Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya Chrome kullanmalısınız.
GÜNEŞ DOĞARKEN
Salih Mehmet Ersoy
Halktan Gizlemek Da Ne Demek?
Bir taraftan Mal Tazmin Komisyonu’nda görüşülen konular, diğer yandan Cumhurbaşkanımız Sn. Eroğlu’nun kurduğu komisyonlarda konuşulanlar çarşaf çarşaf Rum basınına malzeme olurken, gelişmelerden Kıbrıs Türk halkının bihaber olması, kelimenin tam anlamıyla aymazlıktır.
Kimse sanmasın ki Kıbrıs Türk halkından gizlenenler ebediyete kadar sır olarak kalacaktır. Elbet bir gün herşey anlaşılacak ve kimin ne yaptığı, ne söylediği ne verdiği ve neleri kabul ettiği hususunda Kıbrıs Türk halkının mutlaka bilgisine gelecektir.
Evet gelecek gelmesine ancak esas fırtına da işte o zaman kopacaktır.
Kıbrıs Türk halkının, Kıbrıs sorunu diye bir sorun varsa, bu sorunla ilişkilendirilmesi asla düşünülemez. Yoksa Kıbrıs sorununu Kıbrıs Türk halkının yarattığı imajı verilir ve böyle bir durumu herkes kabullenmeye başlarsa, işin sonunun nereye varacağını bilmemiz için kâhin olmamız gerekir mi?
Herkesin bilmesi gerekir ki Kıbrıs’ı ille de Yunanistan’a hediye etmeye çalışan bir Rum toplumu Kıbrıs’ın Güneyinde var olmaya devam ettiği sürece, sözde varılması istenen bir anlaşmaya varmak asla mümkün değildir.
Bir taraftan Kıbrıs Türk halkının gasbedilen ortaklık hakları, diğer yandan tam on bir yıl çektirilen işkence, acı ve öldürülen insanlarımız, devletten dışlanmamız nedeniyle devlet bütçesinden almamız gerken maddi olanaklar ortada dururken, hiçbirşey olmamış gibi davranmak ve Rumların her isteğine boyun eğmek saflıktan öte halkımıza ve yıllardır yürüttüğümüz mücadeleye ihanetin ta kendisidir. Bunu başka türlü izah etmek veya kabul etmek asla mümkün değildir.
Bir taraftan Güney’de kalan Türk emlaki Vandalların hışmına uğrarken, her şey yerle bir edilirken, vakıf mallarına dahi el sürülür ve hatta ortadan kaldırılsın diye yıkılıp yerlerine başka inşaatlar yapılırken, Kuzey’de kalan Rum malları için bedel ödemek gafletin daniskası değil de nedir Allah aşkına?
Cumhurbaşkanımız Sn. Eroğlu’ne sesleniyoruz. Size güvendik, müzakerelerde kabul etmiyeceklerimizi masaya koymak değil, müzakeresini dahi kabul etmiyeceğiniz hususunda size güvenerek oy verdik. Şimdi Allah aşkına benim ve benim gibi onbinlerce vatandaşımızın masada Rum lideri Hristofyas’ın istediklerini kabul eder de ne benim ve ne de size oy veren vatandaşlarımızın bilgisi yoksa ve ileride işler tamamen ters döner de sizden hesap sorulursa, acaba sizin müdafaanız ne olur bir düşündünüz mü?
Son günlerde ortalıkta dolaşanlar ne yazık ki Kıbrıs Türk halkı açısından hiç de iç açıcı değildir. Bu nedenle lütfen neler olduğu bittiği hususunda halkımıza gereken bilgiyi vermenizi bekliyoruz.
Hiç tereddüt etmeden kendi adıma şunu açıklamak isterim ki, varılacak bir anlaşmada aramıza sayıları ne olursa olsun tekrar Rum gelecekse, Güney’de kalan mallarımız hesaba katılmadan sırf anlaşmaya varılsın diye gözden çıkarılacaksa, sözde Kuzey’de malları olan Rumlara eski evlerine ve mülklerine dönüş izni verilecekse veya cabadan köy ve toprak verilecekse, devletten dışlanmamız nedeniyle uğradığımız maddi kayıplar göz ardı edilecekse, sırf Türk oldukları için topluca veya teker teker şehit edilen kardeşlerimizin kanı sorulmayacaksa, Kuzey’de ayrı devletimizin varlığı göz ardı edilecekse, böyle bir anlaşmanın yürürlüğe girmemesi için sonunda ölüm de olsa, ben böyle bir anlaşmanın yürürlüğe konmasına karşı çıkacağım.
Benden söylemesi.