Ergenekon Destanı(Müthiş Bir Şiir)

Gök Yeleli Bozkurt

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
1,947
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bozkurtlardan Birine Sorun


Şiiri,Bu Türk Ezgisini Dinleyerek Okumanızı Tavsiye Ederim.


Kaçiniz bilirsiniz, biz nerelerden geldik

Atamiz Kayan gibi, daglardan akan seldik

Bugün anlatacagim, geldigimiz yerleri

O daglari, taslari, ovayi, nehirleri

Iyi dinleyin beni, ki yasayin o ani

Öyle anlatayim ki, unutmayin o ani

Iyi bilin, ögrenin, anlatin unutmadan

Tek sözü eksiltmeden, bir kelime katmadan





Il Han Kagan bastaydi, kuvvetliydi Gök Türkler

Savasa doymuyordu, heyecanli yürekler

Okunun ötmedigi, kilicin yetmedigi

Millet kalmis miydi ki, tek maglup etmedigi

Bir de Sevinç Han vardi, Mogollarin basinda

Yasini da bilirim, Il Han Kagan yasinda

Dis geçirememisti, yigit Türk çerisine

Ilerlemisti Türkler, Mogol içerisine

Sevinç Han dayanamaz, mektup yollar dört yana

Der ki: "Türkler düsmandir, hem bana hem de sana."

Toplanip çevre beyler, varirlar bir karara

Birlesmeli hep birden, açmali Türk`te yara

Haber alir Il Han`im, geldi savasin çagi

Bes bin ordu birlesse, sönmez Türk`ün ocagi

Gök Türkler yener yine, sasirir karsi beyler

Hele bir görün bakin, Sevinç Han simdi neyler

Birakip hayvanlari, kaçar Mogol ordusu

Bu ne anlama gelir, sorulmamis sorgusu

Türkler baslar sölene, hem yeyip hem içmeye

Ama Mogol uyumaz, gelir kanim içmeye

Ani bir baskin olur, bir bir düser Türk eri

Her yan cesetle dolar, ayrik gövdeyle seri

Iki alp er çarpisir, adlari Kayan, Tukuz

Unutma biz bir yaydan, atilan dokuz okuz

Kayan, kagan ogluydu, dagdan akan sel gibi

Tukuz, kagan yegeni, gökten esen yel gibi

Gözlerinin önünde, yok oldu budunlari

Atlayip da atlara, kaçtilar kadinlari

Kaçtilar dediysem ben, sanmayin ki korkudan

Beyleri emretmisti, ar denilen duygudan

Almila idi biri, Bengül de ötekisi

Gittiler Kutlu Dag`a, at üstünde ikisi

Kayan ve Tukuz, bitik; yigildilar topraga

Türk`ün bu helal kani, feda olsun bayraga

Sevinç Han geri döndü, Türkler öldü sanarak

Bir kahkaha patlatti, manzaraya kanarak

Derken bir kipirdanma, Tukuz kalkti ayaga

Tasidi Kayan`i da, kuytuda bir oyuga

Almila ile Bengül, döndüler sonraki gün

Ama kaçmaliydilar, öz vatanindan sürgün

Yigitleri yarali, halleri yok ölmeye

Ne ölmeye hal kaldi, ne de bir tek gülmeye

Kutle Dag`a vardilar, kaldilar bir kaç gece

Iyilesti yigitler, gezdiler gündüz gece

Aradilar o kadar, sonunda da buldular

Bu korkulu yasamdan, sonunda kurtuldular

Lakin bu yerin yolu, geçit vermez pek kolay

O anda oluverdi, o ne muhtesem olay

Bir bozkurt peyda oldu, düstü dördün önüne

Yol gösterdi onlara, bu cennetin içine

Öyle bir yer ki ora, Kök Tanri`dan hediye

Kapattilar geçidi, yagi bulmasin diye

Dediler buraya ad, koyalim "Ergenekon"

"Ergene": "dag kameri"; ve "diklik" demektir "kon"...



Asena`nin kurtlari, girdiler güzel yurda

Hepsi duaciydilar, o yol gösteren kurda

Kagan soyunda gelen, Kayan önderleriydi

O demirden kurt basli bayrak gönderleriydi

Ergenekon onlara, yurt oldu tam dört yüz yil

Hatirla o günleri, sarhoslugundan ayil

Dört yüz yil çogaldilar, yaslilari ölürken

Boy boy oldu Tukuzlar, Kayat ve de Türülken

Tukuzlar ve Türülken, atalaridir Tukuz

Sonra da bu iki kol, oldular Dokuz Oguz

Kayat; soyu Kayan`in, kaganlar hep bu boydan

Çikmadilar töreden, hepsi de ayni soydan

Sölen yaptilar her yil, anarak kutlu günü

Unutmadilar bir an, ne yagiyi ne dünü

Dört yüzüncü sölende, kagandi Börte Çine

Türk`ün öç duygulari, bir baska costu yine

O savasta olanlar, Gök Türk`üme ar gelir

Sigmaz oldu tümenler, Ergenekon dar gelir

Ama burdan çikmanin, bir çaresi yok muydu

Demirden dagi gören, o tarihte yok muydu

Bütün halk arar oldu, kurtulusun yolunu

Gözler hep tarar oldu, hem sagini solunu

Bir çocuk çoban vardi, yigit Tirek adinda

O ne kaval çalardi, bu on yedi yasinda

Bu Tirek çalmaz sanki, kavaliyla inlerdi

Çalmaya baslayinca, bütün oba dinlerdi

Kavaliyla dosttu o, üflerdi sevdasini

Katti Ergenekon`dan, bir çikis arzusunu

Gök gözlü bir kök böri, varip geldi önüne

Sonra yavaaas yürüdü, bir çiplak dag yönüne

Tirek eve dönünce, anlatti demirciye

Dedi: "Ey bilge kisi, bu kurt gelir de niye?"

Demirci hazirlandi, sabah Tirek`le gitti

Düstü kurdun pesine, dag önünde yol bitti

Anladi ki demirci, bu dag saf demirdendir

Ve bu gök tüylü böri, ulu Kök Tengri`dendir

Dönüp anlatti Han`a, bütün bu olanlari

Demir dagi eritip, yol açmak planlari

Yigdilar odun, kömür ve devasa körükler

Bu son umutlariydi, çikmaliydi Gök Türkler

Dualar esliginde, yakildi koca ates

Sonunda eridi dag, sevindi bacikardes

Bir öncü yolladilar disariya bakmaya

Sabirsizdi Gök Türkler, öz yurduna akmaya

Öncü giden dönünce, mutlu haber verince

Tuglar kalkti havaya, bu erege erince

Çikip Ergenekon`dan, dost ile dost oldular

Varip atayurduna, yigitçe öç aldilar

Yüzlerce yil solmadan, hep tomurcuk verdiler

Dirlik düzen içinde, yasayip yeserdiler

Ateste demir dövüp, her yil hiç unutmadan

Yasattilar o günü, hem de hiç aksatmadan...

..........





Ozan Çu-çu anlatti, size kutlu destani

Siz de anlatasiniz, gence dostu düsmani

Sözümüz uzun oldu, lakin gönülden oldu

Giden bir kaç dakika, yine ömürden oldu...
 
Üst