Fethedilen ülke türkiye

Salim Doğan

Onursal Üye
Katılım
7 Nis 2012
Mesajlar
52
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Salim DOĞAN

Pınarbaşı/ B.Karamanlı

[email protected]

Gazeteci Yazar

FETHEDİLEN ÜLKE TÜRKİYE



Türk milleti yedi bin yıldır kıtalar üzerinde oradan oraya at sürmüş, devletler kurmuş, ulusunu bayındırlaştırmış kendisine komşu olan ülkelere de model olmuştur şimdiki gibi. Şimdiki modelden kastım Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu laik, demokratik Türkiye Cumhuriyetidir. Türkler Asya’da, Avrupa’da, Afrika’da bulunduğu ve imparatorluk kurduğu o dönemlerde yönetiminde bulunan halkların yaşam tarzlarına inançlarına asla dokunmamıştır. Onlara adaleti, uygarlığı, üretkenliği öğretmiştir. Savaşta düşmana karşı asla insanlık dışı bir uygulama yapmamıştır. Yönetimine aldığı arî ırkların güvenliğini ve namusuna el uzatmamıştır. Komşusu olduğu birçok ülkenin halkları kendi yöneticilerinin baskı ve zulmünden kurtulmak için Türklerin yönetimine girmek istemiştir.

Osmanlı altı yüz yıl hüküm sürdürdüğü topraklarda son zamanlarda yönetim zafiyeti, bilim ve teknolojiye ayak uyduramama, iç karışıklıklar Osmanlı saray yönetiminin halktan kopması, halkın sorunlarıyla ilgilenmemesi, yeteneksiz kişilerin padişah seçilmesi gibi nedenlerle iyice zayıfladı. Batıda ise aydınlanmanın getirdiği yeniliklerle, bilimsel ve teknolojik buluşlarla sanayide, tarımda, ulaşımda, savaş sanayinde büyük ilerlemeler kat edilmişti. Ayrıca aydınlanmanın getirdiği siyasi ve sosyolojik değişimler sonucunda Avrupa’da milliyetçilik akımı hızla yayılmaya başlamıştı. Yüzyıllarca Osmanlı yönetimi altındaki halklar bu nedenlerle bağımsızlıklarını ilan ederek Osmanlıdan ayrılmışlardı. Bilim ve teknolojide gelişme gösteren Avrupa ülkeleri savaş sanayine büyük önem vermeye başlamıştı. Sanayi mallarının pazarlanmasını sağlamak amacıyla aralarında büyük bir rekabet başlamıştı. Avrupa yeni Pazar ve kaynak bulmak için çılgınca savaşa hazırlanmakta idi. Eften püften nedenlerle bir savaş çıkabilirdi. Öyle de oldu.

Bu durum sonucunda Osmanlı parçalanarak yirmi dört devlet oluştu. Şimdi ise Osmanlıyı parçalayan emperyalist güçler yirmi beşinci devletçiği gerçekleştirme çabası içerisinde. Irak’ın kuzeyinde oluşturulacak olan bu devletçik için Türkiye’den toprak talebi yakında gündeme gelecek gibi görünmektedir. Ancak Türkiye’de bu BOP doğrultusunda yapılmak istenen emperyalist girişimin önünü Türk ordusu bir set çekerek engelledi. Yurdumuzun Güneydoğu Anadolu bölgesinde sınıra yüz seksen bin asker konuşlandıran Türk ordusu içerde ve dışarıda emperyalistler ve onların işbirlikçilerinin yakın takibine takıldı. Bölgede terörle mücadelede barılı hizmetler veren bu subaylar Terör Örgütü üyesi sıfatıyla gözaltına alındı. Yurdumuzun ulusal güvenliğinden sorumlu olan bu generallerin tutuklanması Amerikan emperyalizmini memnun etmektedir. Hâlbuki Amerika’da ulusal güvenlikle ilgili olarak hiç kimse söz söyleyememektedir. Ulusal güvenlik deyince orada sular durmaktadır.

Günümüzde Müslüman ülkelerin hemen hepsinde bir iç kargaşa hâkim görülmektedir. Bu ülkelerin tamamına yakını BOP doğrultursunda sınırları değiştirilmesi öngörülen ülkelerdir. Büyük Orta Doğu Projesi tabiri yerindeyse sorunsuz işlemektedir. Bu amaca en büyük destek George Soros tarafından yürütülmektedir. Sınırları değiştirilecek ülkelere karargâh kuran pentagon demokratik kitle örgütleri, sendikalar hatta parlamentoların içine sızarak faaliyet yürütmektedir. Kendilerine hizmet edecek sözde aydın ve yazarlara geniş imkânlar tanımaktadır. Hatta bu ülkelerin çoğunda yargıyı ele geçirerek yaptıkları yasadışı uygulamaları geçerli kılmaya çalışmaktadır.

Yurdumuz Türkiye Dünya’nın en stratejik bölgesinde bulunmaktadır. Türkiye dünyanın özetidir ve Anadolu tek başına bir kıta’dır. O nedenle dünya üzerinde son derece önemli bir yeri vardır. Böyle bir yurdu ancak milli bir ordu savunabilir. Türk milletinin bağrından çıkmış bir ulusal ordu gücünü Türk ulusundan almaktadır. Her kurumda olduğu gibi ordu içinde yasalara uymayanlar varsa onlarında cezalandırılması olası bir durumdur. Ancak kurumların potansiyel suçlu gibi lanse edilmesinin ardında başka şeylerin aranması pek doğal bir beklenti olsa gerek. Dünyanın hiçbir ülkesinde görülmemiş bir uygulamaya şahit oluyoruz. Bir millet bu kadar riskli bir bölgenin ordusunun generallerinin neden terörist olarak suçlar ve tutuklar. Bu tutuklamalar kime hizmet etmek amacıyla yapılmaktadır. Ordu millete sahip çıkacak olan tek güç. Eğer ki millette ordusuna sahip çıkmazsa bu durumun sonu nereye varacaktır. Bu korkunç bir durumdur.

Çevremiz ateş ve kanla çevrili iken yurdumuz emperyalizmin sinsi kuşatması altında ne kadar güvende sayılır Türk milleti. Her hangi bir saldırı durumunda ya da Mısır, Tunus, Yemen, İran gibi halk ayaklanması durumunda hassaslaşan dengelerin bir iç savaşa dönme olasılığının yaşanacağı yurdumuzda kim savunabilir Türk ulusunu. Dışarıda Sevr özlemcileri, içerde bölücü eli kanlı eşkıya, gericiler böyle sisli bir ortamda neler yapmazlar ki. Tarihe iyi bakmak gerekmektedir. Çinliler Türkleri elli yıl hangi koşullarda esir almışlardı. Gençliğin mankurtlaştırıldığı, Soros kaynaklı dizi filmlerle halkın uyuşturulduğu, Türk kültürüyle bağdaşmayan eli silahlı aşiret ağalarının, çetelerin yaşam biçimlerinin dayatıldığı bir ortam ne kadar sağlıklı olabilir. Böyle kültürlenen bir millet yurdunu savunabilir mi? Ne kadar doğruları görebilir. Üstüne oynanan oyunları fark edebilir mi? Bir televizyon kanalının spikerinin uzattığı mikrofona verilen cevapları izlediğimde kanım dondu. Yurttaşlarımız bu ülkede tesadüfen yaşamaktadır. Kendisi için hayati önem taşıyan son derce basit sorulara verilen anlamsız ve mantıksız cevaplarla Kurbanlık koyun gibi yurdundan, dünyadan bihaber durumdadır. En korkunç olanı bu kültüre sahip bir millet güruh olarak başına ne denli belalar açabilir düşündükçe içim kan ağlıyor. Bir kere daha yineliyorum acaba yurdumuz yeniden mi fethediliyor. Bu da işgalin başka bir sürümü mü ne dersiniz?
 
Üst