Devlet Kurmuş Partiyle Bağdaşmayan Tavırlar !

Makbule ÖTÜKEN

Onursal Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
532
Tepkime puanı
0
Puanları
0
DEVLET KURMUŞ PARTİYLE BAĞDAŞMAYAN TAVIRLAR!

Ulusal Birlik Partisi bu ülkenin kaderinde ve siyasal yaşamında önemli roller üstlenmiş bir siyasal parti.

Ulusal Birlik Partisi; bu ülke halkının büyük bir çoğunluğunun değerlerini savunan bir partidir.

Ulusal Birlik Partisi; ulusal mücadeleyi yaşam biçimi sayan vatandaşların sığınağı olan bir parti.

Ulusal Birlik Partisi; milli bir ulusal bir görevi yerine getirmek üzere; başta rahmetli liderimizi Denktaş’ın önderliğinde mukavemetçi insanların kurduğu bir parti.

Ulusal Birlik Partisi; bu halkın emeği, kanı ve canı üzerinde yükselen Devletimizin kuruluşunda öncül rol oynayan bir parti.

Ulusal Birlik Partisi; yıllarca üstlendiği hükümet etme görevini yerine getiren; ülkenin sosyal, ekonomik ve kültürel gelişmesinde, ilerlemesinde, bu günkü konuma ulaşmasında damgası olan bir parti.

Kuşkusuz; UBP için söylenecek, yazılıp çizilecek çok şeyler vardır.

Ancak bugünkü görüntüsüyle, parti içinde yaşanan ve kamuoyunun gözleri önünde cereyan eden kısır çekişmelerin bu partinin kuruluş ve var olma nedenleriyle örtüştüğünü söylemek maalesef mümkün değil.

Diğer siyasal partilerde de kurultay süreçlerinde bir takım gruplaşmalar ve çekişmeler olmuştur. Bu da doğaldır; ancak UBP’de daha kurultaya aylar varken yaşananların, ülkeye ve ülke halkına karşı duyulması gereken sorumluluk ve görev anlayışıyla bağdaştığını söylemek mümkün değildir.

Bunu bir söylemiyoruz!

Politik duruşunda her zaman sorumlulukla hareket eden; halk ve devlet için çalıştığına asla şüphe duymadığımız Lefkoşa İlçe Başkanı Faiz Sucuoğlu geçtiğimiz gün yapılan Lefkoşa İlçe Kongresinde yaptığı tarihi uyarılar ne yazık ki bizim gördüklerimizi paylaşan uyarılarda bulunmuştur.

Sn. Sucuoğlu diyor ki; UBP devleti kuran bir partidir. Bugün gerginliğe neden olan olumsuzlukların devam etmesi halinde bundan sadece UBP’ değil ülke de zarar görecektir.

Demek ki; UBP de bugün yaşananlar; ayak oyunları, gruplaşmalar, adeta kan davasına dönüştürülen eylem ve söylem biçimleri eğer böyle sürüp giderse sonuçta bundan sadece UBP değil ülke de zararlı çıkacaktır!

Zaten bizim de başından beri, yazdığımız uyarı nitelikli yazılarımız da hep bu kaygıdan ve görüp işittiklerimizden kaynaklanmakta!

Ha eğer birileri; politik hırs adına küçük olsun da benim olsun; partide sadece benim hükmettiklerim ferman yerine geçsin anlayışını devam ettirecekse ki öyle görünüyor; bu yöntemi politik duruş haline getirenler elbet gün ola halkın yargısından kurtulamayacaklardır.

Sn. İrsen Küçük elbette bu ülkeye hizmetleri geçmiş, birikimli bir siyaset adamıdır. Ancak; UBP’tabanın ve halkın Cumhurbaşkanlığı makamına getirdiği; partinin manevi lideri Sn. Eroğlu ile paylaşamadığının ne olduğunu da bu halka açıkça söylemek durumundadır.

Devamlı surette“Partiyi aile partisi olmaktan çıkaracağım” diyerek, Sn. Eroğlu ile restleşmeyi Onu hedef tahtası yapmasının ne partiye nede ülkeye yarar getireceğini söylemek mümkün değildir.

Geçtiğimiz gün yapılan Lefkoşa İlce kongresinde yaşanan manzaraları ve yapılan konuşmaları tarafsız bir gözle izleme olanağı buldum.

Sn. Sucuoğlu; uyarıcı nitelikte tarihi bir konuşma yaptı.

Başkan adaylarından Ahmet Kaşifin konuşmasında da kışkırtıcı, tasfiyeci, kişilikleri hedef alan bir üslup doğrusu göremedim.

Ancak Sn. Başbakanın üslubu maalesef kışkırtıcı, yerici ve itham ediciydi.

Sn. Başbakan konuşmasının bir yerinde diyor ki; “bana karşı çıkılma nedeni parti üzerindeki asalakların yaşam borularının kesilmesidir.”

Etmeyin Sn. Başbakan! Bugün size parti içinde muhalefet edenlerin milletvekili arkadaşlarınızın muhalefetini maddi birtakım hesaplarla bir yerlere koyabilirsiniz. Ancak muhaliflerinizin 4’ü bakan olarak atadığınız milletvekilleri ise böyle bir ithamda bulunmanızın maddi bir dayanağı olabileceğini hiç sanmıyoruz.

Parti içinde böylesi geniş kapsamlı bir muhalefet ortaya çıkmışsa bunu biraz da yönetme ve liderlik anlayışınızda aramak gerekmez mi?

Lefkoşa ilçe Kongresinde; rakip aday Sn. Ahmet Kaşif’e protokol yerinde oturabileceği bir yer dahi ayrılmamış olmasının parti içindeki politik rekabetin hangi seviyelere düşürüldüğünü görmek ve böylesi bir dışlayıcılığın partiye ve ülkeye verebileceği zararın boyutlarını tahmin için kahin olmaya gerek var mı acaba!

Ben şahsen; Sn. Sucuoğlu’nun ikazlarının dikkate alınmasının çok ama çok önemli olduğunu düşünenlerdenim.

Demokratik bir süreci kan davasına dönüştürmenin zararından çok ne faydası olabilir acaba?
 
Üst