EĞRİ OTURTULMUŞ ŞÖVALYE, ŞİMDİ DOĞRU KONUŞUR MU ???
Evet değerli okurlarım. Bir sözümüz vardır sıkça kullandığımız. “Eğri oturalım, ama doğru konuşalım” diyen. Bunun aslında ‘Eğri oturmaya gerek’ olması lazım bence. Çünkü öyle karakterler var ki aramızda; bu eğri oturtulmayı diyelim; - çünkü bunlar gerçekten de oralara eğri konuşmak için sadece eğri de değil; eğreti ‘oturtulmuşlardır’ – ve bu gücü haliyle ‘yerden bitti maaşallah, günah değil inşallah’ anlayışıyla fırsattan istifade, sadece oturtanların ve kendi çıkarlarına kullanmaktadırlar. Ve, işte bu şövalyelere eğri oturdunuz veya oturtuldunuz; bari doğru konuşunuz demeğe de gelmez. Çünkü bunlar gücün de, paranın da tadına tatmıştır ve hal böyleyken bunları bundan sonra oralara oturtanlar bile doğrultamaz artık...
Bir şövalye vardır bu ‘eğri oturtulmayı’; halkın milli duygularını, şanlı bayraklarını ve kasıtlı olarak düşürüldüğü çaresizliği de istismar etmek pahasına ‘doğru’ göstermeye çalışan.. Bakınız bu şövalye yakın geçmişte, temsil ettiği partiyi de; kendi (!) dava, can arkadaşlarını da; atmış olduğu palavralara güvenerek kendisine oy veren halkı da kullanmış bu, herkesçe malum şövalye, bakınız ansızın, bir geceyarısı bulduğu saltanatı kaybetmemek için bu günlerde neler diyor. “Bildiğiniz gibi ben ve arkadaşlarım iki eski partiden ayrılarak Özgürlük ve Reform Partisi’ni kurduk” diyor. Buraya kadar tamam. Ama bu şövayle’ye sormak gerek. Siz bu partinizi neden seçimlerden önce kurmadınız da seçimlerden hemen sonra kurdunuz o zaman? Bu, kasıtlı olarak size güvenerek oy vermiş halkın oylarını, bile bile ‘alıp ta sonra kaçmak’; temsil ettiğiniz partinize ve arkadaşlarınızı yüzüstü, yarı yolda bırakmak anlamına gelmez mi çok daha katı sıfatlar yanında? Bu dürüstlük mü; doğruluk mu; adamlık mı? Bir de ‘bildiğiniz gibi..’ diyor bak! Doğru. Ne yapmağa çalıştığınızı da, oraya neden oturtulduğunuzu da; siz gizlediğiniz halde, biz pek ala biliyoruz...
Ama bu şövalye: “Biz o eski liderlerin yönetim anlayışında bir değişme ihtimali göremediğimiz için; 30 yılı aşkın bir süredir insanımızı çaresizliğe ve umutsuzluğa mahkum ettikleri için ayrılmıştık” demez mi? El insaf yani. Bu şövalye burada, partiden ayrılma nedenlerinin yeni de olmadığını, otuz yıldan beri süregelen nedenler olduğunu söylemekle zaten kendi kendini batırmış. Kısacası ‘bari oyları da alalım da sonra firar edelim’ anlayışıyla; - ki, ben buna soğuk kanlılıkla, sinsice, art niyetle ve adice planlanmış derim -; kendisine oy veren halkı da, partisini de yüzüstü bıraktığını, daha doğrusu bir şekilde ‘çaldığını’ itiraf etmiş olmuyor mu?
Bu şövalye: “28 ay süren koalisyon ortaklığımızda sergilediğimiz ‘performans’a tüm ada şahittir” diyor bir de utanmadan!!! Siyaseten ‘başka kutupta’ – doğru; hep görevi dışında ve başka başka kutuplarda – “..eskilerin 30 yılda yapabildikleri işler kadar işler yaptık” diyor. Şövalye aslında o, ‘eski’ dediklerinin ve ulusal çizgiden bir milim bile ayrılmayanların 30 yıl içerisinde bile yapmadıkları tahribatı biz 28 ayda yaptık demeli. Çünkü bu şövalye; müsebbibi her kim olmuşsa olsun; oturtulduğu makamı da yetkiyi de açıkça ve bonkörce ve nankörce istismar etmiş; makamını ve gücünü, halkının refahı, devletinin bekası için değil; bin zorlukla kurduğumuz devletimizin köküne kezzap suyu dökmekte ve cumhuriyetimizi tasfiye ederek bizi ciğeri beş para etmeyen gavuaroğullarına köle, esir yapmağa çalışan Talat-CTP ikilisine koltuk değnekliğini, AKP’nin de piyonluğunu, komiserliğini yapmış. Sözde tanıtmak için gittiği hiç bir ülkede de KKTC’nin adını bile anmamış; sadece makamını ve devletin paralarını, Anavatan Türkiyem’in yetimlerden kesip gönderdiği paraları bol keseden savurarak dünya turu yapmış; imamı bulmuşken nikah üstüne nikay kıymış; hatta bayraklarımızı bile istismar etmiş bu şövalye; bir de yüzü kızarmadan halktan kendisini tek başına iktidara getirmesini istiyor; utanmadan demokrasiden bahsediyor! Sen o kara, karanlık gece ÖRP’yi kurmakla; zaten demokrasinin içine, pardon demokrasiye kapkara bir leke vurmuşsun! .Aslında YOKSUN be adam, YOKSUN!!!
Anavatanımızın (!) güçlü desteği ile 5 yılda kalkınabiliriz” diyor yüzü kızarmadan. Beş yılda yıktık; beş yıl daha veriniz de ‘belki’ tekrar kurarız diyor yani.. Evvela baştan ANAVATANIM TÜRKİYEM’i AĞZINA ALMA! KKTC’ni tasfiye atmek ve ‘Ver Kurtul’ politikasını kolayca sürdürebilmek için seni oraya oturtan ‘AKP’nin desteği ile’ DE!. Gerçekler ortada; buarada olsun doğru konuş!!! Hem, sirası gelmişken o, seçim öncesine rast getirilmiş 500 m dolardan, sizin payınıza ne düştü, onu da söyle!!! Sadece sorduk işte. Sormak hakkımız değil mi?- Evet, yeter ki ‘Tek Başına İktidar’ olsunmuş. Bak sen... Küçük ortaklığı !!! mamur etmiş de, tek başına iktidar olarak da şey edecek...Ne ise...
Allah bize 19 Nisan’a kadar sabır; bunlara da akıl izan versindiyelim...........