Enosis Ve Megali İdea Tarihe Karıştımı?

CANBULAT

-Otağ Hanı-
Katılım
21 Mar 2008
Mesajlar
4,111
Tepkime puanı
0
Puanları
36
Konum
Tanrı Dağları Yaylağım, Orhun Nehri Sulağım
Enosis Ve Megali İdea Tarihe Karıştımı?

ENOSİS ve Megalo İdea konusunda görüş ileri süren kimi çevreler, ENOSİS'in Kıbrıs Cumhuriyeti kurulduktan sonra terk edilen bir ülkü olduğunu ve Makarios'un bağımsızlığı savunduğunu iddia ederler.
Önce Makarios'un Enosis'i savunan yüzlerce demeci, sonra 1964 saldırıları ve ardından 21 Nisan 1966 tarihli PATRİS gazetesinde yayınlanan AKRİTAS planı bu iddiaları temelden çürütmüştür.
Nitekim, aynı Makarios Yunan Cuntasına gönderdiği meşhur mektubunda bile "Kıbrıs devleti ancak Enosis'in gerçekleşmesi halinde dağılmalıdır" demekten çekinmiyordu. Tarih ise 2 Temmuz 1974'dür.
Bu arada Rum Meclisi'nin 1964 yılı Temmuz ayı ile 1967 yılı Haziran ayında aldığı ENOSİS kararlarının hala iptal edilmediği bilinmektedir.
Türk Barış Harekatları bu ülküyü fiilen olanaksız hale getirince, Rum Liderleri ENOSİS'i ağızlarına almaz oldular. Ne ki bu kez daha önce yıktıkları "Kıbrıs Cumhuriyeti" unvanına sıkı sıkıya sarılarak bir Rum Cumhuriyetine dönüşen bu devletin egemenliğini Kuzeye de yaymak için dünyayı arkalarına aldılar.
Bu ise adı konmamış ENOSİS'ten başka bir şey değildi: Rumların egemenliğinde azınlık bir Kıbrıs Türk halkı. Ada ha Yunanistan'a bağlanmış, ha, Ak Deniz'de İkinci bir Yunan Cumhuriyeti haline gelmiş. Bizim için bir şey değişmiyor.
Konuya bu çerçeveden bakılınca, Kıbrıs Türk Halkına azınlık hakları öneren ve eşitliğimizi öngörmeyen her önerileri, Rumların gerçekte ENOSİS fikrinden vazgeçmediklerinin kanıtı oluyor.
Ya Yunanistan açısından durum nedir? Şimdi Türkiye ile yakınlaşma politikasını desteklediğini ileri süren Yunan liderleri, gerçekten Megalo İdea fikrinden vazgeçmiş midir?
Bilindiği gibi Yunanistan'ın bu konudaki sicili oldukça karanlıktır.
Her şeyden önce Yunanistan, 1964 yılında adaya tam teçhizatlı 20,000 askeri gizlice göndererek, daha o tarihte Kıbrıs'ı fiilen işgal etmemiş miydi?
Andreas Papandreu, "Namlunun Ucundaki. Demokrasi' kitabında bunu açıklıkla itiraf ediyor. BM Genel Sekreteri'nin o tarihlerde BM Güvenlik Konseyi'ne sunduğu raporlar bu gerçeği kanıtlıyor.
Yunanistan Kültür Bakanlığı'nın 1982 yılında hazırlayıp dünya ülkelerine dağıttırdığı bir harita vardır.
Bu haritada, Ege ve Batı Anadolu Yunanistan'ın, Karadeniz bölgesi Pontus'un, Doğu Anadolu Ermenilerin, Güney Doğu Anadolu Kürtlerin, Güney Anadolu, Suriye'nin toprakları olarak gösteriliyor. Türkiye'ye ise sadece Orta Anadolu yani Ankara ve çevresi bırakılmış. Kıbrıs'ın tümü ise Yunanistan'a ait gösterilmiş.
Tarih 1982'dir ve bu haritaları dağıtanlar, ileri sürüldüğü gibi üç-beş şovenist değil, bizzat Yunanistan hükümetidir. Yunan Kültür Bakanlığı'nın kendisidir.
Bu arada Güney Kıbrıs'ta uzun bir süreden beridir "Federasyon Kanserdir" konulu barış karşıtı bir kampanya sürdürülmekte, duvarlar federasyonu bir akrebe benzeten afişlerle doldurulmaktadır.
Buna paralel olarak Rum yönetimi günde 2 milyon Dolar parayı, silah alımı için harcamaktadır. Rum Savunma Bakanı,bu silahların günü geldiğinde "Girne'ye Yunan Bayrağı dikmek için"kullanılacağını ve Yunanistan'la Kıbrıs'ın kaderinin ayrı ayrı düşünülmeyeceğini tekrarlamaktadır. Ortak Savunma Doktrini, Yunanistan'a hava ve deniz üsleri verilmesi hep bu amaca yöneliktir. Rum tarafının AB'ne tam üyelik girişimi de dolaylı ENOSİSİ amaçlamaktadır. Askeri ve ekonomik bütünleşmesini tamamlayan Yunanistan ve Rum yönetimi, AB çatısı altında siyasi bütünleşmeyi de tamamlayarak dolaylı yoldan ENOSİS'i gerçekleştirmek istemektedir.
Rum halkının ENOSİS'ten vazgeçmediğinin bir diğer kanıtı da Güney Kıbrıs'ta AMER adlı kamu oyu araştırma kuruluşunun Ekim-Kasım 199l'de yaptığı ankettir. Bu Ankette Rumların yüzde 57'si kendileri için uygun koşullar doğana kadar bir anlaşma yapılmamasını savunmuştur.
ENOSİS'in yaşadığı konusundaki diğer bazı yeni örnekler şunlardır.
Haftalık Periodiko dergisinin 15 Aralık 1991 tarihli sayısında yer alan bir söyleşiden:
"Bugün Türklere teslim olmuş durumdayız. Kıbrıs Rumluğu yok olmuş durumdadır. Siyasal Eşitlik ve Ortaklık bizi, Türklerin bütün adaya egemen oldukları bir duruma düşürecek, iki Halk ve iki Devlet hakkındaki görüşler, Türklerin nüfuzunu bütün adaya yayacak ve bütün ada çok geçmeden Türkleşecek. Madem ki Kuzeyden, Güneyden söz ediyoruz. Kuzey, er geç Güneye egemen olacak"
15 Aralık 1991 Politika Gazetesinde Başpiskopos Hrisostomos ile yapılan söyleşiden:
"Yüzde 181 yüzde 82 ile eşit tutan siyasi eşitlik kabul edilmezdir".
18 Aralık 1991 tarihli Eleftherotipia gazetesinde, Larnaka Rum Polis müdürü Prokopis Yeorgiu'nun açıklaması:
Pile'ye giden bütün yolları kapattık. Geçmişte Pile'de Türklere ait 40 dükkan vardı. Bunların büyük çoğunluğu kapandı. Kapatılmayanlar da yaşam mücadelesi veriyor. 7-8 kadar dükkan kaldı ve bunlar da günde birkaç saat açılıyor. Bundan başka bir zamanlar parlayan lokantalar birbiri ardına kapanıyor..."
29 Kasım 1991 tarihli Haravgi:
"Vasiliu, EOKA Mücadelecileri Cemiyeti'nden bir heyetle görüştü. Maliye Bakanının da katıldığı ve çok samimi bir hava içinde geçen görüşmede mücadeleciler, Cumhurbaşkanının gösterdiği büyük ilgiden ve MÜCADELECİLER EVİ'nin (EOKA EVİ) tamamlanması için açıkladığı cömertçe bağıştan dolayı memnuniyetlerini belirttiler..."
Simerini, 1 Aralık 1991 General Markopulos'un söyleşisi:
"RMMO, bugün yedek ve milis kuvvetleri ile harika bir ordu durumuna geldi. Bu ordu savaşabilecek durumdadır. Savaşmayı biliyor ve savaşmayı istiyor..."
1 Aralık 1991 tarihli Agon, Yeni Yol Derneği'nin açıklaması:
"Ülkenin bilinçli insanları vatanı satmak anlamına gelen federasyona karşı açık tavır takınmalı ve iktidardaki güçlere ulusal intihar anlamına gelecek deneyimlerin kabul edilmeyeceği mesajını vermelidir. İki kesimli, iki toplumlu çözüm şekli şimdi ve gelecekteki nesillere barış ve huzur getirmeyecek, aksine macera, çatışma ve Kıbrıs Rumlarının yok olma tehlikesini içeren bir PANDORA kutusudur."
24 Aralık 1991 tarihli Agon:
"Kısa adı EFA EFP olan Özerk Enosisçi Öğrenci Dernekleri Birliği ile DİSİ Partisinin öğrenci kolu Protoporia, iki ayrı gösteri düzenlediler. Yürüyüş, Koççino Dremitya köyündeki ENOSİS Kulübü'nden baladı. Bu arada savunmaya katkı için para toplandı. Bu yürüyüş vesilesi ile Özerk ENOSİS 'çi Öğrenci Dernekleri bir kez daha federatif çözüme karşı olduklarını yinelediler".
24 Aralık 1991 tarihli Filelefthoros:
"Göçmen Dernekleri yayınladıkları bildiride, Cuellar raporunu, 'taksimi yasallaştırma" olarak nitelendirdiler, bütün halkı raporu reddetmeye çağırdılar ve federasyona karşı mücadele edecek ortak bir komite oluşturdular..."
23 Aralık 1991 tarihli Fileleftheros:
"Kıbrıs hükümeti Cuellar raporunun eşit olarak paylaşılacak egemenlikten söz etmesinden endişe duyuyor. İleri gelen siyasi çevreler, egemenliğin eşit olarak paylaşılmasının kurulacak devleti içeriden yıkacağını belirtiyor..."
23 Aralık 1991 Simerini:
"DİSİ'den Letkoşa Belediye Meclisi'ne aday gösterilen Sampson'un kardeşi Vera Sampson, en çok tercih oyu alan kişi oldu".
2 Aralık 1991 tarihli Simerini, Yunanistan'da Öğrenim Gören Rum Gençlik Örgütü EFEK Genel Kurulu'nda alınan karar:
"İlk hedefimiz, bütün Türk işgal kuvvetlerinin ve sömürgecilerin ayrılması, bütün kayıp kardeşlerimizin akıbetlerinin belirlenmesi, bütün göçmenlerin evlerine dönmesi ile sonuçlanacak bütün Kıbrıs'ın kurtarılması ve bunun ardından kutsal self-determinasyon hakkının kullanılması olmalıdır. Federal bir devlet öngören doruk anlaşmalarından kurtulunmalıdır..."
Selanik'de Rum Öğrenci Örgütü PEOF aynı doğrultuda bir açıklama yaptı.
30 Aralık 1991 Simerini:
"EOKA'cılar Derneği ile Limasol Belediyesi, Vasiliu'nun yardımları ile Limasol'da EOKA RESİM GALERİSİ oluşturdular. Vasiliu, resimlerin satın alınması için 25 bin KL verdi."
15 Ocak 1992 tarihli Simerini:
1950 ENOSİS Plebisitinin 42. yıldönümü nedeni ile bir açıklama yapan DİSI Gençlik Örgütü Protoporia "ebedi emellerinin (ENOSİS) gerçekleşmesi için atalarının imzalarını yinelediklerini" açıkladı.
Bütün bu gerçekler ışığında; (Kıbrıs için konuşursak) Türk Halkının, egemenliği, siyasal eşitliği, ayrılma hakkı ve bağımsız devlet olarak varolma hakkını da içeren self-determinasyon hakkı tanınmadan, Kıbrıs Rum Liderliği'nin ENOSİS'ten veya adayı bir Yunan Cumhuriyeti yapma emelinden vazgeçtiğini söyleyebilir miyiz?
Egemenlik ve eşitliğimiz, yani KKTC tanınmadan ve ENOSİS'i yasaklayan bir Meclis kararı alınması kabul edilmeden, Rum liderlerinin sözlerini güvence sayabilir miyiz?
Türkiye'nin etkin ve fiili garantörlüğü kabul edilmeden, KKTC ile bir saldırmazlık anlaşması imzalanmadan, ambargolara ve silahlanma çabalarına son verilmeden, "Sınırlarımız Girne'de Biter" sloganları terk edilmeden, Kıbrıs'ı Helen adası yapma hayallerinden vazgeçtiklerini ileri sürebilir miyiz?
 
Üst