EOKA,
Mücadelesine İlham
Ve Yön Veriyormuş!..
‘’ Ada da tek bir Türk kalmayıncaya ve ada Yunanistan’a ilhak edilinceye kadar bu mücadele devam edecektir..’’
( E.O.K.A’nın kurucusu )
( Baş Piskopos ve Kıbrıs Cumhuriyeti )
( Cumhurbaşkanı Makarios )
Rum yönetimi başkanı Hristofyas hafta başında Larnaka’ya bağlı Kalahorya köyünde EOKA kanlı terör örgütünün 2’nci başkanı Grigori Avksentiu’nun ölümünün 52’nci yılı nedeni ile yapılan anma törenine katılmış ve burada yaptığı konuşmada Kıbrıs sorununun çözümü ile ilgili olarak özetle şu konuların altını çizmiştir..
‘’ BM Güvenlik konseyinin ilgili kararları uyarınca siyasi eşitlik ile iki kesimli ve iki toplumlu federasyon çerçevesinde işgali ve kolonizasyonu sonlandırarak , Kıbrıs’ı yeniden birleştirecek bir çözüm için mücadele ettiğini yineleyerek. Çözümün, devletin topraksal bütünlüğünü, birliğini, tek halk, tek uluslar arası kimliği garanti altına alacak bir çözüm olması gerektiğini ve ayrıca uluslar arası hukuk, Güvenlik Konseyi kararları, AB’nin temel ilke ve değerleri ile uyumlu olması gerektiğini dile getirmiştir..Hristofyas konuşmasının son bölümünde de; EOKA’nın 2’nci başkanı Avksentiu’nun ölümünden 52 yıl sonra bile mücadelesine yön ve ilham vermeyi sürdürdüğünü ifade ederek; EOKA terör örgütüne övgüler yağdırmış, bu örgüt mensuplarının vatan için özgürlük ve sevgi yolunda yaşamları boyunca yiğitlik, güvenirlik ve kahramanlık dersi vermişlerdir demiştir.. Törene ayrıca Kitium Metropoliti Hrisostomos da katılmıştır..
Yukarıdaki haberi sizlere aktardıktan sonra akla gelen ilk soru şu olmalıdır?..Bu dönemde çözüm adına yürütülen görüşme sürecinde barış havarisi ilan edilerek; CTP’li yoldaşları tarafından yere göğe sığdırılamayan Rum tarafının temsilcisi Hristofyas, halen kendisini Kıbrıs Cumhuriyetinin ve ada da yaşayanların tamamının Cumhurbaşkanı olarak görmekte ve tüm dünya kendisini bu sıfatla tanımaktadır!..Kıbrıs Türk Halkının temsilcisi olan Cumhurbaşkanı Talat’da bunu aynen kabul ederek görüşmeleri sürdürmektedir!..Peki farz edelim ki müzakere için belirlenen tüm konu başlıklarında anlaştılar ve Hristofyas ada da yaşayanların tamamını temsilen Birleşik Kıbrıs Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanlığı görevini devr aldı!..Mücadelesine E.O.K.A liderlerinin yön verdiğini ifade etmekten çekinmeyen bu E.O.K.A sever Rum liderinin Kıbrıs Türk halkına bakış açısı nasıl olacak dersiniz?..Kıbrıs Türk’ünü top yekun ortadan kaldırmak amacıyla Baş Papaz Makarios tarafından kurulan ve çoluk, çocuk, genç, yaşlı demeden binlerce insanımızı katlederek onları diri, diri toplu mezarlara gömen eli kanlı terör örgütü E.O.K.A’dan almış olduğu ilham ile mi yönetecek?..Yoksa Rum ulusal konseyine ve Rum Ortodoks kilisesine vermiş olduğu söze sadık kalarak, ada Yunanistan’a ilhak oluncaya kadar türlü Bizans oyunları ile ilk aşamada Kıbrıs Türk Halkına yeterli gördüğü azınlık statüsü verecek ve daha sonra da bu haklarını dahi tanımayarak, Kıbrıs’ta ki tüm Türk’leri yok mu edecektir?
Sevgili Kıbrıs Türk Halkı, Sevgili Gençler:
Şundan hiçbir kimsenin şüphesi olmamalıdır ki!..Kıbrıs adası Yunanistan’a ilhak oluncaya kadar hiçbir Rum Lideri bu hedefinden asla vazgeçmeyecektir..Onun içindir ki Rum toplumunun başındaki yeni başkan göreve gelir gelmez ilk beyanatında: ‘’ Türk Askeri ada’yı terk etmelidir..Türkiye’nin garantörlüğü kabul edilemez!..’’ demiştir..Çünkü Türk askeri ada da var olduğu sürece, beyinlerindeki o sinsi emellere asla ulaşamayacaklardır!..Onun içindir ki 1955-1974 arasında; azılı E.O.K.A çetelerinin Kıbrıs Türk’üne uyguladığı soykırım hareketini unutturmak adına, Kıbrıs’ta tüm sorunların 1974 den sonra başladığı yalanına sığınmakta, yakın tarihimize damgasını vuran ve yapmış oldukları Kanlı noel, Taşkent, Atlılar, Muratağa katliamlarını hatırlamak dahi istememektedirler!..Tarihi belgeler bunun Girit’te de, Batı Trakya’da da böyle olduğunu kanıtlar..
Şimdi hiçbir şey yaşanmamış ve sanki suçlu taraf Kıbrıs Türk Halkıymış gibi karşımıza geçmişler bunu böyle yapacaksın!.. Bundan vazgeçeceksin!.. Bu benim hakkımdır!.. gibi dayatmalar ile Kıbrıs Türk’üne diz çöktürmek istemektedirler!..Ancak buna asla muvaffak olamayacaklardır. Çünkü tarihin hiçbir döneminde Türk’ler Rum’a boyun eğmemişler ve onların boyunduruğu altına da girmemişlerdir..Ama gelin görün ki son 6 yıldır Kıbrıs Türk Halkını yönetenler sanki tarihimizde yaşanmışları unutmuşçasına hareket ederek; anlaşma uğruna halkımızın egemenliğinden, devletinden ve kimliğinden vazgeçmeye hazır olduklarını beyan etmişlerdir!.. Bununla da kalmamışlar mülkiyet konu başlığı görüşmelerinde de Rum’un çok tehlikeli bir dayatmasına yeterince ses çıkaramayarak, mal, mülk, ev ve arazi haklarının görüşmesinde ilk tercihin Rum’a ait olacağı tezini ret etmemişlerdir!..
Kıbrıs adasında tarihin her döneminde var olan Kıbrıs Türk’ünün Vatan bellenen bu topraklar uğruna verdiği mücadelenin, bu mücadele de seve, seve canlarını feda eden Şehitlerimizin, 35 yıldır kurup yaşattığı K.K.T.C devletinin ve Kıbrıs Türk Halkının kazanılmış tüm haklarının ve tarihi gerçeklerin göz ardı edildiği ve hatta ne acıdır ki tüm bu değerlerin yok sayıldığı bir dönem, bu günkü kadar acımasızca yaşanmamıştır!
Bu nasıl bir politik anlayıştır ki çözüme ulaşmak adına bir halkın tüm can damarlarının kesilmesi dahi söz konusu edilebilmekte ve pazarlığı yapılabilmektedir?..Egemenliğinden, devletinden ve kimliğinden vazgeçilen bir halkın varlığından söz edilebilir mi?.. Bu halk o coğrafyada barınabilir mi?..Bu nasıl bir hezeyan, bu nasıl bir anlayışın ürünü olabilir?..Tüm bu dayatmalar karşısında nasıl sessiz ve sakin kalınabilir?..
Kimilerine Vatan bellenen bu topraklar ve gönderde dalgalanan Ay Yıldızlı Bayraklar bir şey ifade etmeyebilir!..Kimileri için öncelikli hedef Rum işbirlikçiliğinin hedefleri de olabilir!..Ya da birilerine AB’nin vaat etmiş olduğu sahte cennet bahçeleri ile süslü hayaller, Avrupa vatandaşlığı pasaportları ve ceplerini şişiren euro ve dolarlar da çok tatlı gelebilir!..
Ama şu gerçeği hiçbir makam sahibi ve hiç kimse unutmamalıdır ki!..Kıbrıs adası var olduğu sürece, Türk oğlu Türk olmanın gururunu taşıyanlarda bu adada var olacaktır..Kıbrıs Türk Halkının ezici bir çoğunluğunun bu gurura ortak olduğu da unutulmamalıdır..Bu gururun onurunu paylaşan Kıbrıs Türk’ü kendilerine vaat edilen o pembe hayallere ve yalanlara artık itibar etmemekte kararlıdırlar!.. Onun içindir ki kimileri için bir şey ifade etmeyen milli değerlerimiz bu gururu paylaşanlar tarafından sonsuza kadar korunmaya devam edecektir..
Milli tarihimizi okul kitaplarından çıkararak, milli değerlerimizin unutulacağını ve milliyetçi duyguların yok edilerek ona buna teslim olmak demek olan AB değerlerini esas alarak Kıbrıs Türk Halkına teslimiyetçiliği yenilikçilik diye yutturmaya kalkanlar, eşsiz tarihimizin zaferlerle dolu sayfaları arasında yok olup gideceklerdir..
Kıbrıs Türk Halkı 19. Nisan. 2009 Tarihinde yapılacak olan erken seçimlerde tarih sayfalarına yeni bir zafer daha yazmaya hazırlanmaktadır..Bu zafer, sadece E.O.K.A mücadelesinden ilham alan, bu kanlı örgütün tarihteki katliamlarını görmezden gelerek kendisine Türk Halkını yok etme politikaları belirleyen Hristofyas’a karşı kazanılmayacaktır!.
Bu zafer aynı zamanda, uyguladıkları ekonomik politikalarla Kıbrıs Türk’ünü adeta Rum kesiminden alış veriş yapmaya mahkum eden ve dayanılmaz geçim sıkıntıları yaşatan iktidara, son 6 yıldır uyguladıkları dış politikalarla Kıbrıs’ta verelim kurtulalımı, Rum’lardan bir adım önde olmayı marifet sayanlara ve bu zihniyetten aldıkları cesaretle Türk Askerine dil uzatmaktan çekinmeyen, T.C Büyük Elçiliği önünde gösteriler yaparak Türkiye’yi işgalcilikle suçlayacak kadar koyu bir Rum hayranlığı güden işbirlikçilerine ve onları destekleyen tüm dış güçlere karşı da kazanılmış olacaktır..
Bunun en büyük güvencesi Kıbrıs Türk Halkının ata yadigarı vatan topraklarına, bayrağına ve devletine olan bağlılığıdır..
Atilla ÇİLİNGİR..