Ekonomik Kalkınma, Varoluşumuzun Çimentosudur

Salih Mehmet Ersoy

Onursal Üye
Katılım
18 Ağu 2008
Mesajlar
191
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
KKTC
GÜNEŞ DOĞARKEN
Salih Mehmet Ersoy

Ekonomik kalkınma, varoluşumuzun çimentosudur

Kıbrıs Türk halkı olarak yıllardır vermek zorunda olduğumuz varoluş mücadelemizin başlıca nedeni, ekonomik güçsüzlüğümüz ve nüfus sayımızın azlığından kayanaklanmış olmasıdır.

Ohalde, varoluş mücadelesi verirken, planlı ve programlı hareket etmek, içinde bulunduğumuz darboğazdan çıkmak ve dünyadaki şerefli yerimizi almak için hemen kolları sıvamak başlıca görevimiz olmalıdır.

Hasta bir insan sağlığına kavuşmak için bir doktora müracaat etmek zorunda kalıyorsa, doktorun tavsiyesine uyarak verdiği ilaçları alıp sağlığına kavuşmayı, ancak bu safhadan geçerken sabırlı olmayı becerebiliyorsa, ekonomik sıkıntı içinde bulunan bir halkın da güçlenmesi için uzmanların tavsiyesini almak kadar erdemli bir davranış olabilir mi?

Bu gün içinde bulunduğumuz ekonomik sıkıntıyı eminim ki planlı ve programlı bir çalışma ile aşabiliriz. Yeter ki sabırlı, azimli ve kararlı bir tutum sergilemiş olalım.

Eğitim sistemimizi rayına oturtmak için, gelecek kuşaklara okullarımızda dersler verilirken, sadece bir meslek sahibi olacaklarmış gibi eğitim vermek de kendi inancıma göre hatadır. Bu gün nice insan var ki, doktor olduğu halde, ticaretle, inşaat işleriyle ve hatta fabrika kurmak suretiyle ekonomiye katkı koymaya çalıştıklarını görüyoruz. Bu meslek dallarını çoğaltmak da mümkündür. Hukukcu olduğu halde, emlak işleriyle iştigal eden, öğretmen olduğu halde, bir nevi ticaretle uğraşan insanlarda görmek mümkündür. Hepsinin amacı, ekonomik güçlenmeyi sağlamak ve gelecek için daha sağlıklı ve emin bir geleceği kendileri, aileleri, çocukları hatta torunları için sağlamaktır.

Ohalde, eğitim çağında bulunan öğrencilerimize, günü geldiği takdirde çiçek yetiştirmeyi, fidan yetiştirmeyi, el sanatlarını öğrenmeyi ve yaptıklarını pazara sürmek suretiyle ekonomik sıkıntılarını aşmayı öğretebilirsek, eğitim için harcamak zorunda kaldıkları para için sıkıntı çekmemelerini sağlamak da bir erdem değil mi?

Bu gün hükümet edenlerden tek dileğimiz, mutlak surette ekonomik kalkınmamızın sağlanması için planlı ve programlı icraat yapmalarıdır. Hedef, dar gelirli vatandaşlarımızı rahatlatacak tedbirlerin bir an evvel hayata geçirmek olmalıdır.

Sistem vardır ve istenirse hemen uygulamaya konulabilir. Yeter ki istek ve irade hakim olsun.
İşsiz ve dar gelirli vatandaşlarımızı rahatlatacak tedbirler ise şu hususlar dikkate alındığı takdirde hayata geçirebilir.

1. İşsiz ve Dar gelirli vatandaşlarımızı tespit etmek ve bu vatandaşlarımıza hükümet tarafından verilecek “ İŞSİZ veya DAR GELİRLİ VATANDAŞ” kartı ile, sıfır KDV ile alış verişlerine olanak sağlamak.

2. Hastaneye müracaatlarında parasız işlem yapmalarını sağlamak.

3. Doğum belgesi, kimlik kartı ve benzeri konularda parasız işlem yapmalarını sağlamak.

4. İşsiz veya asgari ücretle çalışan vatandaşlarımız, gıda, ilaç ve lüks sayılmayan eşyalardan sıfır vergi ile alış verişlerini bir yasa ile bu imkândan yararlanmalarını sağlamak.

5. Belediyelerimizi sağladığı su, temizlik ve aydınlatma gibi vergilerinden muaf kılınmalarını sağlamak,

6. Elektrik ücretleri yarı fiyatına faturalara işlenmesi gibi tedbirler alındığı takdirde, başta dar gelirli vatandaşlarımıza derin bir nefes aldırmak mümkün olacaktır. Bütün bunları hayata geçirirken, vatandaşımızın bu olanakları suiistimal etmemesi için de tedbirler almak mümkündür.

7. Bütün mesele, içinde bulunduğumuz darboğazdan kurtulmaktır. Sabırlı olmayı, sabırlı davranmayı tetikleyen unsurun sıkıntısız bir yaşam olduğunu anlatmama gerek var mı? Vatandaş sıkıntı çekmeden yaşamını sürdürme imkânı bulduğu takdirde, bir seferi er gibi davranacağını, varoluş kavgamızı sabırla yürüteceğini, 1963- 1974 geçmiş mücadele yıllarımızda olduğu gibi başaracağımızdan asla kuşkum yoktur.
 

Dr.Yalnızefe

Dost Üyeler
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
1,339
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Ekonomik Kalkınma, Varoluşumuzun Çimentosudur

Ekonomik bağımsızlığını koruyamayan devletler, başka devletlerin hükümranlığını baştan kabul etmişlerdir. Bu tarih boyunca yaşanmış bir gerçektir. Maalesef Osmanlı'da son dönemlerinde bu kıskaca girmiştir. Ne acıdır şu anda Türkiye Cumhuriyeti'de bu kıskaca sokulmak istenmektedir. Ve hatta 1974'ten bu yana serbest ticareti engellenen Kıbrıs Türlüğü de aynı kıskacın içindedir.Bundan bir kaç yıl önce sözde Annan Planı referandumu yapıldığında evet oyu çıksın diy,e AB güya karşılıksız hibe yapacak ve limanlarını KKTC ticaretine açacaktı... Yalan hediyeler ve rüşvetlerin bugüne kadarki karşılığının koskoca bir 0 olduğunu herkes gördü.
Bunun yanında KKTC devleti 5 yıldır kendi iç yapısında sosyal toplum oluşturmak için (baştaki hükümetin garip politikaları nedeniyle) gereken çalışmaları yapmamıştır. Bunun sonucunda da toplumda gelir farkları gittikçe artmaya başlamıştır. Ayrıca devletin sosyal devlet olma özelliği de gittikçe azalmış, sağlık, eğitim ve işsizlik gibi temel konulara neredeyse hiç dokunulmamıştır.

Sonuç olarak heba olan bir 5 yılın ardından iç ve dış ekonomik sorunlarla başbaşa kalan bir UBP hükümeti ortaya çıkmıştır. Bundan sonra bizlerin her türlü ekonomik konuda UBP'ye fikir ve destek vermek zorunda olduğumuz günlere gelmişizdir. Başarılı olmaları en büyük dileğimizdir.

Saygı ve sevgilerle
 
Üst