Halkmıyız Yoksa Cemaat Mı?..

Makbule ÖTÜKEN

Onursal Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
532
Tepkime puanı
0
Puanları
0
HALKMIYIZ YOKSA CEMAAT Mİ?..​
Halk olduğumuz gerçeğinin tartışılır olmasını bile zul sayanlardanız.

Bizler, Kıbrıs sorunu’nun başından beri kavramlar üzerinden yürütülen bir mücadele olduğunu hep söyleye geldik. Neredeyse yüz yılı aşkın bir geçmişi olan Kıbrıs sorununun halklar arası ulusal bir kavga olduğunu görmezden gelenlerse, sorunun özünü de, soruna damgasını vuran kavramları da hep göz ardı ettiler. Hatta o kadar ki; sorunun gerçek boyutlarını saklamaya kalkan bu çevreler, ‘kardeş kardeş yaşayan Kıbrıslıları emperyalizm bölüp birbirine kırdırdı’ safsatasını dillendirip durdular. ‘Yeniden birleşme’ derken de ‘Kıbrıslıların kucaklaşacağını’ hayal ettiler. Hristofyas uyanmaları için akılalmaz hakaretlerle, kendilerini sarsıp duruyor ama, hala morfinlenmiş gibi uykuya devam edenler var.

Sn. Talat; Hristofyas’ın megalomani boyutuna ulaşan ırkcı davranışları karşısında “geçmişte tanıdığımız Hristofyas ile masadaki Hirstofyas, beklediğimden farklı, zaman zaman hayal kırıklıkları yaşadığım da oldu” diyor.

Annan Planı’nın gündemde olduğu referandum öncesi günlerde de, Hristofyas ‘yoldaş’ diye hitap ettiği Sn. Talat’a; referandumda partisinin ‘evet’ istikametinde oy kullanacağı sözünü vermişti. Sonuçta Akel’in oy doğrultusunun Papadopulos’la birlikte kuvvetli bir ‘OHİ’ olduğunu hep birlikte gördük. İşte o zaman da Sn. Talat yine bir hayal kırıklığı yaşamış ve şöyle demişti. “Hristofyas ve Akel beni yanılttı. Meğer yüzünde maske vardı. Onların da diğer Rum fanatik partilerinden farkı yok muş.”

İşte böyle... Tarihten ve yaşananlardan ders çıkarıp, ona göre hareket etmezseniz, yeni hayal kırıklıkları ile karşılaşırsınız..Biz bu kuralı da, Hristofyas’ı ve partisini de çok iyi biliyoruz. Gelin görün ki; Sn. Talat ve Partisi ile Hristofyas ve Akel arasında hem uzun bir geçmiş, hem de karmaşık bir ilişkiler bütünü var. Kendi aralarında imzaladıkları çok sayıda deklerasyonlar var. Hatta bir dönem, CTP’nin Akel’in Kıbrıs Türkleri arasındaki uzantısı rolünü üstlendiği gerçeği var. Bütün bunlar, istense de bir çırpıda yok sayılamıyor. Bağlar, bağlantılar kolay kolay koparılamıyor.

Nerede kaldı ki; CTP içinde gerçekleri görmeğe başlayanlar ve Akel’i gerçek kimliği ile tanıma noktasına gelenler olduğu gibi hala, Hristofyas’a ve partisine toz kondurmayanlar da var. Akel ideolojisine tutku ile bağlılığını sürdürenler var. Sanırım Sn. Talat bunların da sıkıntısını yaşıyor. Nitekim geçtiğimiz günlerde basına dert yanarken “Hristofyas’ın hakaretleri karşısında Kıbrıs Türk basınının tepkisizliğinden şikayetçi olmuş” ve “o nedenle de Rum liderin hakaret ettiğinin farkına varamadığını” söylemişti. Peki Hristofyas’ın hakaretlerinden şikayetçi olmayanlar ve ses vermeyenler kimler? Ne yazık ki; bir kısmı kendi çevresinden “içerili”gazeteler ve köşe yazarları.

Konuyu fazla uzatmadan “Halkmıyız, yoksa toplum mu” tartışmasına geçelim. Malum; Sn. Talat’la Hristofyas arasında bu konu basın önünde, karşılıklı tartışmaya dönüştü. Hristofyas ısrarla, “iki toplum ve tek halk”tan söz ediyor. “egemenliğin de iki toplumdan oluşan Kıbrıs Halkı’nın olduğunu” ileri sürüyor. Bu tez Akel’in geleneksel görüşü. Ne yazık ki; geçmişte CTP de bu konuda Akel’le aynı düşünceye sahipti.

Sn. Talat; yeni yeni “bu tartışılacak bir konu değil. Elbette iki halk var.. Bu gün dili, dini, sevinci ve kederi, herşeyi farklı iki halk var. Bölgesi ayrı, ekonomisi ayrı. Birinin sevindiğine, diğeri üzülür. Sadece bir uçak kazası ve depremde ortak duygu yaşayabilen iki halk. Bu tartışılmaz bir şey” diyor. Arkasından da ekliyor. “Rumların ‘tek halk’ söylemi ayrılma fobisinden kaynaklanır..Biz ayrılmayı hiç savunmadık, karşı olduğumuzu söyledik. Karşı olmasak masada ne işimiz vardı.”

Sn. Talat’ın ‘iki toplum’ noktasından ‘iki halk’ anlayışına gelmesi işte buraya kadar. Kendisi hem iki ayrı halktan söz ediyor, hemde halkların ‘birleşme hakkı’ kadar ‘ayrılma hakkı’nın da vazgeçilmez ve devredilmez temel bir hak olduğunu dışlamaya çalışıyor. Sn. Talat’ın asıl sorunu da bu zaten..


 

Mürüde Sevicer

New member
Katılım
21 Ağu 2008
Mesajlar
176
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Lefkoşa
Genelde Türk Filmleri ya tatlı sonla biter, ya acı sonla, ya da ayrılıkla. İnşallah bizim BİZİM SENARYO da ayrılıkla bitecek ve biz de rahat, özgür, geçmişte olduğu gibi, Anavatanımız ile yolumuza devam ederiz. (Tek duamız AB denen dostumuzun bizi unutması)
 

KÜLTEGİN

Genel Koordinatör
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
1,731
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Tanrı Dağlarında
Halkda değiliz, milletiz( bodun-budun)...
Orkun kitabelerinde sık sık geçen "budun" kelimesiyle atalarımız bizleri ırksal olarak ifade etmektedir...

Halk olamayız çünkü binlerce yıllık bir tarihi kültüre sahibiz.Etnik köken değiliz.Köklü bir tarihe sahibiz...

Bu özellikleri taşıyan topluluklar yalnızca millet olur...
 
Üst