GAZZE AKLIMIZI BAŞIMIZA GETİRECEK Mİ?..
Müslüman Filistin Halkı’nın; insanlık dışı koşullar altında yaşamaya mahkum edildiği Gazze Şeridindeki Siyonist saldırılar; Kıbrıs Türk insanına hiç de yabancı gelmiyor.
‘Çağdaş dünya’ diye diye gençlerimiz, aydınlarımız ve bütünüyle Kıbrıs Türkü afyonlanmağa çalışılıyor ama, aslında dünyada değişen hiçbir şey yok. Zihniyet aynı..Batı emperyalizmi; kullandığı metotları, piyasaya sürdüğü kulağa hoş gelen kavramları değişse de mentalitesi hala, sömürmek ve kendi çıkarları ekseninde bir dünya oluşturmak..
Gazze’de kadınlar, Gazze’de çocuklar, Gazze’de bütünüyle bir halk, emperyalizme boyun eğmediği için, kendi yurtlarını sadece dini ve milli inançlarıyla koruma azmini inatla sürdürdürdüğü için, siyonist emperyalizm tarafından alçakca ve vahşice yok edilmek isteniyor.
Bu bir savaş değil..Bu resmen bir soykırım hareketi. 1963’lü yıllarda Kıbrıs Türkü’nün tanık olduğu; maruz bırakıldığı soykırım hareketlerinin bir benzeri. Yakın geçmişte Müslüman Bosna Halkına, Kosova Halkına, Hocalıda Azeri Türklerine reva görülenler..Irak ve Afganistan halklarına yönelik işgal ve saldırılar..Hepsi ama hepsi aynı merkezlerden yönlendirilen saldırılar.
Toprakları zengin İslam dünyasını hedef alan bir tür haçlı saldırısı..Evet; dünya değişti deniyor ama, karşılaştığımız trajik gerçekler, aslında değişen bir şeyin olmadığını gösteriyor. Mazlum Müslüman halklarına karşı, siyonist- haçlı ittifakı! Hiç kimse bu saldırıların arkasında dini bir niyet olmadığını söylemeğe kalkmasın. Evet; saldırıların odağında sömürü güdüsü mutlaka vardır, ancak, sömürücülerin, emperyalistlerin tümünün batı kökenli ve islam karşıtı güçler olduğunu göz ardı etmek mümkün mü?
Dünyaya, çağdaşlık ve insan hakları dersi vermeğe kalkan batılı ülkeler nerede? Dünyanın geri kalmış bölgelerine demokrasi taşıma iddiasında olan ABD nerede? Siyonist emperyalizme kol kanat gerenler bu güçler değilmidir? Siyonist emperyalizmi islam dünyasının ortasında emperyalizmin jandarması olarak kullananlar yine bu güçler değilmidir? Gazze’deki çocukların, kadınların ve topyekün bir halkın canavarca saldırılarla yok edilmesi karşısında, bu güçlerden, hak, hukuk ve adalet beklemek mümkünmüdür? BM Örgütü nerededir? Hani uluslar arası hukuk..Hani insan hakları örgütleri? Daha neyi bekliyor bu çağdaş dünya diye afra tafra yapan ülkeler?
Peki ya; içimizdeki; batı işbirlikcileri; ABD ve AB’yi kendilerine kabe yapanlar? Bu çağda artık Türkiye’nin garantörlüğüne ihtiyaç yoktur diyenler! Ya, benzer saldırıları yaşayan Kıbrıs Türklerini, ‘Birleşik Kıbrıs’hülyalarıyla ırkcı ve hakimiyetci Rum faşizminin insafına bırakmayı bize çözüm diye yutturmağa kalkanlar! Hala mı gerçekleri görmeyeceksiniz? Hala mı; ‘Biz ayrılmazlığa imza atmaya hazırız’ deyip Kıbrıs Türkü’nü soykırımcılara mahkum etme anlayışını sürdüreceksiniz! Gazze’deki saldırılar; size bir an olsun, geçmişte yaşadıklarımızı hatırlatmadı mı?
Filistin Halkı’nın esfanevi lideri Yaser Arafat’ın Denktaş’a söylediği “Bizim en büyük şansızlığımız, yanımızda Türkiye gibi bir haminin bulunmamasıdır” sözleri de mi sizin için bir anlam ifade etmiyor?
Filistin Halkı’nın yaşadığı zulüm ve soykırımın ne ıolduğunu biliyor, acılarını paylaşıyoruz!