Cumhuriyetİ Pusuda Bekleyen Nurculuk

  • Konbuyu başlatan ESMA
  • Başlangıç tarihi
  • Okuma süresi: 13:32

ESMA

New member
Katılım
11 Nis 2008
Mesajlar
53
Tepkime puanı
0
Puanları
0
fettos_beyaz.gif
Ulu Önder Mustafa Kemal, yok edilmeye çalışılan bir milleti tekrar ayağa kaldırmış ve onu millî bilinçle yoğurarak Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuştur. Türk Milleti’nin yapısına ve doğasına en uygun rejimin cumhuriyet olduğunu söylemiş ve bu rejimi Türk Gençliğine emanet etmiştir. Fakat daha o zamanlarda, Türk Milleti’nin özünü yansıtan bu rejime muhalif olanlar çıkmış, “sürü burada, çoban nerede” diyerek cumhuriyeti yıkmaya çalışmışlardır. O zamanlar Kubilay’ın başını kesen bu cumhuriyet düşmanı şeriatçıların daha neler yaptığını merak edenler 31 Mart Olayı’nı incelesinler.


Cumhuriyet kurulduktan bu yana, açık ve gizli şekilde cumhuriyeti yıkma çabaları sürüp gitmektedir. Bu çabalar hiç bitmemiştir, her zaman en büyük tehdit olarak ülkemizde var olmuştur. Bazen sesleri kesilmiş, gizliden gizliye planlar yaparak bu düşmanlıklarını sürdürmüşler, bazen de alenen ortaya çıkıp cumhuriyete karşı olduklarını haykırmış ve cumhuriyeti yıkmak için çalışmışlardır. Cumhuriyetin ilk kurulduğu yıllarda milleti galeyana getirip hilafet bayrağını açmak, milleti köle yapmak isteyen, çağdaşlaşmaya karşı alerjisi olan zevatların bugünkü torunları nurculardır. Nurcular, dedelerinin öğütlerini tutarak, her türlü üçkâğıtla, takiyeyle, sahtekârlıkla ve yalan – dolanla cumhuriyet ve Atatürk düşmanlığını beyinlere ve zihinlere yaymaya çabalıyor.

Ne yapmaya çalışıyor bu nurcular? Nurcular; Türk’e ait laik, çağdaş, uygar ve kutsal Türkiye Cumhuriyetini yıkarak yerine şeriata dayalı bir devlet düzeniyle yönetilen hilâfet devleti getirmek istiyorlar. İran’da yapılan şeriat devriminin bir eşini bu kutsal topraklar üzerinde yaparak, Türk Milleti’ni güdülmeye mecbur bir sürü hâline getirmeyi amaçlıyorlar. 31 Mart’ta attıkları slogan “sürü burada, çoban nerede” idi. Bugünkü mantıklarında da hiçbir değişiklik yoktur. Aynı kafayla devam etmektedirler fakat bugün izledikleri yöntemler farklıdır. Dün silahla, topla, tüfekle cumhuriyeti yıkmak istiyorlardı, bugün devlet sathına yayılarak, önemli noktaları ele geçirerek bu amaçlarına ulaşmayı hedefliyorlar.

Nurcuların tarihini ele alırsak, karşımıza çıkan tablo şüphesiz kanımızı donduracak kadar korkunçtur. İşe, nurcuların peygamberi olan Said-i Kürdi’den başlamak yerinde olacaktır. Cumhuriyetten sonra, Atatürk’ten korkusundan adını Sait Nursi olarak değiştiren Said-i Kürdi, Bitlisli bir kürttür. Bütün hayatı Türklere düşmanlık ederek geçen Said-i Kürdi, cumhuriyete karşı yapılan 31 Mart ayaklanmasına katılmıştır. Bundan başka, Kurtuluş Savaşı yıllarında, İngilizler tarafından kurdurulup desteklenen Tealiî İslam Cemiyeti’nin kurucuları arasında yer almıştır. O Tealiî İslam Cemiyeti, 16 Eylül 1919’da İkdam Gazetesi’nde bir bildiri yayınladı. Altında, Tealiî İslam Cemiyeti’nin kurucuları arasında olan Said-i Kürdi’nin de imzasının olduğu bildiri şu şekildeydi:

saidkurdi.jpg
“Ey Anadolu’nun masum ve mazlum ahalisi!


Bir zamanlar ne kadar şen ve bahtiyar idiniz. Hemen hepiniz çoluğunuz ve çocuğunuzun yanında tarlalarınızın, bağlarınızın başucunda çiftinizle, çubuğunuzla uğraşıp vaktinizi hoşça geçirir idiniz. Bir müddetten beri size ne oldu? Niçin böyle boynunuz bükük, tıpkı bir yetim gibi mahzun duruyorsunuz. Acaba şu halin neden ileri geldiğini biliyor musunuz? Bunun için cümlemizin yani aziz milletimizin ve mukaddes vatanımızın bir vakitten beri başına gelen belaların esbabını size biraz anlatayım. Selanik dönmeleriyle aslı nesli ve mezhep ve meşrebi belirsiz ecnası muhtelife türedilerden mürekkep olan bu cemiyet, istibdadı kaldıracağız, meşrutiyet ve hürriyet getireceğiz, hükümet ahaliye zulmetmeyecek diye bizi aldattılar. Bu hainler, bu hinoğlu hinler memleketin başına kendi elleriyle getirdikleri her belada, her muharebede âlemi ölüme teşvik etmek, halkı kırdırarak kendi canlarını beslemeyi çok iyi biliyorlardı.

Nitekim bu defa da Anadolu’da Mustafa Kemal ve Kuvay-i Milliye maskaraları Yunan askerlerinin önünden nâmerdane bir surette kaçarken, zavallı saf ve gafil ahali ve askerden cem ettikleri kuvvetleri düşmanla harbe tutuşturarak yalanlar ve hilelerle savuşup kaçtılar.

Biçare millet!

Bu yankesicilerin hilelerini, desiselerini hala tamamen anlayamamıştır. Yazık bin kere yazık ki, gerek harb içinde, gerek mütarekeden sonra memleket bunların fitne ve fesadı uğruna milyonlarca evladını telef ediyor da Enver, Cemal, Mustafa Kemal vesaire beş on eşkıyanın vücudunu ortadan kaldırmak için icab eden küçük fedakarlığı göze almıyor.

Millet hala kendisini aldatan bu heriflere niçin diyemiyor ki: Ey hainler! Ey Allah’tan korkmayan ve Peygamberden haya etmeyen mahluklar, muharebe ettiniz başımızı bin türlü belalara soktunuz, mağlup oldunuz, şimdi niye tekrar, gücünüz yetmediğini ikrar ve imza ettiğiniz devletleri yeniden kızdırarak üzerimize husumet ve gazaplarını davet ediyorsunuz?

İngilizleri kızdırdınız, üzerimize Yunanlıları musallat ettiler. Harpte mağlup olduktan sonra uslu oturmak ve mağlubiyetin neticesine katlanarak telafisini sabr-u sükun ve akl-u tedbir dairesinde izale etmekten başka çare var mıdır? Düşünmüyor musunuz ki Yunanlılara fazla zayiat verdirmek bile bundan sonra bizim için hayırlı ve menfaatli bir şey olmaz. Hem sizler ey yalancı ve deni şâkiler!

Kendinize ne hakla, ne yüzle Kuva-yı Milliye adını veriyorsunuz? Utanmaz hainler, artık yetişir, yakamızı bırakın. Cenab-ı Hakk’ın gazap ve laneti sizin üzerinize olsun!

Şimdi sulh imzalandı Kuva-yı Milliye belasının tevlid ettiği mecburiyetle galip devletlere karşı yeniden taahhüt altına girdik. Devletler şimdi bize Eğer Anadolu’da Kuva-yı Milliye isyanını bastırmazsanız İstanbul’u da elinizden alacağız diyorlar.

Ey Anadolu’nun mazlum ve muhterem ahalisi!

Elinize aldığınız bu fetva-yı şerife göre, bu katil canavarları (Atatürk’ü ve Kuvvacıları kast ediyor), daha ziyade yaşatmamakla memur ve mükellefsiniz. Allah’ını, Peygamberini ve padişahını seven bu tarafa gelsin...”

Görüldüğü gibi nurcuların peygamber kabul ettiği, her sözünü şartsız, kuralsız, düşünmeden ve sorgulamadan kabul ettiği Said-i Kürdi, Kurtuluş Savaşı yıllarında İngilizlerin emriyle Atatürk’ün ve Kuvay-i Milliye’nin hakkında bol bol kara propaganda yapıp, kinini ve nefretini kusuyordu. Açık açık yurdumuzu işgal eden düşmanlara teslim olmamız gerektiğini savunan İngilizlerin kurdurduğu Tealiî İslam Cemiyeti, yani Said-i Kürdi ve arkadaşları, müridleri olan şeriatçı kürtlere de Mustafa Kemal’i ortadan kaldırmaları için emir veriyordu.

Bugün değişen ne oldu? Sadece nurcuların hedeflerine ulaşmaktaki seyrettikleri yol… Bugün hedeflerine, devlet yönetimine sızarak ulaşmayı planlıyorlar. Önemli noktaların hepsini ele geçirerek, şeriatı devletin içine sızdırmaya uğraşıyorlar. Bunun için gece – gündüz çalışıp, Hocaefendileri Fethullah’tan aldıkları talimatları uyguluyorlar. Bu talimatlar öyle korkunç talimatlar oluyor ki, beyni körpecik olan, pırıl pırıl Türk evlatlarını alarak mankurtlaştırıp, emirlerindeki birer köle hâline getiriyorlar.

Adına nurculuk denen, resmi ve yasal dayanağı olmayan bu illegal irticai hareketin bugünkü elebaşısı, Said-i Kürdi’den bayrağı devralarak yürümekte olan Fethullah Gülen adlı gizli vatan haini ve Amerika ajandır. Türkiye’de bulunduğu sürece iç içe olmadığı siyasi lider kalmayan Fethullah, sonunda Ecevit ile birlikte çalışmıştır. Fethullah, 12 Eylül öncesinde komünistlerin önderliğini yapan Bülent Ecevit ile liseli aşıklar gibi resimler çektirmiş, Ecevit’in dizinin dibinden ayrılmamıştır. Oysa daha düne kadar komünistlerin önderliğini yapan kişi de yine aynı Bülent Ecevit’tir. Tabi nurcu müridlere göre bunda bizim anlayamadığımız çok gizli sırlar vardır. Biz kim oluyoruz ki Hocaefendi(!)’nin yaptığı işlere akıl erdirebileceğiz? O her şeyin en iyisini bilir. Demek ki Ecevit’le sarmaş dolaş olmasının da vardır bir kerameti.

fethullah-ecevit.jpg
Fakat tuhaftır bu keramet çabuk söndü. Fethullah, hakkında tutuklama kararı çıkınca Ecevit’i bırakıp kaçtı ve soluğu Amerika’da aldı. Bir de bahane uydurdu; güya ölümcül hastalığı varmış da, o yüzden Amerika’dan çıkamıyormuş, Amerika’da tedavi oluyormuş. Eğer bu hastalığı mani olmasa Türkiye’ye gelecekmiş, vatanını çok özlüyormuş vs. Peki bu hastalık ortaya çıkmak için Fethullah’ın hakkında Türkiye’de yakalama kararı çıkmasını mı bekliyordu? Bunları, aklı başında her fert oturup düşünebilir ama nurcular düşünemez…


Nurcuların, her ilde en az 10 - 15 tane öğrenci evleri var. Resmi olarak bir dernek, teşkilat ya da kuruluş olmayan nurcular, gayri resmi olarak bu evlerde bir örgüt faaliyeti gösterirler. Evlerinde, öğrencileri bedava beslerler, okuturlar ve bütün masraflarını karşılarlar. İlk bakışta çok cazip geldiği için genellikle kırsaldan Büyükşehre gelen, ailesinin maddi durumu kötü olan öğrenciler bunlara kanıp yanlarına giderler. Öğrencilik hayatları boyunca büyük kısıtlamalarla bu gayri resmi öğrenci evlerinde kalmalarına müsaade edilir. Bu evde kaldığı sürece bu öğrencinin okul dışında hiç bir yere gitmesine izin verilmez, Zaman, Vakit gibi irticacı gazeteler dışında herhangi bir gazete okuması, sigara içmesi, televizyon izlemesi, müzik dinlemesi, kız arkadaş edinmesi ve onunla haftasonu sinemaya gitmesi, bir pastanede oturup iki kola içmesi de hep yasaktır. Bunları yapan öğrenci, her ne olursa olsun direk gayri resmi olan bu evden atılır ve tek başına bırakılır.

Gelelim okuldan mezun olduktan sonraki duruma; bu evlerden birinde kalıp okuduktan sonra mezun olan bir kişi, mesleği ile ilgili olarak ve parasal yönden nurculara destek olmak mecburiyetindedir. Evlerinde okuyan bu kişi hakkında, ilerde şantaj yapabilecekleri bazı bilgileri alırlar ve mezun olduktan sonra kendilerine destek vermemesi ve yardım yapmaması durumunda şantaj başlar. Bu sayede kişi, istese de istemese de onlara destek vermek zorunda kalır. İşte bu yüzden bunların aralarına bir kere karışan bir daha yakasını kurtaramıyor.

Kafaları kurcalayan bir merak konusu da bu evlerin hangi parayla geçindiğidir. El alem bir karısını, iki de çocuğunu geçindirecek kadar para bulamıyor, nurcular Türkiye genelinde binlerce ev besliyorlar. Üstelik öğrenci besliyorlar. Yani öyle böyle değil, ciddi anlamda masraflı bir iş. Bunca öğrenci ne yiyip içiyor? O evlerin giderleri, faturaları kim tarafından karşılanıyor? Sadece Türkiye’de de değil, yurtdışında da çok sayıda evleri ve okulları var nurcuların. Yurtdışındaki okullar nasıl açıldı? Nasıl işletiliyor? Bütün bunlar korkunç bir maddi güç ister, hayli yüklü miktarda para ister. Ha deyince bulunacak parayla bunca iş yapılmaz, bunca ev ve okul açılmaz. Acaba nereden geliyor bu değirmenin suyu? Bence Amerika’dan geliyor ama bunu bir nurcuya sorarsak herhalde gökten indiğini söyleyecektir. İnsan bir kere akıl denen nesneden mahrum kalmayagörsün, nelere inanmaz ki…

Nurcular, yurtdışında açtıkları okullarla övünüp dururlar. Güya Fethullah, Türkiye’yi temsil etmek için açıyormuş bu Türk(!) Okullarını… Düşünmekten ve muhakeme etmekten münezzeh insanlar, her işi, her olayı önlerine sunulduğu gibi kabul ederler. Yorum yapmazlar, neden diye sormazlar. Ama biz böyle yapmıyor, düşünüyoruz. Ve ulaştığımız sonuç şu:

Amerika, müslümanları avucuna almak ve avucunda tutmak istiyor. Bunu yaparken de “her tilkiyi kendi bölgesinin tazısıyla avla” mantığıyla ortaya bir adam atıyor. Bütün dünyadaki müslümanların gözünde, ortaya attığı bu adamı “islam’ın halifesi” olarak gösteriyor. Böylece Amerika tarafından ortaya atılan bu adamın her sözü, müslümanlar arasında tartışmasız kabul edilecek. Bu adamın her söylediğine bütün müslümanlar inanacak ve ona göre hareket edecek. Gerçekten zekice bir yöntem ama bunu bize değil cahil Arap ve Farslara yutturabilir.

Bütün bunlardan anlaşılıyor ki; Kurtuluş Savaşı yıllarında cumhuriyeti yıkmak için Atatürk’e ve Kuvay-i Milliye ordusuna karşı çıkıp onları yok etmesi için müridlerine emir verenler, bugün de ellerini kollarını sallayarak, o beğenmedikleri ve istemedikleri ülkede yaşıyorlar. Bu ülkenin kurucusu olan Ulu Önder Mustafa Kemal’e ve bu yolda çarpışan askerlere kin ve nefret kusanlar hâlâ görev başındalar. İnsanların kalplerinde olan kutsal değerleri, dini, imanı, inancı, mezhebi alıp kullanarak, kendilerine sermaye yaparak pirim yapmaya çalışan bu yobazları tarih kesinlikle affetmeyecektir.

Din, insanlığın başlangıcından bu yana vardır. İnsanlar istediği dine inanabilir, inandığı dinin ibadetini de yapabilir. Buna kimse karışamaz. Fakat Fethullah ve nur tarikatı gibi insanların kutsal değerlerini sömürerek, bu değerler üzerinden şahsi menfaat sağlayanların varlığı, laik Türkiye Cumhuriyeti’nde olmaması gereken şeylerdendir. Dinler, inançlar, mezhepler, ibadetler vs. insanların kalplerinde kalır. Bunlar dışa vurulduğu ve hele üzerlerinden çıkar elde edildiği zaman kutsallığını kaybeder ve günlük siyasi tartışmalardan hiçbir farkı kalmaz. Zaten Amerika’nın tam olarak amaçladığı şey de budur. Fethullah’ı bütün dünyada “islam’ın halifesi” yapıp, Fethullah aracılığıyla, Müslümanları ve müslümanlığı tekeline alarak dünyadaki müslümanların hepsini yönetmek ve yönlendirmek. Tabi bir de Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin içine süzülerek her yeri ele geçirmek.

Türkiye’de yaptıklarına bakarsak, ne kadar sinsi olduklarını anlamak çok da zor olmayacaktır. Çocukları alıyorlar, bedava okutuyorlar, daha sonra bu çocukların geldikleri mevkilerden çıkar elde ediyorlar. Şeriatı işte böyle usulca devletin içine, hem de en kilit noktalarına sızdırıyorlar. AKP hükümeti iktidar olduktan sonra yapılan müthiş kadrolaşma hepimizin malumudur. Camideki imamı alıp okula müdür yapacak kadar esriyenlerin elbette tek amaçları, şeriatı ülke sathına yaymaktır…

Ülkemizde bunca iş olurken, Fethullah Amerika’daki evinde arkaya yaslanıp izliyor ve gülüyor. Müridlerinden hiç birisi de “yahu müslümanlık için çarpışıp onca uğraşan Fethullah, nasıl oluyor da müslümanlığın en büyük düşmanı olan Amerika’da yaşayabiliyor” diye sormuyor.
 
Son düzenleme:

Gök Yeleli Bozkurt

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
1,947
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bozkurtlardan Birine Sorun
Bu gün forumda gördüğüm dobra konulardan bir tanesi.

Paylaşımınız için teşekkürler.

Bu konunun açık istihbarat bölümünde geniş bir şekilde incelemesini yapmıştım.

Ülkemizde ki insanları bu tür çevreler din maskesi adı altında kandırıyorlar.

Ve bunların teşkilatlanması o kadar geniş ki dünyanın her tarafında var.

Adamlar çalışıyor,bizler ise duruyoruz.

Umarım zavallı halkımız bunların yüzünü görür ve görecek.

Daha dün bu feto papanın eteğini öpmüştü.

Şimdi de pennyslevina daki çiftliğinde cia ajanları tarafından korunuyor.

Fakat bunun da bir sonu olacak.

Kıl payı olarak ölümden kurtulmuştu.

Lakin çekirge bir sıçrar,iki sıçrar.....
 

CANBULAT

-Otağ Hanı-
Katılım
21 Mar 2008
Mesajlar
4,111
Tepkime puanı
0
Puanları
36
Konum
Tanrı Dağları Yaylağım, Orhun Nehri Sulağım
Yeni peygamber gelmişde haberimiz yok.Bazı mallar islamiyette var zannederek Hz.isayı bekleyip dururken birden bire Feto peygamber olu vermiş.Saidi kürdinin tohumlarını saça saça iş buralara kadar geldi. Boşuna dememişler kürtten olmaz evliya koyma avluya.Bedül zamanmış bilmemneymiş biz iyi biliriz kim bedül, kim zaman, kim hayin, kim yobaz.En sonunda bu milleti hıristiyanlaştıracaklar yada yeni bir din türetecekler.


Bu arada bu fetullah neden evli değil.Evliyse gizli evlimi gizli evlilik haram değilmi.Yoksa gayrı meşru ilişkilerimi var. Yoksa HZ peygamberden dahamı çok dine hizmet ediyor. Neden çok alimde sünnetlere uymuyor.Yoksa iktidarsızmı .Sonra fetullah nedemek neden gülen de, ağlayan değil. Adamı hiç gülerken görmedik ağlayan olsaydı düzenbaz olduğumu ortaya çıkacaktı.
 

GökTürk

Kurucu
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
1,015
Tepkime puanı
2
Puanları
38
Yaş
59
Konum
C¤ KIBRIS
Web sitesi
www.kibris1974.com
Arkadaşlar ben bu konuya yazmak istemiyorum, forum kurallarını tek tek çiğnemiş olurum Fethoş’un yüzünden onun için ben daha fazla bu Amerikan uşağı hakkında yazmak istemiyorum.

Bu tür konular aslında sadece insanlığa pislik değil burada forum kirliliği bile yapıyor diyebilirim.
 

AkBilge

New member
Katılım
2 May 2008
Mesajlar
34
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
izmit
Web sitesi
www.akbilge.com
Arkadaşlar
ben nurcu felan değilim önce onu belirteyim
bi şey klemek istedim o kadar
yukarda arkadaş ajandır isbatı var falanca yerde linkte demiş.....bakmadım.
Bu yazıyıda sona kadar okumadım..yarıda da bıraktım

Şimdi..
şu anda 250 000 civarı üyesi olan falanca forumun birinde uzun müddet islami atörlük peşine generallik peşine adminlik...sonra bıraktık..

Bu tür konuların hiç kimseye faydası olmaz.Olmadığı gibi herkesin ettiği de yanına kar kalır.
Yaptığın gıybet ise kul hakkı.Yok değil ise ki iftira..dahada büyüğü..

Şimdi tekrar söyleyeyim.Bu konular hakkında hiç yazmadım.Hatta yazılanları edit için vazifeden bile ayrıldım.
Gözlerimimi mi kapadım olaylara ? hayır.

Bu tür yazılar hatta kusura bakmasın konuyu açan kardşim aşırı ve aşırı gitmiş.
Velev ki velev ki tastamam yazılanların hepisi doğru bile olsa falanca yerden bu vatanın evlatlarını katleden köpeği aldıkları gibi bu vatana ihanet edeni de uzaya çıksa alırlar..
Yalan mı kardeşim. almazlar mı.alıp bu vatana ihanet edni almaz asmazlarmı asmasalarda almazlarmı içeri.?

Biraz sakin olun sakin olalım.
bu yazıyı nurcular okuyunca dönecekler mi acaba gittikleri yönden ? yooo kat iyetle.Herkesin alnında ne yazdı ise o olur.

Neyse bizde admin gibi elleşmeyelim bu konu hakkında zaten de bilgim yok delilim yok.belki sen haklısın belki o..
O yüzden diyorum hep banane.
 

Mücahit

Dost Üyeler
Katılım
25 Şub 2008
Mesajlar
45
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
Konum
Kıbrıs / Lefkoşa
Web sitesi
www.kibris1974.com
Fethullah Gülen Kimdir?

Fethullah Gülen:
fetullah.GIF

Ramis oğlu, 1942, Erzurum doğumlu.


1968 yılı itibariyle İzmir Merkez Vaizi, İzmir İmam Hatip ve İlahiyatta Öğrenci Yetiştirme Derneği Kestanepazarı Kuran Kursu öğreticisi görevlerinde bulunmuştur.
1969 Ağustos ayı içinde İzmir Buca’da kendi yönetiminde olan dernek ve Kestanepazarı Kuran Kursu’nda okuyan 100 öğrencinin katılımıyla açılan bir kampta, Kuran okumanın yanı sıra Risale i Nur eğitimi yapmıştır.
Aynı yıl içinde Said i Nursi için Isparta’da okutulan mevlüde katılmıştır.
1970′de İzmir’de Nurculuk üzerine programlar yapmış, ayrıca toplantılarda eğitici görevini üstlenmiştir.
1971 Ocak ayı içinde, İzmir İmam Hatip ve İlahiyat Öğrenci Yetiştirme Derneği içinde Nurculuk faaliyetleri yürüttüğü gerekçesiyle dernek idare heyetinden çıkarılmıştır.
Aynı yıl itibariyle Nurculuk faaliyetlerinden dolayı İzmir Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından ifadesi alınarak hakkında dava açılmıştır.

Anılan komutanlıkça açılan davası sonucunda vaaz etme yetkisi alınmıştır.
1972 Eylül ayı içinde Erzurum’a gitmiş, anılan ilde Nurcu liderle görüşmüş ve çeşitli Nur toplantılarına katılmıştır.
1973 yılı itibariyle Edremit’e tayin edilmesine karşın, İzmir’de ikamet ederek her hafta cuma günleri Edremit Alemzade Camii’nde vaaz vermiş ve her gelişinde ayrı ayrı Nur medreselerinde Nur toplantıları düzenlemiştir.
Aynı yıl itibariyle Edremit Merkez Vaizi görevi sırasında yaz aylarında Edremit civarında açılmış olan ve Nurcu öğrencilerin iştirak ettiği kamplarda Nurculuk faaliyetlerini organize etmiştir.
1974 Eylül ayı içinde Merkez Vaizliği’ne tayin edilmiştir.
1974 1976 yılları arasında yurt çapında çeşitli konularda konferanslar vermiştir.
1976 Temmuz ayı içinde Aydın çevresinde açılması planlanan Nur kamplarında F. Gülen’in fıkıh dersi vereceği öğrenilmiştir.
1976 Ağustos ayı başında İzmir Bornova ilçesi vaizliğine atanmıştır.
Münfesih MSP yanlısı olan Nurculardan Fethullah Gülen, İran’da gerçekleştirilen devrimin Türkiye’de de gerçekleştirilmesini arzulamakta olup, Türkiye’de İslami bir devrim için yurt sathında teşkilatlanmaya önem vermektedir.
İzmir Bornova Merkez Vaizi olduğu dönemde vaaz bantlarının yurt sathında dağıtılmasını sağlayarak Nurculuk propagandası yapmıştır.
19.04.1980′de İzmir’de gerçekleştirilen bir Nur toplantısında yaptığı konuşmada; birkaç gün içerisinde “Huruç harekatı” (Atılım harekatı) başlatılacağını, bu harekat için hemen hemen her ilde liderlerin tespit edildiğini, İran’da yapılan İslam harekatının Türkiye’de de böylece başlamış olacağını” belirtmiştir.
1980 yılında İzmir’de bir Nur toplantısında yaptığı konuşmada; “Huruç harekatının başarıya ulaşması için bütün yurtta kendi binalarında ve kiralayacakları müsait yerlerde orta ve yükseköğrenim gören öğrenciler için yurt binalarının açılması, yurtlarda eğitilen öğrencilerin meyvalarını vermesi, kendi fikirleri doğrultusunda çeşitli kitap ve dergilerin basımının gerçekleştirilmesi ile özellikle Türkiye’deki öğretmenlerin büyük bir bölümünün kendi yönlerinde faaliyet göstermeleri gerektiğini” ifade etmiştir.
24.06.1980 tarihinde, “Denizli Merkez Akyazılı Köyü Orta ve Yüksek Eğitim Vakfı” Denizli Şubesi’nin açılışında yaptığı konuşmada; “Milletimiz içinde bulunduğu zelil duruma, şeytanın uşakları muallimler ve onların yetiştirdiği inançsız talebeler nedeniyle düşmüştür. Rusya, Müslümanlığın giderek azalması ve komünizmin yayılması amacıyla, Türkiye’ye her yıl yardım göndermektedir. Ahlaksızlık, zina ve anarşi almış yürümüştür” tarzında ifadeler kullanmıştır.
Yazıcı Nurcuların lideri olan Fethullah Gülen, Bornova Merkez Camii’nde verdiği vaazlarında, hükümetin icraatlarını eleştirmiştir.
1980 yılında İzmir’de Nurcuların yayın organı “Sızıntı” adlı dergide zaman zaman “MFD” rumuzu ile yazılar yazmıştır.
12.09.1980 tarihinde Ege Ordu ve Sıkıyönetim Komutanlığı’nca kendisini yakalamaya yönelik operasyonu haber alması sonucu, İzmir’den Erzurum’a kaçmıştır.
16.10.1980 tarihinde müstafi addedilmek için Erzurum’dan 20 günlük, daha sonra Kayseri Tıp Fakültesi’nden 45 günlük rapor alıp Bornova Müftülüğü’ne göndermiştir.
1980 Aralık ayında İzmir Bornova Merkez Vaizliği’nden Çanakkale’ye tayinini yaptırmıştır.
1981 Ocak ayı itibarıyla Isparta ili Uluborlu ilçesinde bulunan Islah Sitesi’ndeki “İmam Hatip Lisesi Öğrencilerini Koruma ve Yetiştirme Derneği” merkezinde gizlenmiştir.
27.02.1981 tarihinde Eyüp İstanbul Hükümet Tabipliği, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Psikiyatri Kliniği’nce 20 günlük rapor almıştır.

22.03.1981 tarihinde Çanakkale Müftülüğü Merkez Vaizliği’nden istifa etmiştir.
1981 yılında Ankara’da Nurcu liderlerden “Toprak Diş Kliniği” sahibi Hayrettin Toprak‘ın evinde saklanmıştır.
1982 Mayıs ayında Konya’daki Nurcu liderlerle bir toplantı düzenlemiştir.
7.8.1982 tarihinde Keşan’ın bir köyünde gizlenerek “Molla” ve “Dahhak” takma isimlerini kullanmıştır.

Aynı yıl itibariyle Sızıntı grubuna mensup şahıslarca, Mekke’de kiralanan bir dükkanda adı geçenin bantları hac süresince Türk hacılarına satılmıştır.
10.06.1983 tarihinde Menemen Helvacıköy’de Y.İ.E. öğrencisi Yaşar Erdoğdu’nun yanında saklanmıştır.

Ege Ordu ve İzmir Antalya illeri Synt. Komutanlığı’nın 7 Şubat 1985 tarihli yazısı ile arananlar listesinde yer almıştır.
18 Mayıs 1985 tarihi itibariyle, kendisini maddi yönden destekleyen zenginlere hitaben İstanbul/Altunizade’de bir konuşma yapmış ve özel okullara maddi yardımda bulunmaları için etkileyici öğütlerde bulunmuştur.

23 Eylül 1985 tarihi itibariyle Çanakkale ili Biga ilçesinde mukim Fethullah Gülen grubuna mensup Nurculardan Sabri Kadıoğlu, Abdülkadim Zellüm adlı yazarın “Hilafet Nasıl Yakıldı” isimli eserini, Nurcular ile Milli Görüş mensuplarına ücretsiz olarak dağıtmıştır.

1 Ekim 1985 tarihi itibariyle; Hizb üt Tahrir mensubu Muhammed Kürdi, parti merkezinden aldığı emir üzerine, İzmir’de tahsilini yaparken, Fethullah Gülen ile bir görüşme yapmış, ancak bu görüşmede müspet bir netice alınamamıştır.
Genelkurmay Başkanlığı tarafından çıkarılan 15 Nisan 1985 gün ve 7130 97/85/Synt. İstihbarat Hrk. Ş. Ks. sayılı aranan şahıslar kitabının 2. kategori, 15. sayfa ve 588 sırasında arananlar arasında yer almıştır.

1987 yılında, İstanbul’daki evinde, imamlarına eğitim vermeye başlamıştır.
Ağustos 1987 ayında ders verdiği öğrencilerine yaptığı konuşmada; “Alparslan Türkeş ile görüştüğünü, Türkeş’ten cemaatini şeriat doğrultusunda yetiştirmesini istediğini, onun da kabul ettiğini” ifade etmiştir.
6 Eylül 1987 günü yapılan seçim yasaklarıyla ilgili referandumda, Turgut Özal’ı desteklemek maksadı ile Nurcuların hayır oyu kullanmalarını sağlamıştır.

Şubat 1990 tarihinde Korkut Özal’ın dünürünün İstanbul’daki evinde, “ANAP’ın geleceği ile ilgili” toplantıya katılmıştır.
Mart 1990 ayı içerisinde Türkiye’deki İslami faaliyetleri tek bir merkezden koordine etmek amacıyla oluşturulan İslam Şurası içerisinde yer almıştır.

1990 yılı içerisinde rahatsızlığı sebebiyle birkaç kez yurtdışına çıkmıştır.
20 Ekim 1991 tarihinde yapılan genel seçimler arifesinde münfesih MÇP’ye 3.5 milyar yardımda bulunmuş ve seçimlerde MÇP ile ittifak yapan RP’yi desteklemiştir.
Nisan 1992 ayı içerisinde, Azerbaycan‘a giderek anılan ülkede TV kurma çalışmalarını başlatmıştır.
Aynı tarihte ABD’deki Risale i Nur Enstitüsü’nün çalışmalarını yönlendirmek maksadıyla gizli olarak anılan ülkeye gitmiş, ardından Avustralya’ya geçerek Türk öğrencilerin akademik eğitim gördüğü okul ve kaldıkları yurtları ziyaret etmiştir.
Ayrıca kuracağı üniversitelerde ders verdirmek amacıyla söz konusu ülkelerdeki çeşitli profesörlerle de görüşmüştür.
1992 yılı içerisinde MÇP’den ayrılarak yeni bir parti kurma çalışmalarına giren Muhsin Yazıcıoğlu’na maddi ve manevi destek vermektedir.

19 Ocak 1994′te Ankara’da kurulan “Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’‘nın kurucuları arasında yer almaktadır.
1995 yılı içerisinde ABD, Almanya, İngiltere ve Rusya’nın Türkiye’deki büyükelçileri tarafından ayrı ayrı ziyaret edilmiştir.
Ağustos 1995 tarihi itibarıyla basında çıkan devlet yanlısı beyanları nedeniyle İBDA C örgütünün lideri Salih Mirzabeyoğlu tarafından ölümle tehdit edilmiştir…
 

Gök Yeleli Bozkurt

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
1,947
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bozkurtlardan Birine Sorun
akbilge o adamın asılamadığını sorguluyorsun.

apo iti asıldı mı?

Ayrıca ülkemizde çok vatan haini var onlar olduğu müddetçe de biliyorsun bazı şeyler zor.

Fakar şurası bir gerçek ki bütün fetoşçuları şuncuları buncuları bir gün temizleyeceğiz ve senin dediğin gibi asacağız buna emin ol.
 

AkBilge

New member
Katılım
2 May 2008
Mesajlar
34
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
izmit
Web sitesi
www.akbilge.com
Anlayamamışsınız bizi..
Üzüldüm..
tekrar okuyun kardeşler..

bi yandan bişeyler vermeye anlatmaya çalıştım bi yerden de savunmadığımı anlattım..hem de en başımda..
Hışımla değil de sevecen yaklaşalım.
İlk balkışta verilen karar yanlış olur hep.
diyoruz ki sen ve ben hep bir toplansak hangi nurcuyu çevirebilirsiniz yolundan ?

Neyse ya ettik bi hata .
bu konudan aboneliğimi kaldırayımda boşa altın vakti harcamayalım. daha güzel konular dururken değil mi ?
 

Gök Yeleli Bozkurt

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
1,947
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bozkurtlardan Birine Sorun
İlk verilen karar yanlış-manlış olmaz.

Kararlılık çok önemlidir,orduda da bu disiplin verilir.

Zaten sorunda fetoşçu değilim diyip te maske takanlar.

Bak kardeşim,yazını defalarca okudum.

Derdim onları yolundan çevirmek değil,ellerinden geleni ardlarına koymasınlar.

Fakat biz;Atatürk Gençliği yani İRTİCA YA Karşı olan gençlik,

Birbirlerine yardakçı olan akepe-israil-fetoş-nur cuları,

Zamanında def ettiğimiz gibi,onları doğduklarına bin pişman edeceğiz.

GELDİKLERİ GİBİ GERİ GİDECEKLER
 

AkBilge

New member
Katılım
2 May 2008
Mesajlar
34
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
izmit
Web sitesi
www.akbilge.com
Arkadaşlar
ben nurcu felan değilim önce onu belirteyim
başka bi söze gerek var mı ?
bi şey klemek istedim o kadar
yukarda arkadaş ajandır isbatı var falanca yerde linkte demiş.....bakmadım.
Bu yazıyıda sona kadar okumadım..yarıda da bıraktım
dedim ya yarıda bıraktım okumadım tamamını..
Şimdi..
şu anda 250 000 civarı üyesi olan falanca forumun birinde uzun müddet islami moderatörlük peşine generallik peşine adminlik...sonra bıraktık..
bu tür konuyu ilk açana yazdığım cevap şu idi...aynısı aşağıda.
Bu tür konuların hiç kimseye faydası olmaz.Olmadığı gibi herkesin ettiği de yanına kar kalır.
Yaptığın gıybet ise kul hakkı.Yok değil ise ki iftira..dahada büyüğü..
İki mavi ile yazılanın arasındaki. yani ne sana ne de bana faydası olmaz..emin ol olmaz. Belki şimdi anlayamazsın ama olur ya belki ilerde anlarsın..
Şimdi tekrar söyleyeyim.Bu konular hakkında hiç yazmadım.Hatta yazılanları edit için vazifeden bile ayrıldım.
Gözlerimimi mi kapadım olaylara ? hayır.

Bu tür yazılar hatta kusura bakmasın konuyu açan kardşim aşırı ve aşırı gitmiş.
Bu kardeşimiz biyerden almış bu yazıyı.Belki taraftarı belki de değil beni de ilgilendirmiyor açıkçası.
Fakat bu yazının yazısının mahiyetini yani yazı değil yazının altında yatanı çözmek lazım.Bırak da o da bizde kalsın artık anlayan anlar.
Velev ki velev ki tastamam yazılanların hepisi doğru bile olsa falanca yerden bu vatanın evlatlarını katleden köpeği aldıkları gibi bu vatana ihanet edeni de uzaya çıksa alırlar..
Yalan mı kardeşim. almazlar mı.alıp bu vatana ihanet edni almaz asmazlarmı asmasalarda almazlarmı içeri.?
Aleni yazıdan anlaşılamayacak ne var ?
Biraz sakin olun sakin olalım.
bu yazıyı nurcular okuyunca dönecekler mi acaba gittikleri yönden ? yooo kat iyetle.Herkesin alnında ne yazdı ise o olur.
bir daha yazayım o zaman
ne kadar bağırırsak bağıralaım faidesi yok. dönmez geri.
Neyse bizde admin gibi elleşmeyelim bu konu hakkında zaten de bilgim yok delilim yok.belki sen haklısın belki o..
O yüzden diyorum hep banane.
keşke demek hoş bişe değil ancak.....keşke bu konuyu elleşmeseydim.
Güzel kardeşim.Tavırlarınız kırıcı değil yıkıcı değil yapıcı olsun.
Anlattıklarından hiç kimse almaz alacağını bilakis tepki alır.
Tam okumadığım için son ve son yazıp aboneliği kaldırayımda bi daha bu konu için yazmayayım.çünkü alamıyorum konudan ve bu tür konulardan.
Biz demek istedik ki Gıybet dedik iftira dedik
İslami bölüme açmalı imişiz galiba
 

Gök Yeleli Bozkurt

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
1,947
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bozkurtlardan Birine Sorun
O vatan haini ve şereften yoksun bir insanın arkasından konuşmak gıybet mi?

Eğer böyle diyorsan demekki onu kaale alıyorsun.

Bak akbilge bence bu konudan hakikaten neyi kaldırıyorsan kaldır,

Yoksa bu nazik tavrımın değişeceğinden emin olabilirsin hatta sana garanti veririm.


Bütün fetoşçuları da yardakçılarını da devireceğiz buna da emin olasın.

O günler çok yakında senin fetoş dediğin adam vatikan da papanın eteğini öpmekle meşgul.

Al bu da gıybet.

Konu Kapanmıştır.
 
Üst