BOLU'NUN Gerede ilçesinde gruplar halinde kamp yapan İsrailli kadın turistlerle ilgili iddialardan sonra bölgede güvenlik tedbiri alındı. İsrail'den 50'şer kişilik gruplar halinde Türkiye'ye gelen kadınlar, Gerede, Safranbolu, Amasra, Cide, Pınarbaşı ve Ilgaz rotasında kamp yapıyor. İsrailli turistlerin kampı ile ilgili olarak ''kadınların İsrailli askerler'' ve ''keneleri İsrailli kadınların bıraktığı''na dair iddiaların ortaya atılması üzerine, Bolu Valiliği tarafından bölgede koruma önlemleri artırıldı. Yetkililer, kamp yapılan bölgede sivil polislerin sabaha kadar nöbet tuttuğunu belirtirken, jandarma ekiplerinin de kamp güzergahlarında çeşitli güvenlik tedbirleri aldığını kaydetti.
İsrailden 1997 yılında barış gönüllüsü adında israilli casuslardan oluşan grup rotary kulubünün davetlisi olarak Türkiye’ye gelid.Yanlarında özel kablar içinde genleri ile oynanmış ve kırım konga kanamalı hastalığını taşıyan keneleri Çorum,yozgat çevresinde insanların piknik yaptığı alanlara gün ağardığında ellerinde ameliyat eldivenleri,ağızlarında maske.Bu keneleri yeşil alanlara bıraktılar.Aşagıda bu olayın belgeleri
İsrailli kadınlarla birlikte Bolu’da 8 ayaklı kenelere rastlandı Gazetenin iddiasına göre İsrailli genç kadınlar, 40’ar kişilik gruplar halinde Jeep Safari adı altında düzenlenen turlarla komando eğitimini andıran bir süreçten geçiyor.
MOSSAD ajanları mı, İsrailli kadın askerler mi?
Bolu cevap bekliyor
Komando eğitimi gibi
Kene vak’aları ile bir bağ var mı?
Öte yandan konuyu Türkiye’nin gündemine taşıyan Saadet Parti’li Uzun, İsraillilerin bölgede katıldıkları turlar ile yine aynı bölgede artan kene vakaları arasında bir bağ olup olmadığının araştırılmasını istiyor. Bolu bölgesinde yakın zamana kadar sadece 6 ayaklı ve zararsız kenelerin bulunduğunu belirten Uzun, ancak İsrailli kadınların gelmesiyle birlikte bölgelerinde 8 ayaklı kenelere rastlandığını ve bu kenelerin neden olduğu ölümlerin başladığını kaydetti. Uzun, “Bu ısırılma olayı da iki aylık zaman diliminde cereyan etmiştir” dedi.
Saadet Partisi Bolu İl Başkanı Abdullah Uzun’un bir basın toplantısı ile duyurduğu ve gazetemizde ‘Bunlar MOSSAD Ajanı mı?’ başlığıyla yayınlanan haberde söz konusu edilen kişilerin kim olduğu hâlâ netlik kazanmadı. Equinox Tour isimli bir şirketin İsrailli partneri Geographical Tours’la ortaklaşa düzenledikleri organizasyona sadece İsrailli genç kadınlar katılıyorlar. 40’ar kişilik gruplar halinde katılımlarla gerçekleştirilen turlar birer hafta sürüyor. Jeep Safari adı altında düzenlenen turlar, zorlu yaşam şartları altında komando eğitimini andıran bir süreçte geçiyor. Turlara 12 ayrı grup halinde 480 İsrailli kadının katılacağı belirtiliyor.
Sadece İsrailli kadınlar
Konuya ilişkin bir araştırma yapan gazetemiz ilginç bilgilere de ulaştı. Merkezi Antalya’da bulunan Equinox Tour şirketinin yetkilileri organizasyonun amacına ilişkin bilgi vermekten kaçındı. ‘Neden sadece İsrailli kadınlar’ sorumuza ise yetkililer şirket olarak sadece Amerika ve İsrail’e yönelik organizasyonlar yaptıklarını bildirdiler. Sadece İsrailli kadınların katıldığı bir Jeep Safari’ye Queen of the Blacksea (Karadenizin Kraliçesi) adı verilmesi oldukça dikkat çekici. Birer hafta süren turlar peş peşe birbirini takip ediyor. Her tur sonunda 40 kişilik yeni bir kafile geliyor ve bir haftalık süren zorlu tur sonunda eğitimini tamamlıyor.
Dağ yollarını tercih ediyorlar
Bölge halkı ise son derece tedirgin. Her hafta bölgelerine gelerek konaklayan ve askeri bir eğitimi andıran bu sürece katılanların İsrailli olmasından vatandaşlar rahatsız. Turların, halkın bilgisi dışında gizemli bir havada gerçekleştirilmesi, tura sadece genç İsrailli kadınların katılıyor olması, “İsrailli kadın askerlere ve Mossad ajanlarına eğitim mi veriliyor” sorularını akla getiriyor. Safariye katılanların tek tip kıyafetli oluşları ve devlet karayolu yerine sürekli dağ yollarını takip etmeleri de diğer bir dikkat çekici durum.
Bilindiği gibi Türkiye’nin bölgede Bolu Dağ Komando Tugayı var ve eğitimlerini Bolu Dağı’nın zorlu şartlarında yapıyor. İsrailli kadınların Jeep Safari turunun da bu bölgede gerçekleştirilmesi ‘İsrailli kadın askerlerin veya MOSSAD ajanlarının’ da bu bölgenin zorlu şartlarında eğitim yaptıkları tezini kuvvetlendiriyor.
Şüphe çeken olaylar
Konuyu Türkiye’nin gündemine taşıyan Saadet Partisi Bolu İl Başkanı Uzun, İsraillilerin bölgede katıldıkları turlar ile yine aynı bölgede artan kene vakaları arasında bir bağ olup olmadığının araştırılmasını istiyor. Bolu bölgesinde yakın zamana kadar sadece 6 ayaklı ve zararsız kenelerin bulunduğunu belirten Uzun, ancak İsrailli kadınların gelmesiyle birlikte bölgelerinde 8 ayaklı kenelere rastlandığını ve bu kenelerin neden olduğu ölümlerin başladığını kaydetti. Başka iddialara da yer veren Başkan Uzun, “Hatırlanacağı üzere Gerede ilçemizin Avşar Köyü’nde yaşayan Hatice Yılmaz hayatını kaybetmiştir.
Fakat kene ısırılması vakası Esentepe’de de olmuştur. Gerede ilçemizde bulunan keneler 6 ayaklı ve zehirsizdir. Fakat burada ısıran kene 8 ayaklı ve zehirlidir. Bu ısırılma olayı da iki aylık zaman diliminde cereyan etmiştir. Acaba ilimizde türü bulunmayan 8 ayaklı zehirli keneler havadan mı Gerede’ye gelmiştir. Sağlık Bakanlığı yetkililerine seslenmek istiyorum. Lütfen kene vakalarının olduğu hatları bir inceleyin. Bu hatlar bir yerde birleşiyor mu? Ve bu hatlarda daha önce değişik etkinlikler, geziler olmuş mudur?” dedi.
Dünya ne zaman ABD VE İSRAİL tarafından kana bulanacak olsa birileri Türkiye’de olaylar çıkarıyor.Askerlerimizin öldürülmesi ve kene ölümlerinin arkasında kim var dersiniz?Tokat’ta düzenlenen Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı panelinde, önlem alınmadığı takdirde hastalığın önümüzdeki yıl arabileceği ifade edildi.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Doğancı, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı vakalarının her yıl arttığına dikkat çekerek, ”Bu bir yerde kırılacak ama inşAllah kırılır. Yoksa gelecek yılki hasta sayımızın çok rahatlıkla binlerin üzerine çıkabileceğini söyleyebiliriz” dedi.
Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesinde, kamu kurum ve kuruluşlarda görev yapanlar ile sağlık personeline yönelik düzenlenen Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı konulu panelde konuşan Prof. Dr. Doğancı, hastalığın belirtileri, bulaşma yolları, korunma yolları hakkında bilgi verdi.
Hastalığın kaynağının Orta Doğu olduğunu belirten Doğancı, Orta Doğu’daki göçmen kuşların göç ettikleri bölgelere virüsleri taşıyarak, hastalığı yaydığını ifade etti.
Doğancı, şunları kaydetti:
”Her problemin kaynağı olan Orta Doğu, ne yazık ki bu problemlerin de kaynağı. Çünkü göçmen kuşlar yaz aylarında ılıman ve serin coğrafyalara doğru göç ediyor, kış aylarında ise geri dönüp Kongo bölgesindeki sulak alanlarda kışı geçiriyorlar. Dolayısıyla bu göçün kaynağı olan Orta Doğu bu problemin de kaynağı. Hastalık, hayvanlarda belirtisiz gizli bir enfeksiyon halinde devam ettiği için onlarda ölümle sonuçlanmıyor. Hayvanlarda hastalık oluşturmaması aslında bizim aleyhimize oluyor. Çünkü hayvanlar ölerek doğal zincirden çıkamıyorlar. Dişi erişkin kene en son kan emdikten sonra yumurtluyor. Yaklaşık 7 bin yumurta bırakıyor. Bu yumurtaların içerisine virüsü sokabiliyor. Dolayısıyla jenerasyonlar arasında geçişler oluyor.”
”VAKA SAYISI ARTABİLİR”
Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı vakalarının her yıl gittikçe arttığını ifade eden Doğancı, şöyle devam etti:
”İnsanın aslında doğa ile yaptığı teknik mücadele ve yaptığı kirlilik enfeksiyonun bu bölgelere gelmesine neden olan bir özellik. Çünkü kuşlar yazın Türkiye’ye geliyor ve keneler yazın hareketleniyor. Şu anda enfeksiyon zincirinin yarısındayız. Bundan sonra da vakaları görmeye devam edeceğiz. Vakaları her yıl artarak görüyoruz. Bu bir yerde kırılacak ama inşAllah kırılır. Yoksa gelecek yılki hasta sayımızın çok rahatlıkla binlerin üzerine çıkabileceğini söyleyebiliriz. Aslında virüsün kendisi öldürmüyor. Bu virüse karşı insanların oluşturduğu ve bizim ’sitokin fırtınası’ dediğimiz bir fırtına sonucunda insanlar ölebiliyor.”
Kene yönünden risk altında bulunan tarım çalışanları ve çiftçilerin yanı sıra veterinerler ve sağlık çalışanlarının hastalık tehdidiyle karşı karşıya olduğunu anlatan Doğancı, ”Çünkü insandan insana kan ve diğer vücut sıvılarıyla bulaşabilen bir enfeksiyon” dedi.
Tokat Sağlık İl Müdürlüğü Bulaşıcı Hastalıklar Şube Müdürü Dr. Fatih Şua Tapar ise hastalığın ilk tanısı konulduktan sonra kent genelinde yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Kene kaynağı İsrail mi?
Ağustos 8, 2006
Virüslü kenelerin ısırması sonucu Türkiye’de ölenlerin sayısı 37′yi buldu. Dünya Kene haritasında İsrail’in temiz çıkması ise kafaları karıştırdı. Haritaya göre İsrail’in komşusu Suriye ve Mısır ile Arabistan’ın tamamı hastalığın görüldüğü ve görülebileceği bölge içinde yer alıyor. Haritada Türkiye’nin de yer aldığı Balkanlar, Ortadoğu ve Afrika’yı içine alan kırmızı noktalı bölgeler hastalığın görüldüğü coğrafyayı gösterirken, Rusya, Orta Asya, Çin ve Hindistan’ı içine alan bölge sarı renk ile “risk altındaki ülkeler” kategorisinde yer aldı. Virüs taşıyan kenelerin İsrail’de görülmemesi çok garip değil mi?
’Kene zanlısı’ İsrailliler Bolu da dayanıklılık yarışında
Dayanıklılık ve beceri yarışı için İsrail’den gelen 50’şer kişilik gruplar, 16 Mayıs’tan beri Gerede gibi çeşitli bölgelerde kampta. Yarış, 14 Ağustos’ta bitecek.
Gerede’de kamp yapan İsrailli turistler, haklarındaki ’kene’ haberlerinden habersiz ’çöl kraliçesi’ seçilmek için yarışıyor. Bölgede güvenlik artırıldı
AA - ANKARA - Bolu’da gruplar halinde kamp yapan İsrailli kadın turistler, kendileriyle ilgili Türk basınına yansıyan, "Ölümcül keneleri onlar saldı" haberlerinden habersiz, yarışlarına devam ediyor. Güvenlik güçleri onları koruma, organizasyonu yapan turizm şirketi ise haklarında çıkan haberleri gizleme derdinde.
İsrail’den Geographical Tours ve Türkiye’den Pastoral Turizm Equinox Travel şirketlerince bu yıl sekizincisi düzenlenen, Uluslararası ’Queen Of The Desert’ organizasyonu etkinliklerine, İsrail’den 600 kadın başvurdu.
16 Mayıs’ta başlayan ve 14 Ağustos’a kadar sürecek etkinlikler kapsamında, İsrail’den 50’şer kişilik gruplar halinde Türkiye’ye gelen kadınlar, Gerede, Safranbolu, Amasra, Cide, Pınarbaşı ve Ilgaz rotasında arazi araçlarıyla turlara katılarak, kamp yapıyor. Pastoral Turizm Equinox Travel Şirketi’nin sahibi Ümit Işın, toplam 12 hafta ve 12 gruptan oluşan organizasyona sadece kadınların katıldığını vurguladı. Yarışmacıların, arazi araçlarını kullanma, takım çalışması, yön bulma gibi dallarda yarıştığını belirten Işın, her grubun en başarılı takımının, gelecek sene Uganda’da yapılacak ’Queen of the Desert’ organizasyonuna ücretsiz katılma hakkı kazandığını dile getirdi.
2000 yılında da gelmişler
Işın, ’Queen’ projesinin, İsrail’de bir firma tarafından çeşitli ülkelerde gerçekleştirildiğini, etkinliğin, 2000 yılında da Türkiye’de Doğu Toroslar’da yapıldığını ifade etti. Işın, yarışmanın devletin bilgisi dahilinde olduğunu dile getirerek, Bolu, Karabük ve Kastamonu valilikleri ile jandarma komutanlıklarının bilgileri ve gözetimi altında gerçekleştiğini vurguladı. Işın, İsrailli turistlerin, iddialardan haberi olmadığını ifade ederek, öğrenmemeleri için de büyük çaba sarf ettiklerini söyledi.
İsrailli turistlerin kampıyla ilgili olarak ’kadınların İsrailli askerler’ oldukları ve ’keneleri onların bıraktığı’na dair iddialar üzerine, Bolu Valiliği tarafından bölgede koruma önlemleri artırıldı. Yetkililer, kamp yapılan bölgede sivil polislerin sabaha kadar nöbet tuttuğunu belirtirken, jandarma yetkilileri de kamp güzergâhlarında çeşitli güvenlik tedbirleri aldı.