GÖKTEN FERİŞTAH İNDİ Mİ?
Dün sabah ilk rasladığım insana ilgisi nedeniyle ‘CTP nasıl gidiyor’ yollu bir soru yönelttim. Sanki hazır gibi; önce şöyle bir gülümsedi ve şu yanıtı verdi. “19 Nisan akşamı görecekler. CTP gömüldüğü saltanat koltuklarından vatandaş oylarıyla adeta sürüklenerek götürülecek.” Sonra günlük alış- veriş için markete uğradım. Herkeste bir rahatlama vardı. Vatandaş ilk kez seçim tarihini bu ölçüde istekle bekliyordu ki; haberi bile insanların yüzünü güldürmüştü. Kolay değil; bin bir vaatle, iktidara gelen CTP vatandaşa yaşamı dayanılmaz hale getirmişti..
Genelde herkes seçim beklentisi içindeydi de; CTP’nin bir yılı daha koltuklarda geçirme vakti varken neden apar topar seçim kararı aldığının soru işaretleri de kafaları kurcalamıyor değil. Yaşamı ekmeği ile işi arasında sıkışıp kalan vatandaş için belki tahminde bulunmak güç olabilir. Ancak; gelişmeleri yakından izleyenler ve özellikle de siyasetle uğraşanlar ve sektör temsilcileri için CTP’nin ‘seçim kararı’nın nedenleri hiç de bilinmeyen birşey ya da sır değil.
Hatırlayınız; ‘halk iradesi’ diye diye güya halkın tercih ve temayüllerine saygı duyduğunu söyleyegelen CTP; sırf rahat bir iktidar dönemi geçirmek adına, halk iradesini çarpıtmaktan çekinmemiş ve ‘milletvekili borsası’ kurdurarak kendisine koltuk değneği olacak bir siyasi parti oluşturmuştu..İşte o günlerde; müdahaleye maruz kalan muhalefet partileri haklı olarak Meclisi boykot etmişler ve ‘erken seçim’ mücadelesini başlatmışlardı. Yani muhalefetin ‘erken seçim’ talebi uzun süredir, hem gündemdeydi; hem de ‘irade özürlü’ CTP-ÖRP Hükümeti bu görünümü ile kamu vicdanını kanatıyordu.
Yine hatırlayınız; siyasi kahramanlığı, kendini beğenmişliği ve herkeslere tepeden bakmayı, bir yönüyle de ‘despotizmi’ siyasi meziyet sayan Sn.Soyer; o günlerde Meclis kürsüsünden şöyle diyordu. “Gökten feriştah inse 2010’dan önce seçim yapılmayacak” Nedense Sn. Soyer, bu efelenmeyi yaparken “büyük lokma ye ama büyük söz söyleme!” atasözünü unutuyordu. İşte böyle; CTP iktidar dönemi boyunca her dediğinin aksini yapan bir siyasi geleneğin sahibi oldu ya; seçim konusunda da; “gökten feriştah inmedi” ama Sn. Soyer de, partisi de gelişmeler karşısında yelkenleri indirmek zorunda kaldı.
Öyle ya; yelkenleri nasıl indirmesinler ki; sadece saltanat gemisi değil, CTP gemisi de her geçen gün su almaya devam ediyor. Neredeyse alabora olacak. Sayelerinde ülke yangın haline döndü. Vatandaş isyanlara oynuyor. Sektörlerin kimisi tatamen çöktü, kimileriyse ‘SOS’ veriyor. Kendi beceriksizliklerinden, savurganlık ve partizanca harcamalardan bütçeyi de ekonomiyi de ülkeyide zora soktular. Halkı enayi yerine koyarcasına Merkez Bankası’nın aldığı ‘finans tedbirleri’ni krize çare olacak ekonomik tedbir diye vatandaş’a satmaya kalktılar. Bu da tutmayınca; bir takım rakam numaralarıyla; eski iktidar dönemleri ile kendi dönemlerinin mukayesesini yapmaya kalktılar. Açıkgözlüğe bakın siz; iktidar talebinde bulunurken halka vadettiklerini neden yerine getirmediklerinin hesabını vermek yerine; beş yıldır muhalefet görevi yapan UBP’ye hesap sormaya yeltendiler. Sanki iktidarda kendileri değil, UBP imiş gibi havalara girerekten!..
Sözün özü CTP sayesinde; hem ekonomik yaşamda hem de ulusal Kıbrıs Davamızda çok daha zor günler bizi bekliyor. 2009 yılı adeta bu halk için ateşten gömlek olacak. İşte CTP’yi korkutan da ürküten de, erken seçim efelenmesine zorlayan da bu. Tümüyle kaybetmek yerine; AB’den ve diğer dış merkezlerden sağlayacakları desteklerle ne kadar kurtarırsak kardır hesabına yatmışlar. O nedenle yeniden ‘çözüm ve AB’ masalını piyasaya sürdüler.
Bir de halkı romantik söylemlerle belki bir kez daha kandırabiliriz hesaplarında; “Nisan ülkemizin yeşillendiği aydır, Bu yüzden Nisan olmazsa olmaz! Yeşil olmazsa olmaz! Nisanda yeşil olmazsa olmaz!..” deyip hamasetle iş kotarmaya çalışıyorlar ama; nafile! Bu halkı o kadar kırıp geçirdiler, o kadar perişan ettiler ki, kimsenin masallarını da hamasi söylemlerini de dinleyeceği yok! Abbas yolcudur yolcu!...