Gönül Adamı Olmak

Katılım
26 Kas 2008
Mesajlar
83
Tepkime puanı
0
Puanları
0
GÖNÜL ALLAH'IN EVİDİR


Türk kültüründe "gönül" Yüce Tanrı'nın evidir. Onu kıran ve inciten Allah'ı incitmiş olur. Dilimizde: “Gönül Alma, gönül verme, gönlünü kaptırma, gönül yıkma, gönlünü çaldırma, gönül koyma, gönüllü, gönülsüz, gönlü bol, gönüldar, gönül hırsızı“gibi çok sayıda deyim vardır.

Gönül Adamı Olmak
Eski Türklerde devlet başkanlarında aranması gereken Bilgelik, Alplik, erdemlilik gibi özelliklerden biriside GÖNÜLADAMI olmaktır. . Kutadgu Bilig'de gönül sahibi olmayan insan şu şekilde nitelenmiş:
Gönülsüz insan yalnız bir şekil ve kalıptan ibarettir; gönülsüz insan adını kaybeder." (2798. b.) 2012. Beyite göre; Beylerin-idarecilerin gönül sahibi olmayışı kutunu kaybetmesine sebeptir. Eski Türk Devlet Felsefesine göre Yani Yüce Tanrı gönül sahibi olmayan idarecilerden bağışını-kutunu geri alır, onları cezalandırarak halanlık makamından düşürür. Cenabı Hakk’ın vermiş olduğu kut (bağış, şans-talih) ancak alçak gönüllü olmakla tutulabilir.


Bilgeliğin ilk şartı gönül adamı olmaktır. “İnsan gönlünü çıkarıp, avucuna koyarak, başkaları önünde, mahcup olmadan dolaşabilmelidir." (Kutadgu Bilig, 864. b.)
1240 ile 1320 yılları arasında yaşayan ve şahsında hem Türk töresini hem de İslâm ahlakını yaşatan Yunus Emre'nin yanında da gönülün ayrı bir yeri vardır. Yunus'a göre gönül sahibi olmak, gönül kazanmak hacca gitmekten daha iyidir. Çünkü gönül Hakk'ın durağıdır:

“Yunus Emre dir hoca gerekse var bin hacca
Hepisinden iyice bir gönüle girmektir."


“Düriş (çalış) kazan yi yidür bir gönül ele getür
Yüz Kabe'den yiğrekdür bir gönül ziyareti”

"Sorun bana aklı iren gönül mi yiğ Kabe mi yiğ?
Ben eydürem gönül yiğdür, gönüldedür Hak durağı”

Yunus'a göre, gönül kıranın namazı dahi gerçek namaz değildir. Namaz kılan insanın gönül kırmamaya ve kimseyle dargın-küs olmamaya da dikkat etmesi gerekir. Çünkü gönül Allah'ın evidir. Bu düşünce Yunus tarafından:

"Bir kez gönül yıktın ise bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi elin yüzün yumaz değil" dizeleriyle ifade edilmiştir.

Piri Türkistan Hoca Ahmet Yesevi hazretleri de gönül konusunda şöyle diyor:

"Sünnet imiş kâfir de olsa incitme
Gönlü katı gönül kırıcıdan Allah şikâyetçi
Böyle kullardır asıl cehenneme gidici
Bilginlerden işitip söylüyorum bu sözü.

Yüce Allah: "Yere göğe sığmam; Mü'minin kalbine sığarım" buyurmuştur. Gönül yıkan hem bu dünyada ham öbür dünyada bedbahttır. Hadis-i şerifte buyruldu ki: Hz. Musa aleyhisselam Cenâb-ı Hakk’a bir ilticasında:
“Yâ Rabbi seni nerede arayayım?” dedi. Allah Teâla şöyle buyurdu: “Beni kalbi kırıkların yanında ara.”
İmam-ı Rabbani Hazretleri buyuruyor ki:
Kalb, Allah'ü Teâlânın komşusudur. Allah'ü Teâlâya kalbin yakın olduğu kadar hiçbir şey yakın değildir. Mümin olsun... Asi olsun, hiçbir insanın kalbi İncitilmemelidir... Çünkü, asi olan komşuyu da korumak lazımdır... Sakınınız... Sakınınız... Kalb kırmaktan pek sakınınız... Allah’ü Teâlâyı en ziyade inciten küfürden sonra, kalb kırmak gibi büyük günah yoktur... Çünkü Allah'ü Teâlâya ulaşan şeylerin en yakın olanı kalbdir... İnsanların hepsi, Allah'ü Teâlânın köleleridir... Herhangi bir kimsenin kölesi dövülür... İncitilirse, onun efendisi elbette gücenir...


"Gönül Çalab'un (Allah’ın) tahtı. Çalap gönüle baktı.
İki cihan bedbahtı kim gönül yıkar ise."
Gönül kırmamak gerekir; Yunus Emre’nin deyişinde de görüldüğü gibi gönül yıkan insan iki cihanda da bedbahttır. Gönül adamı olmak hepimizin ortak amacı olmalıdır.
 
Son düzenleme:
Üst