Cenevre Balonu Da Uçtu

Özcan Özcanhan

Onursal Üye
Katılım
9 Nis 2009
Mesajlar
62
Tepkime puanı
0
Puanları
0
CENEVRE BALONU DA UÇTU

New York zirvesinden sonra Cenevre zirvesi de gerçekleşti.
Ban Ki Moon şovu oldu. Eller sıkıldı, sözde çok samimi tokalaşma pozları verildi. Ama, bana sorarsanız, bu görüşmeden de hiçbir sonuç çıkmadı.
PIK- Rum televizyonunun sürekli canlı yayınlarını, Rum siyasi parti temsilcilerinin Cenevre ile ilgili açık oturumunu, tartışmalarını izledim. Hepsi de dargın ve mutsuz.
Değerlendirmemi yaparken çok düşündüm. Neyi yazacağım, hangi olumlu bir gelişmeyi aktaracağım, kimlere ne ümitler verebileceğim.
Maalesef, daha önceki liderler görüşmelerinden hiçbir olumlu sonuç, karar ve açıklama çıkmadığı gibi Cenevreden de çıkmadı. Günlerce, haftalaarca Cenevre zirvesinde şu olacak, bu olacak, taraflar tutumlarını netleştirecek, BM Genel Sekreteri bu kez müzakerecilerden belirgin sonuç çıkartmalarını isteyecek, sonsuza dek müzakereleri sürdüremeyeceklerini belirtip tarafları sıkıştıracak gibi görüşler ileri sürüldü. Ama, 2010 çözüm yılı olacak ümitleri pompalayanların ardından 2011 e bel bağlayanların da hevesleri gırtlaklarında kaldı.
Ne Hristofyasın önerilerini ne de Eroğlunun önerilerini kabul eden olmadı. İki müzakereci, Ban ki Moon açıklamasını yaparken küskün, yorgun ve neşesiz göründü. Hem de moon kendilerini ve enercik çalışmalarını!! övmesine rağmen Yalnız Moon tebessümler saçmaya çalıştı. Ama, verebileceği tek bir aydınlatıcı, umut verici, spesifik, kayda değer sözü olmadı.
İşin diğer yanı, iki liderle birlikte yeni bir randevu tarihi de açıklamadı. Daha önceden açıklanan Haristofyas ve Eroğlu da toplantıdan sonra ayrı ayrı basın toplantısı düzenlemedi. Neden? Çünkü, halklarına verebilecekleri önemli, olumlu bir gelişme olmadı. Yani, bu toplantıdan da net bir karar çıkmadı. Ne zaman ayarlaması, sınırlaması oldu ne de hiç. Yine bir sürü yuvarlak laflarla Ban işi geçiştirdi. Liderlerin iyi niyetlerini, müzakere momentumunu sürdürmelerini beklediğini söyledi. Bütün başlıkları ele almışlar.
A dostlar, hani New Yorkta kendilerine şunu yapınız, bunu yapınız da Cenevreye öyle geliniz demişti. Liderler ne yaptı. Genel Sekreterin istediklerini, ev ödevlerini yaptılar mı? Ban ki Moon neden açıkca şu şu konularda anlaşmaya varıldı dedi mi? Yoksa hala daha yönetim ve güç paylaşımı pazarlığı mı yapıldı. Downer, Kıbrıstaki her toplantıdan sonra ayni açıklamaları yaptı, ayni konuları tekrarladı. Eee, bu kez zirve toplantısı dediklerinde Toprak, mülk konularında, ekonomi, garantiler hakkında ne konuşuldu? Merakla bekleyen halklara açıklanabilecek hiç mi bir gelişme yoktu? Öyle anlaşılıyor ki ayni yerde sayıldı. Ve arkasından da BM genel sekreteri mutad açıklamalarına bir yenisini eklemekle yetindi. Şubat sonuna da BM Güvenlik Konseyine sunacağı rapordan dem vurdu. Ne yani, her toplantıdan sonra, alışılmışın dışında birşey mi oldu. Genel sekreterler hep BM Güvenlik konseyine raporlarını sunmayı sürdürmedi mi?
Bilmem, Hristofyas halkına ne diyecek. Eroğlu İstanbulda mı, Lefkoşada mı, nerede açıklama yapacak? Hem, neden Cenevredeki BM merkezinde yapılacak basın toplantıları iptal edildi? Gizlilik anlaşmasına yıllarca riayet edilmedi de şimdi mi edilecek? Halklardan gizlenen mi var? Ben öyle anlıyorum ki ne Rum halkına ne de Türk halkına verilecek hiçbir müjde yoktu. Bari tarafların karşılıklı sundukları önerilerden bahsedilseydi de onu olsun tam olarak öğrenebilseydik. Öğrenmek hakkımız da mı yok?
42 yıl çözümsüzlükle tamamlanmadı mı? Acelesi yok varsın bir 42 yıl daha geçsin. Yönetim ve güç paylaşması konusunu tartışmaktan öteye gidilmesin. Bu yıl Güney Kıbrısta ve Türkiyede seçimler var ya!! İşler onlara göre mi ayarlandı? Türkiyede tayip Erdoğan ne yapacak, Kıbrısta Hristofyas ne yapacak onları görüldükten sonra mı yeni başlıklar ve konular müzakere masasında açılacak. Açılacak da ne olacak?
Şu ana kadar hangi konularda anlaşmaya varıldı. Diyelim ki iki konuda. Ama toprak, mülküyet, ekonomi ve garantiler ele alındığında kıyamet kopmayacak mı? Ve de “bütün konularda anlaşma sağlanmadıkca hiçbir konuda anlaşmaya varılmadı” anlaşması ne olacak?
Ben size söyleyim. Olacağı bu müzakerelerin daha yıllarca süreceğidir. Ve aralıklarla BM genel sekreterleri de katılacak, “kritik” “ciddi pazarlıklar” “bu yıl ve bu kez son şanstır”, “epeyi ilerleme kaydedildi”, “ciddiyetle ve iyi niyetle liderler çalışmalarını sürdürecek” edebiyatı ile ömrümüz tükenip gidecek. Kıbrıstakı de facto durum da değişmeyecek.
Ayni senaryoları ,ayni filimleri tekrar tekrar, ömürlerin yettiği kadar izleyeceğiz, göreceğiz.
Ban ki Moon da gidecek, Hristofyas da, Eroğlu da. Klerides, Papadopulos, Denktaş, Talat gitti de dünyanın sonu mu oldu? Giden gider, kalan sağlar müzakereleri devam ettirir. Hem de iyi niyetle!! Yapıcı!! Müzakerelerle.
Downer her toplantıdan sonra ne der, “good will” iyi niyet gösterdi liderler, “constructive” yapıcı müzakereler yaptılar.
E, bu kadar iyi niyet ve yapıcı tutumdan sonra çözüme ve anlaşmaya ulaşılamadıysa kabahat ve sorumluluk müzakerecilerde, taraflarda değil de kimdedir. Suç da , hata da hep Birleşmiş Milletlerde dir, hep yabancılardadır. Öyle ya, bizlerin ne hatası, ne günahı olabilir.
 
Üst