HERKESE DÜŞEN GÖREV VARDIR...
Alper Faik Genç
Bir yanlış yapıldığında çoğu zaman taraflar hatayı birbirinin omuzlarına atmayı adet edinmişlerdir; ama sonunda olan olmuş, atı alan Üsküdarı geçmiştir...
Kıbrıs davasının Türkiye’nin ve Kıbrıs Türkleri’nin aleyhine sonuçlanmaması için tüm taraflara düşen önemli görevler vardır...
Bunları taraflara zamanında hatırlatmak her Türk’ün birinci vazifesidir.
TÜRKİYE’NİN GÖREVİ...Anavatanımız Türkiye bugüne kadar Kıbrıs Türklerini yalnız bırakmamıştır; ancak Ankara’daki AKP Hükumetinin son yıllarda takındığı tavır hem bazı yanlışların yapılmasına yol açmış, hem de tüm dünyadaki Türkleri endişelendirmiştir.
ÖRNEĞİN: Annan Planı için Kıbrısta yapılan referandumdan önce, AKP Yöneticilerinin takındığı tavır başta Kıbrıs Türkleri olmak üzere, tüm Ulusal güçlerimizi kırmış geçirmiştir.
1974’ten sonra Kıbrıs’a yerleşmiş bulunan Türk kardeşlerimize Annan Planına ‘Evet’ oyu verdirtme hususundaki telkin, hatta baskılar sonucu büyük bir hata işlenmiştir. Umarız bu artık tekrarlanmaz!
Bu, Türkiyedeki AKP Yöneticilerinin Ulusal Kıbrıs davası hakkında yeterince bilgi edinmemelerinden kaynaklanmaktadır.
T.C.Dışişleri Bakanlığının da gerçeklere ışık tutmada görevini layıkiyle yapmadığı görülmüştür.
Bu konuda Dışişleri Bakanı Sn. Ahmet Davutoğlu’nun dikkatini çekmek isteriz.
Halen yürütülmekte olan ikili görüşmelerden bir sonuç alınması beklenmemekterdir.
2010 Nisan’ında KKTC’de yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ankara’daki Hükümetin Kıbrıstaki Türklere yeniden baskı yapmayacağını umarız; çünkü bu Kıbrıs Türklerine vefasızlık olacağı gibi Ulusal Kıbrıs davasına da büyük bir ihanet olacaktır.
TALAT’a DÜŞEN GÖREV. KKTC. C.Başkanı Sayın M.A. Talat, kendi ülkesi için bağımsızlık istemeyecek ve bağımsızlık ilanında acıdan gözyaşı dökecek kadar,
‘eksantrik’ bir kişiliğe sahiptir...Anavatan Türkiye’nin ”Ne kendisini, ne de parasını isteriz” diyecek kadar şaşkın bir siyaset adamıdır. Şahsına, “Zındık” (Ateist) yani Allahsız diyen TC Başbakanından son zamanlarda, koltuğunu korumak amacıyla, emirler almayı bile becerebilmiştir...
Sn. Talat bu çelişkili siyasetle Kıbrıs Türkleri’nin çoğunluğu tarafından istenmemekte ve kendisine güvenilmemektedir.
Hristofyas ile yapacağı bir anlaşma Halkımızın egemenliğine ve kurduğu Cumhuriyete ters düşerse, tabii ki, tarihin derinliklerine EN BÜYÜK HAİN olarak geçecektir...Bu nedenle omuzlarındaki ağır yükü iyi değerlendirmeli ve yanlış yapmamaya çok dikkat etmelidir.
UBP ve BAŞBAKAN EROĞLU’na DÜŞEN GÖREV: Galiba görevlerin en önemlsi de budur. Sn. Eroğlu, son Ankara ziyaretinde, Kıbrıs Türk halkının pek de güvenmediği Sn. Erdoğan’la görüştükten sonra, bu görüşmeden memnuniyetini belirtmiştir. Sakın ola, O, ‘One Minute’lik Başbakan’dan AB üyeliği uğruna bir vaata aldanmış olmasın!
Sn. Eroğlu’nun yapacağı hata Kıbrıs’ı Girit gibi Yunanın koynuna atmış olur...Kendisine verilen oylar da haram edilir...ve O da tarih kitaplarında istediği yerde değil, yaptığı büyük hatadan dolayı hakettiği sayfalarda yer alır.
Bunu düşünmek bile istemiyoruz..
Bizim bildiğimiz Eroğlu, geçici bir koltuk için büyük bir davayı harcamayacak kadar vatansever ve milliyetçidir.