Calgon/Finish Sahtekarlığı Mahkemece Tescillendi

Kartal Gözü

Dost Üyeler
Katılım
6 Eki 2008
Mesajlar
1,388
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Mahkeme CALGON’un satışını durdurdu!

Tüketici Mahkemesi’nin, Reckitt Benckiser firması tarafından üretilen Calgon marka temizlik ürününün üretimini durdurması ile ilgili kararını açıklayan, Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi Başkanı Kemal Özer; “Küresel bir markanın üretiminin durdurulması kararı, tarihi bir karardır” dedi.

Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi Başkanı Kemal Özer ile Calgon aleyhine dava açan Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi Adıyaman Temsilcisi Mehmet Öztürk, yaptıkları ortak basın toplantısında şu görüşleri dile getirdiler:

“Halen merkezi İngiltere’de bulunan Reckitt Benckiser Temizlik Malzemesi Sanayi ve Ticaret A.Ş. 1823’de Almanya’da kurulan Benckiser firması ile İngiliz Reckitt & Colman firmalarının 1999’da birleşmesi ile ortaya çıkmış, küresel bir firmadır.

Mezkûr firma, 1986 yılından bu yana Türkiye’de faaliyet göstermektedir ve Calgonit, Kosla, Lovela, Quanto, Veet, Air Wick, Oxi, Calcor, Marc, Vanish, Lovelamatik, Tiret, Vitroclen, Harpic, Cillit, Power Ball gibi markaların yanı sıra, en ünlü kireç çözücü olduğu iddia edilen CALGON’un da üreticisidir.

Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi Adıyaman Temsilcisi Mehmet Öztürk, üzerinde 1 kg yazan Calgon marka kireç önleyici satın almıştır. Dikkatli bir tüketici olan Öztürk, ürünün hafif olmasından şüphelenir. Ambalajında 1000 gr yazan ürünü tartınca, 630 gr geldiğini görür. Bunun üzerine, başka ürünler satın almış ve her birini tartmıştır. Ancak her tartılan ürün, yüzde 20 ila yüzde 35 aralığında değişen miktarlarda, eksik çıkmıştır. Bilgi ve desteğimizle konu yargıya taşınmış ve tespit, toplama ve de üretimin durdurulması davası açılmıştır.

Mahkeme bilirkişi tayin etmiştir. Bilirkişi incelemesinde benzer bir olayın daha önce de tespit edildiği ve ürünlerin iade edildiği de anlaşılmıştır. Ayrıca bilirkişi, ürünler üzerinde yaptığı incelemede, ürünlerin sahte olmayıp orijinal olduğunu da belirlemiştir. Zaten üretici firma da mahkemeye sunduğu savunmada, bu ayıplı ürünlerin kendisine ait olduğunu kabul etmektedir. Mahkeme ise duruşma sırasında, dava konusu ürünlerden rastgele seçilen 2 ürünü huzurda tarttırmış ve ambalajında 1 kg yazmasına karşın, biri 706 diğeri ise 730 gr geldiğini kayda geçirmiştir.

Yargılama bir yıldan fazla sürmüş ve tüm deliller toplandıktan sonra karar aşamasına gelinmiş ve de geçtiğimiz ay, karar açıklanmıştır. Mahkemenin kararında 4703 sayılı teknik mevzuat ile 4077 sayılı Tüketici Kanunu muvacehesinde ‘Calgon marka’ ürünün, 3 ay süre ile üretiminin durdurulmasına ve piyasadaki ayıplı ürünlerin toplanmasına karar verilmiştir.

Ancak, uzun süren dava sürecinde, davanın aleyhinde seyrettiğini gören ve markanın büyük zarar göreceğini anlayan üretici firma, Calgon markasına ait yoğun reklamlarını durdurmuş ve FINISH isimli bir markayı önce Calgon markası ile birlikte, sonra ise ‘finish’ markasını tek başına tanıtarak piyasaya sürmüştür.

Mahkeme kararında da görüleceği üzere; firma, miktarını hiç kimsenin bilmediği kadar büyük miktarda ve yüzde 40’lara varan oranda eksik dolumlu ürününü, piyasaya sürerek tüketiciyi aldatmış ve de haksız kazanç elde ettiği ortaya çıkmıştır.

Bundan dolayı kendini savunamadığı gibi, davanın uzun sürmesinden yararlanarak marka değişikliğine gitmiştir. Dünyanın en büyük temizlik ürünleri üreticisi firmalarından biri olan bir firmanın, son derece yüksek teknolojiye sahip dolum tesislerine sahip olmadığı düşünülemez. Davaya konu ürünler arasında hem 300-400 gr aralığında eksik dolum, hem de hiçbir izahı olamayan değişken rakamlarda dolumlar yapılmıştır. Bu durum, firmanın haksız kazanç elde etmesinin yanı sıra, Türkiye’deki kamu denetimlerinin eksikliğinden yararlandığını da ortaya çıkarmaktadır.

Aslında bu durum, her ne kadar mezkûr firmanın, diğer ürünleri için de geçerli olabileceği gibi, piyasada her türlü sektördeki, her türlü ürün için de her zaman geçerli olabilir. Kaldı ki; geçtiğimiz yılda Bursa’da üretilen bir salça firmasının ürünleri ile Ege’de üretilen bir ayçiçeği yağı firmasının teneke ambalajlarında da, yüzde 20-30’lara varan miktarlarda eksik dolum yapıldığı bilgisi Derneğimize ulaşmıştı. Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi’nin müşteki tüketicilere ve satıcılara yaptığı hukuki destek sayesinde, sorun Sanayi ve Ticaret İl Müdürlükleri’ne intikal etmiş ve gerekli müdahaleler yapılmıştı. Bu gerçekler, bize Türkiye’de tüketicilerin sağlıksız ürünlerin yanı sıra, eksik gramajla da aldatıldığını açıkça göstermektedir.

Firmalar, Türkiye’deki denetim eksikliği ve cezaların, caydırıcı olmaktan yoksun olduğunu çok iyi bilmektedirler. Ayrıca, Bakanlıkların haksız kazanç elde eden firmaları teşhir etmemesi, benzer sorunların sürekli yaşanacağının en büyük ispatıdır. Her gün, yüz binlerce adet satılan bir üründe, yüzde 10’luk bir eksik dolum bile, tüketicilerin aldatılmasının yanı sıra, rakipler arasında da haksız rekabete ve fiyat politikası sorunlarına neden olacaktır. Denetimlerde genellikle küçük firmaların denetlendiği ve kamu çalışanlarının küçük firmalar üzerinde âdeta ‘terör’ estirirken, büyükleri denetlemedikleri, denetleseler bile ‘Burger King’ olayında da gördüğümüz üzere, sonuçları sumen altı ettiklerini görmekteyiz.

Buradan tüketiciye, satıcıya ve Sayın Başbakan’a çağrıda bulunmak istiyoruz. Tüketici; bir ürünü satın alırken devletin yapmadığı denetimi, kendi sağlığı ve ekonomik çıkarı için yapmalıdır. Perakendeciler ise müşterilerinin aldatılması konusunda suç ortaklığı yapmamalıdırlar. Bunun için de raflarına koydukları ürünleri, her boyutuyla öncelikle kendileri denetlemelidirler. Sayın Başbakan’a çağrımız ise; Sayın Başbakanımız, küresel veya ulusal ölçekli çok sayıda firma, seçmeninizin daha da önemlisi yurttaşınızın hem sağlığı ile oynamakta, hem de haksız kazanç elde etmektedir. Bakanlarınız ve memurları ise bütün bunları sadece izlemekle yetinmekte. Lütfen artık müdahale ediniz!”

Kaynak: Gıda Güvenliği Hareketi Bülteni
 
Üst