Çözmek Mi, Çözülmek Mi? Rauf R. Denktaş

Rauf DENKTAŞ

Admin
Admin
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
108
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Konum
K.K.T.C
Web sitesi
www.kibris1974.com
ÇÖZMEK Mİ, ÇÖZÜLMEK Mİ?
Rauf R. Denktaş

Demek “Talat-Hristofyas görüşmeleri Kıbrıs meselesinin halli için son fırsattır?”

Buna inananların mantığına göre : “1) Garanti Anlaşmasına gerek yoktur; 2)Askersizleştirme ve yerleşiklerin (!) adayı terk etmeleri şarttır; 3) tek devlet, tek egemenlik, tek halk, tek vatandaşlık, tek ekonomi Kıbrıs’ın gerçekleridir; 4) Türkiye ile Kıbrıslı Türklerinin bağlarını kesmek Türklere yardım siyasetimizin nedenidir; 5) Rum göçmenlerin mal ve mülklerine dönüş hakları tanınmalıdır; 6) AB normlarına göre tek halka, tek devlete dayalı Kıbrıs’ta serbest dolaşım ve serbest yerleşim kaçınılmazdır; 7) Türk tarafının yüzde seksen ret ettiği BM kararları çerçevesinde Kıbrıs Cumhuriyetinin meşru hükümeti biz Rumlarız, KKTC yoktur ve tanınamaz; Türklere 1960 Anayasasında verilmiş olan ve Anayasayı işlemez hale getirmiş olan haklar yeniden verilemez; 8) Halk, toprak ve kurumlar birleştirilecektir; 9) Kıbrıs meselesi 1974’de başlayan istilâdan kaynaklanan bir meseledir; hal çaresi işgalin ve işgalden doğan sonuçların ortadan kalkması ile mümkün olacaktır” çizgisinde ısrarla durmakta olan Rum tarafı ile uzlaşmak zorundayız ve Hristofyas ile gelmiş olan fırsatı kaçırmamalıyız? ABD, Garantör İngiltere, Rusya, AB ülkeleri bu “altın fırsatın” kaçırılmaması için hareketlenmiş durumdalar. Son beyanatlara bakılırsa Anavatanımız, Garantörümüz Türkiye’nin hükümeti de bu görüşte!

Hristofyas “yönümüzü EOKA’nın mücadelesi aydınlatmaktadır; o mücadeleden ilham almaktayız; Makarios’un vasiyetini de unutmadık” demektedir. “Federasyona razı olmak Türklere taviz vermek demektir; ben benden öncekilerin vermiş oldukları tavizleri geri almaya çalışmaktayım” diyen de Hristofyas’tır. 1 Nisan EOKA gününde Başpapaz ile Hristofyas’ın beyanatlarını okuyan, EOKA bize yön gösteriyor, ilham veriyor sözlerinden ders alan da yok mu? Bunların Türkçe’si “Kıbrıs Elen adasıdır ve biz de Kıbrıs’ta Elenizmin bir uzantısıyız, er veya geç Kıbrıs’ı Yunan yapacağız veya Yunanlılar olarak adaya sahip çıkacağız”dan başka bir şey değildir.

Rum liderler Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanmasını önleyen 1960 Antlaşmalarından kurtulmak için tek başlarına ve bu anlaşmaları çiğneyerek AB üyesi de olmuşlardır. Bu üyelik uluslararası antlaşmalara ters düşmektedir. Hukuk açısından sakattır ve Türkiye’nin 1960 Antlaşmalarında elde etmiş olduğu Garantörlük haklarına ters düşmekte, Kıbrıs Antlaşmalarının temelin teşkil eden Türk-Yunan dengesini Yunanistan’ın lehine bozmaktadır. Yunanistan Kıbrıs Rum tarafının “Kıbrıs” adı altında AB üye yapılmış olmasını Enosis’in tahakkuku olarak görmekte ve bu üyelik nedeniyle elde etmiş olduğu veto hakkını Türkiye aleyhine kullanma tehdidinde bulunmaktadır.

Halkımızın yüzde yetmişten fazlası “tek devlet, tek halk, tek vatandaşlık” esası üzerinden başlatılmış olan görüşmelerin bizi teslimiyete götüreceğini görmekte ve Hristofyas’ın diğer Rum liderlerinden daha ılımlı olduğu ve uzlaşma için kaçırılmayacak fırsat değil “milli tehlike” teşkil ettiği görüşündedir. Bizden duyurması.
 

Dr.Yalnızefe

Dost Üyeler
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
1,339
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Çözmek Mi, Çözülmek Mi? Rauf R. Denktaş

Güzel bir dönemin başlangıcında güzel yazınız için teşekkürlerle yazıma başlamak istiyorum..
Yazınızın son bölümünde bulunan "Halkımızın yüzde yetmişten fazlası “tek devlet, tek halk, tek vatandaşlık” esası üzerinden başlatılmış olan görüşmelerin bizi teslimiyete götüreceğini görmekte ve Hristofyas’ın diğer Rum liderlerinden daha ılımlı olduğu ve uzlaşma için kaçırılmayacak fırsat değil “milli tehlike” teşkil ettiği görüşündedir." cümlesi bugünkü siyaset çehresinin değişmesinin temeli olmuştur.
Hirstofyas ve onu kuzeyden destekleyen CTP iktidarı yapmış olduğu tarihi hatanın bedelini sandıkta ödemiştir.
Ancak bu seçimleri bizlere güzel günler vaadettiği kadar, sıkıntılı bir 5 yıllık iktidarında habercisi olabilir. Çünkü UBP'ye ve ona yakın milli duruş sergileyen partilere sıcak bakmayan AKP hükümeti KKTC'nin şartlarını zorlayabilir ve zorlaştırabilir. Muhtemel bu gelişmeleri göz ardı etmeyen bir dış politika çizmesi gereken UBP iktidarını bu yönden ciddi sıkıntıların beklediğini düşünüyorum.Bilhassa son zamanlarda iyice ABD'nin dümen suyuna giren anavatan hükümeti, yakın zamanda kardeş Azerbaycan'ın da kalbini kırmıştır. Bugünlerde de kırdığı kalbi komik metodlarla yapıştırmaya çalışmaktadır.
Umarım aynı durumla KKTC'de karşı karşıya kalmaz.
Buna bir örnek de sizin Annan referandumuna direndiğiniz dönemdeki AKP'nin tavrıdır. Bu konuda iktidara sizler gibi büyüklerimizin deneyimlerini mutlaka aksettirmesi gerektiğini düşünüyorum..
Saygı ve sevgilerle...

TTK ve Y
 
Üst