ve Arnavutluk’taki altyapı yetersizlikleri nedeniyle zorlanarak bugüne geldi.
 

Gök Yeleli Bozkurt

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
1,947
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bozkurtlardan Birine Sorun
Türkiye’nin Konumu…


Türkiye’nin son gelişmeler ile ilgili konumunu iki başlık altında değerlendirmek mümkün. Birincisi Türkiye bu projeden siyaset, ekonomi, bölgesel dengeler, çevre, güvenlik, turizm ve benzer konularda mutlaka olumsuz etkilenecek. İkincisi ise, Türkiye yine de bir enerji terminali ve çok sayıda enerji koridorunun girişi. Irak-Türkiye petrol hattı, Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol hattı, Türkmen ve Kazak doğal gazının taşınacağı Trans-Hazar porjesinin bağlanacağı Bakü-Tiflis-Erzurum doğal gaz hattı, İran-Türkiye anlaşmaları ve Samsun-Ceyhan projesi var. Ayrıca Türkiye-Yunanistan-İtalya Doğal Gaz Boru Hattı Projesi, Azerbaycan -Türkiye Doğal Gaz Boru Hattı Projesi, Hazar Geçişli Türkmenistan - Türkiye - Avrupa Doğal Gaz Boru Hattı Projesi, Mısır-Türkiye Doğal Gaz Boru Hattı Projesi, Irak - Türkiye Doğal Gaz Boru Hattı Projesi ve Türkiye-Bulgaristan-Romanya-Macaristan-Avusturya Doğal Gaz Boru Hattı Projesi (Nabucco) ile hayata geçecek.


Bu proje sebebiyle Türkiye’nin bölgedeki koridor işlevinin öneminin azalması beklenemez. Fakat bu projenin üreticilere de, tüketicilere de ne fayda sağlayacağını öğrenmek çok zor olacak…
 
Üst