İlker Başbuğun Açıklamaları

20Temmuz

Alpagut Han
Katılım
20 Şub 2008
Mesajlar
838
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Beşparmaklar
Demokratik rejime bağlı ve saygılıyız
TSK olarak demokratik rejime bağlıyız ve saygılıyız. Dolayısıyla TSK bünyesinde demokratik rejime aykırı faaliyette bulunan kimse barınamaz. Genelkurmay’ın elinde günlüklerle ilgili hiçbir belge yok.




İddianameler gizli tanıklara dayanıyor
1993’te Bingöl’de meydana gelen olayla ilgili bir gizli tanığın ifadesi var. İddianamede yer almış. Organik ilişkisi yok, o zaman niçin koyuyorsunuz? Bu durum, insanı düşünme noktasına sürüklüyor.



Mahkeme kararına kadar suçsuzdur...
Mahkeme kesin karar verinceye kadar herkes suçsuzdur. Bu soruşturma kapsamında masumiyet karinesine tam uyuluyor mu? Ben soruyorum, cevap da vermeyeceğim. Daha en baştan kişileri suçlu ilan etmeye kimsenin hakkı yoktur.




Bulunan 45 silahın hiçbiri bize ait değil
MKE tarafından üretilen silah ve mühimmatın hepsi Türk Silahlı Kuvvetleri’ne gitmiyor. Bazıları Emniyet Genel Müdürlüğü envanterine giriyor. Soruşturmada bulunan 45 silahın hiçbiri TSK envanterine kayıtlı değil.




GATA haberleri ahlaksızlıktır
GATA Hastanesi’ne sevkler, mevzuat neyse ona göre yapılmaktadır. Bu konuda iftiraya dayalı haberler ahlaksızlıktır.




Korkmayın, bunun içi boş
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, basına ‘silah’ ile ‘mühimmat’ arasındaki farkı anlatırken, bir de espri yaptı.




Kullanmayın o ifadeyi...
Başbuğ, “Ergenekon” sorusu soran gazeteciyi uyardı: İsim zikrediyorsunuz. Yanlış. Davayla ilgili olarak mahkemenin kararı var, özel isim zikredilmeyeceğine ilişkin. Buna hepimizin saygı göstermesi lazım.




Sıcak gündemi değerlendirdi
Bedelli askerlik kesinlikle yok
TÜrkİye’de terörle mücadele devam ettiği sürece bedelli askerliğe kimse evet diyemez. Bedelli askerlik gündemde değil ve ileriki dönemde de gündeme gelme ihtimali yok.




DTP ile yan yana gelmememiz doğal
TSK olarak Meclis’teki partileri protesto etmek gibi bir durumumuz olmaz. Ancak bir parti, terörle ilişkisini açıklığa kavuşturmalı. Halkın bizi anladığını düşünüyorum.




Sınırın açılması işgal biterse olur
SayIn Başbakan, net olarak açıkladı: Sınır kapısının açılması, Ermenistan’ın Karabağ’dan çekilmesiyle eşzamanlı olur. Biz de bu düşünceye aynen katılıyoruz.




Afganistan’daki askerimiz artabilir
KasIm ayında Kabil Bölge Komutanlığı görevini almamız söz konusu. Bölgede 800 askerli bir piyade taburumuz var. Zorluk olursa oradaki birliğin mevcudu artabilir.




Suriye ile tatbikat İsrail’i ilgilendirmez
Surİye ile Türkiye arasındaki tatbikat ilktir. O nedenle önemlidir. Tatbikat bugün (dün) bitecek. İsrail’in tepkisi bizi ilgilendirmez. Ülkemizin büyüklüğünü iyi görelim artık.







Başbuğ’dan sert uyarılar



* Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Karargah’ta 100’ü aşkın gazeteci ile 2,5 saat süren bir basın toplantı yaptı




* Ümraniye davası ile ilgili değerlendirme yapan Başbuğ, TSK’nın kazılarda çıkan silahlarla ilgisinin olmadığını söyledi



* Başbuğ, bedelli askerlik, PKK terör örgütü, Ermenistan sınırı ve Afganistan gibi konularda da önemli açıklamalarda bulundu







Haber: Fatih ERBOZ
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, ’İletişim-2’toplantısı kapsamında, 100 aşkın gazeteciyle bir araya geldi. Yaklaşık 2.5 saat konuşan Orgeneral Başbuğ, Diyarbakır’daki hain pusu konusunda açıklamalarda bulunduktan sonra, Ümraniye soruşturması kapsamında İstanbul, Beykoz’daki yapılan kazılarda bulunan silahlarla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Ele geçilen malzemelerin silah ve mühimmat olarak ikiye ayrılması gerektiğini ifade eden Orgeneral Başbuğ, özetle şunları kaydetti:

Bulunan silahlar
TSK’ya ait değildir
Silah, tabanca, tüfek, top, havan gibi şeyler. Burada silahın önemli olan noktası şu; Her silahın üzerinde mutlaka o silaha ait stok numarası var. Aynı numaraya ait iki tane silah olmaz. Her silahın üzerinde o silaha ait stok numarası vardır. Birinci önemli olan nokta bu. İkinci önemli olan nokta; Silah, askeri malzeme olarak sarf malzemesi değildir. Silah, envantere girdikten sonra çıkıncaya kadar uzun süre kullanılan bir malzemedir. Buradan hareketle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının bugüne kadar yürütmüş olduğu soruşturmada 45 adet silah bulunmuştur. Bugüne kadar bulunan 45 adet silahın hiçbirisi TSK’daki envantere dahil değildir, ait değildir. Bazıları, ki bir subayımızın üzerinde bulunan silahlar, kendi şahsi silahları, yani kayıtlı silahlar. Yorumlarda özellikle silah kavramıyla, TSK arasında bağlantı kurulmak isteniyor. Bu kesinlikle doğru değil.




Ele geçen malzemeler
polis içinde üretiliyor
Özellikle bulunan mühimmatlarda önem arz eden LAW ve el bombalarıdır. Mühimmat ne demektir? Mühimmat, bir kere kullanılır, ikinci kullanma olanağınız yok. Dolasıyla mühimmat sarf malzemesidir. Her mühimmatın üzerinde sadece kafile numarası vardır, silahlarda olduğu gibi özel numarası yok. Kafile numarası demek, mesala üretilen 6 bin LAW’a aynı numara vuruluyor. Mesela bir örnek vereyim, bir taarruz el bombasından 6 bin 380 tane üretilmiş. Hepsinde aynı numara var. Önemli olan diğer bir husus, MKE tarafından üretilen mühimmatın hepsi TSK’nin envanterine girmiyor. Bazıları Emniyet Genel Müdürlüğünün ihtiyaçlarını karşılamak için onlara da devrediliyor. El bombası, LAW, hafif silah mühimmatı gibi... Sadece TSK’nin envanterine giren mühimmat değil. Mühimmat ile ilgili konunu karmaşıklığını belirlemek istiyorum. 1988 yılında 3 bin 300 tane savunma el bombası üretilmiş. Bunun 3 bin tanesi Emniyet Genel Müdürlüğüne verilmiş, 300’ü de TSK’nın envanterine girmiş ve bu el bombalarından bir kısmı da bu bulunan mühimmatın içinde. Tekrar altını çiziyorum yanlış bir anlama olmasın. Konu basit değil.




Beykoz’daki LAW’lar
SAT envanterinde yok
Poyrazköy ile bulunan mühimmatla ilgili net dökümler yok.Bildiğim bir şey var, dolu bulunan 29 veya 25 tane LAW var. Bu LAW’lardan kafile numarası, stok numarası olanlardan biri bile SAT komutanlığının envanterinde yok. MKE, LAW silahını sadece Türkiye için üretilmiyor, yabancı ülkelere de satıyor. Benim bu bilgiyi vermekteki amacım, olayın karmaşıklığını aktarabilmek. Her LAW silahının üzerine stok numarasını vurduğumuz zaman bu sorun ortadan kalkacak. Bununla ilgili çalışmalarımız var.




Poyrazköy’deki araziye
sadece yabancı giremez
Kızı yapılan Beykoz Poyraztepe’deki arazi Milli Savunma Bakanlığına ait bir arazi değildir. Nedir peki? Bir vakfa ait olan bu arazi ikinci derecede kara askeri yasak bölgedir. İkinci derece kara askeri yasak bölgelere, sadece yabancılar giremez. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı herkes girer. Hatta vatandaşlar gerekli izinleri alırlarsa burada bina da yapar, oturur, faaliyet de yapar.




Silahlı Kuvvetler’in
gömülü silahı yoktur
Kamuoyunda yanlış bilinen bir başka konuya daha açıklık getirmek istiyorum. Deniliyor ki, ’Bulunan mühimmatın bir kısmı, TSK’nın Özel Kuvvetler Komutanlığı’na ait gömülü mühimmat olabilir’...1986 yılına kadar Özel Kuvvetler Komutanlığımızı ait Türkiye sathında gömülü silah ve mühimmatı vardır. 1986 yılında silah ve mühimmatın tümünün depolara alınması emri verildi ve bu işlem 1998 yılında tamamlandı. Bu şu demektir, TSK’nın ülke sathında hiçbir yerde gömülü silah ve mühimmatı yoktur.




Irak’tan gelmiş olabilir
Bu mühimmatlar nereden geldi sorusu, kaynaklardan birisi gerçekten Irak. Maalesef her açıdan bize problem olan bir yer. 4-5 sene evvelki Irak’a gittiğinizde sokakta neredeyse Doçka uçak savarı parayı verip getirirdiniz. Diğer kaynak, iç güvenlik harekatında kontrol zorluklarımız var. Bunları da gizleyemem. Operasyondaki birliğin mühimmatını kontrol etmemiz güç.




Orgeneral Başbuğ bir gazetecinin sorusunu sorarken “topraktan silah fışkırıyor” ifadesini kullanması üzerine bu tanımın doğru olmadığını söyledi




Yukarı Karabağ işgali
bitmeden sınır açılmamalı
Türkiye ile Ermenistan arasındaki gelişmelere değinen Orgeneral Başbuğ, iki ülke arasında çizilen sınırın tanınması ve Soykırım iddialarına yönelik sıkıntıların olduğuna dikkat çekti. Soykırım konusunun ve hukuksal boyutuna bakmak gerektiğine işaret eden Orgeneral Başbuğ, “Özel kasta dayanan bir olay. Ama soykırım benzeri deseniz genel kasta girer. Soykırım, özel kast demek bir ulusun etkin kurumun ırksal kurumun sırf o gruba ait olduğu için planlı olarak yok edilmesi anlamına geliyor. Bu çok önemli. Burada özel kast var ve özel kastın bulunması lazım. Özel kastın ortaya konulması için belge konulması lazım. Bunu da kim koyacak? Mevzuata göre TCK’da var. Devletlerle ilgili olarak Uluslararası Adalet Divanı’nda görüşülecek. Konu bu. Azerbaycan ve Ermenistan arası sorun ne? Dağlık Karabağ’ın tek taraflı olarak 1991’de kurulması sonrasında 1993’te askerlerin girmesi Ermenistan’ın işgal ettiği Azeri topraklarından geri çekilmesi önemli. Sayın Başbakan Türkiye’nin görüşlerini net olarak açıkladı. ’Sınır kapısının açılması Ermenistan’ın birliklerini çekmesi ile eş zamanlı olur’dedi ve biz de bu düşünceye aynen katılıyoruz” diye konuştu.




Başbuğ’un konuşması bir çok televizyon kanalı tarafından canlı olarak ekranlara yansıtıldı.




Bedelli gündemde yok
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un konuşmasında ön plana çıkan diğer satırbaşları ise şöyle:



Vatandaşa açıklayamam
TSK olarak bedelli askerlik uygulamasını düşünmemiz mümkün değil. 9 vatan evladım şehit oluyor. Öbür tarafta vatandaş, 10 bin dolar ödeyerek askerlik yapmıyor. Bu terör devam ettiği süreci bedelli gündeme getirilemez. Hergün şehitlerin geldiği bir dönemde bunu vatandaşımıza açıklayamayız.




Tatbikat İsrail’i ilgilendirmez
Suriye ile Türkiye arasında yapılan tatbikat sadece iki ülke arasında. İlktir, o nedenle önemlidir. Tatbikat bugün (dün) bitecek. İsrail’in tepkisi bizi ilgilendirmez. Suriye ve Türkiye arasında olan bir olaydır. İkili bir tatbikat bizim konumuz. Ülkemizin büyüklüğünü ve pozisyonunu iyi görelim artık.




DTP ile aynı çatıda olamayız
TSK olarak hiçbir zaman ne TBMM veya siyasi partileri protesto etmek gibi bir durumumuz olmaz. Ancak bu Meclis’teki bir siyasi parti, PKK ile olan ilişkisini açıklığa kavuşturmadan bizim onlarla aynı ortamda olmamız söz konusu değil.




Kabil’de asker artabilir
Türkiye’ye gelen ABD’li yetkililerle yaptığım görüşmelerde, Türkiye’den Irak ve Afganistan’la ilgili hiçbir somut istekte bulunulmadı. Ama bazı ülkeler Afganistandaki kuvvetlerini çektiği takdirde eksiği dolduracağız. Buradaki birliklerimiz artabilir.




‘Ergenekon’ tanımlaması hukuka aykırı
Orgeneral İlker Başbuğ, Ergenekon soruşturması ve davasıyla ilgili genel bakışının sorulmasına üzerine ise soruyu soran gazeteciye “İsim zikrediyorsunuz, isim zikredilmesi yanlış. Davayla ilgili mahkemenin kararı var, özel isim zikredilmeyeceğine ilişkin. Hukuk devleti miyiz, evet, bunda hemfikir olalım. İşimize geldiği zaman evet, gelmediği zaman hayır, olmaz. Benim bildiğim kadarıyla ilgili mahkemenin özel isimle anılmaması yönünde kararı var. Buna hepimizin saygı göstermesi lazım” uyarısında bulundu.

Masuniyet karinesi
TSK olarak hukuka saygılı oldukları belirten Başbuğ, Hukuktaki “Mahkeme kesin karar verinceye kadar herkes suçsuzdur” kuralını hatırlattı. Orgeneral Başbuğ, “O halde soralım, bu yürütülen soruşturma kapsamında masumiyet karinesine tam uyuluyor mu? Ben soruyorum, cevap da vermeyeceğim” dedi. Kesin karara ulaşmadan baştan kişileri suçlu ilan etmeye kimsenin hakkının olmadığını, bu şekilde kişisel hakların zedelendiğini kaydeden Başbuğ, bunun moral ve etik açıdan da yanlış olduğunu söyledi.

Medyayı eleştirdi
Bu konuda medyaya da önemli görevler düştüğünü söyleyen Başbuğ, “Medya sağlıklı hareket etse bu sorun ortada olmaz. Medya olarak siz de kendinizi sorgulayın” dedi. Ümraniye soruşturması ve davasıyla ilgili eleştirilerini “Soruşturmanın gizliliği ilkesi; Türkiye’de gerçekten var mı yok mu?” sorusuyla sürdüren Orgeneral Başbuğ, soruşturma ve yargılamalar yapılırken kurumların saygınlığı ve güvenilirliğine zarar verilmemesi gerektiğine işaret etti.
Medyaya yönelik eleştirilerini Beykoz Poyrazköy’de bulunan mühimmat ve silahları bir televizyonun 50 dakika gösterdiğini söyleyerek sürdüren Orgeneral Başbuğ, “Bant herhalde 6-7 dakika, on sefer haberi geçiyorsunuz. Bu bir haber mi, elbette haber. Ancak 50 dakika verilmesinin amacı nedir? Ben de bunu soruyorum, Haksız mıyım, haksızsam konuşalım. Bu habercilik midir, kamuoyuna korku karamsarlık vermek midir? Medyamızın haber verirken bir taraftan da kamuoyunda karamsarlık yaratıyor muyuz diye sorgulaması lazım” diye konuştu.

Dinleme toplumu tedirgin ediyor
Bir gazetenin bir itirafçının konuşmalarını 5 gün yayınladığını belirten Orgeneral Başbuğ, bu tür şeylerin kendilerini rahatsız ettiğini kaydederek “Haber vermeye kimsenin en ufak itirazı yok elbette ama bu haberin veriliş şekli, süresi kamuoyunun üzerindeki etkisinin de dikkate alınması lazım.” dedi. Türkiye’nin artık her sabah kalktığı zaman ses bantıyla karşılaştığı bir ortama geldiğini ifade eden Başbuğ, “Ses bantları legal mi hayır, gerçekten doğru mu? Bir kısmı doğru, bir kısmı ilave edilmiş. Bununla nereye gideceğiz. Bu da bizi çok rahatsız ediyor” dedi.

Gizli tanıklar düşündürüyor
Ergenekon iddianameleriyle ilgili “1993 yılında Bingöl’de meydana gelen olayla ilgili bir gizli tanığın ifadesi var, ne kadar güvenilir ama bu beyan iddianamede yer almış. Alabilir, ama şunu sormak da bizim hakkımız; bu gizli tanığın vermiş olduğu ifadeyle o iddianamede geçen kişiler arasında bağ kurmanız lazım. Organik ilişkisi yok, o zaman niçin koyuyorsunuz. Gizli tanığı destekleyen bir delil yok, olabilir bunu da kabul ediyorum. Ama bu noktada ismi geçen kişilerle onların ilişkisi olması lazım. İddianamalere baktığınız zaman bazı olayların gizli tanık ve itirafçılara dayandığını görüyoruz. Bu da insanı düşünme noktasına sürüklüyor.” diye konuştu.

Özden Örnek soruşturması yok
Oramiral Özden Örnek’e ait olduğu iddia edilen günlüklerle ilgili olarak Genelkurmay Başkanlığı’nın bu konuda bir inceleme yapıp yapmadığının sorulması üzerine Başbuğ, şunları söyledi: “TSK olarak biz demokrasiye bağlıyız ve saygılıyız. Dolayısıyla TSK bünyesinde mevcut demokratik rejime aykırı faaliyette bulunan kimse bulunamaz, barınamaz.” 12 Nisan 2007 tarihinde Yaşar Büyükanıt’a da aynı sorunun sorulduğunu belirten Başbuğ, Büyükanıt’ın bu soruya “Genelkurmay Başkanlığı’nın elinde bu konuyla ilgili hiçbir belge yoktur” yanıtını verdiğini kendisininde aynı cevabı tekrarlamak isteğini söyledi.




GATA haberleri ahlaksızlıktır
Başbuğ, Haydarpaşa GATA Hastanesi ile ilgili haberlere değindi. Tutuklu muvazzaf veya emekli askerlerin askeri hastanelere sevkinin mevcut mevzuat çerçevesinde ve Adalet Bakanlığının gözetiminde yapıldığını vurgulayan Başbuğ, “Bu süreçle ilgili olarak bizim askeri makamlar olarak hiçbir ilgimiz, hiçbir dahlimiz yoktur. Yapılan herşey hukuk, kanun, mevzuat neyse ona göre yapılmaktadır. Bu konuyu bu kadar çirkin şekilde yalan ve iftiralara dayalı olarak gündeme getirmek ahlaksızlıktır” dedi.
 

20Temmuz

Alpagut Han
Katılım
20 Şub 2008
Mesajlar
838
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Beşparmaklar
Cevap: İlker Başbuğun Açıklamaları

1241034482.jpg
 
Üst