Büyük Orta Doğu Projesi ve Türkiye!

Ayla Berkin

Onursal Üye
Katılım
13 Haz 2008
Mesajlar
386
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
74
Konum
Gazimagosa
Web sitesi
www.aylaberkin.com
BÜYÜK ORTA DOĞU PROJESİ VE TÜRKİYE!

BOP’un çıkış noktası 11 Eylül saldırıları gibi görünse de başlangıcı daha eskilere dayanmaktadır. Küresel terör, ya da İslami Terör olarak adlandırılan bu saldırının gerisinde yine ABD’nin parmağı vardır.

Köktendinci İslam’ın böylesine yaygınlaşmasında ve bu denli ürkütücü eylem gücüne ulaşmasında, ABD ve SSCB arasında ki soğuk savaş etkin rol oynamıştır. ABD 1970’li yıllarda Başkan Carter döneminde “Yeşil Kuşak Projesi”ni devreye sokmuştur. O dönemlerde İslam Ülkerlinde Komünizm, dinsizlik (ateizm) olarak algılanıyordu. Doğal olarak da İslam ülkeleri buna sert yaklaşımlar sergiliyordu. İkinci Dünya Savaşı’nın hemen ertesinde ABD Başkanı Truman tarafından yürürlüğe konan “Komünizmi Çevreleme Stratejisi”nin bir parçası uzantısıydı bu proje. Aslında "İslam'ın komünizme karşı bir kalkan oluşturması" amacıyla başlatılmıştı. Fakat soğuk savaşın bitmesinden sonra donduruldu. Sovyetlerin Afganistan’ı işgaliyle birlikte yeniden yürürlüğe kondu. Sovyetlere karşı direnen Afganlara silah yardımlarının yanı sıra, İslam kimliğini güçlendirecek ilahi doküman yardımları yapılmıştır. (binlerce Kuran-ı Kerim’in bastırılıp dağıtılması). Pakistan’daki mülteci kamplarında ki yüz binlerce sığınmacıya dini ve askeri eğitim verilmesi gibi, asıl hedefi, Orta Asya'daki “İslamcı Uyanış Hareketi”ni tetiklemek olan bu proje, El Kaide terör örgütü gibi, günümüzün köktendinci İslami terör gruplarının oluşmasını da sağlamıştır.

ABD yıllar sonra kendi yarattığı köktendinci bir terör örgütü tarafından saldırıya uğramıştır. Komplo olasılığı üzerinde de birçok veriler ortaya atılsa da sonunda yine kendi kazdığı kuyuya düşen ABD, bu saldırıdan Ussame Bin Laden’i sorumlu tutmuş, Netice de "Kızıl tehlikeye karşı kalkan” olarak yaratılan Yeşil güç, “küresel terör” olarak lanse edilmiştir.

BOP fikrinin asıl çıkış noktası ise Avrupa’yı Kalkındırma Planı. Marshall Yardımı olarak da bilinen projedir. Bunu da yine ABD, SSCB’nin Avrupa’ya yayılmasını önlemek için Avrupa’da ki ülkeleri güçlendirmek için başlatmıştır. Bu Marshall yardımlarından Türkiye’de yararlanmıştır. Türkiye’nin ABD sevdası da bu yıllara dayanmaktadır. ABD ilk önce Avrupa’da “Avrupa İktisadi İşbirliği Teşkilatı”nı kurdurur. Bu teşkilatı hibe ve kredi yoluyla yaptığı milyarlarca doları bulan yardımlarla destekleyip, teşkilata bağlı ülkelerin güçlenmesini sağlar. 1949 yılında da ABD’nin girişimi ve öncülüğüyle NATO kurularak bu plan başarı ile sonuçlandırılır.

11 Eylül saldırıları, BOP’nin resmen yürürlüğe girmesini sağlamıştır. Bu saldırılar sayesinde dünya da küresel terörizm konuşulmaya başlanmıştır. Bir başka boyutu ise ABD artık kendini terör mağduru olarak tüm dünyaya tanıtmıştır. Bu terörün alanı da İslam ülkeleridir. ABD bu mücadelede de yine İslam âlemini kullanacaktır.

ABD yönetimlerine ve CIA’ya stratejik arge hizmeti veren “RAND Cooperation” adlı bir düşünce (think-tank) kuruluşu tarafından, “Sivil Demokratik İslam: Ortaklar, Kaynaklar ve Stratejiler” başlıklı 88 sayfalık kapsamlı bir rapor hazırlanarak Bush yönetimine sunulur. “İslam ve Müslümanlar, Batı demokrasisi değerlerine ve küresel düzene uyumlu hale getirilemezse, medeniyetler çatışması olasılığının yüksek olduğu” belirtilen bu raporda, İslam coğrafyasının nasıl denetim altına alınacağına dair bir strateji önerilmekteydi. Raporda dünya Müslümanları; köktendinciler, gelenekçiler, modernler (ılımlı İslam) ve laikler olmak üzere dört gruba ayrılmıştı. Bu grupların; insan hakları, demokrasi, özgürlükler, kadın hakları, ceza hukuku, eğitim, dinde reform ve Batı dünyasına karşı tavırları gibi konular dahil, günümüz İslam dünyasında tartışmalı olan temel konulara bakış açıları analiz edilerek Türkiye’ye yönelik değerlendirmeler de yapılmaktadır. Örneğin: Fethullah Gülen’in ılımlı İslam’ın en önde gelen liderlerinden biri olarak sunulması, Türkiye’nin İslam Dünyası’nın en başarılı ülkesi olduğu ve bu gelişmesini laiklik anlayışına borçlu olmasına rağmen; ancak Kemalizm, milliyetçilik, vb. akımlar nedeniyle aslında laiklerin ABD'ye çok olumlu bakmadıkları da raporda yer almaktadır. Son olarak da, mevcut siyasi yönetim sayesinde Türkiye'nin Ilımlı İslam için iyi bir model oluşturduğu, bu konuda Türkiye'deki iktidarın desteklenmesi gerektiğinin de altı çizilmektedir.

Sonuç olarak kısaca BOP Kuzey Afrika, Ortadoğu coğrafyası ve Türkiye’yi de içine alan değişim projesidir. Ve bu değişim artık gerçekleşmeye başlamıştır. Son olarak Kaddafi’nin ölümüyle de Kuzey Afrika’da başlatılan Arap Baharı operasyonu ile neticelenmiştir. Sıra Türkiye’dedir. Son saldırılar ve bu saldırılardan da İran ve Suriye’nin sorumlu gösterilmesi de “Türkiye Baharının” başladığının habercisidir.


Ayla Berkin
22.10.2011

 
Üst