Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya Chrome kullanmalısınız.
GAZİMAGOSA ŞEHİR SUYU MİKROP YUVASI!
Uzun zamandır musluklarımızdan akan suya şehir suyu demeye bin şahit ister. Musluklarımızdan suyla birlikte çeşitli boy ve türde yosunlar, kurtçuklar, pas çözeltileri, toprak parçaları da akmaktadır.
Banyo yaparken üzerimize yapışan yosunları, saçlarımızın arasına doluşan toprakları ve pas çözeltilerini arıtılmış suyla temizlemek zorunda kalıyoruz. İçme suyu olarak aldığımız bu arıtılmış suları bundan böyle banyo ve bulaşık yıkamada da kullanmak zorundayız. Aksi takdirde bulaşıklarımızı temizlediğimizi sanırken daha da çok kirlettiğimizi bir kabın içine biriktirdiğiniz sularda görmeniz mümkün olacaktır.
Tüm bunlara sebep ise şehir suyu şebekesinin yarım asırdan fazla bir zamandır bakım ve yenilenme görmemesidir.
Paslanan, patlayan borular artık musluklarımızdan bize hastalık taşımaktadır. Zaten içme suyu olarak kullanılmayan bu şehir suları, artık kullanma suyu olarak da kullanılmaz bir durumdadır. Bahçelerimizde ki bitkilerimizi bile öldüren bu sular bizlere ne yapmaz acaba.
Zehir gibi tuzlu, acı ve bakteri yatağı olan bu suları bizim evlerimize akıtan belediye ye su parasının yanı sıra her ay sağlık parası da ödemekteyiz. Sağlımızı koruduğunu sanan belediye bu sularla bizleri hastalandırmasına rağmen faturalara birde sağlık parası eklemektedir.
Musluklara filtre takıyoruz iki günde filtre kullanılmaz hale geliyor. Belediye'ye su parası, içme suyuna para, filtrelere para kazancımızın yarısından çoğu bu işlere gitmektedir. Bu kadar para harcamanın karşılığını ise bozulan sağlığımızla ödüyoruz.
Rum arabalarının düzgün yollarda seyahat edebilmesi için milyonlar harcanmaktadır. Gençleri KIBRISLILAŞTIRMAK için verilen seminerlere yapılan ikili etkinliklere milyonlar harcanmaktadır.Yol yapımına ve bu seminerlere harcanan paranın yarısı ile bu Şehir şebekesi yenilenebilir ve vatandaş tuzlu da olsa temiz su içme imkânına kavuşur.
Dünyanın neresinde vatandaşlar, hem para ödeyip, hem de sağlıklarının hiçe sayıldığı belediyeler tarafından idare edilmektedir. Üstelik bu belediye, Avrupa Birliğine girmek için her türlü milli değerleri ayaklar altına alan CTP'nin belediyesidir. Girmek için çırpındıkları Avrupa'da musluklarından mikrop akan bir belde görmek mümkün müdür acaba. Avrupa'da insan sağlığını bu kadar hiçe sayan bir belediye ne kadar başta kalabilir acaba.
Avrupa'dan iki toplumlu etkinlikler için, ya da çevre düzenlemeleri için para bulan belediye bu işler için para mı bulamıyor dersiniz.
CTP Avrupa'nın isteği doğrultusunda devletinden vazgeçmeyi göze alabildiği gibi her halde vatandaşından da vazgeçme niyetinde ki Gazimagosa halkının kendi CTP'li Belediye tarafından zehirlenmesine göz yummaktadır. Her halde "Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir" Diyor CTP ve Belediyesi. Ama unutmasınlar bu gidişle kalan olmayacak. Vatandaş bu asırlık şebeke ile her geçen gün biraz daha sağlığından olmaktadır. Şimdi değilse bile kısa süre sonra bu kullanılan suların etkisi kendini gösterdiğinde her şey için çok geç kalınmış olacaktır. Gazimagosa halkını bu konuda daha duyarlı olmaya çağırıyorum. Mahallelerimizde muhtarlarımız aracılığı ile örgütlenip, Belediyeyi bu konuda uyarmak için elimizden geleni yapmalıyız. İlk yapacağımız iş ise yaklaşan seçimlerde artık bu belediyenin güç aldığı CTP'yi devre dışı bırakmamız olmalıdır. Unutmayalım ki ciddi sağlık sorunları bizleri beklemektedir. CTP'den kurtulmak demek Belediyesinden de kurtularak sağlığımız da kavuşmak demek olacaktır.
14.02.2009
Ayla Berkin