Dimitris Hristofyas’ın Alicengiz Oyunu!

Salih Mehmet Ersoy

Onursal Üye
Katılım
18 Ağu 2008
Mesajlar
191
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
KKTC
GÜNEŞ DOĞARKEN
Salih Mehmet Ersoy


Dimitris Hristofyas’ın alicengiz oyunu!





Aylardır Pirgo – Yeşilırmak kapısının açılması için görüşmeler devam etmektedir. Ancak Rumun Bizans oyunu da aynen devam etmektedir.

Şimdi anladığımız kadarıyla Dimitri, Erenköy’e akaryakıt sevkiyatının yapılmasına şiddetle karşı çıkıyor. Fakat gelin görün ki Pirgo- Yeşilırmak kapısı açıldıktan sonra Pirgo’da bulunan 276.ncı Piyade Taburu’na akaryakıt sevkiyatının devam edip etmeyeceği gündemde yoktur.

Peki acaba neden?

Nedeni şudur. Dimitri şimdilik kafayı ilerideki günlerde Erenköy’e sevkiyatı yapılması mukadder olan akaryakıt için OHİ’sini rahatlıkla kullanmaktadır. Ancak Pirgo’da bulunan RMMO’nun 276.ncı Piyade Taburu için ileride akaryakıt sevk etmeyi de aklının bir köşesinde saklı tutmaktadır.

Peki ya Pile için ne demeli?

Yıllardır Pile sanki Rum kontrolündeymiş gibi bir uygulama sürmektedir. BM Barış Gücü’nün Pile’de konuşlanması dahi, Rum tarafının Pile köyü üzerinde tehdit ve baskı oluşturmasına engel olamadı.

Cumhurbaşkanımız Sn. Talat’tan istediğimiz, gözünü dört açmasıdır. Çünkü içimizden bazıları Rum tarafına bakarken özellikle sadece Dimitris Hrsitofyas’ı görme alışkanlığından bir türlü kurtulamamaktadırlar. Hâlbuki Dimitri de biliyor ki Yunanistan’ın emirleri hilafına tek bir adım dahi atması mümkün değildir. Nedeni ise, RMMO Komutanının ve Genel Kurmayda görevli subayların Yunanlı olması, Hristofyas’ın istediği gibi karar almasına engeldir de ondan.

Baksanıza, Dimitri ve diğer Rum parti başkanları, ikide birde Türk askerini ve Türkiye’yi işaret ederken, Yunan askerinden ve Yunanistan’dan tek kelime söylememekte, dilsiz rolü oynamayı tercih etmektedirler.

Şimdi serin kafa ile bir düşünelim.

Rum tarafı ille de birleşik Kıbrıs’ın tekrar oluşturulmasından yana bir tavır sergilerken, Türk tarafının olmazsa olmazlarını görmemezlikten gelmesi bir tesadüf mü, yoksa bilinen Bizans oyunlarının sahnelenmesi mi?

Adil, dürüst ve her iki halkın yararına olacak bir anlaşmanın yapılmasından kaçan taraf ile bir anlaşmayı nasıl yaparsınız.

Bir iki gün evvel Sn. Ferdi Sabit Soyer’in bir açıklamasını okudum. Sn. Soyer yaptığı açıklamada, Talat ve Hrsitofyas’ın arasında anlaşılmayacak hiçbir konu olmadığını söylemişti. Mülkiyet konusu buna dâhil demişti. Sn. Soyer devamla, “Bu sorun çözülebilir bir sorundur, yeter ki iyi niyet olsun, bence hem Sn. Talat ve hem de Sn. Hristofyas’ta bu iyi niyet vardır, her iki lider ve birçok insan çözümden yanadır, ancak aslolan, mümkün olan çözümü istemektir”.demişti.

Sn. Soyer’in Hristofyas hakkında iyimser olmasını anlamak mümkün değildir. Geçmiş düşünülerek bir yargıya varmak bence hem tehlikeli ve hem de aldatıcıdır. Hristofyas ile ayni ideolojik felsefeyi paylaşmak eğer Sn. Soyer’e güven veriyorsa, bu onun bileceği bir iştir.

Ancak unutmaması gereken husus, 1 Nisan 1955, 21 Aralık 1963 ve 15 Temmuz 1974 tarihleridir. Bu yazdığımız tarihler, ENOSİS için öngörülen ve Rum tarafını Türk halkına karşı silahlı mücadeleye sevk eden tarihlerdir. Bu ENOSİS misyonu sona ermeden gerek Hristofyas’a veya bir başka Rum lidere inanmak ve güvenmek, kendi kanaatime göre aptallıktır. Büyük bir Gaflettir.

Sn. Ferdi Sabit Soyer’den istirhamım, Cumhurbaşkanımız Sn. Talat’a gidip Hristofyas’ın Kıbrıs misyonunun ne olduğunu öğrenmesidir. Çünkü Hristofyas’ın Kıbrıs sorununu çözme düşüncesi, “POLİTİK MÜCADELE İLE ENOSİS’İ gerçekleştirmektir.

Bu hususta Hristoyas inandırcı bir açıklama yapmadan ona inanmak ve güvenmek, Kıbrıs Türk halkına karşı yapılacak en büyük hatadır, hatta ihanettir.
 
Son düzenleme:
Üst