IŞİD Kim ve Ne Yapmak İstiyor (1)

Prof. Dr. Ata ATUN

Onursal Üye
Katılım
9 Nis 2008
Mesajlar
806
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Kıbrıs
Web sitesi
www.ataatun.com
IŞİD Kim ve Ne Yapmak İstiyor (1)

Açılımı "Irak Şam İslam Devleti" olan IŞİD, sanki de bir anda esrarengiz güçlerin yardımı ile ortaya çıktı ve Güney Batı Asya'da (Ortadoğu) fırtına gibi esiyor görünümünde ama işin doğrusu öyle değil.

Aslında IŞİD dün, bugün doğmuş değil, tamı tamına 10 yaşını doldurmuş bir örgüt. Amerika Birleşik Devletleri’nin 21 Mart 2003 sabahı Irak’ı haksızca işgal ederek Irak savaşını başlatmasından sonra 2004 yılında “Tevhid ve Cihat” adıyla Ebu Musa Zerkavi tarafından Irak’ta kuruldu. İlk aşamada El-Kaide'ye bağlığını ilan etti, sonra da adını "Irak El-Kaidesi" veya diğer bir tanımla "Mezopotamya El-Kaidesi" olarak açıkladı.

Kendinden çok daha küçük boyutta olan Jaysh el-Fatiheen, Jeish el-Taiifa el-Mansoura, Katbiyan Ansar el-Tevhid vel Sunnah ve Jund el-Sahaba (Sahabelerin Askerleri) gibi savaşçı ve gözüpek grupların kayıtsız şartsız desteğini alırken, El-Kaide gibi geniş tabanlı bir örgütün de tam desteğine sahip.

Genelde faaliyet alanı, Ortadoğu'nun kuzey bölgeleri. Sünni Müslümanların yoğun olduğu Irak ve Suriye'de çok etkin. Ele geçirdiği şehirlerdeki maddi zenginlikleri o şehirlerin sakinleri ile paylaştığı için halkın tam desteğini alarak, varlığını kalıcı bir şekilde sürdürmeyi başarmış durumda.

Irak savaşı döneminde Bakuba kasabasını, kurmayı hedeflediği Irak Şam İslam Devleti'nin başkenti olarak ilan etti. Günümüzde Irak'ın Anbar, Babil, Nineve, Kerkük ve Selahaddin illeri ile Suriye'nin Halep, İdlip ve Rakka kasabalarında artık iyice kökleşmiş ve arzuladığı düzeni kurmuş durumda IŞİD. Özellikle 2012 sonrasında gücünü iki katına çıkarmayı başararak bölgede dikkate alınması gerek bir güç haline geldi.

2013 ilkbaharında kendini iyice yenileyerek ve de silah gücünü arttırarak Suriye'nin kuzey bölgelerinde kendi yönetimini kurmayı başarmıştır. Hedefi, etki alanını genişleterek Irak, Suriye, Kuzey Ürdün ve Filistin'den bir kısım toprak alarak üzerinde, şeriata dayalı bir devlet kurmaktır.

Aslında örgütün IŞİD adını alarak yeniden örgütlenmesi ve yapılanması, 2010 Nisan’ında, ABD ve Irak güçlerinin ortaklaşa olarak Sisar bölgesinde gerçekleştirdikleri operasyonda örgütün lideri Ebu Ömer el Bağdadi ve üst düzey yöneticisi Ebu Hamza el Muhacir’in öldürülmesi sonrasında başa geçen Ebubekir El Bağdadi ile gerçekleşti.

IŞİD'in Suriye'deki gücü 7 bin 500, Irak'taki gücü de10 bin 500 silahlı ve inançlı askerinden oluşmakta.

Eldeki verilere göre IŞİD'in Suriye'deki Esad yönetimi ile arası şimdilik iyi. Esad ordusu muhalif örgütlere ve muhaliflerin elindeki bölgelere tüm gücü ile saldırırken, IŞİD hakimiyeti altındaki kasaba ve köylere saldırmıyor. Buna karşın IŞİD Suriye'nin önemli illerinden birisi olan ve Halep'in 19 km güney doğusunda, Şam'ın 550 km kuzey doğusunda yer alan Ar-Rakka bölgesinden çıkan petrolün Esad yönetimine gitmesine izin veriyor. Yani her ikisi de şimdilik birbirlerinin sırtını kaşıyor ve birbirlerini kolluyor...

(Devam Edecek)


Prof. Dr. Ata ATUN
25 Mayıs 2014
 

Prof. Dr. Ata ATUN

Onursal Üye
Katılım
9 Nis 2008
Mesajlar
806
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Kıbrıs
Web sitesi
www.ataatun.com
Cevap: IŞİD Kim ve Ne Yapmak İstiyor (2)

IŞİD Kim ve Ne Yapmak İstiyor (2)

IŞİD küresel cihadın bir parçası ve kontrol altına alınabilecek bir topluluk veya da güç değil. Belli bir inanca ve ideolojiye bağlı olması ve bu inanışların değişebilir olmaması nedeni ile çizdiği çizgi ve belirlediği hedefi çok yalın ve belirgin. Değişmesi ve çizgiden dışarı çıkması mümkün değil.

Bölgedeki varlığı ve hedefine ulaşması, iç çatışmaların devamı ile doğru orantılı. Bölgedeki iç çatışmalar bitmeye ve son bulmaya yüz tutsa bile, IŞİD hedefine ulaşmadıkça son bulması mümkün görünmüyor. Ya IŞİD kökten yok edilecek ya da bölgede "Irak Şam İslam Devleti" kurulana ve tanınana kadar iç çatışmalar ve kaos devam edecek. Bunun ortası yok.

IŞİD, Türkiye'nin Demokrasi ile yönetilmesi nedeni ile Türkiye'ye pek sempatik bakmıyor ve arası da çok iyi değil. Türk Silahlı Kuvvetlerinin Suriye'den Türkiye sınırları içine ulaşan top mermileri nedeni ile bu mermilerin kaynağı olarak tespit edilen IŞİD konvoyunu vurması -şimdilik- arayı daha da bozmuş durumda. Her ne kadar bu olay sonrasında IŞİD Suriye toprakları içinde yer alan ve Türk toprağı olarak uluslararası tanınmışlığı bulunan Süleyman şah Türbesine saldırı düzenleyeceğini açıklamışsa da, halen daha bunu gerçekleştirmiş değil. Şu anda Irak toprakları içinde hedeflediği yerleri ve bölgeleri ele geçirmek çabası içinde. Bu nedenle de önce başkent Bağdat'ın bazı mahalle ve bölgelerini ele geçirip taban oluşturmak ve sonra da Şii'ler için kutsal topraklar olarak addedilen Kerbela ve Necef'i ele geçirmenin hazırlığını yapıyor.

Buna ilaveten Türkiye'nin NATO gücü içinde yer alması da IŞİD'in canını sıkan bir başka konu. IŞİD, Avrupa'yı ve ABD'yi kafir sınıfına koyduğu için onlarla işbirliği yapan ülkelere de çok sıcak bakmıyor, tabii şimdilik. Her ne kadar ideolojileri sabit ve tek yönlü ise de küresel çıkarlar bazen üzeri örtülmüş sahte davranışlar yapılmasına da neden olabiliyor.

30 Eylül 2013 günü Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin IŞİD'i terör örgütü listesine alması, Türkiye'nin de IŞİD'e sempatik bakmadığının net kanıtı.

IŞİD'in Suriye stratejisi çok açık ve net. Esad yönetimi ile iyi geçinmek, muhaliflerin Suriye yönetiminden kopardıkları toprakları ele geçirerek Suriye sınırları içinde kalıcı ve süreğen bir yönetim kurmak ve bu yönetimin sınırlarını uygun zaman içinde Irak, Ürdün ve Filistin toprakları içinde genişleterek kalıcı ve güçlü bir şeriat devleti kurmak.

IŞİD’ın ayakta durabilmesi ve etkinliğini sürdürebilmesi, üzerinde katıksız şeriata dayalı bir devlet kurup, 1916 doğumlu Sykes-Picot Anlaşması kökenli sınırları kaldırıp yerine yeni sınırları belirleyeceği topraklara bağlı.

Kerbela ve Necef de Bağdat gibi yutulması kolay olmayan lokmalar. Her ne kadar IŞİD, Basra yöresinde başarılı olmuşsa da, bu başarının arkasında Eski Baascılar'ın, Nakşibendî Tarikatı ordusunun ve yöredeki etkin Sünni aşiretlerin daha evvelden El Kaide’ye verdikleri desteği IŞİD’e vermeleri yatıyor. IŞİD'inKerbela ve Necef'e saldırması Irak'ta büyük boyutta yeni bir kanlı mezhep çatışmasının başlamasına neden olacak.

Şimdilik IŞİD'in arkasında tüm parasal gücü ile Suudi Arabistan, Kerbela ve Necef'te yaşayan Şii'lerin arkasında da İran durmakta. Bağdat'ta ise bir ayağı çukurda Maliki yönetimi var.

ABD, Irak'a ve IŞİD'e insansız uçaklarla veya da kara ordusu ile müdahaleyi şimdilik düşünmüyor. ABD'ye göre Irak'ta her şey altüst olmuş durumda ve neresinden tutulup düzeltilebileceği de pek belli değil. Bu nedenle de olaylara uzaktan bakmayı ve bulaşmamayı tercih ediyor.

Ortadoğu içinden çıkılmaz bir kaos ortamına sürüklenmiş durumda. Taşların yerine oturması ve bölgeye barışın gelmesi epey uzun bir zaman alacak gibi...


Prof. Dr. Ata ATUN
27 Mayıs 2014
 
Üst