Cumhurbaşkanı Talat’in İşi Zor!

Makbule ÖTÜKEN

Onursal Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
532
Tepkime puanı
0
Puanları
0
CUMHURBAŞKANI TALAT’IN İŞİ ZOR!

Cumhurbaşkanı Talat; her ne kadar “egemen eşitler” arasında bir çözümü savunmuyorsa da; öngördüğü ‘Birleşik Kıbrıs’ın siyasi eşitliğe dayalı yeni bir ortaklık devleti olmasında kararlı görünüyor..Biz böyle bir çözümün, geçmişi tekrarlatmayacak, adil ve sürdürülebilir bir çözüm olmadığını hep vurguluyoruz..Ancak konumuz bu değil.

Bizim merak ettiğimiz; Sn. Talat’ın öngördüğü çözümün ve yürütmeğe çalıştığı ‘çözüm süreci’nin ne oranda siyasi ve toplumsal bir desteğe sahip olduğudur. Her ne kadar ’24 Nisan İradesi’ ve Sn. Talat’ın aldığı oy desteği ileri sürülerek, kendisinin yeterli bir siyasi ve toplumsal desteğe sahip olduğu ileri sürülüyorsa da; o günden bu güne ‘köprülerin altından çok sular geçtiği’ gerçeğini de gözardı etmemek gerekir. Aslında biz yeni bir irade beyanı olmadığı sürece Sn. Talat’ın yetkili olup olmadığı konusunu tartışmayı gereksiz buluyoruz. Bizim politikalarına yönelik itirazımız; KKTC Anayasası ve değişmez Rum gerçeği noktalarında odaklanıyor. Ancak dediğim gibi, bu köşe yazımızda asıl değinmek istediğim konu Sn. Talat’a yönelik destek..

KTOEÖS ve KTÖS gibi Sn. Talat’a geçmişte etkin destek veren bazı örgütler şimdi yanında değil, tam tersi karşısında..Ya da Sn. Talat; “taş bile değişir, ben de değiştim” yaklaşımıyla bu örgütlerin karşısında..

CTP’nin ise yek vücut halinde; Sn. Talat’a tam destek verdiği de oldukça şüpheli..Mesela Sn. Talat; bir ara Kıbrıs’taki “iki halk” gerçeğine sık sık vurgu yapmağa kalkınca ilginçtir karşısında Hristofyas’la birlikte tanınmış, CTP’li yazar çizer takımını buldu..En son olarak Sn. Talat; KTF Federasyonu’nun KOP’a üyeliğinin “akıl işi olmadığını ve bunun Ruma yamalanma anlamına geleceğini” vurguladı diye; yine karşısına dikilenler, CTP’nin ünlü yazar çizer takımı oldu!

Yine; Hristofyas başkanlığındaki Rum Yönetimi’nin silahlanma eylemleri karşısında; kendisi adına Sözcüsü Hasan Erçakıca “bu girişimin görüşme sürecini olumsuz yönde etkileyeceğini ve bu davranışın Hristofyas’ın çözüm söylemleriyle çeliştiği”ni gündeme taşırken; buna aykırı sesler yine CTP saflarından yükseldi. Denildi ki “Rum silahlanması Türkiye’nin silahlanması karşısında devede kulak. ‘korkuyoruz’ ayaklarına yatmayın. Korkması gerekenler varsa, asıl korkması gerekenler Rumlar. Ve korkmaktan da haklılar.”

Ve son bir misal..Güney Kıbrıs’a geçen Kıbrıslı Türklere yönelik en son eylemli saldırıları değerlendiren Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Hasan Erçakıca “bu saldırıların münferit olmadığını, Kıbrıslı Türkleri hedef alan düşmanlığın geniş bir tabana dayandığını, Rum saldırganlığının planlı bir eğitim ve kültür programı ile ancak bertaraf edilebileceğini” söylerken; CTP Gençlik Kolları Başkanı Erbay Akansoy; Sözcüyü yalanlarcasına “saldırıların 3-5 ırkçı’nın eseri olduğunu” iddia edebiliyor..

Bir de DAÜ deki rezalete değinip sonuca gelelim. Biliyorsunuz; devletin bu güzide üniversitesinde Öğrenci İşleri Başkanlığı görevini yapan CTP’li Hüseyin Yetiner “biz olmayan bir devletin olan bir üniversitesiyiz” demek cüretini gösterdi. DAÜ Rektörü Sn. UFUK TANERİ ise görevinin gereğini yapıp bu sorumsuzluğu sergileyen kişiye geçici olarak görevden el çektirdi. Vay senmisin; “KKTC diye bir devlet yoktur” diyen Yetiner’i görevden alan rektöre karşı tam bir yıldırma ve linç operasyonu başlatılıdı..Bunu yapanlar da CTP’nin atadığı Vakıf Yöneticiler Kurulu; Yeni düzen Gazetesi ve diğer CTP’li çevreler..

“Ben KKTC’nin Cumhurbaşkanıyım..Ve Güneydeki yönetim ne kadar meşru ise KKTC’de en az hatta ondan daha fazla meşru bir devlettir” diyen Sn. Cumhurbaşkanı; bu rezalet karşısında KKTC’nin varlığını ve onurunu çiğnetmeyen Rektörün yanında mı yer alacak yoksa “KKTC yoktur” diyen sorumsuzun sırtını sıvazlayan CTP’lilerin yanında mı?

Yani Sn. Talat susarak da olsa başında bulunduğu devlete saldıranlara ve saldıranlara arka çıkanlara mı destek verecek yoksa gereğini yapıp ses mi yükseltecek? Merak edilen de budur!
 
Üst