Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya Chrome kullanmalısınız.
Yönetimin yargısal denetimi:Toplumda kişinin hak ve özgürlüklerinin yalnız kişiler arasında
birbirlerine karşı korunması yetmez.Devlet etkinle- rine
özellikle yönetimin yasal olmayan ve keyfi hareketlerine karşı korun-ması da gerekir.Yargı denetimi ile
yönetsel işlem ve eylemlerden haksız-lığa uğrayan kimse
yargı yerine baş vurarak
haksızlığın giderilmesini yahut yönetsel işlemin iptalini isteyebilir.Bu denetim
başında Danıştayın bulunduğu yönetsel yargı kuruluşları tarafından yapılır.Yönetimin yargı yolu ile denetimi yapılırken
önemli olan hususlardan biri de yargı yerleri- nin ve yargıçların bağımsızlığının sağlanmasıdır.Eğer bunların bağımsız- lığı sağlanmamış ise yönetim üzerine yapılacak denetim <biçimsel> olmaktan öteye gidemez.
Güçler Ayrımı:Hukuk devleti için
güçler ayrımı ilkesinin uygulanması
yani yasama
yürütme ve yargı erklerinin birbirinden ayrılması gerekmek- tedir.18. yüzyıl sonlarından beri gelen anayasacılık akımının genel amacı
devlet yapısını ve bu yapının işlemesini belli kurallara bağlamak
devlet içindeki güçlerin bir elde toplanmasını önlemek olmuştur.Devlet içindeki güçlerin bir elde toplanması
özellikle yargı gücü ile yürütme görevinin ya da yasama ile yürütmenin bir elde toplanması
hukuk devletinin önemli gereklerinden olan
yönetimin yasallığı ilkesi ile yönetimin yargısal deneti- mi ilkesini
etkisiz bırakabilir.
Demokratik Rejim:Bir ülkede hukuk devleti anlayışının egemen ola- bilmesi için yukarıda sayılan ilkelere gerek vardır.Bu ilkelerin hukuk yön- ünden sağlanması çoğu kez tek başına yeterli değildir.Hukuk devleti anla- yışının yerleşebilmesi
gelişebilmesi için o ülkede
siyasal özgürlüğe daya- nan demokratik bir rejiminin de olması gerekir.Bir bakıma hukuk devleti
demokratik rejimi sınırlayan bir görüştür.Seçimle işbaşına gelen yasama organının yetkileri
sert bir anayasa ve yasaların anayasaya uygunluğunun yargısal denetimi ile sınırlandırılmıştır.İktidarın hukuk devleti anlayışı ile sınırlandırılması
çoğunluk yönetimin baskısını önlemek için zorunlu bir koşul olarak görülmekte ve hukuk devleti demokratik rejimi ana ilkelerin- den biri sayılmaktadır.
Mümtaz Soysal:
Gerek yasaların anayasaya uygunluğunun denetlenme- sinde
gerek yönetimin hukuka bağlılığını sağlamakta
gerekse genel olarak bütün yasaların uygulanmasında yargı organlarının bağımsızlığı son derece önem taşımaktadır.Hukuk devletini gerçekleştirme yollarından biri de yargı bağımsızlığını yerleştirmek ve yargı kuruluşlarına güven duyulmasını sağlamaktır.
Hıfzı Veldet Velidedeoğlu:
Demokratik parlementer yönetim
ister sivil ister askeri nitelikte olsun
bütün yargının bağımsızlığı idarenin yargısal denetimi
insan hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınması
sosyal devlet
yani kişinin ekonomik ve sosyal durumunun ve geleceğinin devletçe güvence altına alınması
kavramlaı gerçek hukuk devletini oluşturan temek ilkeler
temel öğelerdir.
Anayasa Mahkemesi:
Hukuk devleti
insan haklarına saygı gösteren ve bu hakları koruyucu adil bir düzen kuran ve bunu devam ettirmeye kendini zorunlu sayan ve faaliyetlerinde hukuka ve ananyasaya uygun bir devlet olmak gerekir.
Hukuk devleti
her organının hukuka uygun davrandığı
bu uygunluğun yargı organı tarafından denetlendiği durum- larda söz konusu olabilir.
Hukuk devleti ilkesi
genel anlamda anayasayla ku- rulan düzene
hukukun temel kurallarına saygı
bağlılık ve uygunluğu an- latır.
Hukuk devleti
insan haklarına saygı duyan ve bu hakları koruyan
toplum yaşamında adalete ve eşitliğe uygun bir hukuk düzeni kuran;bu düzeni sürdürmekte kendisini hükümlü sayan
bütün davranışlarında hukuk kurallarına ve anayasaya uyan
işlem ve eylemleri yargı denetimine bağlı olan devlet demektir.
Hukuk Devleti Kavramının Tarihi
Hukuk devleti kavramı
zaman içersinde ve bakış açılarına göre türlülük göstermiştir.Devlet gücünün hukuka bağlanmasında ve ölçülü kılınmasında
kişisel özgürlüğün korunmasında özünü bulduğu- muz hukuk devletinin kökenleri Antik Çağdan Ortaçağa kadar uzanmakta- dır.Özgürlük düşüncesi kadar
egemenin hukuka boyun eğmesi gerektiği de Antik Çağdan beri siyasi düşüncenin temel öğelerindendir.Aritoteles insan- ların değil
aklın hüküm sürmesi gerektiğinden söz eder.Ortaçağda egemen- in yasadan bağımsızlığı kadar onun sub lege konumuda söz konusudur.
Onun hukuku korumak görevinden.ülkesinin temel yasalarına uymak görevi de türer.Her ne kadar kıta Avrupasında gereğince gelişememiş olsa da bu bağlılık Anglosakson çevrede sonraki gelişmeleri etkileyecek derecede kök salmıştır.Bu düşünce nihayet Locke’un<Yasa- koyucu ya da en yüce güç keyfilikle ve rastlantısal kararlarla yönetebilmek yetkesine sahip olduğu sanısına kapılmamalıdır.Bu güç adaleti kamuya du- yurulmuş sürekli yasalar ve tanınmış ve yetkilendirilmiş yargıçlar yardımı ile gerçekleştirmelidir.>savına dek uzanmaktadır.Montesqueieu’nün güçler ayrılığı kuramı da
örneğin Sir John Fortuscue’nün
tiranların despotluğu karşısında ancak karışımlı ve hukukla dengeli bir yapıyla ılımlılaştırılmış bir egemenlikten
yani rex politice imperans’ından esinlenmektedir.Nihayet
hukuk devletinin temelinde gerilere doğru uzanan bir diğer öğe ise yurttaş- ın
egemenin keyfiliğine sınırlar çeken ve haklarda özgürlük olarak korunan o eski özgürlüğüdür.Ortaçağ özgürlüğü bir hukuki bağımlılıktan özgürlük değil
aksine bir status’ta
bir status hukukunda köklenmiş bir konumdur ki bu
insanın 17. yüzyılda doğal hukukla ileri sürülen doğal özgürlüğü ile iliş- kilendirilerek
18.yüzyılda devletin sınırı ve amacı olacaktır.
Hukuk devletinin kökenlerinden sonra
dilsel yapısıyla <hukuk devleti> kavramı olarak kullanıldığı düşüncelerin tarihçesine de gözatalım.Weckler hukuk devletini bir devlet biçimi olarak değil
bir dev- let türü olarak
aklın devleti olarak görmektedir.Von Aretin devleti<makul genel iradeyle yönetildiği ve yalnızca genel iyinin amaçlandığı>bir kurum olarak kavramaktadır.Bunun karşıt kavramları ise monarşi ya da aristokrasi değil
despotluk ve teokrasidir.Hukuk devleti kavramının temelini oluşturan ve modern anlam ele alan
akliyeci doğal hukuk kuramını benimsemiş olan I. Kant’tır.Ona göre devlet
hukuk yasaları altında biraraya gelmiş insanlar- ın birliğidir.Bu hukuk yasaları ilk hukuk devleti için biçimlendirici nitelikte akıl ilkeleriydi.Bunların giderek daha da işlendiği bir genel kamu hukuku kuramında devlet bütün bireylerin yararına ortak bir kurumdur.Bu bakım- dan varoluşun konusu
özü
artık kamusal ve siyasi alandan devlet öncesi alana yani kamusal ve siyasi olanın orada işlev kazandığı özel ve toplumsal alana kaymaktadır.
Devletsel-kamusal düzenin nedeni bulunduğu kişi ötesi değerlerin yerine özerk
bireysel öznenin sınırlayıcı anlamda kendi yasama- cılığı ve kendini gerçekleştirmesi geçmektedir.Devletin yaratması gereken koşullar özgürlüğün ve bireysel mülkiyetin güvence altına alınması talebi ile biçimlenirken
hukuk devleti düzeninin kazanç ve mülkiyetle ilişkili kentsoylu karakteri de oluşmaktadır.Üniter
materyel ve formel bir devlet ilkesi olarak hukuk devleti
öteki devlet biçimlerini yönetim biçimleri duru- muna sokmaktadır.Hukuk devleti buna göre özgürlükçü olmasına rağmen
koşulsuz bir demokrasi eğilimi taşımaktadır
Yurttaşların devlet yaş¤¤¤¤¤ etkin katılımı olarak siyasi özgürlükleri
kentsoylu özgürlüğün güvenceye alınması ve tamamlanması olarak bir anlam taşımakta
ölçülerini ve sınırlarını burdan almaktadır.Burada hemen hukuk devletinin en önemli temel taşlarından birini zikretmek gerekir:Hukuk devleti niteliğindeki bir anayasal düzenin ekseni<yasa kavramı>dır.Hukuk devletinin yasa kavramı kendi içersinde bir yandan nesnel-içeriksel diğer yandan formel iki unsuru bölünmez bir bütün durumunda biribirleriyle ilişkilendirmektedir.Buna göre yasa
kamuya ve tartışmaya açıklık ile özellik taşıyan bir süreçte halkın temsilcilerinin rızası koşuluyla oluşan genel rasyonel bir kuraldır.Halkın temsili koşulu yurttaşın özgürlüğü ilkesini ve öznesel konumunu korumak- ta;yasanın genelliği
yurttaşların medeni ve toplumsal özgürlük alanlarına herkes için aynı genellikte geçerli tanımlamaları ve sınırlamaları aşar biçim de ortaya çıkacak müdahaleleri önlemekte;Kamuya ve tartışmaya açık biç- imde öngörülen yasama süreci ise;yasanın içeriğini belirlemekte insanın u- laşabileceği en yüksek akla uygunluk derecesinin gerçekleşmesine olanak vermektedir.Bu koşullarda oluşan yasayla idare eylemlerinde ve işlemler- inde bağlamakta
yönlendirmekte ve sınırlanmaktadır.Yasa bütün bunlara göre
bireylerin genel iradelerinin ve özerliklerinin temel oluşturduğu bir özgür devlet iradesi olarak görünmektedir
altındaki ülkeler halkları arasında bu hakların dünyaca etkin olarak tanın- masını ve uygulanmasını sağlamaya çaba göstermeleri amacıyla tüm halklar ve uluslar için ortak ideal ölçüleri belirleyen bu İnsan Hakları Evrensel Bildirisini ilan eder.
Madde1.Bütün insanlar özgür
onur ve haklar bakımından eşit doğar- lar.Akıl ve vicdana sahiptirler
birbirlerine karşı kardeşlik anlayışıyla dav- ranmalıdırlar.
Madde2.Herkes
ırk
renk
cinsiyet
dil
din
siyasal veya başka bir görüş
ulusal veya sosyal köken
mülkiyet
doğum veya herhangi bir ayrım gözet- meksizin bu bildirge ile ilan olunan bütün haklardan ve bütün özgürlükler- den yararlanabilirler.Ayrıca
ister bağımsız olsun
ister vesayet altında veya özerk olmayan ya da başka bir egemenlik kısıtlamasına bağlı ülke yurtaşı olsun
bir kimse hakkında
uyruğunda bulunduğu devlet veya ülkenin siyasal hukuksal veya uluslar arası statüsü bakımından hiçbir ayrım gözetilmeye- cektir.
Madde3.Yaşamak
özgürlük ve kişi güvenliği herkesin hakkıdır.
Madde4.Hiç kimse kölelik veya kulluk altında bulunduğurulamaz
kö- lelik ve köle ticareti her türlü biçimde yasaktır.
Madde5.Hiç kimseye işkence yapılamaz
zalimce
insanlık dışı veya o- nur kırıcı davranışlarda bulunulamaz ve ceza verilemez.
Madde6.Herkesin
her nerede olursa olsun
hukuksal kişiliğinin tanın- ması hakkı vardır.
Madde7.Herkes yasa önünde eşittir ve ayrım gözetilmeksizin yasanın korunmasından eşit olarak yararlanma hakkına sahiptir.Herkesin bu bildir- geye aykırı her türlü ayrım gözetici işleme karşı ve böyle işlemler için yapılacak her türlü kışkırtmaya karşı eşit konumda hakkı vardır.
Madde8.Herkesin anaysa yada yasayla tanınmış temel haklarını çiğ-
Neyen eylemlere karşı yetkili ulusal mahkemeler eliyle etkin bir yargı yo- luna başvurma hakkı vardır.
Madde9.Hiç kimse keyfi olarak yakalanamaz
tutuklanamaz ve sürgün edilemez.
Madde10.Herkesin
hak ve yükümlülükleri belirlenirken ve kendisine bir suçyüklenirken
tam bir şekilde davasının bağımsız ve tarafsız bir mahke- me tarafından hakça ve açık olarak görülmesini istemeye hakkı vardır.
Madde11.
1)Kendisine bir suç yüklenen herkes
savunması için gerekli olan tüm gü- vencelerin tanındığı açık bir yargılama sonunda
yasaya göre suçlu olduğu saptanmadıkça
suçsuz sayılır
2)Hiç kimse işlendiği sırada ulusal yada uluslar arası hukuka göre bir suç oluşturmayan herhangi bir eylem veya ihmalden dolayı suçlu sayılmaz. Kimse ye suçun işlendiği sırada uygulanabilecek olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.
Madde12.Kimsenin özel yaş¤¤¤¤¤
ailesine
konutuna ya da haberleşmesine keyfi olarak karışılamaz
şeref ve adına saldırılamaz.Herkesin bu gibi karış- ma ve saldırılara karşı yasa tarafında korunmaya hakkı vardır.
Madde13.
1)Herkesin bir devletin toprakları üzerinde serbestçe dolaşma ve oturma hakkı vardır.
2)Herkes
kendi ülkesi de dahil olmak üzere
herhangi bir ülkeden ayrılmak ve ülkesine yeniden dönmek hakkına sahiptir.
Madde14.
1)Herkesin zulüm altında başka ülkelere sığınma ve sığınma olanakların- dan yararlanma hakkı vardır.
2)Gerçekte siyasal nitelik taşımayan suçlardan veya Birleşmiş Milletlerin amaç ve ilkelerine aykırı eylemden doğan kovuşturma durumunda bu haktan yararlanılamaz.
Madde15.
1)Herkesin bir yurttaşlığa hakkı vardır.
2)Hiç kimse keyfi olarak yurttaşlığından veya yurttaşlığını değiştirme hakkından yoksun bırakılamaz.
Madde16.
1)Yetişkin her erkeğin ve kadının
ırk
yurttaşlık veya din bakımından her- hangi bir kısıtlamaya uğramaksızın evlenme ve aile kurma hakkı vardır.
2)Evlenme sözleşmesi
ancak evlenceklerin özgür ve tam iradeleriyle yapılır
3)Aile
toplumun doğal ve temel unsurudur
toplum ve devlet tarafından korunur.
Madde17.
1)Herkesin tek başına veya başkalrıyla ortaklaşa mülkiyet hakkı vardır.
2)Hiç kimse keyfi olarak mülkiyetinden yoksun bırakılamaz.
Madde18.Herkesin düşünce
vicdan ve din özgürlüğüne hakkı vardır.Bu hak
tek başına veya topluca
açık olarak ya da özel biçimde öğrenim
uygu- lama
ibadet ve dinsel törenlerle açığa vurma özgürlüğünü içerir.
Madde19.Herkesin düşünce ve anlatım özgürlüğüne hakkı vardır.Bu hak düşüncelerinden dolayı rahatsız edilmemek
ülke sınırları söz konusu ol- maksızın
bilgi ve düşünceleri her yoldan araştırmak
elde etmek ve yaymak hakkını gerekli kılar.
Madde20.
1)Herkesin silahsız ve saldırısız toplanma
dernek kurma ve derneğe katılma özgürlüğü vardır.
2)Hiç kimse bir derneğe girmeye zorlanamaz.
Madde21.
1)Herkes
doğrudan veya serbestçe seçilmiş temsilciler aracılığı ile ülkesinin yönetimine katılma hakkına sahiptir.
2)Herkesin ülkesinin kamu hizmetlerinden eşit olarak yararlanma hakkı vardır.
3)Halkın iradesi hükümet otoritesinin temelidir.Bu irade
gizli veya serbestliği sağlayacak benzeri bir yöntemle genel ve eşit oy verme yoluyla yapılacak ve belirli aralıklarla tekrarlanacak dürüst seçimlerle belirlenir.
Madde22.Herkesin
toplımun bir üyesi olarak
sosyal güvenliğe hakkı var- dır.Ulusal çabalarla ve uluslar arası işbirliği yoluyla ve her devletin örgütlenmesine ve kaynaklarına göre
herkes onur ve kişiliğinin serbestçe gelişim için gerekli olan ekonemik
sosyal ve kültürel haklarının gerçekleş- tirilmesi hakkına sahiptir.
Madde23.
1)Herkesin çalışma
işini serbestçeseçme
adaletli ve elverişli koşullarda çalışma ve işşizliğe karşı korunma hakkı vardır.
2)Herkesşn
herhangi bir ayrım gözetmeksizin
eşit iş için eşit ücrete hakkı vardır.
3)Herkesin kendisi ve ailesi için insan onuruna yaraşır ve gerekirse her türlü sosyal korunma önlemleriyle desteklenmiş bir yaşam sağlayacak adil ve elverili bir ücrete hakkı vardır.
4)Herkesin çıkarını korumak için sendika kurma veya sendikaya üye olma hakkı vardır.
Madde24.Herkesin dinlenmeye
eğlenmeye
özellikle çalışma süresinin makul ölçüde sınırlandırılmasına belirli dönemlerde ücretli izne çıkmaaya hakkı vardır.
Madde25.
1)Herkesin kendisinin ve ailesinin sağlık ve refahı için beslenme
giyim
ko- nut ne tıbbi bakım hakkı vardır.Herkes
işsizlik
hastalık
sakatlık
dulluk
ya ş- lılık
ve kendi iradesi dışındaki koşullardan doğan geçim sıkıntısı durumu- nda güvenlik hakkına sahiptir.
2)Anaların ve çocukların özel bakım ve yardım görme hakları vardır.Bütün çocuklar
evlilik içi veya dışı doğmuş olsun
aynı sosyal güvenlikten yararlanır.
Madde26.
1)Herkes eğitim hakkına sahiptir.Eğitim
en azından ilk ve temel eğitim aşa- masında parasızdır.İlköğretim zorunludur.Teknik ve mesleksel eğitim her- kese açıktır.Yüksek öğretim
yeteneklerine göre herkese tam bir eşitlikle açık olmalıdır.
2)Eğitim insan kişiliğini tam geliştirmeye ve insan haklarıyla temel özgür- lüklere saygıyı güçlendirmeye yönelik olmalıdır.Eğitim
bütün uluslar
ırklar ve dinsel topluluklar arasında anlayış
hoşgörğ ve dostluğa özendirilmeli ve Birleşmiş Milletlerin barışı koruma yolundaki çalışmalarını geliştirmelidir.
3)Çocuklara verilecek eğitimin türünü seçmek
öncelikle ana ve babanın hakkıdır.
Madde27.
1)Herkes toplumun kültürel yaş¤¤¤¤¤ serbestçe katılma
güzel sanatlardan yararlanma
bilimsel gelişmeye katılma ve bundan yararlanma hakkına sahiptir.
2)2)Herkesin yaratıcısı olduğu bilim
edebiyat ve sanat ürünlerinden doğan maddi ve manevi çıkarlarının korunmasına hakkı vardır.
Madde28.Herkesin bu bildirgeyi öngörülen hak ve özgürlüklerin gerçekle- şeceği bir toplumsal ve uluslar arası düzene hakkı vardır.
Madde29.
1)Herkesin
kişiliğinin serbestçe ve tam gelişmesine olanak veren topluma karşı ¤¤¤¤leri vardır.
2)Herkes haklarını kullanırken ve özgürlüklerinden yararlanırken
başkaları- nın hak ve özgürlüklerinin tanınması ve bunlara saygı gösterilmesinin sağ- lanması ve demokratik bir toplumda genel ahlak ve kamu düzeniyle genel refahın gereklerinin karşılanması amacıyla yalnız yasayla belirlenmiş sınır- lamalara bağlı olur.
3)Bu hak ve özgürlükler hiçbir koşulda Birleşmiş Milletlerin amaç ve ilkelerine aykırı olarak kullanılamaz.
Madde30.Bu bildirgenin hiçbir kuralı
herhangi bir devlet
topluluk veya kişiye
burada açıklanan hak ve özgürlüklerden herhangi birinin yok edil- mesini amaçlayan bir girişimde veya eylemde bulunma hakkını verir biçim- de yorumlanamaz.