İşgâlci "Mağduru" Oynuyor

İsmet Kotak

Onursal Üye
Katılım
13 Nis 2009
Mesajlar
318
Tepkime puanı
0
Puanları
0
İşgâlci "Mağduru" Oynuyor

AB dönem Başkanlığı yaklaştıkça Rum ve Yunanlıyı bir telâş aldı.”Ya suçlanır ve dönem başkanlığı ertelenirse” diye.İşte bunu ortadan kaldırmak için topla-tüfekle sahaya daldılar. Türkiye’ye ateş ediyorlar.Suçlu iken,etrafta suçlu arıyor ve Türkiye’yi namlunun ucunda göstermek istiyorlar.Dün GaziMağusa limanını Birleşmiş Milletlere teslim ederek KKTC’nin elinden almaya kalkmışlardı,şimdi de “Kiralanacağı” işitilen Ercan Havaalanını BM’ye devrederek, KKTC’nin kanadını-kolunu kesmeyi hedefliyorlar.Karşılığında da Türkiye limanlarının yumurtlayan tavuk misali kendilerine açılmasını bekliyorlar.Burada da suçladıkları Türkiye’dir.

7 Temmuz’da Cenevre’de yapılması plânlanan üçlü görüşme gündemini gölgelemek için bizzat Hristofyas görev yüklendi. Ercan Havaalanının Uluslararası uçuşlara açılabilmesi için Birleşmiş Milletler mandası altına sokulmasını koşul koyan Dimitri,karşılığında da Türkiye’nin bazı liman ve havaalanlarının “Kıbrıs(Rum)Cumhuriyeti” bayraklı taşıma araçlarına açılmasının zorunlu olduğunu işaret etti.Güya bu konu Cenevre gündeminde yer alacakmış!Oyun içinde oyun.

Öte yandan Rum Dışişleri Bakanı Markos Kipriyanu da başka açıdan Türkiye’yi ve hatta Başbakan R.T.Erdoğan’ı hedef gösterdi.Habere göre Kiprianu, “Erdoğan ikna olup da, çözümün vaktinin geldiğine inandığı zaman, Kıbrıs sorununun çözülebileceğini düşündüğünü” söyledi. Haravgi gazetesinde yayınlanan demeçinde Kiprianu,aklınca Türkiye’ye de yol,yordam gösteriyor. Türkiye’nin Kıbrıs sorununun çözümüyle başarı elde edebileceğini söyleyen Kiprianu, Kıbrıs sorununun çözüm perspektifinin, komşu ülkeleriyle olan diğer sorunlarına kıyasla, Türkiye’ye başarı getireceğini ve uluslararası rol talep etme hakkının tanınmasını sağlayacağını savundu. Nerede ise Kipriyanu’nun ekonomik yıkım içinde ve de iflâsın eşiğine gelen Yunanistan’dan vazgeçip Türkiye’yi “Yeni hami” olarak gördüğünü sanacağız.

Kiprianu, Türkiye’de geçtiğimiz günlerde yapılan genel seçimin ardından, Erdoğan’ın Türkiye’deki siyasi oyunda egemen olduğunu gösterdiğini ve istediği herhangi bir siyasi gündemi kabul ettirebileceğini ifade etti. Kiprianu, Türkiye’nin, 7 Temmuz Cenevre üçlü görüşmesine kısa bir süre kala, Kıbrıs sorununda tutum değiştirerek jest yapabileceğini de öne sürdü. Bir yandan patron(!) Hristo diğer yandan Kipriyanu,pehlivan sırtı okşayarak elindeki somunu almayı deniyor ve de bunun fark edilmeyeceğini sanıyor.

İşte Kıbrıs Rum Cephesindeki durum budur.Hedefleri AB dönem Başkanlığı koltuğuna oturmak ve 1963 statüsüne ivme kazandırmaktır.Çünkü BM’den sonra AB “işgâlci Rumu” AB üyeliğine kabul ederek “Uluslararsı Kıbrıs antlaşmalarını” ayaklar altına almıştı.Bunu öyle veya böyle Türkiye’ye dayatarak kabul ettiremediler.Şimdi AB üyelik görüşmeleri safhasındaki Türkiye’nin karşısına, “Kıbrıs(Rum)Cumhuriyeti” çıkarılarak “Red Kulübünün “oyununa yeni şekil verilecektir.Almanya ve Fransa ve müttefikleri horoz güreşini başlatıp seyre dalacaklardır.Yeter ki Türkiye elindeki zengin kozları kullanmış olsun...

& & &

Londra’da Lordlar kamarasındaki bir tartışmanın sonunda bize kadar ulaşan haberlere göre İngiltere, “Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti’nin” AB dönem başkanlığından rahatsızlık duymamaktadır.Yani Garantörü olduğu Uluslararası Kıbrıs antlaşmalarının yeniden ayaklar altında çiğnenmesine omuz vereceğini işaret etmektedir.

O hâlde bundan sonra yapılması gereken nedir?

1. 7 Temmuz toplantısında masaya konacak konuları gördükten sonra artık “Kıbrıs görüşmelerini” kesmek gerekecektir.Çünkü Rum ve Yunanlının oyunu bellidir.İşgalci Rumun AB dönem Başkanlığına başkaldırmak ve reddetmek, Türkiye’ye de hızmettir. Bu red kararı KKTC’den gelmelidir.

2. Rumun yaptığına yanıt olarak denizlerde petrol ve doğal gaz çıkarma yetkisi Türk Şirketlerine verilmeli ve derhâl uygulamaya sokulmalıdır.

3. KKTC’de yapılmakta olan bazı yatırımların arkasında “Rum-Yunan sermayesinin” olduğu artık bilinmektedir.Bu örtü kaldırılmalı ve bu işletmelere el konmalıdır.

4. Kıbrıs’ta işgâlci bir Rum yapılanmasının artık kabul edilemeyeceği açıklanmalı ve görüşmelerden derhâl çekilmelidir. Bu görüşmeler Rumun mayasını pekiştirmekte, KKTC’yi erozyona uğratmaktadır.Bu karar, zayıf bir Yunanistan ve zayıf bir Güney Kıbrıs karşısında güçlü konumda olan Türkiye ile birlikte ele alınıp uygulanmalıdır.KKTC ekonomisi dünyaya açılmalıdır.
 
Üst