Eoka Kıskacında!!

Gök Yeleli Bozkurt

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
1,947
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bozkurtlardan Birine Sorun
Pan Hellenizm yani Megali İdea bir parçası olarak Kıbrıs adasının Yunanistan'a bağlanması (ENOSIS) amacıyla Atina'da 2 Temmuz 1952 yılından toplantılar başlatıldı. Makarios başkanlığında başlayan toplantıların sonunda 1 Nisan 1955'de Eoka (Ethniki Organosis Kyprion Agoniston) kuruldu.

Kıbrıs Türklerini adadan uzaklaştırmak için şiddete başvurmayı ilke edinen ,eoka Enosis'e ulaşmak amacıyla ünlü Akritas planını uygulamaya başladı. Türklere karşı terörist saldırıları düzenlediler, soykırıma varan katliamlara giriştiler. 1960 yılında kurulan Ortaklık Cumhuriyeti terörist saldırılar ve kasıtlı olarak oluşturulan kargaşa sonucunda 1963 yılında yükseltilen saldırı dalgasıyla yıkıldı. Katliamlar gün geçtikçe yaygınlaştırıldı. Dünya bu gelişmeler karşısında seyirci kaldı. Kıbrıslı Türkler kendi olanaklarıyla bu saldırılara karşı direnmeye çalıştılar.

1974 yılında Yunanistan'daki ABD destekli Albaylar cuntasının açık desteğiyle silahlı gücünü yükselten eoka'cılar Batı dünyasının açık hoşgörüsüyle eyleme geçtiler ve askeri darbeyle yönetimi ele geçirdiler; toplu kıyımlara başladılar. 11 yıldır kendi olanaklarıyla direnen Türkler güçlerinin sonuna gelmişlerdi. Türkiye Cumhuriyeti 1960 Garanti ve İttifak Antlaşmalarından doğan haklarını kullanarak Türkleri korumak üzere adaya sker çıkarmasaydı Türklerin önemli bölümü katledilmiş ve geri kalanlar denize dökülmüş olacaktı ve böylece Batı dünyasına göre Kıbrıs sorunu(!) da çözümlenmiş olacaktı.

Rumların Enosis yolunda başlattıkları kararlı mücadele tam 50 yıl sürdü.

"Bugün Rumlar değişti, Enosis'ten caydılar, AB ülkesi konumundalar, adada bir kez daha çatışma olmaz; artık Avrupa Birliği var" diye açıklama yapanlar için anımsatalım:

GKRY (Güney Kıbrıs Rum Yönetimi)'nin önderi Tasos Papadopulos bakınız 1 Nisan 1962'de Eoka'nın kuruluş yıldönümünde şu açıklamayı yapıyordu:

"Yabancı siyasi odakların dikte ettirmesiyle Zürih'te yazılan bu anlaşmalar (İngiltere-Türkiye-Yunanistan anlaşması) bir durak oluşturabilir. Fakat ne tarihi, ne mantıki, ne de varolan durum bakımdan bütün Elen dünyasının malı olan Kıbrıs için bir ölçü olamaz. Uygun koşullar oluşur ve vatan bizi göreve çağırırsa, ayni insanlar yeni bir mücadeleyi desteklemek için hazır olacaklardır.

Şu ana dek kırmış olduğumuz zincirlerden yeni silahlar yapacak ve bu silahlarla Kıbrıs'ı Yunanistan'dan ayıran uçurumun üstüne köprü kuracağız..."

Tasos Papadopulos'un bu konuşmasının ardından bir yıl geçmişti ki, Makarios önderliğinde kurulan ve Tasos Papadopulos'un da imzaladığı Akritas planı uygulanmaya başlandı. 1963 Aralık ayında adada Kıbrıs Türklerini yok etmek için başlatılan terörist saldırılar başlatıldı.

Rum-Yunan liderliğinin ve Tasos Papadopulos'un yürüttüğü kanlı Enosis savaşına göz yuman Batı dünyası ve Birleşmiş Milletler gözleri önünde gerçekleştirilen katliamları izlemekle yetinmişler ve Kıbrıs Türklerine karşı sürdürülen soykırıma karşı kıllarını bile kıpırdatmamışlardır.

Tasos Papadopulos'un ve Rum-Yunan liderliğinin başlattığı savaş tam 50 yıldır sürüyor. Eoka terörist örgütü bugün de varlığını daha da güçlenerek sürdürmektedir. Günün koşullarına ve ABD, A.B destekli ortama uygun olarak örgütlenme çalışmalarını yenilemektedirler.
 

Gök Yeleli Bozkurt

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
1,947
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bozkurtlardan Birine Sorun
Annan Plânı süreci ve EOKA
Haber ve açıklamalara bakmakta yarar var!

Mahi Gazetesi (6 Aralık 2002), "EOKA savaşçıları Annan Planına karşıdır... Canlarını Kıbrıs için feda etmeye hazırdırlar…" başlığıyla verdiği haberde EOKA'cıların Annan Planı'n tümüyle reddettiğini, bu planın "beklentilerine ters ve adaletsiz olduğunu" düşündüklerini yazdı.

Fileleftheros (1 Nisan 2003); Rum siyasi partilerinin tümünün EOKA örgütünün kuruluş yıldönümü nedeniyle yayımladıkları bildirilerde, "EOKA mensuplarından övgüyle söz ettiklerini ve Türk işgalinden kurtulma mücadelesini sürdürme kararlılıklarını" vurguladıklarını belirtti.

Mahi gazetesi (26 Kasım 2004), daha 13 yaşındayken EOKA B'ye katılan ve ENOSİS yemini eden, yaşamı boyunca bu yeminine bağlı kaldığını açıklayan Andreas Amautis isimli bir Rumla yapılan söyleşiye yer verdi. Bu EOKA'cı şunları söylüyordu:

"Yunan Hava Harb Okuluna girmek düşlerimdeydi, ancak 1963'de Türklerle savaşmak için okula gitmedim ve adada kaldım. Daha sonra gönüllü olarak Türk isyanına karşı durdum; orduya katıldım ve Dillirga'ya gönderildim. … orada Türklere karşı pek çok çatışmaya girdim, çünkü size söylemeliyimki Zürih anlaşmasının tümüne karşıydım..."

Görülüyor ki, EOKA'cıların savaş amaçları 2004 yılında da aynen sürmektedir. Bu durumu daha yakından görmek için açıklamaları sıralamayı sürdürelim:

Mahi (27 Kasım 2004): "Güney Kıbrıs'taki EOKA'cıların çocukları 24 Kasım günü bir araya geldiler ve EOKA'cı Çocukları Örgütü adı altında örgütlenme kararı aldılar."
Simerini (12 Aralık 2004): Yunan Kara Kuvvetleri Komutanı Nikolaos Duvas'ın GKRY'ni ziyareti sırasında "Bugün Makedonittisa'da Yunanistan ve Kıbrıs'ın asırlık bağlarını teyit ediyorum.

Yunan askeri mezarlığı ile EOKA'cı mezarları arasında bir uzaklık olmadığını saptıyorum... Yunan komandolarla EOKA'cılar ayni amaçlar için ölmüşlerdir..." dedi.
Simerini (12 Ocak 2005): "Mağusa'da Mücadeleci Çocuklar Birliği" başlığıyla verdiği haberinde, EOKA'cı çocukları ve torunlarının kısa süre önce "Köfünye'de (Geçitkale) gerçekleştirdikleri kuruluş toplantısı ile bu örgütü kurduklarını, toplantıya Mağusa Bölgesi EOKA'cılarının da gözlemci olarak katıldıklarını" bildirdi. EOKA'cı birliğinin macaı şöyle açıklandı:

".....ana hedef, kutsal EOKA mirasını yüzyıllarca korumaktır. Örgütün kuruluş tüzüğünün hazırlanması için geniş bir örgütlenme komitesi kuruldu ve komitenin hazırlayacağı tüzük yeni bir toplantıda onaya sunulacaktır. Kuruluş tüzüğünde öngörülecek olan çok sayıda komitenin kurulmasına özen gösterilecektir..."

Simerini (30 Ocak 2005): Kıbrıs yönetiminin Tasos Papadopulos aracılığıyla "Kıbrıs Cumhuriyet'inin 1955-59 EOKA döneminde 'Kıbrıs'ın özgürlüğü için savaşarak yaşamını yitirenleri onurlandıracağını" bildirdi. EOKA'nın 50. yıldönümü ile "yaklaşık 21 bin EOKA'cıya Rum Yönetimi Başkanı'nın imzasını taşıyan EOKA madalyaları verileceği" belirtildi.

Mahi (2 Şubat 2005): SİMEA (EOKA Anısını Yaşatma Konseyi)' dan bir heyet görüşmelerde bulunmak üzere Atina'ya gitti.
Mahi (3 Şubat 2005): SIMEA (EOKA Anısını Yaşatma Konseyi), EOKA'cı Birlikler, Kurtuluş Mücadelesi Vakfı, Rum Ortodoks Kilisesi ile Eğitim ve Kültür Bakanlığı, 2005 yılını 'EOKA Kurtuluş Mücadelesi Anı ve Onur Yılı' olarak ilan etti… 2005 yılı süresince çok saysıda etkinlikler düzenlenecektir
 

Gök Yeleli Bozkurt

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
1,947
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bozkurtlardan Birine Sorun
Durum yeterince açıktır !

Bu gelişmeler ışığında; Kıbrıs adasının geleceğini göremeyenler ve ölümcül sonuçları
kavrayamayan kurumlarla yöneticiler ve A.B yolunda kişisel çıkarlarını öne alanlar bilmelidirler ki, GKRY'nin Enosis yolunda oluşturduğu terör örgütü EOKA'nın adada yeniden yapılanması ve Rum yönetiminin bu yapılanmada öncülük üstlenmesi;

2005 yılının Rum ve Yunanistan desteğinde 'EOKA YILI' olarak ilan edilmesini ve 21.000 EOKA Militanına AB üyesi bir devlet tarafından madalya verilmesini görmezden gelmek acı sonuçlar doğuracaktır.

Avrupa Birliği ülkesi konumunda olan Rum yönetimi, Avrupa, Birleşmiş Milletler, ABD ve İngiltere'nin gözleri önünde EOKA'yı örgütlemektedir.

Dünya bu durumu görmezden geliyor. 1963'den 1974 ortasına dek Kıbrıs Türklerinin katledilmesine sessiz kaldıkları gibi...

Bu gelişmelere bir kez olsun bakmayanlar Türkler'i karalamaktan geri kalmıyorlar ve Türkler'i 'uzlaşmaz bir tutumu sürdürmek" ile karalıyorlar, Türkler'e açıkça 'asi' ve 'barbar' diyorlar.

Annan planına 'evet' dedik de ne oldu? Bu oyunu görmek o denli zor muydu? Bize 'evet' dedirtenler Rumlar'a 'hayır' dedirtmediler mi?

Şurası açıktır ki, bu yöntem tutmuş ve Rumların Annan planında belirtilenlerden de daha geniş haklara sahip olacakları bir plan uğruna oynanmıştır bu oyun!

Hedef:

Kıbrıs Rum yönetimi ve topluma egemen siyasal örgütleri 2005'i 'EOKA yılı' ilân ederek ana hedefe doğru ilerleneceğini kendi toplumlarına göstermektedirler.
Türkiye Cumhuriyeti, Kıbrıs'taki barış ortamının Rumlar lehine bozulmasıyla Kıbrıs'taki Türk varlığından cayacaktır. Türkiye Cumhuriyeti etnik bir federasyona dönüştürülmek istenecektir.

Ege ve Akdeniz'de 'sorun' olarak gösterilen durum Türkiye Cumhuriyeti aleyhine dönüştürülecektir. 'Serbest dolaşım' ya da 'mülk edinme özgürlüğü' gibi ölümcül haklar verilerek Batı Anadolu'dan başlayarak Türkiye'nin nüfus yapısı değiştirilecek ve 1919 öncesine döndürülecektir.

Bu gelişmeler ortaya sürülen 'yeni çözüm planı' başlıkları ile ustaca sunulan ve Kıbrıs'ın, Türkiye'nin güvenliğini ve hatta Akdeniz'e kıyısı olan ülkelerin, Ortadoğu'nun güvenliğini tehdit eden büyük planı görmemek aymazlıktan öte bir ihanettir. Bunu görmek için Atina'da gerçekleştirilen EOKA ilişkilerine bile bakmak yeterlidir.

Bu gelişmeler ne Kıbrıs Türklerine ne de Kıbrıs Rumlarına, ne Yunanistan'a ve Ortadoğu ülkelerine barış getirir. Çatışmalar içinde köleliğe, onursuzluğa, insandışı bir yaşama doğru yol alınacaktır. Bu acı sonuçlardan en büyük pay ise Kıbrıs Türklerine ve Türkiye

Cumhuriyeti'nin yurttaşlarına düşecektir.
Unutulmamalıdır ki, tarih kendini yinelemez ama geçmişin hataları sürdürülürse aynı tarih daha büyük acıları ve zehirli sonuçları doğurur!

Önce Türkler uyanmalı; gerçekleri anlamalı ve olumsuz gelişmelere karşı tüm insanlığı uyandırabilmelidir.

Çünkü duyarlı olma zamanı gelmiş ve geçmektedir!
 
Üst