CTP'de Kafalar Karışık!

Makbule ÖTÜKEN

Onursal Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
532
Tepkime puanı
0
Puanları
0
CTP'DE KAFALAR KARIŞIK!

‘Kafa karışıklığı’, üzerinde düşünce ve eylem birliği oluşmayan durumlar için kullanılan bir kavramdır.

Her ülkede iktidar vardır, ancak iktidarı denetleyen, kuru gürültüden öteye geçmeyen söylemler yerine, ürettiği projeler ve sorunlar karşısında sergilediği yol gösterici tavırlarıyla alternatifler oluşturan da siyasal muhalefetin ta kendisidir

Ana muhalefet konumundaki CTP’nin haline bakın. Bu halk kendilerine, büyük umutlarla, hayallerinde bile görmedikleri iktidar yolunu açtı. “artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, her şey daha güzel olacak” diyerek işbaşı yaptılar. Ancak altı yıla yakın iktidar dönemleri boyunca, ülkeyi içine sürükledikleri vahim durumdan ürkmüş olacaklar ki; ekonomik aklın ve ihtiyaçların gerekli kıldığı köklü ekonomik önlemleri almak ve yapısal değişimleri gerçekleştirmek yerine ‘erken seçim’ yoluyla, aslında hiç de kalkmak istemedikleri koltuklardan kalkıp, iktidar kaçkını olmayı yeğlediler.

Eğri oturup doğru konuşmak lazım. Eğer ‘geminin karaya vurduğu’ 2007 yılında, sendikalarla çatışmayı göze alma pahasına gerekli kararları, doğru zamanda ve doğru biçimde alma cesaretini sergileyebilselerdi, şimdi ülkede kangren hale dönüşen sorunlar çözüm yoluna girecek ve belki de normal bir seçimde yeniden CTP iktidar olacaklardı.

Yapılan kamuoyu araştırmalarında; iktidar yıpranırken muhalefetin neden yükselmediği konusunda yorum yapanlar, CTP’nin unutulması zor, başarısız iktidar dönemini de dikkate almaları gerekir.

CTP’ye yakınlığıyla bilinen Aysu Basri Akter; “Siyaset tutulması” başlıklı bir köşe yazısında “bu gün seçim olsa değişen bir şey olmayacak..Aslında tam anlamı ile bir siyaset tutulması yaşıyoruz. Ne hükümette olan iktidar partisi, bulunduğu konuma karşı siyaset üretip sorun çözebiliyor ne de karşı olan yeterince etkin bir muhalefet sergileyebiliyor.”

Doğruya doğru; Sn. Özkan Yorgancıoğlu’nun basına yansıyan demeçleri ve katıldığı televizyon programlarındaki söylem ve yaklaşımları adeta sırf muhalefet olsun cinsinden içi boş lafların ötesine geçmiyor. Sözlerinde halkı umutlandıracak bir içerik olmadığı gibi iddia ve heyecan unsuru da yok.

İnsan ister istemez; iddia ve heyecanını söylemlerine yansıtmakta maharet sahibi olan Ferdi Sabit Soyer’i arar duruma geliyor. Zaten bu arayış CTP’nin çeşitli kesimlerinde de kendisini hissettiriyor.

Ne var ki; CTP’nin mevcut yönetim kadroları ile yazar çizerleri arasında da ciddi boyutlarda farklılaşmalar gözleniyor. Yani sorun sadece lider sorunu değil, CTP de kafa ve düşünce karmaşası da yaşanıyor.

Mesela Özgür Birikim; ülkenin sosyal, ekonomik ve politik durumunu, akılcı bir düşünce süzgecinden geçirirken; Genel Sekreter Asım Akansoy, artık tüm dünyada geçerliliğini yitirmiş,köhne sol söylemlerde ısrar ediyor.

Özgür Birikim; “İtalya Örneği” başlıklı yazısında “..Bizim krizimizin odağında da kamu maliyesi vardır. Burada da değişim kaçınılmaz görünüyor.. İtalya’dan farklı olarak biz küresel ekonominin kalbinde değiliz. Ancak mevcut ekonomik yapı ve devlet rantı kültürümüz devam ederken iflas etmemizi geciktiren de bir unsurdur özel koşullarımız. İtalya ve Yunanistan’ı sarsan dış borç belasından ve güvenlik harcamalarından muafız. Bu avantajı bize sunan Türkiye ise artık Kıbrıslı Türk politikacıların rehinesi olmayacağını, buradaki ekonominin güçlenmesi gerektiğini anlatıyor kararlı bir şekilde..” saptamasında bulunuyor.

Sn. Yorgancıoğlu ve Asım Akansoy ise “Türkiye’nin dayatma paketlerine karşıyız” diyerek, sendikalara hoş görünmek düşüncesiyle, kamu maliyesinde alınmak istenen tüm önlemlere ‘hayırcı’ bir duruş sergiliyorlar. Ve hala daha, yabancı sermaye ve özelleştirme karşıtlığı yapıyorlar. Bir yandan da; liberalizmin kalesi AB yanlısı görünüyorlar. Bu çelişki ve tutarsızlığı nasıl örtüştürüyorlar anlamak mümkün değil!

Yenidüzen yazarlarından Filiz Besim ise baklayı ağzından çıkarıp, CTP kurmaylarının siyaseten söyleyemediklerini dobra dobra yazıya döküyor. Filiz hanım; ‘Sevgisizlik’ başlıklı bir köşe yazısında; “..ÖZELLEŞTİRMEYE KARŞIYIZ GİBİ GÖRÜNSEK DE ASLINDA ÖZELLEŞTİRMEYE DEĞİL DE TÜRKİYELİLEŞTİRMEYE KARŞIYIZ..” diyor.

İşte bizim ısrarla, vurgu yaptığımız konu da budur zaten. CTP’deki bir türlü bitmeyen ve adeta kronik bir görünüm arzeden Türkiye karşıtlığı!

Türkiye her türlü zorluğumuzda yanımızda olacak, buna karşılık, Türkiye’yi ‘yok edilmenin adresi’ olarak takdime çalışacağız. Olacak şey mi bu?
 
Üst