Bu noktada Putin’in tören sırasında söyledikleri çok önemli; Putin, "projenin, Yunanistan ile Bulgaristan'ın jeopolitik konumlarını güçlendirdiğini" söyledi. Bu durum kuşkusuz, Güney Kıbrıs’ın bütün adanın çevresinde petrol aramasını ve çıkarmasını destekleyen ve Güney Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin jeopolitik konumunu ikame etmesini arzulayan Yunanistan’ı sevindirmiştir. Dilerseniz tam bu noktada bir komplo teorisi kuralım. Yunanistan daha önce açık bir biçimde Türkiye’yi Güney Kıbrıs, Suriye, Ermenistan, Rusya, Sırbistan ve terör örgütünü kullanarak kuşatmaya çalışıyordu. Ne var ki, bunda başarılı olamadı. Acaba Yunanistan şimdilerde Türkiye’nin terminal ülke olma sıfatını zayıflatmayı hedefliyor olabilir mi? Güney Kıbrıs’ın bazı ülkeler ile enerji konusunda işbirliğine gitmesi, petrol arama ve çıkarma faaliyetlerine yönelmesi, bu projelere dünya devi şirketleri ortak yapmayı denemesi ve Burgaz-Dedeağaç projesi…
Çevre Felaketleri Artacak…
Belki şu aşamada, küresel boyuttaki dengeler ve bölgesel aktörlerin çıkarları ile dünya siyasetinin geleceğinin yapılanması çok kimse için ilgi çekici olmayabilir. Fakat projenin başlamasından itibaren yaşanması beklenenler arasında en çok çevre felaketleri var. Çünkü petrolün Burgaz’da boru hattına verilmesinin ve Dedeağaç’ta yeniden tankerlere yüklenmesinin yanı sıra Ege’de artacak yoğun tanker trafiği gerçekten korkutucu. Belki katılımcı ülkeler “İstanbul’u fethetmek için gemileri tepelerin üzerinden Haliç’e indiren” Fatih Sultan Mehmet’ten de esinlenmiş olabilir, ama Ege Denizi’nin bu derecede yoğun bir trafiği kaldırması bir hayli zor. Burgaz-Dedeağaç petrol boru hattı bittiği zaman, Meriç/Evros bölgesindeki tarım alanları kesinlikle etkilenecek. Bölgede doğal yaşam ciddi sorunlarla karşı karşıya kalacak. Bu bölgedeki arkeoloji bölgelerinin geleceği de belirsiz.
Ayrıca Ege Denizi’nden, yani boğazlardan geçen 150,000 tonluk gemilerin artık yerine artık okyanuslarda seyreden 300,000 tonluk tankerler kullanılacak. Ege’nin açık değil, yarı kapalı bir deniz olduğu da düşünüldüğünde, Atina’nın bir futbolcu fiyatına turizmden elde ettiği yıllık 10 milyar dolarlık gelirini riske etmesi, şaşkınlık verici.
En Çok Saros Etkilenecek…
Burgaz-Dedeağaç projesi kendi kendini temizleyen dünyadaki üç denizden biri olan Saroz Körfezi’nin de sonunu getirebilir. Türk Donanması için de çok önemli bir merkez olan Saros yakın bir gelecekte zengin su üstü ve su altı zenginlikleri ile değil, pençesinde kıvrandığı çevre kirliliği ile anılabilir.
Su da Yanar…
Ege Denizi genel karakteristiği itibariyle sığ denizler kategorisine giriyor. Ege Denizi’nin üzerinde çok sayıda ada, adacık, kayalık ve sığ bölge var. Belki Karamanlis’in iddia ettiği gibi, yüksek ve en ileri teknoloji çevre güvenliği sağlayabilir, ama Türk boğazlarında aynı tankerler, aynı teknoloji ile donatılmış oldukları halde bugüne kadar çok defa rotadan çıkıp veya sürüklenip, Boğaz kıyısındaki evlere ve yollara çıktılar…
Ege Denizi halihazırda Karadeniz’de kıyısı olan ülkelerin dünya ile deniz ulaşımında tek güzergah konumunda. Buna büyük nehirler sayesinde Karadeniz’e erişebilen Merkezi ve Doğu Avrupa ülkelerini de eklemek gerekir. Devasa büyüklükte ve petrol yüklü tankerlerin Ege Denizi’nde diğer gemilerin, mavi tura çıkan yatların ve balıkçı gemilerinin arasında garip bir görüntü oluşturacağı muhakkak. Ama maalesef tek çarpıklık bununla da sınırlı kalmayacak. Bu tankerlerin -bütün olası petrol sızıntısı ve tanker kazaları olasılıklarının dışında- balans suları ile Ege Denizi’nin ve Akdeniz’in ekosistemine de kalıcı ve telafisi uzun vadede dahi zor hasar vereceği de kesin.