Eşit Haklarda İki Taraflı Devlet

Kamil Özkaloğlu

Onursal Üye
Katılım
6 Ara 2008
Mesajlar
359
Tepkime puanı
0
Puanları
0
EŞİT HAKLARDA İKİ TARAFLI DEVLET

TC Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, dün Ankara’da gündeme dair açıklamalar yaparken Kıbrıs Konusuna da değindi…


Sayın Atalay’a göre:
“Türkiye ile Kuzey Kıbrıs arasında en iyi dönemleri yaşıyoruz. Ben de bunu sağladığım için çok memnunum.''


Önce bu açıklama için bir görüşümüzü dile getirelim…

Keşke Sayın Atalay: “Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasında en iyi dönemleri yaşıyoruz….” Diyebilseydi…

Sayın Atalay, “KKTC ekonomisinde ciddi rahatlama olduğunu, özellikle turizm, yükseköğretim, tarım sektörlerinde Türkiye'nin elinden geleni yaptığını ve yapmaya devam edeceğini” vurguladı…

Anavatanımız, can ve yaşam kaynağımız, halkının bir parçası olmaktan gurur duyduğumuz Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakan Yardımcısı Sayın Beşir Atalay’dan Türkiye’nin ‘Milli Dava’ dediği ve Türk Ulusunun bir parçasını barındıran, Türkiye’nin dış politikasının yüz akı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin geleceğine ilişkin bu vaatleri, bizleri mutlu ettiği kadar gururlandırmıştır da…

Sayın Atalay, “Kuzey Kıbrıs ile ilgili su projesi devam ediyor ve 2013 yılında adaya Türkiye'den su gidecektir.” Derken de keşke bu açıklamasına “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile ilgili… “ diye başlayabilseydi…

Sayın Atalay’ın Kıbrıs Türklerinin çok büyük bir bölümünün büyük önem verdiği çözüm şekli konusunda yaptığı açıklama da şöyle:
''Ada'da eşit haklarda iki taraflı devlet yapısı kurulması yönünde yaklaşımımız var. Çözüm olmazsa Kuzey Kıbrıs üzerindeki ekonomiyi güçlendirme, yapıyı güçlendirme çalışmalarımız devam ediyor.''…


''Ada'da eşit haklarda iki taraflı devlet yapısı kurulması yönünde yaklaşımımız var…”
açıklaması Kıbrıs Türk Halkında hayal kırıklığı ve büyük bir endişe yaratır…

''Ada'da eşit haklarda iki taraflı devlet yapısı”
Kıbrıs Türk Halkının hedefi, istenci, beklentisi değil. Bu, Kıbrıs Türklerine ancak felaket ve yok oluşu getirir…

Sayın Başbakan Yardımcısı “Hiçbir boşluk yok yeter ki Kuzey Kıbrıs kendi içinde siyasi bütünlüğünü ve istikrarını bozmasın.” Diyor…

Bugüne kadar Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde çok sayıda Kamuoyu Yoklaması yapılmıştır…

Tüm Kamuoyu Yoklamalarından çıkan sonuç: Kıbrıs Türk Halkının büyük bir çoğunluğunun iradesinin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin sonsuza dek yaşatılmasından yana olduğu yönündedir…

Kıbrıs Türk Halkı KKTC’nin varlığını tanımayan ve KKTC’nin de bir parçası olmayan hiçbir çözümü kabul etmeyecektir…


Bugünkü Cumhurbaşkanımız Sayın Eroğlu da ‘KKTC’yi Biz kurduk biz yaşatacağız’ ve KKTC’yi tasfiye edecek hiçbir anlaşmaya imza koymayacağım vaatlerinde bulunarak Kıbrıs Türk Halkının Cumhurbaşkanı seçilmiştir…


Bugün geldiğimiz noktada, “tek devlet, tek egemenlik, yanlı ve Kıbrıs Türklerini hedef alam BM kriterleri, KKTC’yi tasfiye etmeye yönelik, Kıbrıs Türk Halkının egemenliğini çalacak, Kıbrıs Türk Halkının Self-Determinasyon hakkını ortadan kaldıracak ve adadan yok olma pahasına dahi ayrılma hakkı olmayacak” temelindeki görüşmelerin sürdürülmesi veya kaldığı yerden devamı Kıbrıs Türk Halkının güçlü iradesine karşı tavır almaktır.

KKTC’nin yaşatılmasını ve tanınmasını savunmak,
bir lüks değil, Milliyetçilik gereği değil, ille de bir devlete sahip olma ütopyası da değil…

KKTC’nin yaşatılmasını ve tanınmasını savunmak,
Kıbrıs Türklerinin adadaki varlığının sürdürülebilmesi, kısacası; bu adada var olabilmesi için bir gereksinimdir. Başka seçeneği olmayan bir kırmızıçizgidir…

Anavatanımızın ve Sayın Başbakanımız Erdoğan’ın, çok haklı olarak, Filistin Halkı’nın ve Filistin Cumhuriyeti’nin tanınması ve BM üyeliği için dünya arenasında açıkça ve mertçe ortaya koyduğu güçlü iradeyi Kıbrıs Türk Halkından ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden esirgemeyeceğine inanıyoruz...


Kamil Özkaloğlu
16 Haziran, 2012
 
Üst