Herşeye ölçü olamaz; Türkiye’nin AB üyeliği uzakta...

İsmet Kotak

Onursal Üye
Katılım
13 Nis 2009
Mesajlar
318
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Herşeye ölçü olamaz; Türkiye’nin AB üyeliği uzakta...

Eroğlu Hükümeti Programını sunduktan sonra sıra tartışmalara geldi. Bunu Güven Oyu izleyecektir.KOnuştuğumuz milletvekillerinden elde ettiğimiz bilgilere göre Hükğümet yeterli oyla Güven oyu alacaktır.Yani gelecek haftanın başında Güven Oyu almış bir UBP Hükümeti, karar alacak noktaya konuma ulaşacaktır.İşte bu yazı bu amaçla yazıldı. Çünkü bu Hükümetin kararlılık göstermemesi için bir yanda Kıbrıs Görüşmeleri öte yanda da AB üyeliği gerekçe olarak ileri sürülerek ayaklarından geri çekilmek istenmektedir.Bugün AB takıntısını yazıyorum.

Türkiye’de ve KKTC’de bir el sürekli olarak yönetimleri,karar noktasında olan kişileri ve hatta medya mensuplarını “Uzak gelecek demek olan yarınlarda olacak AB üyeliğine bakarak karara bağlama” noktasına itmektedir.Mecliste Başbakan Derviş Eroğlu tarafından okunan UBP Hükümet Programı da içten içe bu peşin kararın gölgesinde yazılmış durumda…Bunu sağlayanlar, “Türkiye AB’ye üye olacak,siz onun önüne takoz olmayınız” düşüncesini yayanlardır.”Kıbrıs AB önünde engeldir” diyenler daha da ileri giderek “Ver kurtul “politikasının izlenmesini bastıranlardır. Türkiye ve KKTC içinde bulunan “AB borazanları” da, her konunun ardında AB’nin çıkmasına özen göstermektedirler.Nitekim AB kaynakları,KKTC medyasında isteklerine uygun olarak yüzlerce makale yazdırdıklarını ve bedelini ödediklerini itiraf etmişlerdir.Türkiye’de yaşanan Karen Fogg olayı hâlâ hafızalardadır.Bunun Akdenizin her iki yakasında sürdüğü apaçık ortadadır.

Oysa AB gerçeği abartıldığı noktada değildir.Nitekim Türkiye’de Danıştay’ın Kuruluş Yıldönümü nedeniyle düzenlenen törende konuşan Danıştay Başkanı Mustafa Birden, “Türkiye lâiklik ilkesine sıkı sıkıya bağlılıktan uzaklaşarak ne insan hak ve özgürlüklerini daha da ileri götüren bir Anayasa değişikliğini yaşama geçirebilir,ne de elli yıllık geçmişe sahip AB’ye tam üye olma hedefine ulaşabilir” dedi.Yani Türkiye’nin kendi iç gerçeğini vurguladı.Buna ek olarak AB üyeliği önünde bir de dış engel vardır.

&&&

Türkiye’nin AB üyeliği konusunda Avrupa’da sürdürülen karşıtlıkla ilgili haberler medyaya şöyle yansıdı: Başta Türkiye’nin üyeliğine karşıt olmak gibi konular Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’yi yakınlaştırdı.İki lider, Berlin’den ortak mesaj vererek, “Türkiye’nin tam üyeliğine karşı olduklarını” açıkladılar. Fransa sağında da Türkiye karşıtı söylem güçlendi. Türkiye yeniden Avrupa Parlamentosu seçimlerinin ana gündem maddesi olmaya doğru hızla ilerliyor.

İki lider Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üye olmaması gerektiği görüşü üzerinde uzlaştılar. Sarkozy ve Merkel, Avrupa’nın sınırlarının çizilmesi gerektiğini, Avrupa’nın kapılarını herkese açamayacaklarını açıkladılar. Her iki lider de Türkiye’ye ayrıcalıklı ortaklık verilmesini yeniden dile getirdiler. Zira Türkiye karşıtlığı sağ seçmeni bir arada tutan önemli bir çimento olarak görülüyor. Ancak iki liderin de tam üyelik müzakerelerini bloke etmekten söz etmemeleri de dikkat çekti.

Fransız sağının ikinci büyük partisi MoDem’in Genel Başkanı François Bayrou da Türkiye’nin, ‘Avrupa’nın merkez yuvarlağına dahil olmadığını’ söyledi. Haftasonu, Fransa’nın Metz kentinde konuşan Bayrou, "Eğer Avrupa sadece serbest dolaşım bölgesi olarak genişler ve fazla ortak payda gözetmezse, o zaman sadece Türkiye’nin değil Ukrayna’nın, hatta Beyaz Rusya'nın da Avrupa Birliği’nde yeri olur. Ancak eğer tek bir sesi ve güçlü kuralları olan bir kurum olmasını istiyorsak, Türkiye bunun içinde yer alamaz," dedi.


AB’de tablo bu.Yani Türkiye hangi konuda ödün verirse versin(Ki buna Kıbrıs da dahildir) yakın gelecekte AB’ye üye alınmayacaktır.

&&&

KKTC içine dönelim. Onca ödün verilmesine rağmen “Görüşmeleri” Orams Davası vurdu. Hatta kararı küçümseyerek görüşmelere ara bile vermeyen KKTC Cumhurbaşkanı M.Ai Talat, bu kez yurt dışında kararı eleştirdi.Talat, AB'nin Kıbrıs sorununa ilişkin tavrını eleştirdi ve "Avrupa Birliği, Kıbrıs sorununda olumlu bir rol oynamadı.Rum Mahkemesi'nin, KKTC'deki mallara ilişkin kararı onaylayarak görüşme odasına bomba fırlattı" dedi.

Orams davasına gelinceye kadar, ambargolar dahil nice engeller vardır. Yani bu da bizim ayıbımız deyip ana konuya geçebiliriz.

&&&

CTP seçim kaybetti. Bu halk, onun yerine bugüne kadarki gidişi beğenmeyerek UBP’yi tek başına iktidar yaptı. Buna göre,ikide bir “Türkiye AB üyesi olacak, önünde takoz olmayalım” sözleri gerçek dışıdır ve işe yaramaz.Çünkü yakın gelecekte bu Avrupa, Türkiye’yi üyeliğe almayacağını söylüyor.Bunu görmezden gelerek ödün üstüne ödün vermek, hem Türk Ulusunu, hem de Kıbrıs Türk Halkını olmayacak duaya amin dedirtmek demektir. İşe yaramaz.

İşte bunun için Eroğlu Hükümetinin önüne çıkarak her adımın atılmasını engellemek hatalıdır. Kıbrıs Türk Halkı yıllardan beri ambargo altındadır.Bunu bile kaldırmaya yanaşmayan bu Avrupa’ya bakarak tren stasyonunda aç bilaç beklemek ve Rumun saltanatını izlemek niye?

Zamanı gelir ve Türkiye AB’ye girerse, KKTC de bunu izler.O kadar. Şimdi herkes kalkınmamıza engel değil, katkı koymalıdır.
 
Üst