Gülen Cemaatinin Misyonuna Talip Örnek Ülke "Türkiye Modeli"

Gök Yeleli Bozkurt

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
1,947
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bozkurtlardan Birine Sorun
Fetullah Gülen cemaati ile başlatılan “Diyalog” faaliyetleri bugün artık devlet eli ile yürütülüyor. Cemaat, kilise ve papaza karşı, Türk Milletinin önyargısını daha açık deyimle “tabusunu” yıktı.

Dini bütün görünümlü Fetullah Gülen, papazlı- hahamlı diyalog toplantıları ile Müslümanlara “Truva atı” rolünü başarı ile oynadı.

Bugün cemaate mideden bağlı ya da milyon dolarları cebe indirerek parti kuranların kayıtsız şartsız biatı ile Anadolu’da saltanatını sürdüren Mehdi Fetullah gerçeği var. Dünya’ya yayılmış okullarının Washington kontrolünde olduğu gerçeği ise günden güne ortaya çıkıyor. Bulundukları ülkelerde “son sistem” eğitimlerinde “eğitim dili” İngilizce olduğu halde,” Türkçeyi dünyaya öğretiyoruz” şarlatanlığı ile yıllardır, Türk Milletine oynuyorlar. Az biraz durumdan haberdar olanları, yandaş yazar, akademisyen ve bizzat siyasiler yoluyla sıkıştırıyor ve yapılan iyi şeyleri anlamazdan gelenler olarak yorumlatarak:

“Türk bayrağı dalgalanan ve istiklal Marşı okunan okullardan ne istiyorsunuz?” diyorlar.

Türkiye merkezli ve Millî Eğitim Bakanlığına (göstermelik) bağlı bu okullarda İngilizce eğitim yapıldığı, “İngiliz Dili ve Kültürüne yaptıkları hizmet” dolayısıyla İngiltere’den aldıkları nişan ile tescillenmiştir.

ABD’nin 21. Yüzyılı Amerikan Yüzyılı yapmanın kilometre taşlarından BOP, AB gibi alt projelerinin tamamında Türkiye görevlidir. “Devlet politikası” ile iktidarların önüne çıkan yaptırım aslında “ABD’nin politikasıdır.”

Küreselleşme sürecinde Türkiye’ye biçilen rol iyice netleşmiştir. Osmanlı devletine benzer bir hedefte Türkiye, Amerikan menfaatlerinin merkezi olacaktır. İslâmi coğrafya ve Asya Türk Cumhuriyetlerinin kontrolü ile “Ilımlı İslam ve Turan Medeniyeti”nde Ankara, başşehirdir. Belki yüzlerce eyaletin var olduğu bu oluşum, gevşek ve merkezden yönetilecek şekilde tasarlandığı anlaşılmaktadır.

Türkiye’yi kobay olarak kullanan sistemde “Fetullah Cemaati” sınavı vermiş, laboratuar deneyleri başarı ile sonuçlanmıştır. Papa geldiğinde görülmüştür ki Diyanet İşleri başkanlığı adeta “Diyalog İşleri Başkanlığı” gibi hareket etmiştir. “Huzur Duruşu”nun naklen yayınıyla milyonlarca Müslüman haneye girilerek, devlet eli ile misyonerlik yapılmıştır. O halde ne denilebilir? “Dinler arası diyalog” masalı artık, Diyanet eli ile yürütülecektir. İmam hatip Liselerinde yetişen gençler için “Din Turizmine” hizmet eder gayeli projeler başlatılmıştır.

Cemaatin başlattığı diyalog faaliyeti artık emin ellere teslim edilmiştir. Türkiye, Müslüman ülkeler için geniş bir laboratuar halini almıştır.

ABD li düşünce kuruluşlarının “Türkiye’yi Örmek “ göstermesi, İngiltere’nin de bunu” Köprü rolü” ile açıklaması bu yüzdendir. Yoksa üç beş zenginlik kaynağına aracılık etmek değildir, köprü olmak. “Bizden iyi köprü olur” diye, Lordlar kamarasında konuşanların soyundukları rolün anlamı budur. Talip oldukları ya da layık görüldükleri rolü, Türk Milliyetçiliği elbisesini çıkararak yaparlarsa tarih önünde suçlu konuma da düşmemiş olurlar.


Truva Atı, Örnek Ülke ya da Köprü Rolü

Türkiye, Türk ve Müslümanlar için Truva atı olarak dizayn edilmektedir. Bir yandan Orta Asya’ya Türk Cumhuriyetlerine açılıyoruz diye Türkçülerin gönlü hoş edilmekte ve “Ilımlı Turan” gündeme gelmektedir. Öbür yandan geri kalmış Müslümanların “ilerlemeleri için vesile oluyorsunuz, sizler Altın Nesilsiniz” diyerek tertemiz Anadolu insanı Amerika’nın hizmet eri olmasının önü açılmaktadır.

Çok az ücretlerde bulundukları ülkelerde hizmet etmenin bedeli, o halkın Washington’a bende yapılması ile ödenmektedir.

Rahmetli Hablemitoğlu bir yazısında Fetullah Gülen’in ABD’ye çekilmesinin nedenini “duble casusluk” olarak açıklamıştı. Türkiye hesabına çalışırken ortaya Amerika adına da casusluk yaptığının çıkmasıydı” bu. Çevresine hasta olduğu için ABD’ye gittiği söylenen Gülen’in en önemli özelliği “casusluk” mu oluyor buna göre. Binlerce hizmet eri ile bilgi akışını kontrol eden bir cemaat liderinin, okulları vasıtası ile bulunduğu devletlerde ki stratejini düşünmek bile korkutucu. Ve bu okullar Türkiye Cumhuriyetine MEB na bağlı görünüyor.

O okullar için Türkiye diyor ki Dünya’ya. “Arkasında biz varız.”

Hatta o kadar sahipleniyoruz ki Dış İşleri Bakanı iken Abdullah Gül hem kendi bakanlığı yetkililerine hem de iktidarının bakan ve milletvekillerine, “bu okullarla bağlantı kurun” emri veriyor. AKP iktidarının, Bakan ve milletvekilleri yurt dışına çıktıklarında, bahsi geçen okullara mutlaka uğradıkları görülüyor.

Amerikanın sadece Türkiye ve bölge ülkelerini değil, “Dünyayı Dönüştürme Projesinde”, Türk Okulları”nı Truva atı olarak kullanmaktadır. Türkiye’nin uyanarak bu okullarla bağını kesmemesi ve son dönemde giderek artan gerçekleri anlatan yazıların etkili olmaması için, bunların hakikaten Türk Kültürüne” hizmet eden irfan yuvaları olduğunun oyunu sahnelemektedir.


TRT Cemaate Teslim

Nasıl? “Türkçe Olimpiyatları” ile. Türkçenin seçmeli ders olduğu bu okulların öğrencilerinin, ne kadar güzel Türkçe konuştuğunu ispatlayan olimpiyatlar yapıyorlar Türk Milletine, medyaları aracılığı ile izletiyorlar. “Türk Okullarının” öğrencileri adı altında yüzlerce genci Türkiye’ye getiriyor, şarkı ve şiir okutuyorlar. Hatta minnacık kız çocuğunun ezberlediği İstiklal Marşını okutarak, dönemin meclis başkanı Bülenç Arınç’ı gözyaşlarına boğuyorlar. Sanılır ki bahsi geçen okullarda okuyan binlerce öğrencinin tamamı Türkçe konuşuyor ya da eğitim “Türkçe” yapılıyor.

Seçmeli Türkçe dersi ile ve hatta okullarının öğrencisi bile olmayan o minnacık yavru ile Türk evlerine girerek, “Türk kültürüne “ hizmet ediyorlar efsanesini yayıyorlar böylelikle.

23 Mayıs 2008 tarihinde TRT 1 de ki Türk sanat Müziği yarışması için televizyonlarını açanlar biraz şaşırdı. Cemaatin Türkçe olimpiyat için Türkiye’ye getirdiği beş genç bu programdaydı.

Bunu cemaatin yayın organı Zaman gazetesi söylüyor.

“Türkçe Olimpiyatları'nda yarışan farklı ülkelerden bir grup öğrenci, dün gece, TRT'de yayınlanan 'Alaturka Solist' programına katılarak şarkılarını seslendirdi. Öğrencilerin Türkçe okuduğu parçalar karşısında büyük bir şaşkınlık yaşayan programın jüri üyeleri, duygulu anlar yaşadı.” ( Zaman – 24 Mayıs 2008)

Ne denilebilir? Bahsi geçen okulları temizleme görevi projesi,” Türkçe Olimpiyatları” yetmemiştir, ayrıca devletin televizyonunu kullanılmıştır. Cemaatin çalışma usulü, “bir kerelikten çok iyi reklam olur” üzerinedir. Bahsi geçen okulları ziyaret ettiklerinde ,” ne olabilir ki?” diyenler bugün, AKP’nin kapatılma davasında ki savunmaya örnek teşkil edilmişlerdir.

Cemaatin gazetesi diyor ki, “ yapay Türkçe Olimpiyatları” için;

“Türkçe Olimpiyatları için yapılan tüm hazırlıklar tam bir şölen havasında yaşanıyor. Birçok ülkede Türkçe Olimpiyatları elemeleri, o ülkenin üst düzey yetkilileri ve Türkiye'den üst düzey katılımlarla gerçekleşiyor. Olimpiyatlar Millî Eğitim Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türk Dil Kurumu, TİKA, Atatürk Kültür Merkezi, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, Türk Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı gibi önemli kurumlar tarafından desteklenmektedir.” ( Zaman – 24 Mayıs 2008)

Ne diyelim? Türkiye’yi cemaat eli ile ABD’ye teslim etmeye bayraktarlık edenlere, görüp de susanları, “şimdilik” sadece kınıyoruz. AKP iktidarının ne yaptığı ve gelecekte ki hedefi ortadadır.

AKP’nin kapatılma davasına konu olmuş “Cemaatle işbirliği” konusunda, karşı taraf çekinmediğini göstererek kılıcı çekmiş ve Devletin TRT’sini cemaatin “uyduruktan olimpiyatı”na açmıştır.

Bahsi geçen olimpiyatlarda MEB, Kültür ve Turizm Bakanlığının başrolde olduğunu cemaat kendisi söylüyor.

Organizasyonun ana sponsorlarından olan Ankara Büyükşehir Belediyesi adına konuşan Başkan Melih Gökçek bakın ne diyor?

“Ankara'nın bu organizasyona ev sahipliği yapmaktan gurur duyduğunu belirterek, büyük ülke olmanın büyük düşünmekten geçtiğini ve olimpiyatların Türkiye'nin büyüklüğünü gösterdiğini.” ( Zaman – 24 Mayıs 2008)

Durum ortadadır.

Anayasa mahkemesince görüşülecek bir davanın başkahramanları, Başkent Ankara’ya çıkartma yapmış, Türkiye Cumhuriyetine şah damarı kadar yaklaşmıştır.


Amerikan Projesinin Dini ve Siyasi Ayağı

21. Yüzyılın Amerikan Yüzyılı olması projesinde Fetullah Gülen Cemaati İslami ayağı teşkil etmekte, Müslüman Türk coğrafyasında Truva rolünü başarı ile oynamaktadır.

Projenin “siyasi” ayağı ise 3 Kasım 2002’de sahne almıştır. AKP’nin bu iş için nasıl biçilmiş kaftan olduğu ortadadır. BOP eş başkanlığı, Medeniyetler arası İttifakı eş başkanlığı gibi rollere soyunan Başbakan Erdoğan’dır. Cemaatle içli dışlı çalışmaları, cemaatin hazırda bekleyen kadrolarının iktidar eli ile tahsis edilmesi bunun göstergesidir.

Bugün TRT nin Samanyolu TV’nin görevine talip olması, belli başlı yerlere cemaatin has adamlarının getirilmesi, Fetullah’ın Türkiye’yi ABD adına ele geçirme faaliyetin bir göstergesidir. AKP, şeriatın hakim olduğu bir hedefe doğru giderken değil, ABD’nin kontrolü tamamen ele geçirdiği “Ilımlı İslâm Devletine” doğru yol alırken durdurulmuştur.

O halde projenin dini ayağı Fetullah Gülen Cemaati, siyasi ayağı da AKP’dir.

İslâm’ın, Hz. Muhammed ve Kuran’dan arındırılma işleminin baş aktörleri, Katolik Üniversitesinde kürsü açmanın adını, “Sulh Adacığı” koysalar da yapılan açık seçik ortadadır.

Dış İşleri bakanı iken bakanlık mensuplarına, “Cemaatle bağlantı kurun” talimatı veren Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı olunca da bu görevi ifa etmiştir. Bu da demektir ki emirin kaynağı, kendisinin de üstündedir.

Azerbaycan’a yaptığı resmi ziyarette, cemaate ait üniversitenin temel atma törenine katılan Abdullah Gül:

“Burası geleceğin Harvard'ı olacak” demiştir. ( Zaman – 8 Kasım 2007)

Söylediği doğrudur. Türk Okulları bulundukları yerleri, Amerikanlaştırma projesinin etkin elemanıdır. Ve bu eylem, eskiden Türkiye Cumhuriyeti Devletinin paravanlığında yapılırken, bugün korumasına alınmıştır.

AKP iktidarı, cemaatin projelerini “Devlet Politikası” haline getirmiştir.

Cemaate karşı tabuların yıkılarak, cemaatin yani Amerikan politikaların içselleştirilmesi ve Türkiye’nin buna direnç göstermesinin kavgasıdır yaşanan. Türkiye ya tamamen teslim olacak ya da safraları atarak yola tertemiz devam edecektir. Mücadeleyi böyle değerlendirmek ve doğru safta bulunmak durumundayız.

Cemaat okulları hakkında yazdığımız satırlar için diyorlar ki;” Türk okulları Dünya Barışına hizmet eden, Barış Köprüleridir”. Eğitimin “barış” hizmeti olduğunu öğreniyoruz böylelikle. Başka neye hizmet ediyor bu okullar? Biz söylemeyelim, New York Tımes’e kulak verelim:

“Türk Okulları Pakistan’a Daha Mutedil Bir İslam Vizyonu Sunuyor’ “ ( 4 mayıs 2008- New York Times)

MEB’mıza bağlı bu okullar, “Ilımlı İslâm Vizyonu” sunuyormuş efendim. Biz demiyoruz, bu işi bilenler söylüyor.


Türkiye Örnek Olsun


Tarih, 30 Ocak 2004. Başbakan Erdoğan iktidarının zirvesinde. Lafı çok uzatmaya gerek yok efendim. Başbakan Erdoğan, Türkiye’ye biçilen “örnek olma rolünü” kabul ettiğini, malum düşünce kuruluşlarından biri olan Heritage Vakfında şunları söylüyordu: (ABD’de ki düşünce kuruluşlarının nerede ise tamamının CFR’ye bağlı faaliyet gösterdiğini ve Amerikan Politikalarına buraların kaynaklık ettiğini söylenebilir.)

“ Bir - AKP, kendisine siyasi çizgi olarak, “demokratik muhafazakârlık” çizgisini benimsemiştir.

İki - Demokratik muhafazakârlık kavramı, öteki ülkeler için bir model değil, ama örnek teşkil edebilir.

Üç - Türkiye bu konuda Amerika’ya yardımcı olabilir.” ( 30.1.2004- Voıce Of Amerika)

AKP, iktidar olduktan sonra Erdoğan’ın ağzından ABD’ye,” Örnek Ülke “ olmaya hazırız mesajı vermiştir.


Son dönemde, Türkiye’ye biçilecek modellerin figüranı olmaya hazırlanan bu kesim mensupları bilmelidir ki, Türk Milleti olup bitenin farkındadır. Hem bu ülkede yaşayıp, hem de Batının projelerinde onların menfaatine rol almanın adı en basitinden, “Vatana İhanettir.”

29 Ekim 2005 tarihinde Belçika Başbakanı diyordu ki Türkiye’ye:

“Buradaki en temel konu Türkiye’nin Avrupa ile Müslüman ülkeler arasında bir köprü görevi üstlenmesidir.Avrupa’nın ihtiyacı olan şey istikrarlı,demokratik, insan haklarına ve çevreye saygılı bir Türkiye’dir.Avrupa’nın değerleri Hıristiyan değil, küresel değerlerdir.”

Tüm Batı tek yürek olmuş bizden iyi “köprü” olacağı üzerinde hem fikir. AKP iktidarı kabul etmiş, “Türkiye örnek olsun” demiş. Hıristiyanlıkta AB’nin değeri değil, “Küresel Değermiş”. Türkiye ve Türk Milletine biçilen hedef önümüzde. “Köprü, örnek ülke Türkiye ya da Truva Atı”

Sırtımıza kene gibi yapışan Batı emperyalizmine hizmet etmeye devam edecek miyiz, yoksa silkinip kendimize mi geleceğiz?

AKP’nin kapatılma davasında, sorulması gereken asıl soru budur.

N.Kavcar
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

KÜLTEGİN

Genel Koordinatör
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
1,731
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Tanrı Dağlarında
Tamamiyle saçmalık ya;
Mozambikteki zenci çoçuk benim İstiklal Marşımı ezbere okusa bana ne faydası var=)
Turan hayalindeyken gelip benimle yan yana bunu mu düşleyecek.
 

Gök Yeleli Bozkurt

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
1,947
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bozkurtlardan Birine Sorun
Perdenin görünen yüzü çok hoş.

Fakat;malesef Türk Milleti çok temiz olduğundan perde arkasındaki kötülüğü aramaz.

Türkiye de de okulları var bunların,dünyanın her bir yanında olduğu gibi.

Özellikle müslüman ülkelerdeki insanlara etki edip,ılımlı islam yani,cia tarzı islam ı empoze ediyorlar.

Yani günü geldiğinde vatanı değil de,vatan elden giderse gitsin diyip sadece dinini koruyacak nesil yetiştiriyorlar
.