HALKIMIZIN HAKLARINI BUNLAR MI KORUYACAK!...
İnsan bunların tavırlarını, bunların sorunmsuzluklarını ve bu halka olan yabancılıklarını ve de bu halkın geçmişine yönelik sadakatsızlıklarını gördükçe kanının donası geliyor.
Evet; kendini bu halkdan sayan ve bu nedenle bilinçli bir bireyi olma sorumluluğu taşıyan herkes, bunların ulusal değerlere, ulusal mücadeleye ve bu mücadeleyi veren insanlara karşı sergiledikleri düşmanca davranışları gördükce isyan edesi geliyor.
İnsan bu ekibin; şehitlerimize, o kahraman insanların anılarına, gerçekleştirdikleri direnişe karşı ısrarla sürdüregeldiği duyarsızlıkları ve sadakatsızlığı gördükçe kahrolmasın da ne yapsın?..
Olacak şey mi bu? Bu ülkenin Cumhurbaşkanının, bu ülkenin Başbakanının ve bu ülkenin iktidar partisinin, bu ülkeyi bu günlere taşıyan mücadele şehitleri hakkında söyleyecekleri bir tek sözleri yokmudur? Bir taziye, bir anı, bir saygı mesajı yayınlama gereği dahi duymamalarını nasıl yorumlamak lazım? Mukavemet Şehitlerimizin, direnişcilerin ve gazilerimizin verdiği mücadele sonucu kurulan Devletimizin en yüce makamlarında oturanların bu devletin temeline harç olanlara karşı hiç mi minnet duygusu yada sorumlulukları yok?
Görev gereği, düzenlenen anma etkinliklerine katılıp çelenk koymak ve aradan sadece iki saat geçtikten sonra konulan çelenkleri dahi görevlileri vasıtasıyla yangından mal kaçırırcasına hemen kaldırtmak, şehitlerimize karşı gösterilmesi gereken sadakatın, duyarlılık ve sorumluluğun yerine getirilmesi göstergesi olabilir mi?
Her konuda mesajlar yayınlayan, her konuda beyanat üstüne beyanatlar veren iktidar yetkilileri 1 Mayıslarda meydanlara inip, Rum sendikacılarla birlikte yürüyebiliyorlarsa, Rumların Abokglizmolarına (dini bayramlarına) katılabiliyorlarsa; 21 Aralıklarda neden geçmişte hiç bir şey olmamış, yaşanmamış sayarcasına suskunluğa bürünüyorlar?
21 Aralığın ‘Dünya Kooperatifçilik Günü’ olduğunu hatırlayan ve bu konuda mesaj yayınlamayı sorumluluğunun gereği sayan Başbakan Soyer için 21 Aralık Mücadele ve Şehitler Haftası’ ile ilgili söyleyeceği hiçbirşey yok muydu acaba? Böylesi bir tavrın halkımızın kafasında ve vicdanındaki karşılığı olan sıfatı varın sizler isimlendirin!..
Günlerdir; CTP iktidarının yayın organı konumunda bulunan Yenidüzen Gazetesini didik didik ediyorum. 21 Aralık Mücadele ve Şehitler Haftası ile ilgili bir tek beyanat, bir tek söz, bir tek açıklama, bir tek haber var mı diye bakıyorum. Bu gazete bu ülkenin gazetesi değilmidir? Bu Gazete bu ülkede yayınlanmıyor mu? Bu Gazetenin, ‘21 Aralık Mücadele ve Şehitleri Anma etkinlikleri’nden hiç mi haberi yok?
Barış Gazeteciliği dedikleri şey böylesine geçmişe lakayıt olma ve böylesi bir yozlaşmamıdır? Halkın verdiği ulusal kurtuluş mücadelesine kayıtsız kalmakmıdır? Yaşam nedenimiz olan şehitlerimizi anma etkinliklerini es geçmekmidir?Bu mudur barış gazeteciliği!
Sayfalarında, değil habere, şehitlerimiz için bir tek satıra bile raslanmazken, manşetlerine ‘Ledra’ya Noel Geldi’ haberlerini çekerek Rum gençlerinin çılgınca nasıl eğlendiklerini konu yapmak nasıl bir habercilik anlayışıdır? Ve bu nasıl bir halkcılık, insanımıza ve kutsal değerlerimize karşı nasıl bir saygı anlayışıdır allahaşkına?
Bunlar mı bu halkın haklarını koruyacaklar ve bunlar mı, şehitlerimizin uğruna canlarını verdikleri değerlerimizi hakimiyetçi Rumlar karşısında savunacaklar?
Yazık ne günlere kaldık?