“İŞ” Güzelce Götürülüyorken...

Seyyan Uzunoğlu

Onursal Üye
Katılım
24 Şub 2009
Mesajlar
194
Tepkime puanı
0
Puanları
0
“İŞ” GÜZELCE GÖTÜRÜLÜYORKEN...

Evet değerli okurlarım. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Erçakıca’nın: “Hristofyas’ın ‘Taviz vermedik; vermeyeceğiz’ söylemleri sürece yardımcı olmuyor” demesi; süreç, müzakere, barış, anlaşma derken; aslında “İş” – teslimiyet – Talat tarafından sinsice ve ne de güzelce götürülüyorken; Hristofyas’ın bu ifşaatlarla ‘oyunu’ bozduğundan sitem ediyor! Yoksa Talat bir yandan takiye ve caydırıcı söylemlerle halkını aldatarak “işi” götürüyorken Hristo’nun böyle konuşması; Talat’ın gizlediklerinin ortaya çıkmasına ve Kıbrıs Türk halkının hanyayı, konyayı görmesine neden oluyor; sürece zarar veriyor; son noktanın konmasını erteliyor!

Şimdi, Talat’ın hal-i hazırda, hatta Hristo dayatmadan; sırf Hristo’nun masadan kalkmasını önlemek adına kabul ettiği tek egemenlik, tek halk, tek kimlik v.s.’ye imza attığı yetmiyormuş gibi; halkından gizlediği diğer tavizleri Hristo veya Rum basını açığa vuruyor diye Cb. Sözcüsü sitem ediyor. Oysa Hristo o şom ağzını açmasa – iyi ki açıyor -, Talat, takiye yaparak, iki kurucu devlet diyerek ve aslında burada eyalet anlamında kullanılmakata olan devlet kelimesini bile istismar ederek; yalan nutuklar çekerek; gerektiğinde efelenerek “işi” ne de güzel götürmektedir demeye getiriyor aslında! Halbuki Hristo “Taviz vermedik, asla da vermeyeceğiz” demekle doğruyu söylüyor! Çünkü Talat’ın Kıbrıs Türkü’nü sözde temsil etmeye başladığından bu güne; bir zırnıklık bir kazanım elde etmediği; toprak demeyip, Evkaf Malı demeyip; Devletin Hazinesi, halkın hakkı demeyip sürekli vermiş olduğu bir yana; masaya bir tek kırmızı çizgiyle mi oturmuş; ortaya şart veya talep diye bir tek şey mi koymuş Allah aşkına?

Sözcü Erçakıca, ‘Rumlar, Türkiye’ye istediklerini dayatmaya çalışırken; sürecin verimliliğini düşürüyorlar’ diyor! Süreç dedikleri kimin için vermli Sn. Erçakıca? Bizimle dalga mı geçiyorsunuz siz de? Söyletmeyin şimdi! “Karşı olmamıza rağmen; Hristo’nun: ‘Hazırlık süreci’ talebini de; ‘Önce kriterler belirlensin’ tezini de kabul ettik” diyor! Bizim bilmediğimiz ve henüz kabul etmediğiniz bir şey mi kalmış yoksa? Ve bunlar ifşa edilmiş olanlar. Ya yoldaş Hristo ile Talat’ın gizli saklı ve üstelik tutanaksız yapmakta olduğu görüşmelerde, meclisine, halkına danışmadan kendi aklına göre ve “Birleşik Kıbrıs” sevdası hayali ile; Rum Ulusal Konseyi’nin yönlendirdiği doğrultuda kabul ettikleri ama halkına söylemedikleri ne olacak? Ama Erçakıca; soruna bir çözüm bulunmaması halinde ‘çok kötü sonuçlar’ doğuracağını; bölgeye ve dünyaya çok sorunlar taşıyacağından bahsediyor! Vay vay vay! Geçmişte sorumsuz bir CB’nın Rum’la anlaşmalarda halkı temsil etmesinin doğru olmadığını savunmuş ve Kurucu CB’mızı etkisiz kılmış ancak şimdi yanına devletten bir temsilcinin konmasına uyuz olmuş; pardon sinir olmuş Talat da işler kendi yolunda gitmezse “kaos” çıkaracağını söylüyordu geçenlerde! Ne ise; Kıbrıs Türk Halkı’nın ezici çoğunluğunun itirazlarına rağmen; Talat’ın bu tutumu asla kabul edilemez! Bunu bir kez daha vurgular; anlaşma masasında BİZİ temsil edecek bir devlet temsilcisinin ivedilikle tayin edilmesini buradan tekrar duyururuz! – Evet, sözcü hangi sorundan bahsediyor? Kıbrıs sorunu diye bir şey yok ki! Sorun 1974 Mutlu Barış Harekatı ile halledilmiştir! Bunun böyle olduğunu biz de, siz de, Rum-Yunan ve ‘sorunu’ sırf KKTC’ni tasfiye etmek, Türk’ü adadan ve Akdeniz’den kovmak için yaratmış olan Emperyaller ve hala saman altından ‘Ver Kurtul’ politikası yürütmekte olan malum işbirlikçileri de pek ala bilmekte! Tam teşekküllü müzakere imiş! Bak sen! “Geçen sefer başımıza gelenlerin yine gelmemesi için halkların (!) da sürece hazırlanması gerekiyor”muşşş! Sözcü ‘geçen sefer’ demekle; ulusal çizgimizden ayrılmadan; gururumuzu, haysiyetimizi ve haklarımızı ciğeri iki drahmi etmeyen gavuroğullarına çiğnetmeden; adam gibi bir duruşla 1960 Londra-Zürih Antlaşmalarının bize tanımış olduğu haklara dayanarak; kendi ve Türkiye’nin haklarını koruyarak; taviz vermeyerek sürdürülen anlaşmalardan bahsediyor; taviz vermeden adam gibi duruşumuzu; ve üstelik bir çok taleplerimizi de kabul ettirdiğimizi yadırgıyor! Rum’un ağzıyla konuşuyor; onların o zaman da haklı bizim haksız olduğumuzu ima ediyor. Belli ki ‘sözcü’ ne Kleridisin ne de diğer Rum siyasetçilerinin yıllarca süren anlaşma masalarında neden kasıtlı olarak anlaşma yoluna gitmediklerinin ve ENOSİS’e gidecek yolu engelleyici hiç bir anlaşmaya evet demeyecekleri itiraflarından ve Kıbrıs gerçeklerinden de haberi yok! Ki; böyle bir konumda olan bir şahsın bütün bunları bilmesi, hatta ezberleyip yutması gerekirken; o da ustası gibi Rum’u cesaretlendirecek, elimizi zayıflatacak laflar ediyor! Yazıklar olsun! Sözcü: ‘halkların da sürece hazırlanması gerekir’ diyor. Halkı, ‘barış’, ‘kardeşlik’, ‘Kıbrıslılık’ veya ‘süreç’ diyerek; ama aslında teslim olmalarını sağlamak için ne tür çabalar sarfedildiği; ne oyunlara baş vurulduğu; nasıl su gibi dolarlar, avrolar akıtıldığı zaten ortada!

Sözcü; Cb. Mehmet Ali Talat’ın görüşme sürecinin başlaması ve devamı için çeşitli fedakarlıklarda (!) bulunduğundan bahsediyor ve O’nu bu fedakarlıklarından – aslında henüz ortada fol yok yumurta yokken bile vermiş olduğu tavizlerden - dolayı adeta övüyor!

Yapmayın Sn. Erçakıca; yapmayın! Bu yıkıma alet olmayın! Kendi sakat ideolojisi veya emperyallerin ve Hristo’nun vb emirleriyle; sorumlu olduğu devleti tasfiye etme yolundaki Talat’ın altı yıla yakın bir zamanden beri çeşit kurnazlık vb yollarla bu halkı aldattığı ve vermiş olduğu tavizler yetmedi mi Allah aşkına? Bu halkı hala aldatabileceğinizi mi zannediyorsunuz yoksa? Aldatamazsınız ve çok da ayıp oluyor artık! Yapmayın ! ! ! ! !
 
Üst