Evsiz Kalmaya ve Göçe Hazırmısınız?..

‘’ Bir an çocukluğunu yaşadığı topraklar geldi gözlerinin önüne!..Baf’da yaşadığı o şirin köy evinin etrafını çevreleyen üzüm bağları, meyve ağaçları arasında oyunlar oynadığı o güzelim günler!..Sonra birden babasını hatırladı!..Mücahit kıyafeti ile tanıdığı elinden av tüfeğini düşürmeyen ve yıllarca hiçbir gece yanlarında kalamayan babası geldi gözlerinin önüne..Babası hayatının büyük bir bölümünü mevzilerde Rum’u gözetlemek ve onun mezalimine karşı ailesini korumakla geçirmişti..Sonra bir gece ansızın yaşadıkları toprakları terk edişini evlerinden kaçışlarını hatırladı..Hamitköy ovasında Türkiye’den gönderilen Kızılay çadırlarına sığınmışlar ve yıllarca çaresizlik, açlık ve sefillik içerisinde yaşamışlardı..Sonra 1974 yılında Mücahit ile Mehmetçiğin kucaklaşmasını, ellerinde ay yıldızlı bayraklarla özgürlüğe kavuştuğu o gurur yılları canlandı peş, peşe beyninin içerisinde..
Vatan belledikleri Güzelyurt’ta tam 35 yılı geride bırakmışlardı..Eşi ve iki oğulcuğu ile birlikte mutlu bir hayatı vardı..Çalışmaktan hiç yılmamıştı..Çünkü babasından kalan tek miras vardı ona!..O da babasını kaybetmeden önce ona söylemiş olduğu sözler: ‘’ Oğul, benim ve dedenin ömrü ata yadigarı toprakları Rum’a kaptırmamanın mücadelesi ile geçti!..Ama yaşadın ve gördün..Rum oraları bize yar etmedi..Şimdi ise burada çok şanslıyız.. Şimdi bir devletimiz ve Bu devletimizi ve bizleri koruyan Anavatanımız ve Türk Askeri var ardımızda.. Tüm bu hazineye ve size verilen bu topraklara her ne pahasına olursa olsun sahip çıkın..Bu topraklar sizin son vatan parçanız olsun!..’’
Ancak Güzelyurt’lu Baf göçmeni kardeşimin( isminin yazılmasını istemedi..) anlattığı kadarı ile vatan belledikleri bu topraklarda son birkaç yıldır işler hiç de iç açıcı değildi!..Ekonomik sıkıntı had safhadaydı..Geçim gittikçe zorlaşıyordu..Mevcut hükümetin partizanca uygulamaları dayanılmaz noktalara gelmiş, partili yandaşlara yapılan ayrımcılık ayyuka çıkmıştı!..Bunlarla baş edebilirlerdi..Yavan ekmek yerler aşsızlığa ve işsizliğe direnirlerdi..Ama onları en çok korkutan şey!..Ülkeyi idare edenlerin bu gün neredeyse Rum’larla iç, içe yaşamak için ellerinden gelen her şeyi yapmaları idi!..Birleşik Kıbrıs diyorlardı da başka bir şey demiyorlardı!..Aklının almadığı en önemli şey de!.. Son günlerde yapılan görüşmelerde, mülkiyet konusunun Rum lideri Hristofyas’ın istediği şekilde çözüleceği yönünde çıkan haberler idi!..Annan planı döneminde de aynı şeyi yaşamışlardı!..Anlaşma ile birlikte Güzelyurt’a tüm Rum’lar geri dönecekti!..Yani tıpkı kendi çocukluk döneminde yaşadığı o acı dolu günleri şimdi de kendi çocukları yaşayacaktı!..Kaderine isyan etti bu nasıl alın yazısı idi böyle?..Kendilerinin hak ve hukukunu savunan birileri mutlaka olmalıydı!.. Yoksa bu gidişin sonu hiçte iyi olmayacaktı!..’’
Sevgili kardeşlerim yukarıda okuduğunuz satırlar, bir göçmen kardeşimin bana anlattıklarının özetidir..Bu okuduğunuz gerçekler; on yıllar önce hepinizin babalarınızın, analarınızın ve sizlerin çocukken yaşadığınız benzeri olaylar ile bire bir örtüşmektedir..
Bu gün K.K.T.C’de liderler arasında yapılan görüşmelerde, Rum lideri Hristofyas’ın anlaşmanın gerçekleşebilmesi için ön gördüğü en önemli hususlardan bir tanesi olan mülkiyet konusunun çözülebilmesi; ancak güneye göç eden Rum’ların kuzeyde bırakmış oldukları mal ve mülklerine sahip olmaları ve evlerine dönmeleri ile gerçekleşir dayatmasıdır!..
Özellikle şimdiden Girne’ye ve Güzelyurt’a dönüşün hazırlıklarını yapan, Avrupa insan hakları mahkemelerinde davalar açarak( Bu hususta CTP-ÖRP iktidarı parmağını dahi kıpırdatmamıştır!..) hak aramanın peşinde olan Rum’ların, 1974 Kıbrıs Barış Harekatında terk ettikleri evlere yerleştirilen, arazilerini kullanan ve devletin tahsis koçanlarına sahip Kıbrıs Türk Halkı böyle bir tablo karşısında ne yapacaktır?..
Mülkiyet başlıklı konunun görüşüldüğü bu günlerde artık lafı evirip çevirmeden gelinen noktanın bu olduğunu herkes anlamalıdır!..Takastı, bedelini ödemekti gibi içi doldurulmamış boş cümlelerin ardına kimse saklanmamalıdır!..
Kıbrıs Türk’ünün güneyde terk etmek zorunda bırakıldığı toprakların yerlerinde yeller esmektedir!..Şehitliklerimiz, ata yadigarı Osmanlıdan kalan camilerimiz, hanlar, hamamlar bakımsızlık nedeni ile neredeyse yok olmaya yüz tuttuğu o Gazi topraklarda bu gün unutulmuşluğun acısını yaşamaktadırlar!..
Aradan geçen yüzyıllar sonrasında Osmanlının Güneyde kalan eserlerini, göç ettikleri ata yadigarı baba evlerini görmek amacı ile güneye giderek çocukluklarının geçtiği evlerini, bağ ve bahçelerini arayanlar hiçbir şey bulamamanın ve görememenin acısı ve şaşkınlığı içerisindedirler!..
Görüşmeler bu teslimiyet temposu ile devam ettiği sürece ve Türk tarafını temsil eden baş müzakereci bu güne kadar kazanılmış olan haklarımızı kararlı bir biçimde savunmadığı, ya da savunulanları halkımıza anlatmadığı sürece..Birleşik Kıbrıs uğruna hala tek devlet, tek egemenlik ve tek kimlik ısrarını sürdürdüğü; mülkiyet konusunun çözülebilmesi için öncelikli olarak ilk söz sahibi ve tercih hakkının Rum’da olduğu sürece!..
Sevgili Kıbrıs Türk’ü Kardeşlerim:
Tıpkı 50 yıl önce dedelerinizin, babalarınızın ve hatta sizlerin hep birlikte yaşadığınız olayları, göçleri yeniden yaşamaya ve 35 yıldır oturduğunuz evlerinizi ve kullandığınız arazileri terk etmeye hazır olunuz!..Çünkü Rum’ların istemiş olduğu yegane şey budur!..Oturduğunuz evlerin bedelini misli ile ödeseniz!.. Ya da devletiniz ödese bile!..Yine hayır denecek ve eski yerlerine dönmekten asla vazgeçmeyeceklerdir!..
Ya sizler uğruna Şehitler vererek Vatan bellediğiniz o Gazi Topraklardan vazgeçecek misiniz?.. Göndere çekilen Ay Yıldızlı Bayrağı indirtecek misiniz?..
İşte 19 Nisan 2009 tarihinde yapılacak olan erken seçimler onun için çok önemlidir..Oy kullanma hakkı olan herkes sandık başına giderek özgür iradesi ile ve kimsenin etkisi altında kalmadan bu görevini yerine getirmelidir..Bu görevini yerine getirirken dikkat edilmesi gereken en önemli şey, tarihin yeniden tekerrür etmesini önlemek kararlılığını göstererek Vatan Bellenen Topraklara ve K.K.T.C Devletine sahip çıkmaktır..

Atilla ÇİLİNGİR.

Cevap: Evsiz Kalmaya ve Göçe Hazırmısınız?..

Kıbrıs Türk Halkı kendilerini temsilen müzakere sürecini yöneten Cumhurbaşkanı Talat'ın görüşmelerin hangi kriterlere göre yürütüldüğünü bilmedikleri için bu işin sonunun nereye varacağının ve kazanılmış haklarından ellerinde kalanı olup olmayacağını bilmiyorlar!..Ancak gerçek olan şudur ki!..Sayın Çilingir'in çok açık bir şekilde ortaya koymuş olduğu yukarıdaki tespit, özellikle mülkiyet konusunda Rum'un hedefinin ne kadar tehlikeli ve tehditkar olduğudur..Kıbrıs Türk'ü görüşmelerin sonucunda gerçek hedefin Rum'ların 1974 yılında terk ettikleri ev ve arazilerine dönmek olduğunu kavrayamaz ise yazının başlığında olduğu gibi bu konumda olan herkes EVSİZ KALMAYA VE GÖÇE HAZIR OLMALIDIR!!...BÖYLE BİR SONA MANİ OLMANIN TEK BİR ÇARESİ VARDIR..O DA 19 NİSAN SEÇİMLERİNDE K.K.T.C'NİN YAŞAMASINI SAVUNAN PARTİLERİ İKTİDARA TAŞIMAK VE CTP-ÖRP İKTİDARINI SANDIĞA GÖMMEKTİR..SAYGILARIMLA..

Cevap: Evsiz Kalmaya ve Göçe Hazırmısınız?..

Güzel tesbit ve değerlendirmeniz ve hatta sonuçlandırmanız için yürekten teşekkür ederim...
Dünya üzerinde KKTC'den başka kendi kendini yok etmeye hazırlananan başka bir devlet görülmemiştir ..Bu yolu açmaya çalışan hükümetide alkışlayacak değiliz herhalde...Bu hükümet gaflet ve ihanetin kolkola girmiş olduğu felesefinden kopmalıdır, ya da seçimde milletimiz onları hükümetten uzaklaştırmalıdır. ..Yoksa yakın gelecekte ne hükümet ne de devlet kalacaktır!!!
Her ne kadar anavatanda yaşasamda Kıbrıslı kardeşlerimin vatanının kaderlerini çizecek bu seçimde doğru yolu bulacaklarına inanıyorum...


Kıbrıs Türk'tür Türk kalacaktır!!..

TTK ve Y

Cevap: Evsiz Kalmaya ve Göçe Hazırmısınız?..

K.K.T.C de yaşayan kardeşlerimizin bu yazıyı en az iki kere okumaları ve mülkiyet konusunda eğer Rum'lar öncelikli olarak tercih sahibi olurlarsa kendilerini bekleyen tehlikeyi iyi analiz etmelidirler..Saygılarımla..