İki Devlet ve İki Halkın Siyasi Eşitliği Şarttır

Salih Mehmet Ersoy

Onursal Üye
Katılım
18 Ağu 2008
Mesajlar
191
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
KKTC
GÜNEŞ DOĞARKEN
Salih Mehmet Ersoy


İki Devlet ve İki Halkın Siyasi Eşitliği Şarttır

Cumhurbaşkanı Sn. Talat’ın en büyük hatası, Tek Devlet, Tek Egemenlik ve Tek Vatandaşlık kavramlarını kabul etmiş olmasıdır.

Bu güne kadar Kıbrıs sorununda ne kazanmışsak, Rum tarafının bağnaz, uzlaşmaz ve egoist tutumu nedeniyle kazanmışız.
Hatta kazandığımız bir başka husus daha var ki, bunda BM’in dahi katkısı olmuştur. Mesela 24 Nisan 2004 Referandumu, uluslar arası toplumun da onayıyla elde ettiğimiz en büyük başarıdır.
Bazı yazar çizerler, sadece Referandum sonucuna bakarak ahkam kesmesini becerebiliyorlar. Halbuki bizim Annan Planı için, BM’in ve AB’nin de onayıyla Referanduma gitmemiz, Kıbrıs Sorununda elde ettiğimiz en büyük başarı olduğunu söylemeye gerek var mı?
Annan Planı için yaptığımız Referandum, Kıbrıs Sorununda iki halkın var olduğu gerçeğini gözler önüne sermedi mi?
Bazı açıkgözler, biz madem ki Annan Planına EVET dedik, Rum tarafı da HAYIR demiştir, mutlaka bir başka yol denenmelidir, diyebilmektedirler. Evet ama bir başka yol da denense, yine sonunda varılacak bir anlaşmayı yine iki halkın onayına sunmak gerekmiyecek mi?
Peki varılacak anlaşmayı iki ayrı halk, Referandum yaparak onaylama veya reddetme safhasına gireceğine göre, Kıbrıs Sorununun hallinde iki halkın varlığını gözden uzak tutmamız mümkün mü?
İşte Cumhurbaşkanı Sn. Talat’ın aklına gelmeyen husus da budur. Çünkü eğer bu yazdıklarımız Sn. Talat’ın gündeminde olsa, Tek devlet, Tek Egemenlik ve Tek Vatandaşlık kavramlarını kabul etmesi mümkün olmıyacaktı.
Bakıyorum da gerek BM ve gerekse AB, hani Kıbrıs Sorunu ile çok yakından ilgilendiklerini gösteren bir tavır içindeler ya, bu yazdıklarımızı bilmemezlikten geliyorlar. Nedeni, çünkü devamlı surette Rum tarafının istekleri doğrultusunda bazı önerileri bize yapmakta olduklarını esefle, nefretle ve tiksinti ile izlediğimizdendir.
Bütün mesele, Kıbrıs Türk halkı olarak Kıbrıs Sorununda iki halkın varlığını her platformda haykırmaktır. Bu bizim en doğal hakkımızdır. Ve bu hak da gerek BM ve gerekse AB tarafından da tescil edilmiştir. Annan Planında Referanduma gitmemizi alkışlayanlar, bu gün tükürdüklerini yalama terbiyesizliğini gösteremezler. Yani Kıbrıs Türk halkını, Rum halkının bir parçası gibi gösterme ahlaksızlığını gösteremezler.
Şimdi böylesine bir hakkı kazanmışken, Tek Devlet, Tek Halk ve Tek Vatandaşlık kavramlarını kabul etmek aptallık değil de nedir?
Yani bize altın tepsi içinde sunulan bu hakkı, biz aklımızı kullanmadan elden çıkarır ve Rum’un istediği gibi, Tek devlet, Tek Halk ve Tek Vatandaşlık kavramlarını kabul edersek, o zaman kendi düşen ağlamaz misali gözyaşı dökmemize ne gerek var ki?
Kimse aklından çıkarmasın ki, Rum tarafı Annan Planını bizim gibi Referanduma götürmekle, Kıbrıs’ta iki halkın varlığını zımnen de olsa kabul etmiştir. Rum tarafının HAYIR demesi ve Türk tarafının EVET demesi, bu yazdıklarımızı asla değiştirmez. Çünkü mesele Referandumdan çıkan sonuç değil, mesele iki halkın ayrı, ayrı ve ayni gün Referanduma gitmiş olmasıdır.
Şimdi serin kafa ile düşünelim ve kendi kendimize soralım.
Rum tarafının iki ayrı halk kavramını kabul etmeyişi ne denli sağlıklıdır. Karşımızda BM ve AB dururken ve iki halkın ayrı ayrı Referanduma gitmesine onay vermeleri bir gerçek iken, Rum tarafının iki halkın varlığını kabul etmemesi ne derece etkili olabilir ki?
Rum tarafı Kıbrıs’ta iki halkın varlığını kabul etmiyorsa, o zaman adama sormazlar mı, behey gafil, siz iki halkın ayrı ayrı ve ayni günde Referanduma gitmesini kabul etmediniz mi? Sizin hayır demeniz, Referanduma değil, Annan Planında yazılı olan metinlere değil miydi? Çünkü Kıbrıs’ta iki halk yoktur diyerek boykot kararı alıp Referanduma gitmemiş olsanız bu gün söylediklerinizde inandırıcı olabilirdiniz. Hal böyle iken, Kıbrıs’ta iki halkın varlığını kabul etmiyorum demekle nereye varacağınızı cidden merak ediyoruz.
İşin sonunda anlaşma sözkonusu olacaksa, yine İKİ HALKIN ONAYINDAN GEÇECEĞİNİ bilmez gibi davranmakla, neyi elde edeceksiniz ki?
Bu gün Avrupa Parlamento Seçimlerini bahane ederek kendi seçim listenizden iki Türk’ün katılmasını beklemeniz, BM’in iki halkın ayrı Referandum kararına ne denli sahtekarca davrandığınızın güzel örneğidir.
Gerek BM’in ve gerekse AB’nin, Rum tarafının sergilediği şantözlüğe bir an evvel son vermelerini bekliyoruz. Aksi takdirde, ne BM’e ve ne de AB’ye güvenmemekle haklı olduğumuzu tarih elbette ki yazacaktır.
Çünkü Kıbrıs, ne Rum tarafının ne de BM ve AB’nin sirk oynatacakları bir ülke değildir.
Bilmem anlatabildim mi?
 
Üst