Dr. Derviş Eroğlu "Hükümet yazı görmez"

DOĞUKAN

New member
Katılım
18 Eki 2008
Mesajlar
2,057
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
K.K.T.C.
resize.php
Ulusal Birlik Partisi'nin (UBP) yeniden genel başkanı olarak seçilmesinin ardından ilk demecini KIBRIS'a veren Dr. Derviş Eroğlu, hükümetin ömrünün kısa olduğunu belirtti:

NİSANDA SALLANIR HAZİRANDA BİTER...3 yıl önce bıraktığı UBP genel başkanlığını, önceki gün gerçekleştirilen kurultayda tekrar kazanan Dr. Derviş Eroğlu, CTP-ÖRP hükümetinin haziranda biteceğini belirtti. "Bence bu hükümet nisandan sonra sallanmaya başlar" diye konuşan Eroğlu, hükümetin ömrünün haziranda biteceğini, seçimlerden önce de CTP Genel Başkanı Ferdi Sabir Soyer başkanlığındaki bir hükümete de girmeyeceklerini vurguladı


İLK SEÇİMDE İKTİDAR... UBP'nin yeniden iktidara gelmesinin, ilk hedefi olduğunu belirten Eroğlu, "Yani kendi politikalarımızı KKTC'nin içinde bulunduğu sıkıntılardan nasıl kurtulacağı yönündeki çalışmalarımızı iktidara geldiğimiz zaman uygulayabileceğiz" dedi. Sektörlerle ilgili alınması gereken tedbirlere yönelik acil önlem planı hazırlamak için çalışmaları bulunduğuna dikkat çeken Dr. Derviş Eroğlu, "Bugün UBP'nin iktidara gelmesi özleniyorsa, ülkedeki sorunların, UBP kadroları tarafından çözülebileceğine olan inançtandır" diye konuştu

3 yıl önce bıraktığı Ulusal Birlik Partisi (UBP) genel başkanlığını, önceki gün gerçekleştirilen 17'nci Olağan Kurultayı'nda yapılan seçimle tekrar kazanan Mağusa Milletvekili Dr. Derviş Eroğlu, CTP-ÖRP hükümetinin haziranda biteceğini belirtti.

"Bence bu hükümet nisandan sonra sallanmaya başlar" diye konuşan Eroğlu, hükümetin ömrünün haziranda biteceğini, seçimlerden önce de CTP Genel Başkanı Ferdi Sabir Soyer başkanlığındaki bir hükümete de sıcak bakmadığını vurguladı.

Halen erken seçimi zorladıklarını ve zorlamaya da devam edeceklerini ifade eden Eroğlu, seçimin gerçekleşmesinin ardından, UBP'nin sandıktan birinci parti çıkması temennisinde de bulundu.

UBP'nin yeniden iktidara gelmesinin, ilk hedefi olduğunu belirten Eroğlu, yeniden UBP'nin Genel Başkanı olarak seçilmesinin ardından ilk mülakatını KIBRIS'a verdi.

"İlk hedefim iktidar olmak"

UBP'nin yeniden iktidara gelmesinin, ilk hedefi olduğunu belirten Eroğlu, "Yani, kendi politikalarımızı, KKTC'nin içinde bulunduğu sıkıntılardan nasıl kurtulacağı yönündeki çalışmalarımızı, iktidara geldiğimiz zaman uygulayabileceğiz" dedi.

Sektörlerle ilgili alınması gereken tedbirlere yönelik acil önlem planı hazırlamak için çalışmaları bulunduğuna dikkat çeken Dr. Derviş Eroğlu, "Bugün UBP'nin iktidara gelmesi özleniyorsa, ülkedeki sorunların, UBP kadroları tarafından çözülebileceğine olan inançtandır" diye konuştu.

Vatandaşların beklentilerini boşa çıkartmamak için çok çalışmaları gerektiğini kaydeden Eroğlu, UBP'nin bütün sektörlere yönelik yapması gereken şeylerin bulunduğunu ifade etti.

Hükümetin yanlış uygulamalarından dolayı ekonomik krizin derinleştiğini ve her geçen gün de derinleşmeye devam ettiğini vurgulayan Eroğlu, ülkeyi ekonomik krizden çıkarmaya mecbur olduklarını belirtti.

Halen, müzakerelerin de devam ettiğinin bilincinde olduklarını kaydeden Eroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
Éğer güçlü bir ekonomi sahibi olursak, insanların ekonomik sorunları asgariye indirilmiş olsa, görüşme masasındaki kişinin eli daha güçlü olur. O bakımdan, hem müzakerelerin, hem de krizden çıkılması için gerekenleri yapmaya çalışacağız."

"Annan Planına yönelik tavrımızdan pişman değilim"

17 yıl başbakanlık yapmış bir kişi olarak birikimleri ve geçmiş icraatlarından çıkardığı dersler olduğunu belirten Dr. Derviş Eroğlu, "Daha vereceğim çok şeyler var. En verimli yaşta olduğuma inanıyorum" dedi.

İcraat gerçekleştirirken yapılan hataları görebilmenin önemine vurgu yapan Eroğlu, başbakanlık yaptığı dönemde yan gelip oturmadığını, ülkedeki ve dünyadaki gelişmeleri yakından takip ettiğini söyledi.
UBP Genel Başkanı Eroğlu, UBP'nin, uzman ekipleriyle, bütün sektörlerdeki sıkıntıları açacak anahtarları bulacaklarını belirtti.

Geçmişte çıkardığı dersler arasında Annan Planına yönelik tutunduğu sert tavrında bulunup bulunmadığının da sorulması üzerine Dr. Derviş Eroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tabi özellikle dış politikada biraz esnek olmakta fayda var. Özellikle son zamanlarda müzakereler devam ederken sayın Talat'a zaman verilmesi şeklinde konuşmalarım da oluyor. Eskiden gelen siyasi görüşleri var. CTP genel başkanıyken ya da milletvekiliyken görüşleri başkadır, bugün bulunduğu makam ve o makamın verdiği sorumluluklar karşısında düşünmesi ve ortaya koyması gereken politikalar farklı. Dolayısıyla kendisini yakından takip ediyoruz. KKTC ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi arasında bir anlaşmanın ortaya çıkması için biz de kendisine destek veriyoruz ama bu anlaşma, elbette Kıbrıs Türk halkını tatmin edecek bir anlaşma olması koşuluyla... Yani sayın Talat görüşecek ve ben yaparım ben bilirim anlayışı içerisinde KKTC'nin geleceğini karartacak bir anlaşmaya da imza atmaya noktasına geldiğinde restimizi çekecek pozisyonumuzu alırız. Annan Planı tartışmaları içerisindeki tavrımızdan şikayetçi değilim; pişman da değilim. Çünkü Annan Planı o gün için Rumlar tarafından kabul edilmiş olsaydı, bugün Kıbrıs'ta çok daha büyük sıkıntıları yaşatacak bir anlaşma olacaktı. Onun için bu bir parti politikasıdır. Mühim olan ortaya koyduğunuz politikanın doğruluğu veya doğru olduğunu düşündüğünüz bir politikada istikrarlı davranışınızdır. UBP bu gibi konularda istikrarlı davranmıştır. Eskiden beri, CTP ve dönemin bir diğer partisi TKP, UBP anlaşmadan yana değil derlerdi. Hep ısrarla altını çizerek söylüyorum; ortaya çıkan bütün anlaşma metinleri bizim iktidarlarımız döneminde ortaya çıkmıştır. Ama reddeden, hep Rum tarafı olmuştur. Bazı anlaşmaları, 77-79 Doruk Anlaşmaları gibi, rafa kaldıran yine Rum tarafı olmuştur. O bakımdan UBP anlaşmanın karşısında ve Eroğlu anlaşmanın karşısındadır gibi bir düşünceyi kabul etmiyorum. AB'ye girilmesi konusunda ilk eylemleri başlatan, ilk çalışmaları başlatan yine biziz. O nedenle politikada bazı şeyler söylenebilir. Ama bir kısmı politika olsun diye, bir kısmı da gerçekleri ifade etsin diye söylenir. Biz Kıbrıs konusunda hep gerçekleri ortaya koyarak vatandaşın bilgisine aktarmaya çalıştık. Annan Planında da öyle. Referandumda % 35 hayır çıktı. Keşke diyorum % 48 hayır çıksaydı. Çünkü bütün Kıbrıs Türkü'nün o plana evet demeyeceğini ben biliyordum. Ama öyle bir propaganda yapıldı ki, 'evet' oldukça fazla çıktı. Ama bir şey görüldü burada; Rum ne verirseniz verin, sizi Kıbrıs Cumhuriyeti çatısı altına sokmadıkça bir anlaşma niyetinde değildir. Bu gerçek ortaya çıktı. Bu gerçeği de dünyanın gözüne sokmamız gerekirken, maalesef dünya gene, Annan Planından öte ne verebilirsiniz ki Rumlara evet dedirtesiniz noktasındadır. İşte bu da Annan Planına evet dedikten sonra, aslında verilen sözlerin peşine düşmek gerekirdi ve Kıbrıs Türkünün anlaşmadan yana, Rumların ise anlaşmamaktan yana olduğunu dünyaya göstermek gerekirdi. Yarın bir plan çıksa, öyle inanıyorum ki, Rumların Annan Planından öte beklediklerini o plana sokmaya çalışacaklardır."

"İki devlet olduğunu dünya ve Rumlar kabul etmeli"

Kıbrıslı Türklerin güneydeki devleti, Rumların ise KKTC'yi tanımadığını belirten Eroğlu, ikisinin de devlet olduğunu ve bu gerçekten hareket edilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Adanın iki kesiminde de ayrı iki halk bulunduğunu ve bunu yok sayarak hareket edildiği sürece, masada anlaşmanın zorlaştığını ifade eden UBP yetkilisi Dr. Derviş Eroğlu, "Bu gerçekleri dünya kabul etmeli ve güneye de empoze etmeli" dedi.

"Kötü komşu, evsize ev yaptırır" diye konuşan Eroğlu, Rumların anlaşmaz tavrının KKTC'nin kurulmasına vesile olduğunu kaydetti.

Rumların 77-79 Doruk Anlaşmasına imza koymasından sonra, anlaşma uygulama noktasına gelinseydi KKTC'nin bugün olmayacağını ifade eden Eroğlu, "Bizim devlet kurmamız Rumların uzlaşmazlığından, Rumların olayı BM Genel Kuruluna götürme gayretlerindendir" dedi.

"Rumlar, bizi sadece müzakere masasında tutup, zaman içerisinde ekonomik olarak çökmemize ve insanlarımızın bu sıkıntılardan bunalıp, nasıl çözülürse çözülsün noktasına gelmemizi beklerse, bu çok yanlış bir politika olur" diye konuşan Eroğlu, böyle olması durumunda da KKTC'yi tanıtmadan başka bir şansın kalmayacağını belirtti.
Eroğlu ayrıca, eğer Rumlar anlaşma niyetindeyse, mevcut gerçekler ışığında durumu değerlendirmesi ve ona göre politika belirlemesi gerektiğini vurguladı.

Türkiye ile ilişkiler... "Benim de bildiklerim var..."

Türkiye ile ilişkilerin konusunda ise Eroğlu, AKP hükümetinin, CTP ile bile uyumlu çalıştığını söyleyebilirse, UBP ile hayda hayda uyumlu çalışabileceğini ifade etti.
Kıbrıs konusunda Türkiye ile işbirliğinin sorulması üzerine Dr. Derviş Eroğlu, "Biliyorsunuz; söylenenler var, söylenmeyenler var... Yazılanlar var yazılmayanlar var. Dolayısıyla, bunları, iktidara geldikten sonra görüşüp, konuşur, anlaşırız. Başbakanken de Sayın Tayyip Erdoğan ile görüştüm. Daha önce Abdullah Gül Bey vardı onunla da görüştüm. Muhalefete düştükten sonra iki defa Sayın Erdoğan'la görüştüm. Genel merkezlerinde toplantı yaptım, benim de bildiklerim vardır" diye konuştu.

Eroğlu ayrıca, iktidara geldikten sonra, AKP ile de uyum içinde çalışabileceklerine inandığını söyledi.

"Talat'ın elinde KKTC silahı var. Bunu kullanmalı"

Eroğlu, Cumhurbaşkanı Talat'ın, müzakereleri başlatmasının doğru olduğunu ancak Gambari sürecine imza atmasıyla tek egemenlik ve tek vatandaşlığı kabul etmesinin ise yanlış olduğunu ifade etti.

Talat'ın elinde güçlü bir silah bulunduğunu, bu silahın da KKTC olduğuna dikkat çeken Dr. Derviş Eroğlu, "Bu devlet Talat'ın elinde bir güçtür ve bu gücü kullanabilir" dedi.

Tahsin Ertuğruloğlu'nun başkanlık döneminde Rum siyasi partileriyle başlatılan temaslar konusuna da değinen UBP Genel Başkanı ve Mağusa Milletvekili Eroğlu, kendi başkanlık döneminde hem Kliridis hem de Vasiliou'nun kendisiyle görüşmek istediğini ancak gerçekleşemediğini belirtti.
Karşılıklı görüşme yapmaktan çekinecek bir durumun bulunmadığını belirten Eroğlu, düşünceleri aktarmaktan daha doğal bir şeyin olmadığını ifade etti.

"Hükümet nisandan sonra sallanmaya başlar"

Erken seçim konusunda da açıklama yapan Eroğlu, "Bence bu hükümet nisandan sonra sallanmaya başlar, haziranda da ömrü biter" dedi.

CTP ile hükümet kurulması meselesine de değinen Eroğlu, kendi genel başkanlığındaki UBP'nin, tüm partilere eşit mesafede yanaştığını kaydederek, "Seçim olması durumunda şartlar ne getirecek? Sandıktan birinci parti çıktığınız takdirde görüşeceğiniz partiler vardır. O siyasi partilerin ortaya koyacağı şartlar ve koşullar vardır. Onları yetkili organlarda değerlendirip karar verme durumundasınız. Dolayısıyla bugün CTP ile hükümet kurarım ya da kurmam noktasında değilim" dedi.

Dr. Derviş Eroğlu, seçimlerden önce CTP Genel Başkanı Ferdi Sabit Soyer başkanlığındaki bir hükümete girmeyeceklerini belirterek, erken seçimi zorlamaya çalıştıklarını belirtti.

Eroğlu sözlerini tamamlarken, Kıbrıs konusunu sadece Cumhurbaşkanı Talat'ın omzuna yükleyip bırakılamayacağını, siyasi partilere de sorumluluklar düştüğüne işarete ederek, "Bugün ulusal konsey konusunda Sayın Talat, Denktaş bey gibi davranıyor. Ama siyasi partiler gerek mecliste, gerekse meclis dışında zaman zaman bir araya gelerek değerlendirmeler yaparsa KKTC'nin geleceği yönünde ortak tavırlar ve müşterek kararlar sergileyebilirse çok daha demokratik bir çalışma sistemi olur" diye konuştu.
 
Üst