Hayali Barış, Felakete Davetiye Çıkarmaktır!..

Salih Mehmet Ersoy

Onursal Üye
Katılım
18 Ağu 2008
Mesajlar
191
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
KKTC
GÜNEŞ DOĞARKEN
Salih Mehmet Ersoy

Hayali Barış, Felakete Davetiye Çıkarmaktır!..

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Rumlar tarafından yıkılmasını, kimse sanmasın ki iki devlet esasına göre bir anlaşmaya varılması için Rum tarafının göze aldığı bir maceraydı.
Öyle olsa AKRİTAS PLANI’NA ne gerek vardı ki?
Ancak Allah’ın adaletine bakınız ki, Kıbrıs Türk halkını yok ederek Kıbrıs’a sahip çıkmaya çalışan, başta Makarios, Grivas, Yorgacis ve şimdi de Papadopulos, murad ettikleri ENOSİS’İ göremeden bu dünyadan göçedip gittiler. Ancak geride öylesine sancılı bir Kıbrıs bıraktılar ki, bu sancı Kıbrıs eski sahibine dönünceye kadar devam edeceğe benziyor.
Adamlara lütfen bir bakınız. Silah zoruyla elde edemedikleri Kıbrıs’ı masa başında andek döndeklerle elde etmeye çalıştıkları gibi, Batı emperyalistlerinin bir araya gelip oluşturdukları Ehlisalip güçle ve uyduruk mahkemelerinde alınan kararlarla Kıbrıs’ı bir bütün olarak Rum- Yunan ikilisine peşkeş çekmenin rezaleti sergilenmektedir.
Kıbrıs Türk halkının Güney Kıbrıs’ta kalan taşınmaz mallarını görmezlikten gelen, hatta yok sayan bu Ehlisalip Batı zihniyeti, utanmadan kendi uydurak mahkemelerinde karar üstüne karar almakla Kıbrıs Türk halkını bir kaşık suda boğmanın senaryosunu yazmaktadırlar.
Bizim ikazımız şu ki, Kıbrıs Rum tarafı ENOSİS’İ dışlayan herhangi bir anlaşmayı imzalamaları asla mümkün olmayacaktır. Aksi takdirde, DİSİ Parti Başkanı Nikos Anastasiades’in de dediği gibi, Zürih ve Londra antlaşmalarını yıkmaya ne gerek vardı? 1966 yılında Rum Temsilciler Meclisinde oybirliği ile alınan ENOSİS kararına ne gerek vardı? 15 Temmuz 1974 tarihinde işleri yavaştan aldı diye ve Enosis’i geciktirecek diye Makarios’a darbe yapmalarına da ne gerek vardı?
Bütün bu tarihi gerçekleri göz önünde tutmadan bir anlaşma yapmayı beklemek ve hele Kıbrıs Türk tarafının KURUCU DEVLET Statüsüne Rum tarafının evet diyeceğini beklemek, hayalden öte, deliliğin daniskasından başka bir şey olabilir mi?
Bu gün Batı’nın Ehlisalip mahkemelerinde alınan Kıbrıs Türk halkı ve Türkiye aleyhindeki kararlar, şunu göstermektedir ki KKTC’nin tanınmasını asla düşünmedikleri gibi, bir an evvel dağılması için her melaneti sergilemekten de çekinmedikleridir.
Orams davasını bertaraf edecek tek yol, KKTC’nin bir an evvel tanınmasını sağlamaktan geçer. Aksi takdirde hayali barış ve anlaşma uğruna evdeki bulgurdan olmamız hiçtendir.
Lütfen herkes aklını başına alsın ve bize uygulanmakta olan diskriminasyonu göz ardı etmedem kalıcı kararlar alınmasında karar üretilsin.
Kırk yıllık Yanni ne Ahmet olur ne de Mustafa. Tıpkı 40 yıllık yoldaş Hristofyas da gerçek bir yoldaş olmadığı gibi.
Bu gün AB tarafından sergilenen Ehlisalip tavır, bize ders olmuyorsa ve hayali barış ve anlaşma uğruna bir halkın yokoluşuna neden olacak bir anlaşma yapılacaksa, o zaman bu yükü omuzlarında taşıyanlar bir kere değil, bin kere düşünmek zorundadırlar. Aksi takdirde atı alan Üsküdarı geçtikten sonra başımıza gelecek felaket, 20 Temmuz 1974 öncesi yıllardan çok daha vahim bir durumla karşı karşıya kalacağımızı bilmek için alim olmamız gerekir mi? Kıbrıs Türk halkının bir vatandaşı olarak Cumhurbaşkanımız Sn. M.A. Talat’a şu çağrıyı yapmak zorunda hissediyorum kendimi.
Sayın Cumhurbaşkanım, ne kırk yıllık yoldaş sandığınız Hristofyas ve ne de Batı’nın Ehlisalip Emperyalistleri Kıbrıs’ı almadan bizi rahat bırakmıyacaklardır. “Ben Kıbrıs’ı politik mücadele ile ENOSİS yapacağım” diye Kıbrıs Rum halkına kendi devlet radyosundan açık açık ve hiçbir sıkıntı çekmeden bilgi veren Hristofyas’a güvenmek, sağır yılana güvenmek kadar tehlikeli olduğunu size hatırlatmak zorunda kaldığım için üzgünüm. Ama ne yazık ki gerçek budur. Öyle olmasa durup dururken BM üyesi olmuş Kıbrıs Cumhuriyeti’ni yıkmalarına ve sonra da dönüp suçu Kıbrıs Türk halkı isyan etti diyerek yağ gibi üste çıkmalarına ne gerek vardı ki?
Tarih, ne hata yapanları ve ne de kendi halklarına felaket yaşatanları unutur.
Hatanın neresinden dönülürse kârdır felsefesine uyarak KKTC’nin tanınması için lütfen kollarınızı sıvayınız.
Aksi takdirde gelecekte yaşanacak vahim olayların müsebbibi ne yazık ki siz ve size akıl hocalığı yapanlar olacaktır.
Kıbrıs Türk halkı olarak şerefimizi, bağımsızlığımızı ve ata emaneti bu güzel vatanda özgürce yaşayabilmemiz için vereceğiniz mücadelede mutlak surette yanınızda olacağımızı size namus sözü vererek bildirmek benim için en büyük görevdir.
Biz özgür ve bağımsız yaşamak istiyoruz, lütfen bu haktan bizi mahrum bırakacak kararlara imza atmayınız.
Bilmem anlatabildim mi?
 

DOĞUKAN

New member
Katılım
18 Eki 2008
Mesajlar
2,057
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
K.K.T.C.
teşekkürler Salih bey güzel yazmış, güzel söylemişsiniz. "Tarih ne hata yapanları, ne de kendi halklarına felaket yaşatanları UNUTMAZ!"
 
Üst