Gücüme Gidiyor...

Seyyan Uzunoğlu

Onursal Üye
Katılım
24 Şub 2009
Mesajlar
194
Tepkime puanı
0
Puanları
0
GÜCÜME GİDİYOR...

Evet. Geçenlerde “Lafla pilav olsa, deniz kadar yağ ister” başlıklı bir yazı ile giderek azmakta olan Türklük düşmanı, Rum yanlısı, işbirlikçi gafillerin bir şekilde susturulması gerektiğini vurgulamış ve Hükümetimizin bu tür eylemlere karşı neden bir önlem almadığından şikâyet etmiştik. Ancak görülüyor ki, gerçek maksatlarını “Ekonomik Paket” yalanıyla gizlemekte olan bu azgınlara karşı önlem çareleri bulmak şunda dursun; bu gözü dönmüş, aldatılmışlar, şimdi de sanki birileri tarafından cesaretlendirmekte imişler gibi, korkusuzca ve daha da azarak bu tür eylemlere devam etmekte ve hatta polisimize bile saldırarak darp girişiminde bulunmakta, linç etmeye çalışmakta! Birkaç kendini kaybetmiş de Meclisimize ve Anavatanımız Türkiye Büyükelçiliğine gâvur bayrağı çekmeye çalışmakta! Aldatılmışlık veya,- hade ne ise ben söylemeyeyim, bunların sıfatları nasıl olsa halkın ağzında dolaşmakta -; olur da bu kadarı artık çizgiyi de sabrı ve tahammül sınırlarını da aşar geçer...


Örneğin, ben şahsen, ufak tefek bir kadın, merasim alanlarına girerken yoklanıyor… Kanla canla kurduğumuz devletimizin yaşatılmasından yana; Anavatan Türkiye’mden ve Mehmetçikten yana cümleler taşıyan pankartlarım teker teker çek ediliyorsa; bu provokatörlerin neden denetlenmediğini, üzerlerinde devletime, Anavatanıma ve tek güvencem Türk Askerine küfreden kocaman pankartların nasıl olur da meydanlara taşınabildiğine şaşarım doğrusu!


Sendikal Platform adı altında, gerçek görevlerini yapmak şunda dursun, Elcil soysuzun da itiraf ettiği gibi, siyasete soyunmuş; devletimi ve halkımı bir şekilde cendereye (kıskaça) almış, sendikacılık adı altında ellerinde tuttukları devlet kuruluşlarını da halkı da şantaja, haraca bağlamış… Çocuklarımızın eğitimlerini de istismar pahasına yollara, meydanlara dökerek, her geçen gün devletimi de, icraat bekleyen halkımı da biraz daha zora sokmakta, yıkmaya çalışmakta oldukları nasıl olur da göz ardı edilebiliniyor?


Bu soysuzlar – soysuz diyorum. Çünkü Türk değil, Kıbrıslı olduklarına inandırılmış bu gafiller “Kıbrıslıyız” diye boy göstermekte ve bir yandan gülünç duruma düşmekteyken; diğer yandan da kendilerini de, gurur ve haysiyetlerini ve hatta mantıklarını bile yerlerde süründürmekte. Çünkü yok Kıbrıslı diye bir soy, bir millet! Ve ne hikmetse şimdi dost, kardeş dediklerinin Kıbrıslı değil, Yunan Elen olduklarını haykırmalarını bile duymaktan aciz… Sınırlarımıza her saldırışlarında taşımakta oldukları bayrakların da Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağı değil, ENOSİS bayrağı olduğunu da göremiyorlar! Kardeşlik, dostluk, birleşme derken; bu ahmaklara diyecektim de, hade aldatılmışlara diyelim, güya Kıbrıs Cumhuriyeti bayrakları derken; değişik renkleri ve amblemleriyle adanın Yunan-Elen adası olduğunu belirleyen farkı bile tanımadıkları bayrakları taşıtmakta! O zaman, Rumlar bize nasıl ‘Bello Turkolar’ demesin Allah aşkına? Onlar, kendilerinin yapamadıklarını, aldattıkları bu zavallılara yaptırmakta ve onlara bakıp bakıp ellerini ovuşturup kahkahalarla gülmekte… Bu ne kadar onur kırıcı!


Bir yandan da, hade diyelim, Hristofyas’ın kulluğuna soyunmuş, sepetini bilmem nesini taşımaktan da hicap duymayan… Kuçu kuçular gibi efendisini Kilise kapılarında bekleyen… Birkaç ‘buçuk’ adamla güya bir parti kurmuş; kendini ‘kendine’ bile kaybetmişleri ve diğer ‘buçukları’ anlarız da; birinci yaygaranın gerçek yüzünü gördükten sonra, bazı sendikaların vb ikinci ve hatta üçüncü kez de aldanmış olmaları gücüme gidiyor doğrusu...
 
Üst