DAÜ'nin Temelini Dinamitleyenler !

Ayla Berkin

Onursal Üye
Katılım
13 Haz 2008
Mesajlar
386
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
74
Konum
Gazimagosa
Web sitesi
www.aylaberkin.com
DAÜ'NİN TEMELİNİ DİNAMİTLEYENLER !

Hani bir lafımız vardır; Sürekli suçu başkalarında arayan kişiler için. “ayağına taş değse benden bileceksin” deriz.

İşte Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde yaşayan işbirlikçilerinde yaptığı bu! Kendi hatalarının doğurduğu kötü sonuçlardan sürekli Türkiye’yi suçlu bulmaları! Kendileri sütten çıkmış ak kaşık sanki, Türkiye ise bütün kötülüklerin anası!

KTHY’nın çöküşünden nasıl ki Türkiye’yi suçlu buluyorlarsa, DAÜ de yaşanan son gerginliğinde faturasını yine Türkiye’ye kesiyor bu işbirlikçiler.

Kıbrıs Türk Hava Yollarının batışının asıl müsebbibi de CTP-BG hükümetidir. İhtiyaç fazlası istihdam yaparak, sektörün temellerini sarsan kendileri olmasına rağmen bin bir türlü entrikayla sektörün Türkiye ve UBP tarafından batırıldığına kendilerini ve kendilerine inananları da inandırdılar. Bu sektörün başında bir Türk’ün olmasını hazmedemeyenler kendi elleriyle sektörün sonun hazırlayıp, zaten sorunlar yumağı olmuş KKTC ekonomisine yeni bir sorun daha eklemişlerdi. Birlik beraberlik deyince akıllarına Rumlar gelen bu kesim, Türk’ün Türk’le olan beraberliğini bir türlü kabul edemiyordu.

DAÜ’de yaşananlarda yine bu Türk’ün Türk’le beraberliğinin hazmedilememesinden kaynaklanmaktadır.

DAÜ bir zamanlar KKTC’nin en güçlü ve en büyük sermayeye sahip Üniversitesiyken, kısa sürede büyük bir gelişme gösterirken, üstelikte Türkiye’de YÖK tarafından kabul edilen tek üniversiteyken, birden bir nasıl böyle bir çöküşün içine girdi.

Burada da tıpkı KTHY’nın çöküşünde olduğu gibi art niyetli insanların iş başına gelmesiyle başladı bu çöküş. Prof. Dr. Zafer Ertürk’ün, (16 Haziran 2003- 1 Mart 2004) CTP-BG iktidarıyla görevini Prof. Dr. Halil Güven’e (1 Mart 2004- 30 Kasım 2007) bırakmasıyla başlamıştır bu çöküş.

Prof. Dr. Zafer Ertürk’ün görev yaptığı süre içerisinde DAÜ içerisindeki çatışmaları dindirdiği, sevecen ve uzlaşmacı yaklaşımıyla üniversitede esen soğuk rüzgarları durdurmayı başarması, kendisine verilen bu görevi büyük bir özveriyle tamamlaması bu işbirlikçilerin işine gelmemişti. Ertürk, istifa ettirilerek yerine, vekaleten atanan Prof. Dr. Halil Güven getirilmişti.

İşte bu süreçte toplu istifalar, MYK’nın yeniden şekillenmesi ve hiç borçsuz büyük bir meblağ tutan bütçenin eritilmesi de bu dönemde başlamıştır. Gazimagosa’nın bir bakıma da gelir kaynağı olan bu Üniversite çökertilirken aynı dönemde Lefkoşa da başka bir Üniversite hızlı bir yükselişe geçmişti. Yakın Doğu Üniversitesi! Halil Güvenin göreve başlamasından sonra DAÜ’nin çöküşü engellenemez bir hal almıştı. Bu da sanki danışıklı döğüşün bir başka ayağı idi.

DAÜ çöküşünü yaşarken Rektör Halil Güven evinde kullanma suyu olarak arıtılmış suyla dolduruyordu deposunu… Yurt dışından gelen öğrencilere çok yüksek, okul harçları ödetirken, okulun verdiği hizmetin kalitesini de düşürüyordu. Bu durum dışardan öğrenci talebini de en alt seviyelere indirmişti o dönemde.

Evet, bu basit ayak oyunlarıyla koskoca köklü Doğu Akdeniz’in en büyük Üniversitesi olmaya aday bu okul iflasın eşiğine getirilmişti. Amaç bu büyümeyi dolaylı olarak da KKTC’nin dış devletler tarafından kabul görmesini engellemekti.

Bu gün eğer DAÜ’nin kolejlerini devretmek zorunda kalıyorsa Rektör Prof. Dr. Abdullah Öztoprak, bunun suçlusu yine CTP-BG ve yandaşlarıdır. Bu gün bu devretme olayına karşı çıkanlar da sanmayın ki KKTC için mücadele ediyorlar. Yine Rumların bir oyununa alet olmaktadırlar. Yani ülkemizde kargaşanın bitmemesi, sinirlerin bozulması için yapılan yeni bir denemedir. Eğer doğa okulları dedikleri gibi Fethullah’ın okullarıysa, bunun da suçlusu kendileridir. Daha önce DAÜ’nin temelini dinamitleyenler ve şimdi de o fitili ateşleyenler de onlardır. Türkiye’yi suçlamadan önce kendilerine baksınlar...


Ayla Berkin
16.06.2011

 
Üst