HAYAT Bir Dramdır Aslında...Hem Neşe Hem de Hüzün Dolu

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
19_Wicked-Widow_LG.jpg



NEŞEDE SAKLI HÜZÜN

NOT: BU SAYFALARDAKİ YAZILARIN HİÇBİRİ ŞAHSIMA AİT DEĞİLDİR.MERAKLISI OLANLAR İÇİN ALINTI EKLEMELERDİR.
 
Son düzenleme:

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
HAZAN

Yorgun gözlerle yaşanan bir solgun macera, ‎
her yanda yaprak sesi..‎
Çarpar kulaklara poyraz gibi ara ara,‎
bir hazan mûsıkîsi.‎

hazandalmoi9.jpg



Ağlar bütünüyle bahar şi’rinin gülleri,‎
renklere tasa yağar.‎
Sessiz bir melâl sarsar koylarda bülbülleri,‎
mâtem söyler notalar.‎

gizlimelek_hazan_huzun.JPG


Hüzünle buğu buğudur artık şadırvanlar,‎
sular rikkatle damlar.‎
Ve kısar nâzenin boyunlarını kuğular,‎
gezer baharı arar.‎

muratkurt_hazanmevsimi_hazan22222.JPG


Ovalar yasla inler, dağlar hicranla ağlar;‎
her ses bir ölüm şi’ri..‎
Mavi, yeşil, pembe, turuncu karalar bağlar;‎
inim inim her biri..‎


yaprak.jpg

Biten ömürlerin son dakikaları gibi,‎
her çığlık bir “elvedâ”!‎
Derince bakılsa görünür dünyanın dibi,‎
o ne ürperten edâ.!‎

yahyakemalbeyatlhazanbapq4.jpg


Sonra yaz-bahar füsûnlu bir hâtıra olur,‎
gömülür hülyâlara;‎
Hülyâlar ümitleşir, vicdanlarda duyulur,‎
yol olur verâlara...‎

hazan.jpg


Bekâ, bu fânilik hissi içinde gelişir
ve gider sonsuzlaşır;‎
Mantık bu büyüyle âdeta uhrevîleşir,‎
ilhamlara ulaşır.‎

78tl9.jpg



Duyar insan ölümün sihirli sükûtunu,‎
çözülür problemler;‎
Görünür herkese yürüdüğü yolun sonu,‎
irkilir ve emekler...‎

15132.jpg



Gömülse de hisler yok olmanın melâline,‎
iman ufuklar açar; ‎
Ve yutkunup ağlasa da kendi zevâline,‎
bekâ ışıklar saçar...‎

wallpaperleafvh5.jpg


Düşünce tıpkı tohum gibi düşer toprağa,‎
hazırlanır bahara.. ‎
Sonra koşar Firdevs’e ulaştıran durağa,‎
Cennet içinde Yâr’a...‎

url


Hissetmeden asla ne bir acı ne bir sızı,‎
gelinler gibi aziz;‎
Köpürür duygularında ötelerin hazzı,‎
sonsuzluk gibi leziz.‎

biltir5223325md500x386by7.jpg


Sonbahar bir ak doğuşun şafak emaresi,‎
arkasında gündüz var;‎
O hazan boşluğunda tın tın ümidin sesi:‎
ve az ileride bahar..!

forherautumnlovebyremines1.jpg




 
Son düzenleme:

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
aO0nk94Fjq.jpg



2n8a04o.gif


Aynada kendimle konuşmaya başlayalı o kadar da yalnız olmadığımı farkettim. Beni
anlayan bir ben oldugunu unutmamalıymışım. Zaten kim yakın olabilirdiki aynalardan
başka bu yüze..
Karardı gündüzler, Üzgün yüzümü göreli, Güneş hiç ugramaz oldu sabahlarıma.
Bulutlar şimşeklere karışıp çıkıveriyor aniden. Seviniyorum.

Hayata dokunan birşeyler var etrafımda diye.. Boşuna. Bütün gürültüler
kızgınlıklarıma.

O kadar da kötü değildi yalnızlık. Alışmış olmalıyımki izinsiz siniyor içerime. O kadar
küstah bir yalnızlık ki bu.. Yalnızlığını kimsenin bilmesini bile istemiyor. Acıtır oldu
canımı.


bir yalnızlığım var sanıyordum. Artık o bile beni istemiyor...

beyaz.jpg


Düşün işte,

Yalnızlık bile benimle yalnız kalamıyor...


Ben alışık olmamalıydım bunlara. Böyle öğretmedim kendime. NE olursa olsun bir
parça bile olsun herhangi bir yerden gülme sebebim olmalı..
zincirhd6.gif

Gülmeliyim..

Ne sebep olursa olsun,
Saçmalayarak gülmeliyim..

Boşvermeyi bilmeliyim.
Bulduysan sende kendinden birşeyler bu yalnızlıkta..
Şimdi sende gül benimle..
zincirhd6.gif

Gülmelisin...
zincirhd6.gif

Neden olursa olsun.
Gül işte nedensiz sebepsiz


Öylesine!!
Belki de DELİCE..


4988246291fp6.jpg

 
Son düzenleme:

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
Yorgun masayla, kırık sandalye
solgun bekleyişte kır kahvesi.
Ezilir sonbahar renginden
bastığım yapraklar kahve telvesi


Sinsi bir rüzgar, öten tek ,tük serçe,
fısıldıyor kulağımda hüzzam nağmesi.
Gül soldu, bülbül gitti -har'ın kavgası bitti-derken
içimde bir tütsü kokar ki
Bilmem bu neyin nesi
Kimbilir daralan zamanların
koşarken ürperen nefesi.


Hissediyorum
ensemde titriyor yapraklarla hazan


Küsmek olmaz talihe
vermediğini almayacak kadar adil yine
Öylesine ıssız bu sonsuzluğun yolu
bir hücre tümüyle canlıyı belirliyen.
Tüm canlı ki bu yolda hücreye giden...
O yorgun masada pazıldan bir oyuncak
yaşamın sarışın parçaları hazan


Bir varmış bir yokmuş
son parça da yerine konulunca olacak.
Gözlerimle asıp aklımı ufuklara
sözleri rüzgara bağladım.


Öte ucunda ben o sözlerin
oturup salya sümük ağladım...


[FONT=Georgia, Arial, Helvetica, sans-serif]sırrı sarıışık
 

ÇAĞATAY

Dost Üyeler
Katılım
27 Şub 2008
Mesajlar
473
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
"ADRİYATİK'DEN ÇİN SEDDİNE SAVAŞ NEREDE İSE ORADAY
ANLADIM...

Bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını,kendimi bulduğumda anladım.

Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış,Kendi yolumu çizdiğimde anladım.

Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat,okuyarak,dinleyerek değil..
Bildiklerini bana neden anlatmadığını, anladım..

Yüreğinde aşk olmadan geçen her gün kayıpmış,Aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım...

Acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden,
Neden hiç ağlamadığını anladım..

Ağlayanı güldürebilmek,ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş,
Gözyaşımı kahkaya çevirdiğinde anladım..

Bir insanı herhangi biri kırabilir, ama bir tek en çok sevdiği acıtabilirmiş,
Çok acıttığında anladım..

Fakat,hak edermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını,
Gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terk ettiğinde anladım..

Yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet,
Yüreğini elime koyduğunda anladım..

''Sana ihtiyacım var, gel ! '' diyebilmekmiş güçlü olmak,
Sana ''git'' dediğimde anladım..

Biri sana ''git'' dediğinde, ''kalmak istiyorum''diyebilmekmiş sevmek,
Git dediklerinde gittiğimde anladım..

Sana sevgim şımarık bir çocukmuş,her düştüğünde zırıl zırıl ağlayan,
Büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım...

Özür dilemek değil, ''affet beni'' diye haykırmak istemekmiş pişman olmak,
Gerçekten pişman olduğumda anladım..

Ve gurur, kaybedenlerin,acizlerin maskesiymiş, Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış,
Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım..

Ölürcesine isteyen,beklemez,sadece umut edermiş bir gün affedilmeyi,
Beni affetmeni ölürcesine istediğimde anladım..

Sevgi emekmiş,Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar
sevmekmiş...


Can YÜCEL
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
Dervişin biri,uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra bir köye ulaşır.
Karşısına çıkanlara kendisine yardım edecek,yemek ve yatak verecek biri olup olmadığını sorar.
Köylüler kendilerinin de fakir olduklarını,evlerinin küçük olduğunu söyler ve
Şakir diye birinin çiftliğini tarif edip oraya gitmesini tavsiye ederler.
Derviş yola koyulur,birkaç köylüye daha rastlar.Onların anlattıklarından
Şakirin bölgenin en zengin kişilerinden biri olduğunu anlar. Bölgedeki ikinci
zengin ise Haddad adında başka bir çiftlik sahibidir.
Derviş Şakir’in çiftliğine varır.Çok iyi karşılanır,iyi misafir edilir,
yer içer, dinlenir.Şakir de aileside hem misafirperver hem de gönlü geniş insanlardır…
Yola koyulma zamanı gelip Derviş, Şakir’e teşekkür ederken,
“Böyle zengin olduğun için hep şükr et.”der. Şakir ise şöyle cevap verir:
“Hiçbir şey olduğu gibi kalmaz. Bazen görünen gerçeğin ta kendisi değildir. Bu da geçer…”
Derviş Şakir’in çiftliğinden ayrıldıktan sonra bu söz üzerine uzun uzun düşünür
.Bir kaç yıl sonra dervişin yolu yine aynı bölgeye düşer.Şakir’i hatırlar,bir
uğramaya karar verir. Yolda rastladığı köylüler ile sohbet ederken Şakir den söz eder.
“Haa o Şakir’mi” der köylüler, “O iyice fakirledi,şimdi Haddad’ın yanında çalışıyor.”
Derviş hemen Haddad’ın çiftliğine gider,Şakir’i bulur.Eski dostu yaşlanmıştır,üzerinde
eski püskü giysiler vardır.Üç yıl önceki bir sel felaketinde bütün sığırları telef olmuş,
evi yıkılmıştır.Toprakları da işlenemez hale geldiği için tek çare olarak selden hiç zarar
görmemiş ve biraz daha zenginleşmiş olan Haddad’ın yanında çalışmak kalmıştır.Şakir ve ailesi
üç yıldır Haddad’ın hizmetkarıdır.
Şakir bu kez Derviş’i son derece mutevazi olan evinde misafir eder.Kıt kanaat yemeğini onunla
paylaşır…Derviş vedalaşırken Şakir’e olup bitenlerden ötürü ne kadar üzgün olduğunu söyler ve
Şakir’den şu cevabı alır: Üzülme…Unutma,bu da geçer…”
Derviş gezmeye devam eder ve yedi yıl sonra yolu yine o bölgeye düşer.Şaşkınlık içinde olup
biteni öğrenir.Haddad birkaç yıl önce ölmüş,ailesi olmadığı içinde bütün varını yoğunu en sadık
hizmetkarı ve eski dostu Şakir’e bırakmıştır.Şakir Haddad’ın konağında oturmaktadır,kocaman
arazileri ve binlerce sığırı ile yine yörenin en zengin insanıdır.
Derviş eski dostunu iyi gördüğü için ne kadar sevindiğini söyler ve yine aynı cevabı alır: “
Bu da geçer…”
Bir zaman sonra Derviş yine Şakir’i arar. Ona bir tepeyi işaret ederler.
Tepede Şakir’in mezarı vardır ve taşında şu yazılıdır: “Bu da geçer…”
Derviş, “ölümün nesi geçecek?” diye düşünür ve gider. Ertesi yıl Şakir’in
mezarını ziyaret etmek için geri döner; ama ortada ne tepe vardır nede mezar.
Büyük bir sel gelmiş,tepeyi önüne katmış,Şakir’den geriye bir iz dahi kalmamıştır…
O aralar ülkenin sultanı,kendisi için çok değişik bir yüzük yapılmasını ister.
Öyle bir yüzük ki ,mutsuz olduğunda umudunu tazelesin,mutlu olduğunda ise kendisini
mutluluğun tembelliğine kaptırmaması gerektiğini hatırlatsın…Hiç kimse Sultanı tatmin
edecek böyle bir yüzük yapamaz.Sultanın adamları da bilge Derviş’i bulup yardım isterler.
Derviş, Sultanın kuyumcusuna hitaben bir mektup yazıp verir.Kısa bir süre sonra yüzük Sultan’a
sunulur.Sultan önce bir şey anlamaz; çünkü son derece sade bir yüzüktür bu. Sonra üzerindeki yazıya
gözü takılır, biraz düşünür ve yüzüne büyük bir mutluluk ışığı yayılır: “Bu da geçer” yazmaktadır.
‘Buda geçer Ya Hû’ sözünün aslı bundan bin küsür sene önceye , Bizans dönemine uzanır. Bizanslılar
fena bir işe uğradıkları zaman ‘Buda geçer’ manasına gelen ‘k’afto ta perasi’ demektedirler. İbare
Selçuklular zamanında İran taraflarına geçer; ama Farsçalaşıp ‘in niz beguzered’ olur. Osmanlılar
devrinde Türkçe söylenip ‘bu da geçer’ yapılır. Derken tekkelerde ve dergâhlardada benimsenir
ve sonuna ‘Ya Allah’ manasına gelen bir ‘Ya Hû’ ilave edilip ‘BU DA GEÇER YA HÛ’ haline gelir…
Hayat inişli çıkışlıdır.Her zaman bulunduğumuz durumun gelip geçici olabileceği aklımızdan çıkmamalıdır.


alıntı


&nbsp
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
14112008205742MASAMM.jpg
rzgarcaner2bq7.jpg


Penceremin perdesini
Havalandıran rüzgar
Denizleri köpük köpük
Dalgalandıran rüzgar
Gir içeri usul usul
Beni bu dertten kurtar
Yabancısın buralara
Nerelerden geliyorsun
Otur dinlen başucuma
Belli ki çok yorulmuşsun
Bana esmeyi anlat
Bana sevmeyi anlat
Bana esmeyi anlat
Esip geçmeyi anlat
Anlat ki çözülsün dilim
Ben rüzgarım demeliyim
Rüzgarlığı anlat bana
Senin gibi esmeliyim


alıntı
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
tekglkn0.jpg




Şu Kanlı Zalımın Ettiyi İşler
Garip Bülbül Gibi Beni Zareyler
Yağmur Gibi Yağar Taşlar Başıma
İllede Dostun Bir Fiskesi Yaralar Beni Beni Beni
Can Beni Beni Beni Dost Beni Beni Beni

Dar Günümde Dustum Düşmanı Beli Oldu
Bir Derdim Var İdi Şimdi El Oldu
Ecel Fermanı Boymuna Takıldı
Gerek Vura Gerek Asa lar Beni Beni Beni
Can Beni Beni Beni Dost Beni Beni Beni

Pir Sultan Abdalım Can Göye Almaz
Haktan Emir Olmasa ı Rahmet Yağmaz
Şu Ellerin Taşı Bana Hiç Degmez
İllede Dostun Bir Tek Gülü Yaralar Beni Beni
Can Beni Beni Beni Dost Beni Beni


http://www.siirdostu.com/modules.php?name=Your_Account&op=userinfo&username=
Pir Sultan Abdal

http://www.siirdostu.com/sairler/pir_sultan_abdal/
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
Etme kurban olayım dost
Ağlatma gelem gelem
Tutup elim kollarımı
Bağlatma gelem gelem
Yarama boşa melhem
Sürme karetmez dost

Birde sen çektirme yeter
Sevdan bende yanar tüter
Cehennem narından beter
Dağletme gelem gelem
Yarama boşa melhem
Sürme karetmez dost

Nurşaniyem bu töremi
Yakanlar yaktı çıramı
Sinemde gizli yaramı
Kanatma gelem gelem
Yarama boça melhem
Sürme karetmez dost

Söz - Müzik : Ali Nurşani
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
Meğer seher yelleri de kırarmış başakları,
Umutlarda hep hanımeli açmazmış.
Düşünceler,sarıp sarmalarmış solmuş baharları..


Anılara küskün görüntülerde yaşarmış meğer düşler,
Ve geceler,hep yıldızları gizlemezmiş koynunda,
Hasretlere tutsak olurmuş karanlığın
kolları..

Meltem değilmiş tüm rüzgarların ismi meğer,
İsmi martı değilmiş,
Beyaz olan tüm kuşların..

Sırlar taşımazmış gündönümleri uzaklara her zaman,
Kolay değilmiş her bilmece,
İri sorular varmış yüreklere saplanan..

Nankör diye haykırırmış,
Saatler her geçen an''a,
Meğer arkadaş değilmiş akreple yelkovan..

Ağacın dalında filizlenirmiş meğer sevda,
Yalnızlıkmış kökleri,
Ayrılıkmış derinlere uzanan..

Şimdi sanma yalnız senin gözlerinde geziyor nemli bulutlar,
Yalnızlık doruklarından çığ gibi yıkıldığında,
Erkekler de ağlarmış inan.
Olsa da göz pınarları ıslanmadan..

alıntı


&nbsp
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
Her çiçek bahara açar bilirim. Su yürüme mevsimi dayanınca kapıya, bir sancı başlar. Mevsim titrer. Mevsimler türlü türlü,başka başkadır. Herkesin bir mevsimi, baharı vardır. Ben günlerimi bir efsunlu fanusun içine koymuşum. Her günüm bir mevsim, her gülüşüm bir bahar. Her hüznüm bir kıştır.
Yağar tozum tozum, yağar inceden inceye.
Kendimden kendime sürgünlüğüm...
İçimden içime kırgınlığım...
Hüzün bir sağanak, kabından boşalan. Bir bulutun gözlerinden dökülen iki damla yaş...Hüzün yağmurlarıyla ıslanan yüreğimizin tesellisi ey gelmeyen bahar, ey muhayyel yedi iklim... Bilirim ki senin de bir adın hüzünle kundaklı. Hüzün bir meltem, bir çiğ damlası, bir ebr-i nisan.
Revnakı kendinden gelen ey bahar, hüzün senin de kapını aralar birazdan.
Ne de olsa hüzün..
Unutma...
Hüzün şebneme benzer.
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
Arsız rüyaların kaçırdığı ey neşem, nispet kokan sözcüklerin ucundaki sevgili, nerde bir mahzun şarkı var,içindesin. Menekşelerin moru, lilası, eflatunu, kar oyuklarında can çekişiyor...Duru türküler susmuş. Hüznün desenlerini işlediği bu yürek yorgun, parmak izlerini sürdüğüm tüm kapılar, bilinmeze açılmış. Başladığım türküyü yarıda kesmek. Bitirmek başladığımı... Silmek gözyaşlarını içimdeki çocuğun gözyaşlarını. Hüznün damıdığı günü bırakmak geriye.
Hanımeli kokan akşamlara ayarlamak yüreğimin taraçalarını.
Adı konmamış sızıları bırakmak gizli mahzenlerde...
Kanayan bir yerim vardı görülmeyen...
Duyulmayan, hıçkıran yanımı bırakmak günbatımına. Gitmek yeni baştan erik ağaçlarının çiçek açtığı baharlara.
Unutma...
Ne de olsa hüzün...
Hüzün şebneme benzer.
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
Damla damla biriken hüzün, alıp götürdü uykularımı.Başımıza düşen gül kuruları geçen baharlardan bir izdüşüm...Gönül koyduğumuz hakikatler düşüyor ellerimizden. Boşalıyor yüreklerin dehlizleri. Her adımda çiğlik. Her yeni gün riya ile başlıyor. Yalancı saatlerin utancına hükmeden yelkovan umarsız. Işığından tanıdığım bir yıldız, asılı durur kuytusunda gökyüzümün.En karanlık yüreğe salar saçlarını.
En hırçın yanım baş koyar hiçliğin gemisine.
Hüzün gelir oturur üşüyen yanımın bahçesine. Her dal üşür, her yaprak titreşir. Bu yürek başka adıdır şimdi sızının.
Eski konakların sıvası dökülür yeni baştan. Zaman eskir son soluk. Zaman öcünü alır unutulmuşlukların.
Tüm notalar hüzün kuşanır.
Kim bilir nasıl, nerde o şarkı söylenir. Sessizliğin ardına takılır tüm ezgiler.
Baharı bekleyen bahçeler hüzün yeşerir.
Ne de olsa hüzün...
Hüzün şebneme benzer.
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
Katar katar açan kandil çiçekleri, düşerken hayalime, gülce bakışlı dualar tutar ellerimden. Hâtem kisvesi kuşanan gönül kuşu çalar kapımı. Mürekkebi kurumuş dillere inat, gelir konar hüzünden örülmüş ülkemin pervazlarına. İkindiyi derelere sarkıtan zaman, yüreğimin anahtarını verir ellerime. Yüreğimin haritasına yol bulur.
Bulutun en âması yağar üstüme.
Kıskanç rüzgarlar itekler içimdeki baharın eteklerini.
Kaknus kuşu mutluluğun şarkısını çağırır. Masal ülkesi çağırır beni uzaktan. Yüreğime bin küşayiş oturur. Sözsüz bir musikiye durur yüreğim.Vefa elbiseleri giyinir. Sıcak bir nesimin ellerine değince yüzümüz, pembeler isyan eder yüreğin karasına.
Bir step hüznü şemsiye şemsiye yağsa da üzerime...
Bin neyi küllese de ...
Hüzün şebneme benzer.
Öylesine hafif öylesine uçarı...
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
15112008130335flowers_238.gif



Yardım etmek mi istiyorsun? O zaman dinle;

Yaşama sevinci getir bana çokça olsun çabuk tükenmeyenlerinden..

İhtiyacım var bu ara unutmak üzereyim mutluluğu

Unuttum sıcak bir çayın tadını esen rüzgarın serinliğini

Hadi durma öyle hatıralarımı canlandır iyi olanları..?




Yıkılmadı dağ…
Çatlamadı toprak…
Yarılmadı deniz…
Dünya aynı dünya...
Eylül de geçer sessiz…
Ömür de geçiyor sensiz...
Bak bitti bile…
Acımadı değil mi.





Hadi topLa yüzünü prenses
ÜzüLme katLa hüznünü
KaLdır çekmecene bir yerLere sakLa
Daha ömrünü tüketecek
Nice yaraLarın oLacak
Yeniden kanayacak




Dünyanın merkezindeyim.
Etrafımdaki binalar kutu kutu pense oynuyor
Güneş yağ-bal satma gayretinde elinde buluttan mendili.
Eğlenemiyorum.
Çocuk değilim...





HaLa Küçük ßir Kız Çocuğuyum[
HaLa Yüksek Sese KırıLır
HaLa KoLumu Sertçe Tutarsan AğLarım
ßana PahaLı ŞeyLer ALma ELma Şekerine BayıLırım Ne OLur Tut ELLerimi
YaLnızLıktan Korkarım Çok Canım Acıyor SöyLe Geçermi?
Ne Kadar Büyümeliyim ?
Uyusam Bitermi? Bu Gözyaşları BaLıkLara Yetermi?
Küçük Dünyam Bu Sarsıntıya Direnirmi?






PasLı Bir YaLnızLıktı AvuçLarımda..
Ardımda Bir Yürek Yükü Rüzgar..
Ne Zaman Sevmeye KoyuLduysam..
DoğruLup ÇoğaLdı AyrıLıkLar..





ßeLki Sandığın Kadar UkaLa
ßeLkide Tahmin Edemiyeceğin Kadar Mütevaziyim..
ßiraz SakLıyım ßazen YasakLıyım..
Kimseyi Örnek ALmam.. Kimseye Örnek OLmam..
Arkama ßakmam..
AsLa Demem..Keşke''Leri Sevmem !
ELeştiri DinLerim Nasihat DinLemem!!
Kimse ßana MasaL Anlatmasın
Çocukkende Sevmezdim Zaten..




uÇan baLonLara takıLmış hayaLLerim.
Bende onLarLa Beraber uÇmuşum.
KayboLmuşum..






Uzansam
Çocukluğuma dönsem
Derinlerde gizlenmiş yaralarımı görsem
Bir bıçak yarasıyla acısız kalsam
Oyunlar oynasam sahnesiz maskesiz ..


Ah çocukluğum camdan duvarlarım
Portakal çiçeği kokulu heyecanlarım
Kuş tüyüğüydü düşlerim umutlarım
Hani nerede arsızlığım humarsızlığım..





Hayata güLmek lazım her zaman
O kadar şeye rağmen mutLu oLmak hani..
Dudak BükükLüğü ya hayat
Ona inat güLümseyebiLmek hani




Bakıyorum bulutlar beyaz
Karanlıktan çıkalı çok olmuş
Yeşili şimdi gördüm
Ve maviyi
Pembeyi...







Gezinen bir göLgedir hayat Gariban bir aktör
Sahnede bir iLeri bir geri saatini doLdurur
Ve sonra duyulmaz oLur sesi Bir masaLdır
GürüLtücü bir saLağın anLattığı
Ki yoktur hiç bir anLamı...


alıntı​
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
16112008160309aV14A7bA-985a2fe45f6f5266a4b1b6f02c8bad68.jpg
3858f36c.jpg


Dost musun?
Öyleyse canın canımdır...
Aynan olmalıyım...
Yüzüne söyleyebilmeliyim her şeyi...
Hem sakınmadan, mertçe...
Hani bilirsin, esirgemem lâfımı,
Ne şekil gelirse, öylece...
Hazırım tüm içtenliğimle konuşmaya, ama,
Seni de dupduru isterim karşımda...
Dostsan,
Gözlerimin içine baka baka yaka silk benden!
Arkamdan şikayetlenme!
Yiğit ol! Gerekirse yiğitçe azarla, çekinme!
Lâf değil, icraat beklerim senden!
Öyle bak ki, hislerini görebileyim...
Öyle hisset ki, güvenle bakabileyim...
Sevmem, ölenin ardından ağıt yakmayı!
Dil dönerken söylenmeli her şey...
Kulak duyarken anlatılmalı...
Göz bakarken bakmalıyım sana...
Can sağ iken sarılmalı...
Keşkelere meydan vermemeli hayatım,
Pişmanlıklarla yoğrulmamalı....
Hayır!
Dirime selâm vermeyen,
Ölüme de fazla yaklaşmasın!
Dostsan, ölmemi bekleme!
Haklıysam, yaşarken savun beni!
Yaşarken yanımda ol!
İnanmışsan bana, kimse çevirmesin seni yolundan!
Ve inanmamışsan, sakın rol yapma!
Her söylediğimi onaylaman şart değil...
Her yaptığımı beğenmen de gerekmez...
Dostsan, rahatça eleştir, fikrini rahatça söyle, sıkılma!
Yadırgayabilirsin beni,
Ve ben de seni tuhaf bulursam şaşırma...
Kandırmanı aslâ kabul edemem!
Her dediğini, her yaptığını hoş görürüm, ama,
Beni, bana sormadan yargılama!
Her yediğimiz aynı olmaz belki,
Her dakikamız birlikte geçmez...
Her güldüğünde gülmeyi garanti edemesem de,
Ağladığında seninle birlikte oturup ağlarım...
Belki her çağırdığında gelemem fakat
Derdine ortak ararsan, koşarım...
Ben de herkes gibi insanım elbet,
Ne göklere çıkar beni, ne de yerin dibine sok!
Senin işin bu değil!
Benim zaten bir yerim var herkes gibi yer ile gök arasında...
Dostsan,
Küçümsemeden, küfretmeden,
Sevgiyle, saygıyla ve huzurla gel sokağıma...
Dinlenmek istediğinde, hiç düşünme, sana özel bir limanım,
ama...
Yorulduğum zamanlarda,
Dilediğimce sığınabilmeliyim koylarına...
Seni bir çocuk kadar saf sevebilirim
Ve bir deli kadar art niyetsiz...
Uğruna seve seve hesabı şaşırırım...
Görmezden gelebilirim yanlışlarını...
Başkaları enayilik sayabilir,
Başkaları akılsızlığıma yorabilir,
Bunları dert bile etmem, ama,
Sen, aslında aptal olmadığımı,
Her an, tekrar tekrar hatırla!
Ve sakın beni aptal yerine koymaya kalkışma!
Seviyorsan, cimrilik etme, söyle!
Muhabbeti varken, yokmuş gibi yapanla,
Hiç sevmediği halde, yılışıp durana sinir olurum!
Neyse, o olmalı insan...
Kendisi olmaktan korkmamalı!
Kendisi olmaktan kaçmamalı!
Bil ki, sensin diye seni bırakmam, ama,
Ben olduğum için bırakırsan beni,
Yas da tutmam arkandan!
Bedel mi?
Ödemeyeceksen çıkma yola!
İçten pazarlık edersen, ancak kendine edersin...
Kendince küser barışır, kendi kendini yersin!
Dostsan, mevsimince yağ...
Kışsan kar ol, güzsen yağmur...
Soğuğuna, sıcağına, esip savurmana itiraz etmem,
Senden, ille de bahar olmanı beklemem, ama,
Dayanmalısın en şiddetli fırtınalarıma...
Belki de çok geldi bunca talep...
Bana karşı hiçbir mecburiyetin yok, korkma...
Sana fazla geldiğim ilk anda,
Arkana hiç bakmadan, dönüp gidebilirsin...
Geçip gidebilirsin, borçluluk hissetmeden...
Mutlaka bir açıklama da beklemem senden, ama
Gitmeye davranırsam bir gün,
Sen de karşımda set olma!
Dost musun?
Öyleyse, canın canımdır,
Yoluna baş koymaya hazırım ya,
Başını da yollarımda isterim, unutma!


:)
(Ç)alıntı

BEN DE DOSTLARIMI KARDEŞLERİME BÖYLEYİM...VE BÖYLE DE İSTERİM.:)BENİM DE DÜŞÜNCELERİMDİR BU YAZI İŞTE...:)
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
16112008204705iiisst.jpg
aqua.jpg

Bu kent!
Karanlık sokaklarında ruhlar süründüren
Sürdürür sefasını teninde
Zaman...
Tükenir.
Topuğu kırılmış bir ******
Yalın ayak dolaşır sokakta.
Siz bakarsınız.

1217075288delidus49_1sessizgemi3_yalnzws7.jpg
 
Üst